1 Nisan 2019 Pazartesi

Müge Keser - 1923-1970 yılları arasında Kars'ta eğitim


1923-1970 yılları arasında Kars'ta eğitim

Keser, Müge (2013), Yüksek Lisans Tezi, Kafkas Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kars

1877–1878 Osmanlı-Rus harbinin sonunda 40 yıl gibi bir süre Rus egemenliği altında kalan Kars vilayeti, Rusların izlediği siyaset sonucunda eğitim ve kültürden yoksun bırakılmıştı.

Cumhuriyet sonrasında, halkın okuma ve yazma oranını artırmak, kültürel bir kalkınma sağlamak düşüncesiyle ülkenin birçok yerinde halkevleri kuruldu. Kars’ta ve ilçelerinde de kurulan halkevleri yoğun bir ilgiyle karşılandı (s. 1).

Karabekir Paşa, savaş ve Ermeni terörü sonucu yetim ve öksüz kalan binlerce çocukla yakından ilgilendiği gibi bunlara çeşitli eğitim kurumları da tesis etmişti.

Kars vilayetinde kurulan halkevleri ve halkodaları ile Cılavuz Köy Enstitüsünün eğitime katkısı çok büyük olmuştu.

Cumhuriyet Dönemi Öncesi Kars’ta Eğitim
Balkanlarda Slav kökenli milletleri “Panslavizm” hareketiyle Türklere karşı kullanan Rusya, Kafkasya’da Gürcü ve Ermenileri de Hıristiyanlık duygularına seslenerek yanına çekmeyi başarmıştı.

Ruslar ilk olarak 2 Temmuz 1828’de savaş ilan etti Kars’ı ele geçirdi.
İkinci defa 1853 yılında Kars Rusların eline geçti. 30 Mart 1856’da imzalanan Paris Antlaşması gereği Kars’ı boşaltmıştı. Kars halkının Ruslara karşı verdiği mücadele Osmanlı Hükümeti tarafından takdirle karşılandığı için şehre “Gazi” unvanı verilmiş, Kars ahalisi de üç yıl boyunca vergi ve askerlikten muaf tutulmuştu (s. 1).

93 Harbi adını alan Osmanlı-Rus Harbi Balkanlar ve Kafkas cepheleri olmak üzere iki cephede cereyan etti.
13 Temmuz 1878 tarihli Berlin Muahedesinin 58. maddesine göre: Batum-Ardahan/Oltu sancaklarıyla birlikte, Kars harp tazminatı yerine Rusya’ya bırakıldı.
Ruslar; düz köylerde, verimli yerlerde, şehirlerde ve kasabalardaki Türkleri göç etmeye zorlamış, yerlerine ise Khakhol, Dukhobor, Malakan gibi Rus kolonisi köylüleri ve Anadolu ile Kafkasya’dan çok sayıda Rum, Ermeni, Yezidî, Asuri gibi gayrimüslim ahaliyi getirerek Kars topraklarına yerleştirmişlerdi (s. 4-5).

Rusların asıl hedefi Kars’ı askeri bir üs haline getirmek buradan İskenderun Körfezine inmekti. Bu maksatla Müslüman halkı göçe zorlamışlar, toprak mülkiyetini kaldırmışlardı.

Rus yönetiminde kaldığı ilk üç yılda 82.000 Türk, topraklarını terk ederek Osmanlı Devletine sığınmıştı.

Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Kars’ta Eğitim
1914 yılında başlayan Birinci Dünya Savaşı ile 3.Ordunun Sarıkamış’a yönelik harekâtı da başarısızlıkla sonuçlanınca, doğu vilayetleri 1915–16 yıllarında Rus istilasına uğradı.
3 Mart 1918’de imzalanan Brest-Litovsk Antlaşmasına göre Rusya, doğu vilayetlerini Türkiye’ye iade edecek; Kars, Ardahan ve Batum’u da tahliye ederek buralarda yeniden kurulacak idari teşkilatlara karışmayacaktı.

1917 Nisanında Kars’ta “Gizli İslam Komitesi” kurulmuş

Mondros’ta Bolşevikler Brest-Litovsk Antlaşmasını tanımadıklarını açıklamış, İtilaf Devletleri de bu antlaşmanın hükümsüz olduğunu kabul etmişlerdi. Mütarekenin imzalanması ile de Kars, Ardahan ve Batum’un derhal boşaltılmasını istemişlerdi. 9’uncu Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşa söz konusu kentlerin boşaltılmasını geciktirince, İngilizler 24 Aralık 1918’de Batum’a asker çıkardı ve Batum’da Osmanlı yönetimi sona erdi. Osmanlı ordusu da 1877/1878 sınırının gerisine çekilince, Kars ve Ardahan yöresinde milli teşekküller oluşturuldu. 05 Kasım 1918’de Kars İslam Şûrası, 30 Kasım 1918’de Kars İslam Şûrası Büyük Kongresi toplandı. Milli Şûra Hükümeti 17 Ocak 1919’da “Cenub-i Garbi Kafkas Hükümet-i Muvakkata-i Milliyesi’nin” kurulmasına karar verdi ve 18 Ocak 1918’de Cenub-i Garbi Kafkas Hükümeti kuruldu. 18 maddelik bir anayasa kabul edilirken, Hükümet Başkanlığına Cihangiroğlu İbrahim Bey getirilmişti. Kurulan bu hükümetin resmi yayın organı Batum’da çıkan Sada’yı Millet Gazetesi idi. Trabzon’da çıkmakta olan İstiklal ve Erzurum’da yayınlanan Albayrak gazeteleri de hükümeti destekliyordu. Ermeni ve Gürcülere karşı mücadele eden bu hükümet 12 Nisan 1919 tarihinde İngilizler tarafından yıkıldı (s. 7-8).

Büyük Millet Meclisinin kurulmasından iki ay sonra; Erzurum’da Kazım Karabekir Paşa komutasındaki XV. Kolordu (Rus işgali altındaki yerleşimleri ele geçirdi).

Bolşevikler, Doğu politikalarını açıklamak ve Doğu halklarının temsilcilerini bir araya getirmek maksadıyla, Bakû’de 1–8 Eylül 1920 tarihinde Birinci Doğu Halkları Kurultayını düzenledi. Kurultaya Türkiye’den 235 delege katılmış, Türk milli hareketine, emperyalist devletlere karşı verilen mücadelede Sovyet Rusya ile iyi ilişkiler oluşması ve gelişmesi yönünde faaliyet göstermişlerdi (s. 7-8).

Kazım Karabekir / Erzurum ve Sarıkamış’ta kurduğu okullarda, Ermeni zulmü sonucu yetim kalmış 6000 çocuğu okutmuş ve bunların mühim bir kısmını sanatkâr olarak yetiştirmişti (s. 10).

Sanayi Mektebi: 24 Mayıs 1919’da başlayan Sanayi Mektebi Erzurum’da kurulmuş, ilk olarak Erzurum ve Bayburt’tan gelen kimsesiz çocukların ayrıldığı meslek sınıfına göre terzi, kunduracı, saraç ve marangoz eğitimine başlamıştı. Sanayi Mektebi; Eylül 1920’de “Evliye-i Selâse”yi almak için harekâta başlayan Kolordu Karargâhı Erzurum’dan ayrıldığından dolayı, Karabekir Paşa’nın açtığı diğer okul (Leylî Eytam İbtidâî Mektebi) ile birlikte Erzurum’dan taşınmak zorunda kalmıştı. Bahse konu iki okul Aralık 1920’de önce Kars’a, daha sonra Sarıkamış’a nakledilmiş ve bir buçuk yıl öğretime Sarıkamış’ta devam etmişti. Daha sonra Kolorduya bağlı 9.Fırka karargâhı 22 Nisan 1922’de Erzurum’a nakledilince Sanayi Mektebi de tekrar Erzurum’a taşınmıştı (s. 11-12).

Leylî Eytam İbtidâî Mektebi: Zeki ve kabiliyetli çocuklardan oluşan bu okulun başta gelen amacı, öğrencileri ileride subay olmak üzere yetiştirmekti.
Leylî Eytam İbtidâî Mektebi, daha sonra askeri idadiye çevrilerek tarihe karışmıştır.

Milli Eğitim Şûrası ilk kez 1939 yılında toplanmıştı.
17 Nisan 1940 tarihinde kurulan köy enstitüleri de 1940’lı yıllarda yapılan en önemli eğitim hareketiydi.

Cılavuz Köy Enstitüsü 1940’ta açıldı.

Demokrat Partinin iktidara gelmesiyle Türkiye’de eğitim ve öğretim alanında da yeni bir dönem başlamıştı.
1953 yılında toplanan V. Milli Eğitim Şurası da, Demokrat Parti iktidarının ilk şurasıydı.
Şura sonrasında CHP dönemindeki eğitim atılımları sona ermişti.

İsmet Paşa İlkokulu, 1886–1888 yıllarında askeri amaçla Rus yönetimi tarafından inşa edilmişti. 69 30 Ekim 1920 tarihinde Kars’ın kurtuluşu üzerine; dil, din, ırk gözetmeden yetim çocukları toplayan Kazım Karabekir Paşa, burayı “Köy-yatı Mektebi” olarak yaptırmış,

Fevzi Paşa İlkokulu: 1877 Rus Harbine kadar Civelekoğlu Mustafa Ağa’ya ait olan okulun arsası, Rus işgalinde “Peçinov” isimli bir Ermeni tarafından ev olarak inşa edilmişti. 1919 yılında bitişiğindeki Cihangiroğlu İbrahim Bey’in evi ile birlikte askeri ecza deposu olarak kullanılmıştı. 1922’de Ana Mektebi olan bina, 1926 yılında “Merkez Mektebi” adı altında öğretime açılmış, 1930 senesinde “Fevzi Paşa İlkmektebi” adını almıştı.

Kars Halkevi
Kısa zamanda toplumsal ve kültürel kalkınma sağlanarak, Türk toplumunun çağdaşlaşmasına yönelik katkıların artırılması amacıyla halkevleri, köy enstitüleri ve Türk Ocakları kurulmaya başlandı.
Bu nedenle 1933’te Kars’ta halkevi açıldı.

Cumhuriyet rejiminin ulusallaşma süreci içerisinde dil, tarih ve edebiyat ortak olarak ele alınıyor ve konular beraberce işlenerek ulusal bütünlük yaratmak amaçlanıyordu.
Dergi ve benzeri yayınlarla Türk dilinin gelişmesine çalışılırken, halkın genel bilgisinin artırılması yönünde çaba sarf ediliyordu.

Halkevleri, Cumhuriyetin, Cumhuriyet ideolojisinin ve özellikle 1930’lu yılların ekonomik ve toplumsal koşullarının bir ürünüydü. 19 Şubat 1932 günü başta Ankara olmak üzere 14 il merkezinde Halkevlerinin açılış töreni yapıldı. Bu sayı yıllar geçtikçe yurdun her köşesine yayılarak sayıları 455’i bulmuştu.

Cumhuriyet Halk Partisinin yönettiği ve CHP’nin birer kültür organı olarak çalışan halkevleri vergiden muaf tutulmuş, halkevlerine devlet bütçesinden de önemli sayılabilecek yardım yapılmıştı. Atatürk’ün vefatından sonra vasiyeti gereğince menkul mallarının bir kısmı halkevlerine verilmişti.

Kars vilayetinde de 1933 yılında Milli Emniyet Müfettişi Eyüp Saygın’ın başkanlığında Kars Halkevi açılmıştı (s. 46).

Halkevi yönetimi, 1933 tarihinde “Doğuş” adı verilen bir dergi çıkarmaya başladı. 1947 yılına kadar çıkartılan dergi, imkânsızlıklardan dolayı yayın hayatına iki yıl ara verdi ve 1949 yılında tekrar yayınlanmaya başladı (s. 49).

Halkevlerinin kapatılmasıyla ilgili 11 Ağustos 1951 tarihli ve 5830 sayılı kanunun çıkmasıyla birlikte Doğuş Dergisi de yayından kaldırılmıştı.

Kars Halkevi’nin dikkati çeken en önemli çalışmalarından birisi de Türkçe okuma yazma kursu açması olmuştu.

Çok partili hayata geçince Halkevlerine olan maddi yardımlarda önemli oranda kesilmişti. CHP’nin bir organı gibi görülen halkevlerinden maddi yardımlar kesilince Halkevlerinin faaliyetleri zayıflamıştı.

Kars Cılavuz Köy Enstitüsü
Kültür Bakanlığı yetkilileri (…) köylerde açacakları eğitmen kursları için askerliğini çavuş veya onbaşı olarak yapmış, ilkokul mezunu öğrenciler aramaya başlamışlardı.
18 Nisan 1937’de Eğitmen Kursları açılma kararı alındı. Bu kurslar Köy Enstitülerinin temelini oluşturmaktaydı.

940 yılına gelindiğinde, nüfusun %78’i okuryazar olmamakla birlikte köylerde bu oran %90’ı buluyordu. Bu kapsamda 17 Nisan 1940 tarihli ve 3803 sayılı Kanun’la Köy Enstitüleri kuruldu. Kuruluşunda Maarif Vekili Hasan Ali Yücel ve İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un büyük emeği bulunmaktaydı.
Köy enstitüleri, II. Dünya Savaşının sınıra dayandığı, ülkede kuraklık ve kıtlığın olduğu bir dönemde kurulmuştu (s. 54).

Cılavuz Köy Enstitüsünün çalışma programı, diğer enstitülerde olduğu gibi mevsime, haftaya ve güne göre planlanmıştı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder