Gençlerde Kitle İletişim Araçları Kullanımının Değerler Üzerindeki Etkisi (Samsun
Örneği)
Özgür Kıran, Doktora Tezi, Ondokuz Mayıs
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2016
Özet
Bireyler ve toplumlar üzerinde etkisini her
geçen gün artıran kitle iletişim araçları (özellikle televizyon, internet ve
dolayısıyla sosyal medya) toplumların değişim süreçlerini hızlandırırken, gerek
bireysel gerek toplumsal değerlerin değişimi üzerinde de oldukça etkili bir rol
oynamaktadır.
İletişim artık ağırlıklı olarak kitlesel
boyutta ele alındığı için iletişim teknolojileri de kitle iletişim araçları
haline gelmiştir. Kitle iletişimi doğal olarak kitle iletişim araçları
etrafında gerçekleşmektedir. Medya olarak da adlandırılan bu alan gerek
bireysel gerekse toplumsal yaşamımızdaki değişikliklerin en önemli
nedenlerindendir.
…kitle iletişimi; gazete, radyo, telefon ve
televizyona dayanmaktadır. Bunlar iletişimi kitlesel kılmaktadırlar.
Elektronik iletişim ise internetle ortaya
çıkmış, sosyal paylaşım siteleri ve sosyal medya ile çeşitlenmiştir.
…kitle iletişimi gibi elektronik iletişim de
kitleselliği ve küreselliği artırmaktadır (Bal, H. (2013). İletişim
sosyolojisi. Ankara: Sentez: 235-236). / s. 2
Tarihte ilk kez insan iletişiminin yazılı,
sözlü, görsel-işitsel biçimlerinin aynı sistem içinde bütünleştiği bir
hipertext ve meta-dil oluşmaktadır.
McLuhan’a göre toplumsal değişimin temel
belirleyicisi, kitle iletişim araçlarındaki teknolojik değişimdir. Bu iletişim
araçları (yani medya) aynı zamanda insanın sinir sisteminin bir uzantısı, başka
bir deyişle de, insan duyularının kamusal alana uzantısıdır (akt. Doğan, M.E.
(2012). Bilginin toplumsallaşması sürecinde teknolojinin kullanımı ve önemi.
Doktora tezi, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eskişehir: 36). /
s. 3
Gerçek anlamda, toplumu bir arada tutan;
değerler, normlar ve üyelerinin ortak deneyimleridir. Bu ortak değerler ne
kadar derin ve güçlü olursa toplum olma duygusu da o ölçüde güçlü olur (Fukuyama,
F. (2009). Büyük çözülme. İstanbul: Profil: 32).
Sanayileşme ile birlikte herhangi bir
maddeye aşırı tapınma olarak nitelendirilen parasal ilişkilerin yüceltilmesi;
insan ilişkilerini çıkara dayalı, nesneler arası ilişkiye dönüştürmüş, dolayısıyla
insanı kendi değerlerine de yabancılaştırmıştır (Karakoç, E. ve Taydaş, O.
(2013). Toplumsal dönüşüm bağlamında sosyal medya ve değişen aile kavramı. A.
Büyükaslan ve A.M. Kırık (ed.), Sosyal medya araştırmaları I (ss.207-224)
içinde. Konya: Çizgi: 210). / s. 5
Değerler ya belli bir davranış tarzına ya
da ulaşılmak istenilen bir takım hedeflere aittir (s. 6).
Kitle iletişim araçlarının kullanımı
günümüzde bir takım önemli sorunlar ortaya çıkarmaktadır. Genellikle dünyayı
yeniden yorumlamaya dayalı olan farklı bakış tarzıyla ilgili bu sorunlar
aslında zamanımızın kültürel dönüşümünü yansıtmaktadır (Gerbner, G. (2010).
Kitle iletişim araçları ve iletişim kuramı. E. Mutlu (der.), Kitle iletişim
kuramları (ss.75-100) içinde. Ankara: Ütopya: 7). / s. 9
(Gençliğin
Tanımı ve Toplumdaki Konumu)
İnsanların sosyal çevreleri yalnızca
aileleriyle sınırlı değildir. İletişim teknolojileri sayesinde bütün dünya
sosyal çevre haline gelmiştir (s. 31).
Çağdaş toplumlardaki en önemli toplumsal
sermaye kaynaklarından birim ülkelerin çoğunda bir kamu yararı olarak devlet
tarafından sağlanan eğitim sistemleridir. Okullar çocuklara yalnızca bilgi ve
beceriler kazandırmakla kalmamıştır; aynı zamanda daha iyi birer vatandaş
olmalarını sağlayacak belirli kültürel alışkanlıkları edinmelerini sağlamaya
çalışmıştır (Fukuyama, 2009: 330). / s. 31
Gençler arasında akran gruplarına verilen
değer toplumsal değerlere verilen önemden daha fazladır. Genç bireyin aile üyeleri
ile yaşadığı çatışmaların yoğunluğu akran gruplarına yönelmeyi hızlandırmaktadır
(s. 33).
Sosyolojik açıdan toplumların incelenmesinde
kültür ne kadar önemliyse değerler de bir o kadar önemlidir. Çünkü değerler
kültürün içerisinde yaşandığından ve yaşatıldığından toplumun en temel
dinamiklerinden birisidir. Değerler sayesinde insanlar toplum içerisinde
nelerin yapılması ya da nelerin yapılmaması hakkında bilgi sahibi olmaktadırlar
(s. 34).
Kendini toplumdan soyutlamış olan modern
insan, aile bireyleriyle maddi ve manevi dayanağı olmadığından, duygusallık
yerine mantığıyla hareket etmekte ve bu nedenle çıkarlarını kollayarak yaşamını
sürdürmek zorundadır. (Sevinç, M. (2006). Evrensel ve yerel değerlerin eğitime
yansımaları. Y. Mehmedoğlu ve A. U. Mehmedoğlu (ed.), Küreselleşme ahlâk ve
değerler (ss.205-237) içinde. İstanbul: Litera: 215).
(ahlak
ve değer)
…kitle iletişim araçlarının yaygın
kullanımı, bireylerin değer sistemlerinin oluşumunda önemli bir faktör olmasını
sağlamıştır.
…
Ahlâkî alanı belirginleştiren en önemli
yönlerden biri, ahlâkın, insan doğasında olana değil, olması gerekene işaret
eden normatif bir alan olmasıdır.
Aile, ilişkileri yoluyla maddi-manevi,
kabul gören tüm değerleri üyelerine özümsetebilmektedir. Ancak toplumsal
değişme sürecinde aile yapısında meydana gelen değişimler değerlerin
yaşatılması ve aktarılması konularında farklı uygulamalar ortaya çıkarmıştır
(s. 50).
Toplumsal yapının korunmasında aile ve
değerler başta gelmektedir.
Geleneksel kültür simgeleri sürekliliğe
sahiptir, kuşaktan kuşağa aktarılır, törensel ve tekrarlayıcıdır. Temel ilkesi
süreklilik, kapalılık ve istikrardır.
Modern kültürün yaratıcısı medya kültürünün
simgeleri ise tam tersine yenilikçiliğe ve yaratıma dayanırken temel ilkesi
değişim, açıklık ve istikrarsızlıktır.
Modernleşme değerlerin yok olması demek
değil, anlam değiştirmesi demektir (s. 55).
Toplumda değer yargılarının değişimi önce
insana bakışı değiştirecektir. Sonra sırasıyla hedefler, ilişkiler,
davranışlar, umutlar, sıkıntılar, hatta mutsuzluk nedenleri değişecektir (Atabek,
E. (2011). Tüketilen değerler ve gençlik. İstanbul: Cumhuriyet: 20).
…eskiden önemli kabul edilen arkadaşlık,
dostluk, dayanışma değerleri yerini ne şekilde olursa olsun üstün olma değerine
bırakmıştır (s. 56).
Kitle iletişim araçları ilişki
biçimlerimizi şekillendirmektedir. Ne yiyip ne içeceğimizi, nasıl selamlaşacağımızı,
neyi düşüneceğimizi, nasıl davranacağımızı belirleyen standartları artık kitle
iletişim araçları belirler olmuştur (s. 57).
Duygu, düşünce veya bilgilerin akla
gelebilecek her türlü yolla karşılıklı olarak paylaşılmasına iletişim denir (Aydeniz,
H. (2011). Medyayı tanımak. T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Aile ve
Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara: 16).
İnsanlar arasındaki ilişkinin temelinde yer
alan iletişim süreci, tarihsel boyutta ağırlıklı olarak yüz yüze iletişime
dayanmıştır (s. 57).
…iletişim kurumu da toplumsal sistemin bir
alt sistemidir (s. 58).
Kitle iletişim teorileriyle ilgili üç
dönemden söz edilebilir. Bunlar; “güçlü etkiler dönemi” (1910’lardan 1940’lı
yıllara kadar), “sınırlı etkiler dönemi” (1940’lardan 1970’lere kadar) ve
“güçlü etkilere geri dönüş” (1970’lerden günümüze kadar) dönemidir (s. 59).
Sessizlik
(Suskunluk) Sarmalı Kuramı
E. N. Neumann suskunluk sarmalı kuramının
temelini şöyle izah etmektedir. “suskunluk sarmalı, anonim bir toplumda
bağlılığın, değerler ve hedefler üzerindeki yeterli bir anlaşma düzeyi
aracılığıyla sürekli olarak sağlanmak zorunda olduğu varsayımı üzerine
kuruludur.” Kuram aynı zamanda toplumun sosyal normlarından sapan bireyleri
tehdit ettiği varsayımına da dayanmaktadır (Neumann, E. N. (1997). Suskunluk
sarmalı kuramının medyayı anlamaya katkısı. S. İrvan (der.), Medya kültür
siyaset (ss. 223-232) içinde. Ankara: Ark: 226-227). Toplumdan dışlanma korkusu
bireylerin kendi fikirlerini açıkça ifade etmeden önce kamuoyunda hâkim olan görüş
ya da görüşleri takip etmeye sevk etmektedir.
Kurama göre kitle iletişim araçları,
bireyin toplum içinde konuşma ve rahat hareket etme isteğini etkilemektedir.
Bireyler toplumda yalnız kalma ve dışlanma korkusundan dolayı çevrelerini
sürekli kontrol etmekte, toplumda öne çıkan genel kanı veya önemsiz görülen
kanıların neler olduğunu saptamaktadır (s. 62).
McLuhan iletişim araçlarının duyumsal
nedenlerle toplumları biçimlendirdiğini belirtir. İletişim araçlarını ‘sıcak
iletişim araçları (sinema, radyo, kitap)’ ve ‘soğuk iletişim araçları (söz, el
yazısı, televizyon)’ olarak ayırır (s. 64).
Kitle iletişimi ile birçok kişiye aynı anda
mesaj göndermek mümkündür.
Gazetenin ardından devreye giren radyo, her
mekân ve durumda rahatlıkla dinleme imkânına sahip olma, küçük ve taşınabilir
olma ve ucuz olma gibi üstünlükleri ile kısa sürede dönemin en popüler kitle
iletişim aracı olmuştur (s. 65).
Kitle iletişim araçları –özellikle gazete,
radyo ve televizyon- çeşitli konulardan herhangi biri(leri)ni seçerek izleyicilere
sunar.
…mesaj üzerinde değişiklik yapabilen bu
elemanlara “eşik bekçileri” adı verilmektedir (Koçak, A. (2001). Televizyon
izleyici davranışları; televizyon izleyicilerinin tercihleri ve doyumları
üzerine teorik ve uygulamalı bir çalışma. Doktora tezi. Selçuk Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya: 18; Bal, 2013: 27). / s. 66
(Yeni
Medya (Bilgisayar, İnternet, Akıllı Telefonlar))
Kitle iletişim araçları insanları,
toplumsal rol ve statülerinden bağımsız şekilde belirli düşünce kalıpları etrafında
toplayarak, genel üzerinde hemen hemen aynı davranışların oluşmasına neden
olmaktadır (Geçer, E. (2013). Medya ve popüler kültür: diziler, televizyon ve
toplum. İstanbul: Metamorfoz: 51).
Kitle iletişim araçları -çoğu zaman
özendirici- içerikleriyle insanların yaşam standartlarını zorlayıcı etkiye
sahiptir (s. 72).
Kitle
İletişim Araçları ve Toplumsal Değişme
Maddi kültürün tüm somut araç ve gereçleri
kapsamasına karşın manevi kültür gelenekler, inançlar ve değerlerle belirlenir.
Temelinde teknolojinin yer aldığı maddi kültür, maddi olmayan kültürün
belirleyicisidir (s. 85).
McLuhan’a göre, tarihsel süreçte egemen
olan iletişim biçimlerinden, “sözlü anlatım ve işitsel algılamanın” ardından
ortaya çıkan “yazının” icadıyla, okumanın artması bireyler arası iletişimi
azaltmış ve sonuçta bireyciliği ortaya çıkarmıştır. Bu süreç görme duyusuna
hitap eden televizyonun icadına kadar sürmüştür. Televizyonla birlikte dünyanın
artık “evrensel bir köy”e dönüşmesi, insanı yazının bulunuşundan önceki kabile
dönemine tekrar geri götürmüştür (s. 87).
Bireylerin tüketim gücünün sınırlarını
medya gücü belirlemektedir.
Çünkü bu gibi kişiler için, tüketmek
toplumda var olmanın önemli bir göstergesidir (s. 88).
İnsanların yerel ve ulusal kimlikleriyle
kazandıkları özelliklerin yerini küreselleşmenin getirdiği yeni kimlikler
almaktadır. Fakat bu küresel kimlikler, evrensel değerlerden ziyade yeni
doyumsuz tüketici kimlikler olmaktadır (Atabek, 2011: 91). / s. 93
(Araştırmanın
Bulguları)
Sonuç
...gençlerin en yüksek önemi evrensellik ve
iyilikseverlik alt değer boyutlarına verdikleri tespit edilmiştir (s. 203).
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder