Radyonun Kısa Tarihçesi
Kaynak: Toplum ve İletişim, Ed. Nazlı
Bayram, Açıköğretim Fakültesi Yayını No: 1454, Anadolu Üniversitesi, Eskişehir
2012
…
Heinrich Rudolf Hertz, 1888 yılında radyo
dalgalarını keşfeder.
Guglielmo Marconi, kontrollü olarak radyo sinyalini
göndermeyi başaran ilk bilim adamıdır.
Marconi, 1901 yılında Atlas Okyanusu
üzerinden radyo sinyalleri gönderir.
Westinghouse şirketi, Amerika’daki ilk
radyo programı yayınlarını başlatarak, radyo alıcılarını pazara sürmeyi
gerçekleştiren ilk firma olmayı başarır.
1923 yılına gelindiğinde Amerika’da yayın
yapan radyo istasyonlarının sayısı 600’ü bulur.
Radyo yayıncılığının yapılanmasında 3 farklı
model ortaya çıkmıştır.
• Bunlardan ilki yayınların bütünüyle
devletlere bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından yapıldığı tam devletçi
modeldir.
• İkincisinde ise radyo yayınları devlet ve
özel sermaye ortaklığında gelişir ya da devlete bağlı bir özerk kurum tarafından
yayınlar yapılır.
• Üçüncü modelde ise radyo yayınları
bütünüyle ticari sermayeye bırakılır ve devlet bu modelde sadece düzenleyici ya
da denetleyici bir görev üstlenir.
Türkiye’deki
İlk Radyo Yayınları
1927 yılında Türkiye Telefon Telsiz Anonim Şirketi
(TTTAŞ) tarafından yapılan denemeler Türkiye’de gerçekleştirilen ilk radyo
iletişimi olarak kabul edilir.
1936 yılında ise radyo yayını yapma izni
bir devlet kurumu olan Posta Telgraf Telefon İşletmesine (PTT) devredilir.
1940 yılında ise Türkiye’deki radyo
yayınları izni T.C. Başbakanlığına bağlı olan Matbuat Umum Müdürlüğüne
devredilir.
Bu dönem 1946 yılında Basın-Yayın ve Turizm
Genel Müdürlüğünce yapılmaya başlamasına dek sürer.
KİTLE
İLETİŞİM ARACI OLARAK RADYO
Kitle iletişimi demek, aynı iletinin kitle
olarak kabul edilebilecek sayıdaki alıcıya, yine bu amaç için geliştirilmiş
araçlar vasıtasıyla iletilmesi sürecidir.
Kitle iletişim araçlarını, iletişim araçlarından
ayıran temel farklılık ise, kitle iletişim araçlarının aynı iletiyi çoğaltarak
alıcılara iletebilme becerilerinde yatar.
İnsanlar gazetelerde okudukları demeçleri
radyoda bizzat demecin sahibinin sesinden canlı olarak duyabilmekte ve
böylelikle radyo iletilerini daha güvenilir iletiler olarak algılayabilmektedir.
Bu nedenle radyo kendisinden önce var olan kitle iletişim araçlarının sunmadığı
kadar güçlü bir ikna gücü yeteneğini de içinde barındırmaktadır.
Radyo
Çağı
Radyo çağı, 1920’li yılların başından, televizyon
yayınlarının yaygınlaştığı 1960’lı yılların başına kadar olan dönemi ifade
etmektedir.
…günümüz televizyon yayıncılığının en
önemli zaman dilimi olan prime time kavramının temelleri radyo çağında
yatmaktadır.
Radyo çağında en çok rastlanan program
türleri; haber, radyo oyunları ve müzik programlarıdır. Haber verme, radyonun
en önemli işlevlerinden biridir.
BİR
PROPAGANDA ARACI OLARAK RADYO
Radyo, bir propaganda aracı olarak dikkat
çekici bir şekilde, ilk kez II. Dünya Savaşı’nda, Naziler tarafından kullanılmıştır.
1939 yılında 9,5 milyon kayıtlı radyo alıcısına
ulaşan Almanlar, o tarihte Avrupa’nın en fazla radyo dinleyicisine sahiptir.
Berlin’de kurulan kısa dalga Radyo Merkezinden
53 farklı dilde yayın yapmaya başlayan Almanlar, savaş süresince işgal
ettikleri yerlerde ilk olarak radyo vericilerini çalışır duruma getirirler.
Böylelikle düşman şehirlerini sadece askeri olarak değil, ideolojik olarak da
ele geçirirler.
Radyonun
Yasal Yönü
Bu düzenlemeler iki temel üzerine oturur. Bunlardan
ilki radyo yayınlarının dinleyicilere net ve sorunsuz bir şekilde iletilmesini
düzenleyen teknik düzenlemelerdir.
Radyo yayınları sadece teknik olarak değil,
yapılan yayınların içeriği konusunda da belirli düzenlemeler ile
denetlenmektedir.
Birçok ülke radyo ve televizyon
sahiplerinin bu etkinlik dışında ticari bir etkinliğe girmesini ya da siyasi bir
partiyle ilişkisini yasalarla engellemiştir.
Radyonun
Toplumsal Yönü
Radyo dinleyicisi televizyon izleyicisine
göre daha özgürdür.
…radyo dinlerken başka fiziksel ya da düşünsel
işleri yapmak mümkünken, televizyon, izleyicisine bu olanağı tanımaz.
Marshall McLuhan bu nedenle radyoyu sıcak
bir kitle iletişim aracı olarak görmüştür. McLuhan, kitle iletişim araçlarını sıcak
ve soğuk iletişim araçları olarak iki farklı kategoride ele almaktadır. Sıcak
iletişim araçları, alıcının bir duyusuna yüksek düzeyde seslenir ve alıcının
tek duyusunun önemli bir işlev yüklediği iletişim süreci gerçekleşir. Soğuk
iletişim araçları ise, alıcı ile kurduğu iletişim sürecinde, birden fazla
duyuya hitap eder ve izleyicinin iletişim sürecine yüksek düzeyde katılımını
gerektirir. Bu nedenle, sadece işitme duyusuna hitap eden radyo ve yalnızca
görme duyusuna seslenen fotoğraf, sıcak iletişim araçları olarak adlandırılırken;
hem göze, hem de kulağa hitap eden televizyon, soğuk bir iletişim aracı olarak
kabul edilmektedir.
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder