1923-1970 yılları arasında Kars'ta eğitim
Keser, Müge (2013), Yüksek Lisans Tezi,
Kafkas Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kars
1877–1878 Osmanlı-Rus harbinin sonunda 40
yıl gibi bir süre Rus egemenliği altında kalan Kars vilayeti, Rusların izlediği
siyaset sonucunda eğitim ve kültürden yoksun bırakılmıştı.
Cumhuriyet sonrasında, halkın okuma ve
yazma oranını artırmak, kültürel bir kalkınma sağlamak düşüncesiyle ülkenin
birçok yerinde halkevleri kuruldu. Kars’ta ve ilçelerinde de kurulan halkevleri
yoğun bir ilgiyle karşılandı (s. 1).
Karabekir Paşa, savaş ve Ermeni terörü
sonucu yetim ve öksüz kalan binlerce çocukla yakından ilgilendiği gibi bunlara
çeşitli eğitim kurumları da tesis etmişti.
Kars vilayetinde kurulan halkevleri ve
halkodaları ile Cılavuz Köy Enstitüsünün eğitime katkısı çok büyük olmuştu.
Cumhuriyet
Dönemi Öncesi Kars’ta Eğitim
Balkanlarda Slav kökenli milletleri
“Panslavizm” hareketiyle Türklere karşı kullanan Rusya, Kafkasya’da Gürcü ve
Ermenileri de Hıristiyanlık duygularına seslenerek yanına çekmeyi başarmıştı.
Ruslar ilk olarak 2 Temmuz 1828’de savaş
ilan etti Kars’ı ele geçirdi.
İkinci defa 1853 yılında Kars Rusların
eline geçti. 30 Mart 1856’da imzalanan Paris
Antlaşması gereği Kars’ı boşaltmıştı. Kars halkının Ruslara karşı verdiği
mücadele Osmanlı Hükümeti tarafından takdirle karşılandığı için şehre “Gazi” unvanı
verilmiş, Kars ahalisi de üç yıl boyunca vergi ve askerlikten muaf tutulmuştu
(s. 1).
93 Harbi adını alan Osmanlı-Rus Harbi
Balkanlar ve Kafkas cepheleri olmak üzere iki cephede cereyan etti.
13 Temmuz 1878 tarihli Berlin Muahedesinin
58. maddesine göre: Batum-Ardahan/Oltu sancaklarıyla birlikte, Kars harp
tazminatı yerine Rusya’ya bırakıldı.
Ruslar; düz köylerde, verimli yerlerde,
şehirlerde ve kasabalardaki Türkleri göç etmeye zorlamış, yerlerine ise
Khakhol, Dukhobor, Malakan gibi Rus kolonisi köylüleri ve Anadolu ile
Kafkasya’dan çok sayıda Rum, Ermeni, Yezidî, Asuri gibi gayrimüslim ahaliyi
getirerek Kars topraklarına yerleştirmişlerdi (s. 4-5).
Rusların asıl hedefi Kars’ı askeri bir üs
haline getirmek buradan İskenderun Körfezine inmekti. Bu maksatla Müslüman
halkı göçe zorlamışlar, toprak mülkiyetini kaldırmışlardı.
Rus yönetiminde kaldığı ilk üç yılda 82.000
Türk, topraklarını terk ederek Osmanlı Devletine sığınmıştı.
Cumhuriyet’in
İlk Yıllarında Kars’ta Eğitim
1914 yılında başlayan Birinci Dünya Savaşı
ile 3.Ordunun Sarıkamış’a yönelik harekâtı da başarısızlıkla sonuçlanınca, doğu
vilayetleri 1915–16 yıllarında Rus istilasına uğradı.
3 Mart 1918’de imzalanan Brest-Litovsk Antlaşmasına
göre Rusya, doğu vilayetlerini Türkiye’ye iade edecek; Kars, Ardahan ve Batum’u
da tahliye ederek buralarda yeniden kurulacak idari teşkilatlara karışmayacaktı.
1917 Nisanında Kars’ta “Gizli İslam
Komitesi” kurulmuş
Mondros’ta Bolşevikler Brest-Litovsk
Antlaşmasını tanımadıklarını açıklamış, İtilaf Devletleri de bu antlaşmanın
hükümsüz olduğunu kabul etmişlerdi. Mütarekenin imzalanması ile de Kars,
Ardahan ve Batum’un derhal boşaltılmasını istemişlerdi. 9’uncu Ordu Komutanı
Yakup Şevki Paşa söz konusu kentlerin boşaltılmasını geciktirince, İngilizler
24 Aralık 1918’de Batum’a asker çıkardı ve Batum’da Osmanlı yönetimi sona erdi.
Osmanlı ordusu da 1877/1878 sınırının gerisine çekilince, Kars ve Ardahan
yöresinde milli teşekküller oluşturuldu. 05 Kasım 1918’de Kars İslam Şûrası, 30
Kasım 1918’de Kars İslam Şûrası Büyük Kongresi toplandı. Milli Şûra Hükümeti 17
Ocak 1919’da “Cenub-i Garbi Kafkas Hükümet-i Muvakkata-i Milliyesi’nin”
kurulmasına karar verdi ve 18 Ocak 1918’de Cenub-i Garbi Kafkas Hükümeti
kuruldu. 18 maddelik bir anayasa kabul edilirken, Hükümet Başkanlığına Cihangiroğlu
İbrahim Bey getirilmişti. Kurulan bu hükümetin resmi yayın organı Batum’da
çıkan Sada’yı Millet Gazetesi idi. Trabzon’da çıkmakta olan İstiklal ve Erzurum’da
yayınlanan Albayrak gazeteleri de hükümeti destekliyordu. Ermeni ve Gürcülere
karşı mücadele eden bu hükümet 12 Nisan 1919 tarihinde İngilizler tarafından
yıkıldı (s. 7-8).
Büyük Millet Meclisinin kurulmasından iki
ay sonra; Erzurum’da Kazım Karabekir Paşa komutasındaki XV. Kolordu (Rus işgali
altındaki yerleşimleri ele geçirdi).
Bolşevikler, Doğu politikalarını açıklamak
ve Doğu halklarının temsilcilerini bir araya getirmek maksadıyla, Bakû’de 1–8
Eylül 1920 tarihinde Birinci Doğu Halkları Kurultayını düzenledi. Kurultaya
Türkiye’den 235 delege katılmış, Türk milli hareketine, emperyalist devletlere
karşı verilen mücadelede Sovyet Rusya ile iyi ilişkiler oluşması ve gelişmesi
yönünde faaliyet göstermişlerdi (s. 7-8).
Kazım Karabekir / Erzurum ve Sarıkamış’ta
kurduğu okullarda, Ermeni zulmü sonucu yetim kalmış 6000 çocuğu okutmuş ve
bunların mühim bir kısmını sanatkâr olarak yetiştirmişti (s. 10).
Sanayi
Mektebi: 24 Mayıs 1919’da başlayan
Sanayi Mektebi Erzurum’da kurulmuş, ilk olarak Erzurum ve Bayburt’tan gelen
kimsesiz çocukların ayrıldığı meslek sınıfına göre terzi, kunduracı, saraç ve
marangoz eğitimine başlamıştı. Sanayi Mektebi; Eylül 1920’de “Evliye-i
Selâse”yi almak için harekâta başlayan Kolordu Karargâhı Erzurum’dan ayrıldığından
dolayı, Karabekir Paşa’nın açtığı diğer okul (Leylî Eytam İbtidâî Mektebi) ile
birlikte Erzurum’dan taşınmak zorunda kalmıştı. Bahse konu iki okul Aralık
1920’de önce Kars’a, daha sonra Sarıkamış’a nakledilmiş ve bir buçuk yıl
öğretime Sarıkamış’ta devam etmişti. Daha sonra Kolorduya bağlı 9.Fırka karargâhı
22 Nisan 1922’de Erzurum’a nakledilince Sanayi Mektebi de tekrar Erzurum’a
taşınmıştı (s. 11-12).
Leylî
Eytam İbtidâî Mektebi: Zeki ve kabiliyetli çocuklardan oluşan bu okulun başta gelen
amacı, öğrencileri ileride subay olmak üzere yetiştirmekti.
Leylî Eytam İbtidâî Mektebi, daha sonra
askeri idadiye çevrilerek tarihe karışmıştır.
…
Milli Eğitim Şûrası ilk kez 1939
yılında toplanmıştı.
17 Nisan 1940 tarihinde kurulan köy enstitüleri
de 1940’lı yıllarda yapılan en önemli eğitim hareketiydi.
Cılavuz Köy Enstitüsü 1940’ta açıldı.
Demokrat Partinin iktidara gelmesiyle
Türkiye’de eğitim ve öğretim alanında da yeni bir dönem başlamıştı.
1953 yılında toplanan V. Milli Eğitim
Şurası da, Demokrat Parti iktidarının ilk şurasıydı.
Şura sonrasında CHP dönemindeki eğitim
atılımları sona ermişti.
İsmet Paşa İlkokulu, 1886–1888 yıllarında
askeri amaçla Rus yönetimi tarafından inşa edilmişti. 69 30 Ekim 1920 tarihinde
Kars’ın kurtuluşu üzerine; dil, din, ırk gözetmeden yetim çocukları toplayan
Kazım Karabekir Paşa, burayı “Köy-yatı Mektebi” olarak yaptırmış,
Fevzi Paşa İlkokulu: 1877 Rus Harbine kadar
Civelekoğlu Mustafa Ağa’ya ait olan okulun arsası, Rus işgalinde “Peçinov”
isimli bir Ermeni tarafından ev olarak inşa edilmişti. 1919 yılında
bitişiğindeki Cihangiroğlu İbrahim Bey’in evi ile birlikte askeri ecza deposu
olarak kullanılmıştı. 1922’de Ana Mektebi olan bina, 1926 yılında “Merkez
Mektebi” adı altında öğretime açılmış, 1930 senesinde “Fevzi Paşa İlkmektebi”
adını almıştı.
Kars
Halkevi
Kısa zamanda toplumsal ve kültürel kalkınma
sağlanarak, Türk toplumunun çağdaşlaşmasına yönelik katkıların artırılması
amacıyla halkevleri, köy enstitüleri ve Türk Ocakları kurulmaya başlandı.
Bu nedenle 1933’te Kars’ta halkevi açıldı.
Cumhuriyet rejiminin ulusallaşma süreci içerisinde
dil, tarih ve edebiyat ortak olarak ele alınıyor ve konular beraberce işlenerek
ulusal bütünlük yaratmak amaçlanıyordu.
Dergi ve benzeri yayınlarla Türk dilinin
gelişmesine çalışılırken, halkın genel bilgisinin artırılması yönünde çaba sarf
ediliyordu.
Halkevleri, Cumhuriyetin, Cumhuriyet
ideolojisinin ve özellikle 1930’lu yılların ekonomik ve toplumsal koşullarının
bir ürünüydü. 19 Şubat 1932 günü başta Ankara olmak üzere 14 il merkezinde Halkevlerinin
açılış töreni yapıldı. Bu sayı yıllar geçtikçe yurdun her köşesine yayılarak
sayıları 455’i bulmuştu.
Cumhuriyet Halk Partisinin yönettiği ve
CHP’nin birer kültür organı olarak çalışan halkevleri vergiden muaf tutulmuş,
halkevlerine devlet bütçesinden de önemli sayılabilecek yardım yapılmıştı.
Atatürk’ün vefatından sonra vasiyeti gereğince menkul mallarının bir kısmı
halkevlerine verilmişti.
Kars vilayetinde de 1933 yılında Milli
Emniyet Müfettişi Eyüp Saygın’ın başkanlığında Kars Halkevi açılmıştı (s. 46).
Halkevi yönetimi, 1933 tarihinde “Doğuş”
adı verilen bir dergi çıkarmaya başladı. 1947 yılına kadar çıkartılan dergi,
imkânsızlıklardan dolayı yayın hayatına iki yıl ara verdi ve 1949 yılında
tekrar yayınlanmaya başladı (s. 49).
Halkevlerinin kapatılmasıyla ilgili 11
Ağustos 1951 tarihli ve 5830 sayılı kanunun çıkmasıyla birlikte Doğuş Dergisi
de yayından kaldırılmıştı.
Kars Halkevi’nin dikkati çeken en önemli
çalışmalarından birisi de Türkçe okuma yazma kursu açması olmuştu.
Çok partili hayata geçince Halkevlerine
olan maddi yardımlarda önemli oranda kesilmişti. CHP’nin bir organı gibi
görülen halkevlerinden maddi yardımlar kesilince Halkevlerinin faaliyetleri
zayıflamıştı.
Kars
Cılavuz Köy Enstitüsü
Kültür Bakanlığı yetkilileri (…) köylerde
açacakları eğitmen kursları için askerliğini çavuş veya onbaşı olarak yapmış,
ilkokul mezunu öğrenciler aramaya başlamışlardı.
18 Nisan 1937’de Eğitmen Kursları açılma
kararı alındı. Bu kurslar Köy Enstitülerinin
temelini oluşturmaktaydı.
940 yılına gelindiğinde, nüfusun %78’i
okuryazar olmamakla birlikte köylerde bu oran %90’ı buluyordu. Bu kapsamda 17 Nisan 1940 tarihli ve 3803 sayılı Kanun’la
Köy Enstitüleri kuruldu. Kuruluşunda Maarif Vekili Hasan Ali Yücel ve
İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un büyük emeği bulunmaktaydı.
Köy enstitüleri, II. Dünya Savaşının sınıra
dayandığı, ülkede kuraklık ve kıtlığın olduğu bir dönemde kurulmuştu (s. 54).
Cılavuz Köy Enstitüsünün çalışma programı,
diğer enstitülerde olduğu gibi mevsime, haftaya ve güne göre planlanmıştı.
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder