18 Mart 2018 Pazar

Birinci Dünya Savaşında Karadeniz Bölgesinde Muhaceret (1914-1917)


Süleyman Tekir - Birinci Dünya Savaşı’nda Karadeniz Bölgesinde Muhaceret (1914-1917)

Birinci Dünya Savaşı’nda cephedeki askerler kadar sivil yaşamda olumsuzluklardan doğrudan etkilendi.

Kafkas Cephesi’nin ilk aylarında ciddi bir Türk üstünlüğü söz konusu iken Sarıkamış’ta yaşanan hezimet savaşın kaderini derinden etkiledi. Savaş sivil nüfusun yoğun olarak yaşadığı Erzurum, Erzincan, Hopa, Rize, Trabzon ve Giresun istikametinde Rus işgalleri şeklinde gelişim gösterdi. Bu durum büyük bir göç dalgasını da beraberinde getirdi. Rus boyunduruğu altında yaşamak istemeyen Müslüman ahali Türk ordusuyla birlikte güvenli bölgelere çekilmek için göçe başladı.

Mart 1916 tarihine kadar bölgede yapılan savaşların genel karakteristiğini “kontro-gerilla” veya “vur kaç taktiği” oluşturmaktaydı.
Bölge savaşın başından itibaren düzenli olmayan birliklerin çarpışmalarına sahne olurken, 1916 yılından itibaren Ruslar bölgeye daha düzenli ve kalabalık birlikler sevk etmeye başladılar (s. 823-824).

Mart 1915 itibariyle Hopa ve Arhavi’nin Rus işgaline uğramasından sonra bölge halkı Rize istikametine doğru ellerindeki vasıtalar nispetinde orman yolları ve kayıklar vasıtasıyla göçe başladı.
Mart 1915’in sonu itibariyle Viçe (Fındıklı) ahalisi de tamamen batıya göç etmek zorunda kalmıştı. Atina (Pazar) ahalisi ise peyderpey göçe başlamıştı. Rize’ye ulaşan göç dalgaları korku ve paniğin her geçen gün artmasına neden oluyordu.
1916 yılının başında Karadeniz kıyılarında yoğun bir taarruz başlatan Rus ordusu 7 Mart 1916’da Rize’yi, 18 Nisan 1916’da ise Trabzon’u işgal etti.

Ruslara öncülük yapan ve yol gösteren Ermeniler Türk ordusunun geri çekildiği bölgelerde kalan kadın, erkek ve yaralı askerleri acımasızca katlediyorlardı (BOA, DH. ŞFR. 509/122). (s. 824)

Rus zırhlıları 18 Nisan 1916’da Vakfıkebir civarında ilerleyen muhacir kafilelerini top ve makineli tüfek ateşine tuttu. Bu korkunç olayda tamamı sivil ve çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu 182 kişi hayatını kaybetti.

Vakfıkebir ve Beşikdüzü’nde bulunan sivil hanelerde Rus bombardımanından nasibini almıştı. Türkçe bilen Rus askerleri tarafından dağıtılan beyannameler ile göçü engellemek isteyen Ruslara şirin gözükmek için beyaz bayrak açan Beşikdüzü Nahiye Müdürü, Trabzon Valisi Cemal Azmi Bey tarafından azledilerek divan-ı harbe sevk edildi.
Giresun ve Ordu’nun Rus işgaline uğrama ihtimali göçün daha batıya ilerlemesine neden oldu (s. 825).

Aralık 1916 tarihinde yapılan hesaplamaya göre Ordu’da 43.000, Giresun’da 14.000, Tirebolu’da ise 18.000 muhacir bulunuyordu. İlk yapılan tespitlere göre rakam 75.000 civarındaydı.
Ordu, Giresun ve Tirebolu kazalarında ki muhacirler arasında 8.525 kız ve erkek çocuk bulunuyordu. Ayrıca eşleri cephelerde görev yapan veya çeşitli şekillerde hayatını kaybetmiş 13.908 dul kadın bu kazalarda bulunuyordu.
Ordu, Giresun ve Tirebolu bölgelerinde bulunan muhacirler yevmiyeleri verilemediği için Canik ve Sivas tarafına gitmek istiyorlardı. Bu durum göç içerisinde yeni bir göçün doğmasına neden oluyordu.
Mart 1917’de askeriye tarafından Tirebolu’da bulunan mültecilerin tahliye edilmesi kararlaştırıldı (s. 826-827).

Canik’in sıhhi durumu da pekiyi görünmüyordu. Salgınların kol gezdiği Canik’e bağlı bazı köy ve kasabalar adeta birer muhacir mezarlığına dönüşmüştü. Ünye ile Samsun Caddesi tarafındaki mevcut kabristanlarda boş mezar kalmamıştı (s. 827).

Mayıs 1917’de sahil bölgelerinde teftiş yapan III. Ordu Komutan Vekili Fevzi Paşa (Çakmak) muhacirlerin içerisinde bulunduğu durumu acele bir telgraflar Dâhiliye Nezaretine bildirdi. Samsun ve çevresindeki muhacirler pek kederli bir durumdaydı.
Fevzi Paşa’nın önerisine göre yevmiye vermek yerine iaşenin düzenli olarak verilebilmesinin yolları aranmalıydı.
(1917) Giresun bölgesinde halka bir ayda verilen para 60 kuruştu. Bölgedeki gıda fiyatları dikkate alındığında bu para ile 1,5 kg ekmek alınabiliyordu.
III. Ordu Sıhhiye Reisi Tevfik Bey ve Dr. Adanan Beyler yolda rasgeldikleri muhacir kafilelerine nereye gidiyorsunuz sorusunu yönelttiklerinde her bir ağızdan “ölmeye” cevabını almışlardı.
Bölgede 1914-1917 döneminde sadece ordu görev yapan askerlerden 92.000’i salgın hastalıklardan dolayı hayatını kaybetti. Göç edilen bölgelerde lekeli tifo ve hummayı racia gibi bit ile geçen hastalıklara ek olarak tifo, paratifo, kolera ve dizenteri gibi bağırsak hastalıkları ile çiçek, kuşpalazı, kızıl, kızamık, sıtma ve frengi hastalıkları görülüyordu (s. 828).

Sahil bölgesinde Bafra’dan Of’a kadar olan mıntıkadaki nüfusun yaklaşık %20 ila %30’u sıtma hastalığına yakalandı. Trabzon ve Samsun vilayetlerinin kapsadığı coğrafya sıtmanın en geniş yayılım alanı gösterdiği bölgeydi (s. 829).

Ahalisi göç etmek zorunda kalan bölgelerin ve yerleştirildikleri noktalar dört farklı grupta toplanmaktaydı. Bunlar;
1- Erzurum’un doğusu ile Trabzon sahil kesiminden gelen muhacirler, gerek deniz yoluyla ve gerek karadan Ordu, Giresun, Ünye, Samsun, Bafra ve Kastamonu yörelerine,
2- Erzurum’un güneyi ve batısı ile Trabzon güneyinden göç edenler Sivas Tokat yoluyla Ankara ile bağlı bölgelere veyahut Sivas-Kayseri yolundan Kayseri ve Niğde’ye,
3- Erzurum’un doğusu ve güneydoğusundan Kemah yoluyla Elazığ, Malatya ve Maraş’a,
4- Van ve Bitlis’ten göç edenler Diyarbakır yoluyla Diyarbakır’a bağlı bölgelere Urfa, Antep ve kısmen Adana’ya göç etmişlerdir (s. 830).

1915 senesi içerisinde muhacirler için 25 milyon lira harcanırken bu rakam 1916 senesinin Ekim ayında 80 milyon liraya ulaşmıştır. Yapılan hesaplamalara göre 1917 yılı sonuna kadar muhacirlerin yalnızca beslenme giderlerini karşılamak için 150 milyon lira paraya ihtiyaç duyulmaktaydı.

Birinci Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesi’nden göç eden sivil nüfus 868.983 kişidir. Dağılımları ise şu şekildedir; Trabzon ve havalisinden 324.826 nüfus, Erzurum ve havalisinden 287.474 nüfus, Van havalisinden 102.808 nüfus, Bitlis havalisinden 128.228 nüfus göç etmiştir. Batum mültecilerinin miktarı 25.650’dir.
1917 yılı başlarında göçmenlerin sayısı 1.200.000’u geçiyordu (s. 831-832).

Gazetelere yansıyan bir haberde ise Rus istilasına uğrayan vilayetlerden göç eden muhacir sayısı 1.604.031 kişi olarak veriliyordu. Gazetede muhacirlerin 701.166’sının çeşitli sebeplerden dolayı göç esnasında veya sonrasında hayatını kaybettiğinden bahsedilmektedir (s. 832).

---
Tekir, Süleyman. (2017), “Birinci Dünya Savaşı’nda Karadeniz Bölgesinde Muhaceret (1914-1917),” Geçmişten Günümüze Göç, Ed. Osman Köse, Canik Belediyesi Kültür Yayınları, Cilt: 2, (s. 823-834), Samsun

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder