İdris Sami Sümer - Kur'ân'da Mülk Kavramı ve Allah'ın Hükümranlığı Açısından
Değerlendirilmesi - Notlar
Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Ankara, 2023
…
Kur’ân, mülkün mutlak sahibinin Allah olduğu gerçeğini
hatırlatarak "insan-mülk ilişkisinin doğru yapılandırılmasına dönük uyarı
ve nasihatler" sunar.
Kur'ân-ı Kerîm'de ‘‘mülk’’ kavramı, iki esas noktada
yoğunlaşmıştır. Bunlardan birincisi, ‘‘Mülkün Allah'a ait olduğu’’ hakikatidir
ki, Allah'ın evrene ve içindekilere sahipliğini ve mülke mutlak hükümranlığını
ifade eder. İkincisi ise insanların mülke sahip olmaları, mülk edinme
yöntemleri ve ondan istifade etme davranışlarının olumlu ve olumsuz
örnekleridir.
Giriş
Kur'ân'da mülk kavramı hem kâinatın tamamını (makro düzey)
hem de insanlara verilen maddî imkân ve yönetim yetkisini (mikro düzey) kapsar.
Araştırmanın temel amacı, "Mülk Allah'a aittir"
beyanının insan hayatına nasıl yansıması gerektiğini ve mülkün hangi ilkeler
çerçevesinde kullanılması gerektiğini ortaya koymaktır.
Lügat ve Terim Anlamları Bağlamında Mülk Kavramının Anlam Alanı
Mülk Kelimesinin Anlamı
Kelime; sahip olmak, güç yetirmek, yönetmek ve mutlak
tasarrufta bulunmak anlamlarına gelir.
Mülk, bir mutasarrıfın hükmen zapt-u rabt altına aldığı
şeydir. Kur’ân’da mülkiyet kavramı geçmez; bunun yerine mülk ve melekût
kavramları kullanılır.
"Milk" daha çok eşya üzerindeki geniş hâkimiyeti,
"melekût" ise "duyuları aşan ğayb âlemini" ve Allah'ın
yarattığı her şeyi kapsayan büyük mülkü ifade eder.
Melik "hükmeden", Mâlik "sahip olan"
anlamına gelir. Kur'ân'da Melîk sıfatı sadece Allah için ve "saltanatında
tam yetki sahibi" anlamında kullanılmıştır.
Kur’ân-ı Kerîm’de Hükümranlık Mülkü ile İrtibatlı Kelimeler
İdeal yönetimin esasları şu kavramlar üzerinden
açıklanmıştır:
• Adâlet: Yönetimde istikameti sağlamak ve zulümden
kaçınmaktır.
• Ehliyet: Emanetlerin ehline verilmesi, yöneticilerin
liyakate göre seçilmesidir.
• Emânet: Mülkün ve yönetimin geçici birer emanet olduğu
bilincidir.
• Meşveret: Karar alma süreçlerinde istişare etmektir.
• Maslahat: Barışın sağlanması ve fesadın engellenmesidir.
Kur’ân-ı Kerîm’de Mülk Olarak Belirtilen Hususlar
• Kâinat Mülkü: Yerlerin, göklerin ve içindekilerin
tamamıdır.
• Yönetim ve Yetki Mülkü: Devlet liderliği ve otoriteyi
ifade eder.
• Nübüvvet Mülkü: Bazı müfessirlere göre peygamberlik görevi
"büyük bir mülk" olarak tanımlanmıştır.
• Dünyevî Nimetler Mülkü: Mal, meta ve insanların
faydalandığı araçlardır.
• Ebedî Mülk Olarak Cennet: Ahiretteki sonsuz ve ulu
saltanattır.
Kur’ân-ı Kerîm’e Göre İnsan ve Mülk İlişkisi
İnsan mülke hırslı ve düşkün yaratılmıştır. İlk insan Hz.
Âdem’in kıssası, "ebedîlik ve sonu gelmez bir saltanat" arzusu
üzerinden insanın mülkle imtihanını simgeler.
Müminler mülkün gerçek sahibinin Allah olduğuna ve mülkü
O’nun verdiğine inanırlar. Mülkü paylaşmayı ve onun fâniliğini kabul ederler.
Kâfirler mülkün gerçek sahibi olduklarını iddia eder, mülkle
ebedileşmek ister ve paylaşmaktan kaçınırlar.
Peygamberler ve Mülk İlişkisi
• Hz. Âdem: Yasaklarla sınanan ilk mülk imtihanıdır.
• Hz. İbrâhîm: Ona yerlerin ve göklerin melekûtu
gösterilmiştir.
• Hz. Yûsuf: Mısır hazinelerinin başına liyakat ve emanetle
geçmiştir.
• Tâlût: Hükümdarlık için servetin değil, ilim ve bedensel
gücün önemli olduğunu göstermiştir.
• Belkıs: Mülkünü istişare ve akılla yöneten bir melikedir.
• Hz. Dâvûd ve Hz. Süleymân: Kendilerine "büyük bir
mülk" verilmiş, ancak her zaman Allah'a şükretmişlerdir.
• Hz. Muhammed (s.a.v.): Devlet başkanı olmasına rağmen sade
yaşamış, "Bir kavmin efendisi onlara hizmet edendir" düsturuyla
hareket etmiştir.
Kâfir Liderler ve Mülk
• Firavun: "Mısır mülkü benim değil mi?" diyerek
ilahlık taslamıştır.
• Nemrûd: Mülküyle şımararak Hz. İbrâhîm ile tartışmaya
girmiştir.
• Kârûn: Servetini kendi ilmiyle kazandığını iddia ederek
azgınlaşmıştır.
Allah’ın Mülkü Yaratması ve Mülke Mutlak Hükümranlığı
Allah'ın mülke egemenliği; yaratıcı olması, ezelî ve ebedî
olması, noksan sıfatlardan münezzeh olması ve mutlak kudret sahibi olmasına
dayanır.
"Dikkat edin, yaratmak da emretmek de yalnız O'na
mahsustur".
Dünya hayatı geçicidir; mülk elden ele dolaşır. Allah her
şeye varistir ve ahirette mülk bütünüyle O’nun yed-i kudretinde toplanacaktır.
Kıyamet günü "Bugün mülk kimindir?" sorusuna "Kahhâr
olan tek Allah'ındır" cevabı verilecektir.
Sonuç
Mülk konusu Kur’ân-ı Kerîm’in üzerinde yoğunlukla durduğu
konulardan birisidir. Kur’ân’da, genel olarak bütün varlık (kâinat), dünyevî
imkânlar, hükümranlık ve nübüvvet mülk olarak konu edinilmiştir.
Mülk edinme arzusu insanın en büyük imtihanıdır.
Kur’ân, mülk edinmeyi yasaklamaz ancak mülkün Allah’a ait
olduğu bilinciyle adaletli paylaşılmasını emreder.
Mülkün gerçek sahibinin Allah olduğu ve bir Türk atasözünde
yer bulan mahkemenin kadıya mülk olmadığı hatırlatılmıştır.
Nihai çözüm, temel ihtiyaçların karşılandığı ancak ihtiyaç
fazlasının muhtaçlarla paylaşıldığı bir düzendir.
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder