19 Şubat 2018 Pazartesi

Seyfullah Gül - Kültür Coğrafyası Açısından Bir İnceleme; Vezirköprü Yöresinde Yağmur Duası Geleneği


Seyfullah Gül - Kültür Coğrafyası Açısından Bir İnceleme; Vezirköprü Yöresinde Yağmur Duası Geleneği

Vezirköprü yöresinde, yağmur duası geleneği halen bazı değişmelerle birlikte günümüzde de yaşatılmaktadır (s. 502).

Araştırma sahası yüksek sahalara karşılık gelen dağlık alanlar, alçak kesimlere karşılık gelen havza tabanı düzlükleri ve bunların arasında basamaklı bir görünüm arz eden birden fazla aşınım düzlüğünden oluşmaktadır.
Geçim kaynağı tarım (arpa, buğday, pancar, ayçiçeği, tütün) ve hayvancılığa dayanan yöre, her toplum gibi, kuraklığı gidermek amacıyla kendi kültürü çevresinde birtakım inanış ve uygulamalar geliştirmiş…
Yörede "Kuraklık, gelinin ayağından, çobanın dayağından olur" diye bir deyim vardır.
Hayvancılıkla geçimini sağlayan halk hayvan sürülerini otlatması için sığırtmaç denilen çobanlar tutarlar. İnanışa göre eğer çoban hayvan otlatacağı ilk günü sabahı çomağını oluğa (suya) batırmazsa o yıl kurak geçer (s. 503).

…kurak geçen günlerin uzamasıyla köy ihtiyar heyeti tarafından yağmur duasına karar verilerek, Cuma namazında halka camiden duyurulur ve halkın cami önünde toplanması sağlanır. Burada dua ile ilgili olarak yapılacak işler, duanın yapılacağı tarih kararlaştırılır ve halktan para toplanır. Ayrıca komşu köylere de haber verilerek, duaya katılmaları sağlanır. Zira yağmur duasına katılan insan sayısının fazla olması hem duanın kabulü hem de köyün yöredeki saygınlığı açısından önem arz eder.

Araştırma sahasında farklı yağmur duası ritüelleri tespit edilmiştir.
Yeniçelik Köyünde
İlk üç gün köy imamı, halkı sabah namazına davet ederek onlara tövbe istiğfar ettirir. Namaz sonrası ise kabir ziyareti yapılarak burada dua okunur ve herkes evine dağılırdı. Üç gün aynı uygulama ile geçen duanın son günü ise bir süre devam eden uygulamada, köyde yaşayan fakir bir kadın başının üzerinde bir elekle;
"Yağ yağ yağmur,
Teknede hamur,
Bahçede çamur,
Ver Allah' ım ver!
Sellice yağmur." (s. 504)
diyerek bütün evleri dolaşır, evdekilerde onun başının önündeki eleğe su dökerek, yiyecek verirlerdi. Ancak kadının ölümü ile bu uygulama kalkmıştır.

…kurak geçen yıl yağmur yağması için dört tane kurbağa yakalanır. Bu kurbağalar bir kalbura (elek) konulur ve üzerleri kapatılır. Köy çobanının karısı bir ata ya da eşeğe bindirilerek başının üzerinde içinde kurbağa bulunan kalburla köy evlerini gezerdi. Köy halkı, kadına gönlünden kopan hediyeleri verirdi. Bu esnada köy çocukları kadının arkasında ” Yağmur yağ; Ambar dol” sözlerini tekrarlayarak dolaşırdı. Bu seremoni sonunda kurbağaların dereye salınmasıyla yağmur yağacağına inanılır.

Türk kültüründe önemli bir yeri olan at, yağmur duası ritüelinde de kullanılmaktadır. At kafasının bir kuyuya sarkıtılası ve bu süre zarfında yağmur yağacağı ve at kafasının kuyudan çıkarılması ile de yağmurun duracağına inanılır. Yine at kafaları tarlalara kazıklarla asılır böylece yağmur yağıp bereket geleceği, nazar değmeyeceği ne inanılır.
Yapılan literatür taramasında bu gibi ritüeller inanışların Kırşehir, Kırıkkale ve Uşak illerinin köylerinde de bulunduğu tespit edilmiştir.

Kıztaşı’nın Öyküsü ve Kıztaşı’nda Yağmur Duası Ritüeli
Örencikli üç kız kardeş Havza kaplıcalarında yıkanmaktadır. Kaplıcayı eşkıyalar basar. Üç kız kardeş tanrıya yalvararak: “Tanrım bizi ya taş et, ya da kuş!” derler.
Kardeşlerden birisi hemen oracıkta taş olur. Bu taş halen Havza kaplıcaları ‘Kız gözü’ adlı hamamda durmaktadır.
Günümüzde, gözlerinden akan bu yaşlar çocuğu olmayan kadınlara, hamamda düzenlenen özel bir ritüelle içirilir (s. 505).

Taşlardan birisinin Kâbe’de olduğuna inanılır.

Taşların üçüncüsü kuş olup köyü Örencik’e dönerken, burada -Kıztaşı mevkiinde- taşlaşıp kalmıştır. İşte bu nedenle Kıztaşı’ndaki yağmur yağdırma törenlerinde Örencikliler bu taşa sarılıp; “abılam! abılam!” diye ağlamaktaydılar.
…yağmur yağmayınca; akla ilk gelen Kıztaşı’na gidip, yağmur yağdırması için ona yakarmaktı.
Ritüel, sabahtan Örencikliler tarafından sağlanan kurbanların kesilmesi ile başlar. Öğleye doğru yemekler yenir, mevlit ve yağmur duası okunur. Kıztaşı’nın üzerine kapanarak gözyaşı döken yaşlı kadınlar, ondan yağmur yağdırmasını isterlerdi.
Ritüelin son bölümü ise Kıztaşı9mn urganlara sarılarak, yerinden az da olsa hareket ettirilmesidir.
Yörede yağmur duası ritüelinde farklılıklar olsa da; kurban kesilmesi, dua yapılması yemek ikramı ile ikram edilen yemeklerin çeşidi açısından benzerlikler vardır (s. 506).

Yörede yağışın yeterli olduğu yıllarda ise ekstrem iklim olaylarını önlemeye yönelik olarak afet duası denilen ayrı bir dua aynı kültürün devamıdır.
Altınkaya ve Vezirköprü barajlarından sulamada yararlanılmaya başlanılması ile yağmur duası geleneği sulama yapılan köylerde afet duası, bereket duası, bolluk aşı duası gibi isimlerle devam etmektedir (s. 508).

Yörede tahıl ziraatı içerisinde en fazla yeri buğday işgal etmektedir.
…özellikle nisan, mayıs yağışlarının yeterli olduğu yıllarda verimde önemli artışlar gözlenmektedir. Bu aylarda yağışların az düştüğü yıllarda verim düşüklüğü ve üretim azlığı olmaktadır (s. 510).

---
Gül, Seyfullah. (2015), “Kültür Coğrafyası Açısından Bir İnceleme; Vezirköprü Yöresinde Yağmur Duası Geleneği,” Geçmişten Günümüze Samsun / Canik ve Değerleri, Ed. Osman Köse, Canik Belediyesi Kültür Yayınları, Cilt: 1, (s. 501-511), Samsun

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder