3 Temmuz 2019 Çarşamba

Türk Basınında Siyasi Bir Gazeteci Hüseyin Cahit Yalçın


Türk Basınında Siyasi Bir Gazeteci Hüseyin Cahit Yalçın - YLT

İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1994

Hüseyin Cahit; Daha Lozan öncesinde saltanatın kaldırılması sonucu yazdığı "inkılâb" başlıklı makalesi Ankara hükümetinin müdahalesine yol açar. Yazısında yeni devletin niteliğini tanımlamaya çalışan Hüseyin Cahit, bir dünya devleti ve imparatorluğu olan Osmanlı'dan sonra oluşturulan bu yeni devlete ismini çok çabuk koyar:
“...Şekl-i idaremiz vakayiin ihtiyaçlarına vücuda getirdiği bir hususiyet arz etmekle beraber esas itibariyle bir cumhuriyet olduğu aşikârdır..." / Tanin, 4 Teşrîn-i evvel 1338 (1922).
Fakat bu zamansız tanımlama Ankara hükümetini rahatsız etmiştir. Dönemin matbûât Müdürü Ağaoğlu Ahmet Bey gönderdiği haberde Hüseyin Cahit'i cumhuriyet sözcüğünü kullanmaması yönünde ikaz eder (s. 85).

Lozan barış görüşmeleri başladığı zaman Hüseyin Cahit gazeteci sıfatıyla orada bulunmaktadır.
(iddiaya göre) Hüseyin Cahit'in kardeşi Hüseyin Suat'ın oğlu İsviçre'de mühendislik eğitimi görmektedir. Başarılı bir öğrencidir, ama para sıkıntısı içerisindedir. Söylentiye göre Hüseyin Cahit Türk delegesinden özellikle de İsmet Paşa'dan kardeşinin oğlu için yardım istemiş, ismet Paşa da bu İsteği reddedince ikisi arasında bir kırgınlık meydana gelmiştir (s. 86).

İkinci Lozan görüşmeleri
Hüseyin Cahit Türk delegeleri ile aynı trende İsviçre'ye giderken görüşmelerin basın işleriyle uğraşan Nihat Reşat Bey, İsmet Paşa'nın Tanin'de Rıza Nur'a karşı hücum eden Hüseyin Cahit'le görüşmeyeceği haberini kendisine verir (s. 87).

Hüseyin Cahit'e yöneltilen en ağır suçlama ise Osmanlı borçları görüşülürken Fransız sermayesinin yanında yer aldığı yönündeki iddialardır. Eski Dayinler Vekili olması bu iddianın dayanağını oluşturmaktadır.
Hüseyin Cahit'e bu yöndeki ilk suçlama Tevhîd-i Efkâr başyazarı Velit Ebuziya'dan gelir (s. 88).

Lozan'da görüşmeler sürerken İsmet Paşa ile sürekli çelişen Rauf (Orbay) Bey hükümetten çekilmiş, yerine Fethi Bey (Okyar) başbakan olmuş, bu vesile ile Halk Fırkası kurulmuştur (s. 93).

Hilâfet Tartışmaları ve İstiklâl Mahkemesi
İsmailiye mezhebine mensup Ağa Han ve arkadaşı Emir Ali'nin gönderdikleri bu mektubun yerine ulaşmadan Tanin, İkdam (5 Aralık 1923) ve Tevhid-i Efkâr (6 Aralık 1923)'da yayınlanması siyasi bir krize yol açar.

Hüseyin Cahit, gazetenin siyasi çizgisini "radikal layık cumhuriyetçi" olarak açıklıyor. Bu çizgiye aykırı yazı ya da makaleleri gazetesinde yayınlamadığını ancak bu yazı ya da makalenin "gazetecilik açısından" değerlendirilmesi Onun için temel ölçü olmaktadır. Duruma göre bazen kendisi, bazen de Baha Bey tarafından yazıların incelenerek yayınına izin verildiğini söylüyor.
Mahkeme başkanı (Topçu Ihsan Bey) özellikle Ağa Han'ın kimliği ve kişiliği üzerinde duruyor. Hüseyin Cahit Ağa Han'ın nerede oturduğunu bilmediğini, farklı bir mezhepten olmasının da kendisi için bir önem taşımadığını belirtiyor. Ağa Han'ı gerek mütareke ve gerekse Lozan görüşmeleri sırasında Türk davasına hizmet etmiş birisi olarak tanımlıyor.
Mektubun gazetede yer almasını ise şöyle açıklamaktadır. Mektup Londra'dan posta vasıtasıyla hem Tanin'e hem de diğer gazetelere yollanmıştır (s. 102).

2 Ocak 1924 günü Hüseyin Cahit ve diğer gazeteciler beraat ederler.

Tanin'in muhalefetini Lozan görüşmelerinden başlatmak mümkün. Görüşmeler öncesinde kurtuluş hareketini açıkça desteklemektedir. Fakat şunu belirtmekte fayda var. Hüseyin Cahit'in Tanin'de yürüttüğü muhalefet hiç bir zaman Cumhuriyet'in ilkelerine karşı değildir. Bunu da kendisi sık sık belirtmektedir (s. 178).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder