Behiyye Yılmaz - Modern Evin Doğası Richard Neutra'nın Mesken Mimarisi - Notlar
Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen
Bilimleri Enstitüsü, 2020
Bu eser 20. yüzyıl modern mimarlığında evin doğa, duyular ve
mesken kavramları üzerinden geçirdiği dönüşümü Richard Neutra’nın çalışmaları
odağında inceliyor.
Giriş
Viollet-le-Duc, toplumsal yapının en iyi gözlemlendiği
mimari tipolojinin ev olduğunu iddia eder
Literatür
İshak Arslan’ın “Çağdaş Doğa Düşüncesi”
Fritjof Capra’nın “Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası”
Neil Smith’in “Eşitsiz Gelişim: Doğa, Sermaye ve Mekânın
Üretimi”
James Wines’ın “Green Architecture” (2000)
Roberto Masiero’nun “Mimaride Estetik”
Hilde Heynen’in “Architecture and Modernity/Mimarlık ve Modernite”
Nur Altınyıldız Artun ve Roysi Ojalvo’nun “Arzu Mimarlığı:
Mimarlığı Düşünmek ve Düşlemek”
Nilüfer Talu’nun “Bir Arzu Nesnesi Olarak Ev”
Pallasmaa’nın “The Eyes of the Skin/Tenin Gözleri”
Beatriz Colomina’nın “Privacy and Publicity/Mahremiyet ve
Kamusallık”
Colomina’nın “Privacy and Publicity/Mahremiyet ve Kamusallık”
Adolf Loos’un “Mimarlık Üzerine”
Richard Neutra’nın “Survival Through Design” / “Mystery and
Realities of the Site” (1951), / “World and Dwelling” (1962), / “Building With
Nature” (1971)
…
…çalışmanın amacı “modern çağda meskenin varlığını”
sorgulamaktır.
Doğa, Mesken ve Duyular Mimarlığı
Avrupa’da ve birçok medeniyette 1500’lü yıllara kadar hâkim
dünya görüşü organik temeller üzerine kuruludur. Doğa, toplulukların gündelik
yaşantıları içerisinde deneyimleyebildikleri, doğrudan ilişki kurabildikleri
bir unsurken / Descartes’la birlikte insan-doğa-Tanrı bütünlüğünün ayrı tözler
olma düşüncesi hâkim olur. Çözümlenen bu ilişki bütünlüğünün etkisiyle artık insan
aklı 17. yüzyılda doğanın kontrol altına alınması için aracılık etmeye başlar
Heidegger’e göre mesken tutmak, yeryüzünü özüne uygun
şekilde özgür bırakarak korumaktır.
Adorno, artık evin barınak olma halinin imkânsızlığından söz
edenler arasındadır. Ev yitirilmiştir ve yeni üretilen modern konutlar ancak
“yaşama kutuları”dır. Bu kutular zevksiz insanlar için üretilmiştir. Dahası,
kutular ve içinde yaşayanlar arasında bir ilişki yoktur. Evin yeni karşılığı
olan bu kutular ancak kullanılıp atılacak tüketim nesneleridir. Tüketim
nesnesinin geçiciliği, içinde yaşayanların bu kutularda evinde hissetmesine
engeldir. Ev, geçmişe ait bir gerçekliktir ve yitirilmiştir (Adorno, Minima
Moralia).
Rasyonelleşme süreci evi bir "kusursuz boş nesne"
haline getirmiştir.
Yeni mimarinin görülmek üzere planlanmış düz çatısına
karşılık, görme duyusunun baskın tavrını ortaya çıkaran yeni yapı öğesinin
pencere olduğunu söylemek mümkündür.
Pencerenin modern mimarlık bağlamında şeklinin değişmesiyle
anlamı da değişir.
Yeni pencere sistemi aslında görme odaklı mimari tasarım anlayışının
nedeni ve aynı zamanda sonucudur.
Le Corbusier yapılarındaki pencere, bir mercek görevi
üstlenmektedir.
Merceği barındıran ev, doğayı fotoğraflayan, doğadan kopuk
ve hareketli bir fotoğraf makinesidir.
İnsan-mesken-doğa ilişkisi yerini insan-makine-doğa
ilişkisine bırakır. Bir başka deyişle, toplumun düşüncesindeki “doğa”
kavramının yerini alan makine olgusu, evi de bir makineye çevirerek
meskensizlik söylemlerini destekler. Tam burada, meskensizlik söylemlerinin
üçüncü maddesi olan görmenin hegomonik unsur olması durumu bağlama dâhil olur.
Görme çağı olarak anılan modern çağ, evi de bir görme makinesine çevirir.
Modern çağın temel olayı dünyanın resim olarak
fethedilmesidir.
Richard Neutra Mimarlığının Oluşumu: Loos ve Wrıght Etkisi
Loos, modern dünyada geleneksel manada mesken kavramının
artık mümkün olmadığının farkındadır. Metropol, meskenin bünyesinde taşıdığı
dinamiklere sahip olmayan, bunlarla zıt düşen bir ortamın ifadesidir. Bu bağlamda
Loos, mesken kavramını reddetmek yerine, ev tasarımında metropolden, dolayısıyla
çevreden bağımsız ve ondan izole olmayı hedefleyen “anonim ve gizli” bir mesken
kurma çabasındadır.
Loos’a göre dış, kamusalın ve kültürsüzlüğün alanıdır. Loos
evinin kurgusunun iç mekân üzerine yoğunlaşmasının ve şekillenmesinin bir başka
nedeni, 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra kentte yaşayan insanın
kültürsüzleşmesiyle iç mekânın kültürün mekânı haline geldiği düşüncesidir.
Loos’un iç mekânı detaylandırma ve tasarımı iç mekânda yoğunlaştırma ilkesi,
herhangi bir ev kurgusunda gözlemlenebilen avlu ve öngeçiş gibi kademeli
hazırlıkları da evin içerisinde kullanmasına neden olur. Loos evinin temel
ilkesi olan “raumplan” bu kurguya imkân verir
Frank Lloyd Wright yapıyı toprağa yakınlaştırarak ve doğal
malzemeler kullanarak "organik mimarlık" anlayışını geliştirmiştir.
Wright mimarın, makineye muktedir olduğu takdirde, ondan
güzellik elde edebileceğine inanır
Neutra, Avrupa’nın rasyonalizmi ile Amerika’nın teknolojik
imkânlarını sentezlemiştir. "Teknoloji sihirbazı" olarak anılmasına
rağmen teknolojiyi doğayla ilişki kurmak için bir araç olarak görmüştür.
Loos’un modern ev düşüncesi, iç mekân-dış mekân ayrımı
doğrultusunda şekillenmiştir. Loos, meskenin iç mekânını, kültürün mekânı
olarak niteler. Modern çağ, kültürsüzlük çağı olduğu için modern kent de
kültürden bağımsızdır. Bu bağlamda, mesken ve modern kent birbirinden uzak
kavramlardır. Dolayısıyla, meskenin mümkünlüğü ancak iç mekânın dıştan kesin
olarak ayrılması ile mümkün olur.
Neutra’nın Wright mimarlığıyla tanışma isteğinin başlıca
nedeni, Wright’ın mekân tasarımında kullandığı iç-dış birlikteliği prensibidir.
Richard Neutra’nın Mesken Mimarisi
Neutra, tasarımı insanın hayatta kalması için bir araç gören
"biyorealizm" ilkesini benimser. Kaufmann Evi gibi projelerinde
yapıyı topografyanın bir parçası kılmıştır.
Sadece görmeyi değil; koku, işitme ve dokunma duyularını da
tasarım girdisi yapar. Çevrel görme sayesinde kullanıcıyı mekânın içinde tutar.
Ev, insanı dünyaya bağlayan bir "ankraj"
(demirleme noktası) işlevi görür. Miller Evi’ndeki şömine, su ve rüzgâr
oyunları bu yerleşme hissini destekler.
Neutra evi, Corbusier’nin "görme makinesi"nden
farklı olarak doğayla geçirimli bir ilişki kurar ve Wright evindeki gibi
"ziyaretçi" değil, "sakin/özne" olan bir kullanıcı
tanımlar.
Neutra; doğayı, duyuları ve meskeni bir bütün olarak ele
alarak modern mimarlıkta özgün bir yer edinmiştir.
Bazı durumlarda kolonların görsel baskınlığının... görsel
olarak engelsiz hissetmenin doğal hazzını engelleyebileceğini ileri sürer.
Sonuç
…mimari tasarımı şekillendiren, temel olgulardan ikisi
“insanın kendi doğası ve kendi dışındaki doğa”dır.
İnsan, dünyaya veya doğaya güven duyar ve bu doğrultuda onunla
arasında mesafe oluşturmayacak, onunla bağlantı kurmasına imkân verecek evi
tasarlar.
Neutra, teknolojinin imkânlarını tasarımlarında kullanan bir
modernist olmakla birlikte, Corbusier gibi mutlak bir makine iddiasına sahip
değildir. Ev içerisinde, yapay iklimlenmeden ziyade, doğal iklimlenmeyi
önceler. Doğaya ait rüzgâr, ateş vb. verileri ev içerisinde iklimlendirme ve
atmosfer oluşturmak için kullanır.
Çalışmanın önerisi, Neutra mimarlığındaki çözümleri bir
reçete olarak görüp günümüz mimarlığında birebir kullanmak değildir. Tüm
çıkarımlar doğrultusunda, günümüz insanının ve tasarımcı mimarının “kullanıcı
insan-mekân-doğa” ve hatta yapıyı oluşturan diğer faktörler arasındaki kurulumu
yaparken mevcut hiyerarşiyi tekrar gözden geçirmesi, Neutra evlerindeki
biyorealist kurguya başvurması önerilmektedir.
Richard Neutra’nın mimarlığı, kökleri derinlerde olan bir
ağacın, rüzgârı (havayı), güneşi (ışığı) ve toprağı dalları aracılığıyla
gövdesinde (iç mekânda) hissetmesi gibidir; yapıyı doğadan ayıran bir engel
değil, doğayı insan yaşamına süzerek dâhil eden geçirimli bir "zar"
vazifesi görür.
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder