Dilem Dağ - Mimarlıkta Yerel ve Evrensel Değerler Arasında Ev Mekânının
İncelenmesi - Notlar
Yüksek Lisans Tezi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi,
Fen Bilimleri Enstitüsü, 2023
Metin, modernizm, post-modernite ve fenomenoloji gibi
felsefi akımların mimari mekana yansımalarını tartışır.
Giriş
Sanayi devrimi sonrası 19.yy’da hız kazanan endüstriyelleşme
süreciyle mimarlık nesnesinin tekil, özel varoluşu sarsıntıya uğramış / seri
üretim ile mimarlık geniş kitlelerin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde
üretilmeye başlamış, / bir taraftan mimarlık adına yenilikçi, demoktratik bir
zemin üretirken, diğer taraftan yapıların tüketilecek bir metaya dönüşme
sorununun ortaya çıkmasında rol oynamıştır. Metalaşma süreci sonucunda mimari
uzamda gerçekleşen tektipleşme ile birlikte bireylerin yaşam deneyimleri de
benzerlikler göstermeye başlamıştır.
Modernite bir taraftan bireyi geleneğin dogmatik
sınırlarından kurtarırken, bir taraftan yersiz yurtsuz kılarak, anlamın net bir
şekilde tariflendiği geleneksel yaşamdan uzaklaştırmıştır. Bu bağlamda her şeyin
hızla ölçüldüğü modern çağda, bireyler kendi varoluşlarının biricikliğini, özgünlüğünü
kaybetmişlerdir.
Bu araştırmada, fenomenolojik çerçevede Frampton’ın
eleştirel bölgeselcilik düşüncesi üzerine odaklanılmış olup, ev mekânın
çevresel ve kültürel ortamla kurduğu ilişkinin irdelenmesi hedeflenmektedir.
Mimarlıkta Eleştirel Zemin Arayışı
Modernite, gelenekten kopuşu temsil eden, geçmişe ait her şeyi
reddeden bir kırılma sürecidir.
Heidegger’e göre "insan ikamet ettiği müddetçe
varolacaktır" ve inşa etmek, bir yere varlık kazandırma eylemidir.
Frampton türdeş, homojen nitelikte binaları yok-yerler
olarak nitelendirerek, Heidegger felsefesinin peşinden gider ve yerin anlamı
üzerine mimari söylemini ortaya koyar.
Tektonik, bir inşa şiirselliğine vardığı ölçüde sanattır ve
"binanın kaçınılmaz olarak toprağa bağlı doğasını" yansıtır.
Tektonik terimi, marangoz veya inşaatçı anlamına gelen
tekton kelimesinden türemiştir. M.Ö. beşinci yüzyılda bu anlam marangozluk gibi
belirli ve fiziksel bir şeyden poesis fikrini içeren daha genel bir yapma
kavramına evrilir. Böylece mimari ürünün yer ile kurduğu somut, fiziksel
ilişkinin estetik niteliği vurgulanır.
Karl Bötticher, “Helenlerin Tektoniği” kitabında tektonik
terimini, yunan tapınağının sahip olduğu tüm parçaları, tek bir bütün halinde
birleştiren eksiksiz bir sistem anlamına gelecek şekilde yorumlamıştır
Arkitektonik yapısal gerçekliğe, skenografi ise temsili niteliğe
ve imgesel algıya odaklanır.
Mimari, görsel duygunun ötesinde hava hareketi, akustik ve
sıcaklık gibi tüm duyuları etkinleştirme kapasitesine sahiptir.
Nitelikli bir yapı, evrensel teknolojinin sunduğu yapay
iklimlendirme yerine, doğal çevre verilerini etkili kullanan ve mevsimsel
aşırılıkları optimize edebilen yapıdır.
Tipoloji kültürel özü aktarırken, topoğrafya kök salmanın
somut görünüşüdür.
Yerel ve Evrensel Kültür Arasında Ev Mekânı
"Konut (house) piyasa ekonomisine göre değeri
belirlenen bir meta" iken, "ev (home) yeryüzüne yerleşme, yer edinme
ve tutunma şeklidir".
Le Corbusier 1926 yılında L’Esprit Nouveau dergisinde
yayınlandığı “Modern Mimarlık için Beş İlke” makalesinde modern mimarlığa dair
temel ilkeleri ortaya koymuştur. Beş ilke, modern mimarlık söylemlerinde teorik
bir temel ve kodlama oluşturmayı amaçlamaktadır. Bu ilkelerden birincisi
binanın pilotiler üzerinde yükselerek yerden koparılarak, zeminden
bağımsızlaşması hedeflenmiştir. İkincisi serbest plan şeması çözümleri
olmaktadır, bu sayede esnek mekânsal çözümlemeler mümkün kılınmıştır. Üçüncü
ilke, kolonların yapıda geri çekilerek cephe tasarımının özgürleştirilmesidir.
Bir diğer ilke, serbest cephe ile ilişkili olarak gelişerek, maksimum seviyede
ışık almak mümkün kılan yatay bant pencere kullanımıdır. Son ilke ise,
geleneksel çatı yerine teras çatı kullanımını önermektedir.
1930'larda Cumhuriyet'in çağdaş medeniyet idealine paralel
olarak modernist tutum yükselişe geçmiştir.
Bölgeselcilik, "yerel kültüre, iklime ve bazen
teknolojiye saygıyı" içeren geniş bir yelpazedir.
Anadolu evinin gelişiminde iklim, arazi yapısı ve yerel
malzeme gibi çevresel etmenler ile aile yapısı gibi kültürel etmenler
belirleyicidir.
Ev Mekânının Eleştirel Bölgeselcilik Kriterleri Çerçevesinde
Değerlendirilmesi
Türkiye'den seçilen çeşitli modern konut projeleri;
topoğrafya, malzeme ve yerleşim kriterleri üzerinden karşılaştırmalı olarak
değerlendirilmektedir.
1964'ten 2022'ye uzanan süreçte 12 konut incelenmiştir:
Sonuç
Araştırılan yapılar genelinde "araziye saygılı
olma" kriteri %86 gibi yüksek bir oranda sağlanmıştır.
…anlamlı bir mimarlığın izi, yerel ve evrensel kültür
arasında eleştirel bir pozisyonda, hem ‘yer’e özgü değerler üzerinden
tariflenmiş hem de çağdaşlığın getirdiği olasılıklar çerçevesinde eve dair
farklı ‘yer’leşme biçimleri ortaya konmuştur.
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder