19 Şubat 2018 Pazartesi

Samsun’da Sağlıkla, Hastalıkla İlgili Bazı Geleneksel Uygulamalar, Değerlendirmeler ve Deyişler


Alparslan Santur - Samsun’da Sağlıkla, Hastalıkla İlgili Bazı Geleneksel Uygulamalar, Değerlendirmeler ve Deyişler

Yörede Yetişen Bazı Bitkiler ve Tedavide Kullanımları
Basur Otu (Ranunculus ficaria L.): Haricen kabız ve yara iyi edici etkisi vardır.
Beyaz At Kuyruğu (Equisetum telmateia), Tarla At Kuyruğu (Equisetum arvense L.): Dahilen idrar söktürücü, taş ve kum düşürücü, haricen yaraların temizlenmesinde kullanılır.
Çoban Çantası (Capsella bursa-pastoris L.): İdrar sökücü olarak kullanılır.
Deligöz Dikeni (Centaurea iberica Trev. Ex Sprengel): Dahilen ateş düşürücü.
Demir Dikeni (Tribulus terrestris L.): Taş düşürücü, idrar söktürücü olarak kullanılır.
Deniz Pelini (Artemisia santonicum L.): iştah açıcı, kuvvet verici, kurt düşürücü olarak ve şeker hastalığına karşı kullanılır.
Ebegümeci (Malva neglecta): Yumuşatıcı etkisi olup, haricen çıban ve yaralarda kullanılır.
Efelik, Büyük Kuzukulağı (Rumex acetosella L.): İdrar artırıcı, safra söktürücü, ateş düşürücü etkisi olup, yaprakları lapa halde çıbanlara sarılır.
Engerek Otu (Echium vulgare l.):İdrar artırıcı, balgam söktürücü.
Eşek Dikeni (Onopordon tauricum): Karaciğer hastalıklarında kullanılır.
Gelincik (Papaver rhoeas L.): Yatıştırıcı, öksürük kesici, göğüs yumuşatıcı etkileri vardır.
Göl Soğanı (Leucojum aestivum L.): Haricen çıbanların olgunlaştırılmasında kullanılır.
Isırgan (Urtica dioica L.): Dahilen kan temizleyici, idrar artırıcı, romatizmada taze bitki ağrıyan yerlere sürülür.
Kaldırayak (Trachystemon orientalis L.): İdrar artırıcı, kan temizleyici, yumuşatıcı, ateş düşürücü.
Kanavcı Otu (Adonis annua L.): Kalp kuvvetlendirici ve idrar artırıcı olarak kullanılır.
Karamuk (Agrostemma githago L.): Kökleri kabız, tohumları idrar artırıcı, balgam söktürücü ve kurt düşürücü olarak kullanılır.
Kırlangıç Otu (Chelidonium majus L.): İdrar, safra artırıcı, müshil, yatıştırıcı eksisi vardır. Göz hastalıklarında da kullanılmakta olup, ayrıca sütü siğiller için de kullanılmaktadır.
Kırmızı Hevhulma (Lythrum salicaria L.): Yaprakları kabız, kanama, basur ve ekzema için kullanılır.
Kinzi, Kişniş (Coriandrum sativum L.): İştah açıcı, gaz söktürücü.
Kuzu Kıran (Kantaron) (Hypericum perforatum L.): Dahilen kabız, kurt düşürücü, haricen ise yanık yaralarında kullanılır (s. 152).

Küçük Isırgan Otu (Urtica pilulifera L.): Romatizmaya karşı, idrar artırıcı, müshil, adet söktürücü, kurt ve ateş düşürücü olarak kullanılmaktadır.
Madımak (Polygonum cognatum Meissn.): idrar artırıcı, şeker hastalığına karşı kullanılır.
Manisa Lalesi (Anemone coronaria L.): Çiçekli dalları balgam söktürücü ve idrar artırıcı olarak kullanılır.
Papatya (Bellis perennis L.): İdrar artırıcı, terletici, müshil, göğüs yumuşatıcı.
Pazı (Beta vulgaris L.): İdrar artırıcı.
Pelin (Artemisia scoparia Waldst. Et): Midevi, kuvvet verici, iştah açıcı, ateş düşürücü, idrar artırıcı olarak kullanılır.
Pıtrak (Xanthium spinosum L.), Büyük Pıtrak (Xanthium strumarium L.): Yapraklarının idrar artırıcı, terletici, yatıştırıcı etkileri vardır.
Pişik Tetiği (Cynoglossum montanum): Kabız, yumuşatıcı, yatıştırıcı.
Porsuk Otu (Taxus baccata L.): Yatıştırıcı, adet getirici, midevi ve gaz söktürücü etkileri olmakla birlikte çok zehirlidir.
Sarı Sütleğen (Euphorbia helioscopia L.): Dahilen müshil olarak, haricen siğil ve romatizma ağrılarında kullanılmaktadır.
Sarı Yoğurt Otu (Galium Verum L.): İdrar, safra artırıcı, kabız, yatıştırıcı olarak kullanılır.
Semizotu (Portulaca oleracea L.): İdrar söktürücü, kurt düşürücü, haricen basura karşı kullanılır.
Sirken (Chenepodium albüm L.): İdrar artırıcı ve müshil.
Su Teresi (Nasturtium officinale R. Br.): Kuvvet verici, idrar artırıcı, iştah açıcı etkisi vardır.
Şahtere (Fumaria officinalis L.): İdrar artırıcı, yatıştırıcı, tansiyon düşürücü etkileri vardır.
Tarla Fare Kulağı (Anagallis arvensis L.): Çiçekli dalları balgam söktürücü ve idrar artırıcı olarak kullanılır.
Tarla Sarmaşığı (Convolvulus arvensis L.): Sütü müshil, safra söktürücü, kurt düşürücü olarak kullanılmaktadır.
Yaban Yasemini (Solanum dulcamara L.), Köpek Üzümü (Solanum nigrum L.): Haricen veya dahilen yatıştırıcı ve ağrı kesici olarak kullanılır.
Yazı Pancarı (Rumex crispus L.): Taze yaprakları haricen çıbanlarda kullanılır.
Yer Fesleğeni (Parten) (Mercurialis annua L.): Çiçekli dalları müshil ve idrar artırıcı olarak kullanılır (s. 153).

Yılan Yastığı (Arum conophalloides Kotschy. Arum maculatum L.): Kurutulmuş yumrular dahilen balgam söktürücü, müshil olarak; taze yaprakları ile yumrular ise haricen çıbanlara ve yaralara karşı kullanılır.
Yoğurt Otu (Galium aparine L.): İştah açıcı, idrar artırıcı olarak kullanılır.

Bazı Hastalıklarda Bitkisel, Hayvansal ve Madensel Ürünlerle Gerçekleştirilen Uygulamalar
Anne sütü yetersiz olduğunda: Balla pişirilmiş ayva göğüslere sarılır. Razyan yaprağı yenir.
Alt ıslatma: Çocuklara tereyağı ile karıştırılmış dövülmüş günlük yedirilir.
Arı sokması: Arının iğnesi çıkarılarak, buraya bıçak sürülür. Ayrıca çamur, yoğurt, sirke, sarımsak sürülür.
Bayılma: Bayılan kişiye soğan veya sarımsak koklatılır.
Besin zehirlenmesi: Bakır kaptan dolayı zehirlenmelerde sirke, yoğurt, toprak veya tereyağından biri yanmış olarak verilir.
Böbrek taşı: Bayır turpu süt ile pişirilerek üç, dört defa yedirilir.
Çocuğu olmayanlar: Menekşe sapları kaynatılıp, kabukları soyulduktan sonra rahime konur. Yörede (Terme) bu işleme "Domuz Ağmağı" denilmektedir.
Diş Ağrısı: Turp suyu ile gargara yapılır.
Fıtık: Peygamber çiçeği kökü dövülüp bal ile karıştırılarak yenir.
Göz kanlanması: Yeni doğum yapmış kadının sütü göze damlatılır.
İdrar Zorluğu: Çınar yaprağı kaynatılır ve suyu içirilir.
İshal: Kızılcık çekirdeği mazı ile dövülüp bal ile karıştırılarak sabah akşam aç karnına yenir. Bir adet limonun suyu bir yumurta akı ile çırpılıp, içilir. Bu işlem üç kez tekrarlanır. Yıllanmış nar kabuğu kaynatılıp, suyu içilir. Nişasta su ile karıştırılıp içilir.
Kabızlık: Böğürtlen kökü kaynatılarak içilir. Sinameki ile nöbet şekeri dövülüp yenir.
Karın ağrısı: Hastaya takla attırılır.
Kesikler: Akan kanı durdurmak için yaraya şeker veya tütün basılır.
Kulak ağrısı: Yivdin kökü kaynatılıp, suyu kulağa damlatılır.
Nefes darlığı: Elma kabuğunun kaynatılan suyu içilir.
Romatizma: Şalgam ve turp rendelenerek sarılıp, iki gün bekletilir.
Safra: Pırasa kaynatılarak buğusuna oturulur.
Soğuklama: Yumurta sarısı ve şeker karışımı yenir. Kaynamış süt içilir./Gülhatmi çiçeği kaynatılarak suyu içilir.
Temre: Kükürt içine limon sıkılıp yaraya sürülür.
Yanık: Keçi yünü, tereyağı ve zeytinyağı ile karıştırılıp, tavuk teleği ile yaraya sürülür.
Yüzdeki lekeler için: Zambak suyu yüze sürülür.

Bazı Hastalıkların Tedavisi için Gidilen Su Kaynakları
Havza Kaplıcası: Suyun sıcaklığı 52 C olup, bikarbonatlı, sodyumlu, sülfatlı ve kalsiyumlu bir bileşeni vardır. Romatizma, kadın, sinir, eklem ve kireçlenme gibi hastalıklarda etkili olduğu belirtilmektedir (s. 154).


Lâdik Kaplıcası: Suyun sıcaklığı 38 C olup bikarbonatlı, kalsiyumlu, magnezyumlu ve kısmen radyoaktif bir bileşimi vardır. Romatizma, sinir, kas, eklem ve hastalıklarda kireçlenme gibi hastalıklarda etkili olduğu belirtilmektedir.
Lâdik Gölü: Çocuğu olmayan kadınlara burada sülük vurulur.

İrrasyonel Görünümlü Uygulamalar
…dinsel/büyüsel görünümlü uygulamalar
Bu tür uygulamaların etrafında, kendilerinde üstün güçler bulunduğuna inanılan ocaklılar, türbe ve yatırlar ile diğer kutsal sayılan yerler bulunmakta ve tedavide önemli bir rol üstlenmektedirler.
…bu tür uygulamalar çerçevesinde, sempatik büyüye bağlı olarak bir hastalığın benzer yollarla taklit edilerek tedavi edilmesine dayanan taklit (analoji) büyüsü ile "Parça bütüne aittir." ilkesine göre çalışan ve bütünden ayrılan parçaların, bütünü etkilemeye devam etmesi inancına dayanan temas büyüsü işlemleri gerçekleştirilmektedir.

Bazı Hastalıklarda Görülen Uygulamalar
Alt ıslatma: Çocuğun sol kolu deve kılı ile bağlanır.
Anne sütü yetersiz olduğunda: Bir evden bir kadın eline bir dilim ekmek alır ve akşamüstü otlamadan dönen sığırları yol üstünde karşılayarak içlerinden bir ineğin ağzına bu ekmeğin yarısını verir. Bu esnada ineğe karşı "Bizim sütümüz otlamaya gitti, sen otlamadan geliyorsun, çocuğumun sütünü ver." der ve arkasına bakmadan elindeki yarım dilim ekmekle eve gelir. Lohusaya "Al kızım sütünü getirdim." diyerek verir. Lohusa bu ekmeği yer. Sütün bol olması veya kesilmişse tekrar gelmesi için soğan, sarımsak kabukları ve çörek otu ile tütsü yapılır.
Arpacık: Ağza alınan deniz suyu "Parpısı budur." denerek yüze püskürtülür
Bademcik: Bir limonun içine üç tane fındık konup bir bezle boğaza sarılır.
Diş: Dişlerin güzel, çabuk, sağlam çıkması için dişler dama atılarak kuşlara ve genellikle kargalara seslenilip "Al sen kemik dişi, ver demir dişi.", "Karga al eski dişi, ver yeni dişi." denir (s. 155).
Dalak: Dalağı kesilecek adam, tuz dolu ellerini dalağının üzerine götürerek, ayakta durur. Başka bir adam, hastanın sol ayağı altına bir çukur kazar, ikisi arasında üç defa tekrarlanan şu konuşma olur: "Ne kesiyorsun?" "Dalak." Daha sonra hasta ellerindeki tuzu açılan çukura bırakarak oradan kaçar.
Göz ağrısı: Göze köpek sütü damlatılır.
İt Dirseği (Arpacık): Yere yatırılan hastanın gözünün üstüne bırakılan bir miktar ekmeğin bir köpek tarafından alınması sağlanır. Üç sabah, köpek yalağından alınan su yüz ve göze sürülür. İt dirseğinin çiş yapan köpeklere bakmaktan oluştuğuna ve böyle bir durumda it dirseği olmamak için, insanın kendi tükürüğünü gözüne sürmesi gerektiğine inanılır.
Kabakulak: Miras tavasının isi ile şiş olan yerin etrafı çizilir.
Kırk basması: Kırk basmasına karşı, kırk kazıktan toplanan kabuklar, yedi pınardan alınan suyun içine atılıp, yeni doğan çocuk gün doğmadan bu su ile yıkanır. Düğünden veya cenazeden gelen birisi çocuğun yanına girerse, çocuk kaldırılır (Terme).
Nazar: Nazar değmemesi için diş çocuğun boynuna asılır.
Romatizma: Ağrılı yere bakır levha sarılır. Domuz eti sarılır.
Sarılık: Akkoz (Muhtemelen saksağan) kanı içirilir. (Terme)/Nohut büyüklüğünde çivit ezilerek süzme yoğurda karıştırılıp hastaya yedirilir. (Çarşamba) Sabahları bir iki kaşık söğüt yaprağı suyu içilir. Üç sabah peş peşe sarmaşık suyu içilir. Baldırıkara, kızıl boya veya nane kaynatılarak suyu içilir. (Lâdik) Su dolu bir kaptaki canlı alabalığın gözüne baktırılır. Balık ölürse hastanın iyileşeceğine inanılır. Sarılığa karşı yeni doğan çocuğa altın takılır. Ayrıca üzeri sarı bir örtü ile örtülür (Terme). İçine altın bir obje atılan su ile çocuk yıkanır (Havza).
Verem: Çocuğun yedilik dişi inci ile dövülüp süte karıştırılarak hastaya içirilir.

Kutsal Sayılan Mekânlarda Gerçekleştirilen Uygulamalar
Arap Tekke: Havza İlçesi, Karga Köyü merkezinde olup, tekke yakınından alınan toprak, su ile karıştırılarak hastalara şifa amacıyla içirilir.
Boğren: Vezirköprü İlçesi'ne bağlı Boğren köyünde, "Boğren" denilen ve bir suyun çıktığı, ulu bir ağacın altında bir yatırın bulunduğu kutsal sayılan yere hastalar, "Bunun hastalığı boğrenmiş." Denilerek götürülüp, suya atılır ve giydirilip, oradan biraz toprak alınıp bir beze sarılarak hastaya verilir (s. 156).

Çomaklı Türbesi: Siğili olanlar, Lâdik ilçesi, Köseoğlu köyünde bulunan türbenin yakınındaki ağaçtan bir dal kırıp, koparmadan bırakırlar. Dalın kopması ile, siğillerin de geçeceğine inanılır.
Samail: Terme ile Çarşamba arasında bulunan "Samail" adlı evliyaya ait olduğu söylenen mezara daha çok akıl hastaları olmak üzere, çeşitli hastalar getirilir ve mezarda bulunan gül ağacına bez bağlattırılır.

Tenis Pınarı: Havza ilçesi, Karga köyünde olup, suyu şifa niyetine içilmektedir.

Ocaklı Uygulamaları
Dermo (Sedef) Ocağı: Havza ilçesi, Karga köyünde ocaklı bir bıçağı kor halindeki ateşe sokar. Diğer yandan bir bezi köze bastırarak, yaralara sürer. Bıçak ateşte iken, yaranın kuruyup, iyileşeceğine inanılır.
Kulunç ve Kulak Suyu Ocağı: Havza İlçesi, Karga Köyü'nde el verip, vermediği belli olmayan ocaklının akrabaları tarafından kulunç hastalarına "El benim elim değil Manik'in eli." diyerek tedavi uygulaması yapılmaktadır. Aynı şekilde kulak akıntısı olan çocuklara yönelik olarak köy pınarından alınan suyun arkaya bakılmadan ve kimseyle konuşulmadan getirilip, besmele çekilerek kulağa üç damla dökülmesi ile hastalığın iyileşeceğine inanılmaktadır.
Sarılık Ocağı: Havza İlçesi, Karga Köyü'nde günümüzde hayatta olmayan ocaklının uygulamasına göre, sarılık olan çocukların, ocaklının evi önünde bulunan bir taşa yatırılarak ılık suyla yıkanmakta olduğu ve daha sonra orada yemek yendiği, ardından çocuğun koynuna ekmek konarak gönderildiği anlaşılmaktadır.
Siğil Ocağı: Havza İlçesi, Karga Köyü'nde bulunan ocaklıya her ayın ilk Çarşamba günü gidilmektedir. Siğil üzerine sarımsak ve tuz bastırılarak, üç ihlâs bir Fatiha suresi okunur. Daha sonra sarımsak kimsenin bilmediği bir yere gömülür.

Deyişler
Akarca: Daima akan çıban
Alazlama: El, ayak ve yüzün kızarıp şişmesiyle meydana gelen hastalık, yılancık Alazma: Yüzde ve vücutta çıkan çıbanlar, kızartılar
Algömlek: Kızıl hastalığı
Aruk: Zayıf, cılız, sıska
Avkallamak: Ovmak
Aydaş: Zayıf cılız
Aytak, puytak: Kambur, eğri, büğrü
Baş vermek: Çıbanın olgunlaşması
Bayım, bayım bayılmak: Sık sık bayılmak
Baymak: Yiyeceğin baygınlık vermesi, mideyi hafifçe bulandırması, midede ezinti yapması
Beklik: Kabızlık, peklik
Bıcırgan: Ter, pislik ve çamur gibi nedenlerle olan sulu yara
Bıçak bıçak olmak:_Bir yeri sancımak
Bıkın: Omurga, bel
Bılkımak: Yarası iltihaplanmak
Bişik: Pişik
Bodurmahmut: İlaç olarak kullanılan, güve için tütsü yapılan bir çeşit ot
Büdük: Çelimsiz ve zayıf çocuk
Cıbar: Çiçek hastalığı
Cıbır: Cılız, zayi
Çakma: Deri hastalığı, yara, çıban
Çenet: Kalça
Çıkık Vücutta meydana gelen kabarcıklar
Çiğin: Omuz
Çiti kemiği: Kaburga kemiği
Çon: Kalça
Çorlu: Hastalıklı, dertli, illetli
Çot: El ya da ayağı sakat olan kimse, kötürüm, çolak
Davun: Veba
Dıngır: Kel, saçı dökülmüş
Dırgık Özürlü, sakat kimse
Dilaltu Mikrop kapıldığı için dil altında çıkan ve kurbağa gibi ses çıkartan kabarcık
Dirimlik: Hayat, sağlık
Duma (Dumağ, Dumağı Dumağu): Nezle, grip, bronşit
Dumu: Öksürük, boğmaca
Dutarağı dutmak: Sarası tutmak
Dutarak (Dutarga): Sara, epilepsi
Gıldırma: Emziklilerde göğsün şişmesi (Nazardan olduğuna inanılır)
Gicişmek: Kaşınmak
Goguca: Boğmaca öksürüğü
Göğermek: Vücudun herhangi bir yeri soğuk nedeniyle morarmak, kızarmak
Göğ Öze: Boğmaca öksürüğü
Gömgök olma: Vurma ya da çarpma sonucu vücudun herhangi bir yerinde meydana gelen morarma, çürüme
Hastauş: Hastalıklı
Hava çarpmak: Güneşte çok kalarak hastalanmak
Hımhınv Sakat burunlu kimse
Hıramık, (Hıramuk): Zayıf hastalıklı, büyüyememiş, gelişememiş
Hırtık: Ansızın gelen şiddetli sancı
İnez: Hastalıktan yeni çıkmış kişi
İrtmek: İki diş arasında fazla uzamış olan et parçası
Kanlı Balgam: Dizanteri
Karamuk: Vücutta siyah kabarcıklar döktüren bir hastalık (Not: Suçiçeği olabilir)
Kasalamak: Sargı ile başı sarmak
Kaydur: Topal
Kıvışmak: Soğuktan donmak
Kıygala, kıygala: Aksaya aksaya, topallaya topallaya
Kızık: Uyuz
Kökeç: El ve ayak parmakları olmayan kimse
Kör çıban: Başı olmayan çıban
Kötü yara: Frengi
Küpleme: Karında su birikmesi nedeniyle olan ve şişmeyle beliren hastalık
Küt: Kötürüm, sakat
Maçça: Dert, hastalık
Mırık: Zayıf cılız, hastalıklı
Miriz: Yaradan akan irin
Ötürgeç (Ötürük): İshal
Ötürüklü: İshalli
Palaz: Ağır hasta
Pambucak (Pamucak): Pamukçuk, moniliasis
Pültür: Çiçek bozuğu
Sübyan: Ateş, nöbet
Şerbetleme: Frengi
Şilek: Gözü bozuk, Çapak
Tatarcık: Şiddetli karın ağrısı
Temre (Temreğü): Derinin mantar hastalığı
Tırlamak: ishal olmak
Törlek: İshal
Üfürükçü: Hastayı okuyup üfleyerek iyileştireceğine inanılan, bu işi sürekli ve çıkar sağlayarak yapan kişi
Üzülmek: Hastalığı yinelemek
Üzüt: Sıska, renksiz, hastalıklı
Yanıkara: Akciğer zarı yangısı, zatülcemp, plörezi
Yargıllamak: Bir yana aksamak
Yayadalak: Ayakları dışa basan
Yel: Ağrı, sızı, romatizma
Yelmeşük otu: Sancı, ağrı gidermede ve tahtakurularına karşı kullanılan ot Yelpümek: Hastalanmak
Yenirce: Şirpençe, karbonkül
Yılancık: Erizipel, yüzde şişme biçiminde görülen bir hastalık

---
Santur, Alparslan. (2011), Samsun’da Sağlıkla, Hastalıkla İlgili Bazı Geleneksel Uygulamalar, Değerlendirmeler ve Deyişler, Samsun Sempozyumu 13-16 Ekim Samsun, Bildiriler Kitabı, Cilt: 2, s. 151-159, Samsun 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder