Türk Basınında Siyasi Bir Gazeteci Hüseyin Cahit Yalçın - YLT
İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1994
Hüseyin Cahit; Daha Lozan öncesinde saltanatın kaldırılması
sonucu yazdığı "inkılâb" başlıklı makalesi Ankara hükümetinin
müdahalesine yol açar. Yazısında yeni devletin niteliğini tanımlamaya çalışan
Hüseyin Cahit, bir dünya devleti ve imparatorluğu olan Osmanlı'dan sonra
oluşturulan bu yeni devlete ismini çok çabuk koyar:
“...Şekl-i idaremiz vakayiin ihtiyaçlarına vücuda getirdiği
bir hususiyet arz etmekle beraber esas itibariyle bir cumhuriyet olduğu
aşikârdır..." / Tanin, 4 Teşrîn-i evvel 1338 (1922).
Fakat bu zamansız tanımlama Ankara hükümetini rahatsız
etmiştir. Dönemin matbûât Müdürü Ağaoğlu Ahmet Bey gönderdiği haberde Hüseyin
Cahit'i cumhuriyet sözcüğünü kullanmaması yönünde ikaz eder (s. 85).
Lozan barış görüşmeleri başladığı zaman Hüseyin Cahit
gazeteci sıfatıyla orada bulunmaktadır.
(iddiaya göre) Hüseyin Cahit'in kardeşi Hüseyin Suat'ın oğlu
İsviçre'de mühendislik eğitimi görmektedir. Başarılı bir öğrencidir, ama para sıkıntısı
içerisindedir. Söylentiye göre Hüseyin Cahit Türk delegesinden özellikle de
İsmet Paşa'dan kardeşinin oğlu için yardım istemiş, ismet Paşa da bu İsteği
reddedince ikisi arasında bir kırgınlık meydana gelmiştir (s. 86).
İkinci Lozan görüşmeleri
Hüseyin Cahit Türk delegeleri ile aynı trende İsviçre'ye
giderken görüşmelerin basın işleriyle uğraşan Nihat Reşat Bey, İsmet Paşa'nın
Tanin'de Rıza Nur'a karşı hücum eden Hüseyin Cahit'le görüşmeyeceği haberini
kendisine verir (s. 87).
Hüseyin Cahit'e yöneltilen en ağır suçlama ise Osmanlı
borçları görüşülürken Fransız sermayesinin yanında yer aldığı yönündeki
iddialardır. Eski Dayinler Vekili olması bu iddianın dayanağını
oluşturmaktadır.
Hüseyin Cahit'e bu yöndeki ilk suçlama Tevhîd-i Efkâr
başyazarı Velit Ebuziya'dan gelir (s. 88).
Lozan'da görüşmeler sürerken İsmet Paşa ile sürekli çelişen
Rauf (Orbay) Bey hükümetten çekilmiş, yerine Fethi Bey (Okyar) başbakan olmuş,
bu vesile ile Halk Fırkası kurulmuştur (s. 93).
Hilâfet Tartışmaları ve İstiklâl Mahkemesi
İsmailiye mezhebine mensup Ağa Han ve arkadaşı Emir Ali'nin gönderdikleri
bu mektubun yerine ulaşmadan Tanin, İkdam (5 Aralık 1923) ve Tevhid-i Efkâr (6
Aralık 1923)'da yayınlanması siyasi bir krize yol açar.
Hüseyin Cahit, gazetenin siyasi çizgisini "radikal
layık cumhuriyetçi" olarak açıklıyor. Bu çizgiye aykırı yazı ya da
makaleleri gazetesinde yayınlamadığını ancak bu yazı ya da makalenin
"gazetecilik açısından" değerlendirilmesi Onun için temel ölçü
olmaktadır. Duruma göre bazen kendisi, bazen de Baha Bey tarafından yazıların
incelenerek yayınına izin verildiğini söylüyor.
Mahkeme başkanı (Topçu Ihsan Bey) özellikle Ağa Han'ın
kimliği ve kişiliği üzerinde duruyor. Hüseyin Cahit Ağa Han'ın nerede
oturduğunu bilmediğini, farklı bir mezhepten olmasının da kendisi için bir önem
taşımadığını belirtiyor. Ağa Han'ı gerek mütareke ve gerekse Lozan görüşmeleri
sırasında Türk davasına hizmet etmiş birisi olarak tanımlıyor.
Mektubun gazetede yer almasını ise şöyle açıklamaktadır.
Mektup Londra'dan posta vasıtasıyla hem Tanin'e hem de diğer gazetelere
yollanmıştır (s. 102).
2 Ocak 1924 günü Hüseyin Cahit ve diğer gazeteciler beraat
ederler.
Tanin'in muhalefetini Lozan görüşmelerinden başlatmak
mümkün. Görüşmeler öncesinde kurtuluş hareketini açıkça desteklemektedir. Fakat
şunu belirtmekte fayda var. Hüseyin Cahit'in Tanin'de yürüttüğü muhalefet hiç
bir zaman Cumhuriyet'in ilkelerine karşı değildir. Bunu da kendisi sık sık
belirtmektedir (s. 178).
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder