Hüseyin Avni Bey'in Hayatı ve Siyasi Faaliyetleri - YLT
Trakya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018
Hüseyin Avni Bey 1887 yılında Erzurum’un Kümbet Köyü’nde doğdu.
Darülfünun’da Hukuk eğitimi aldı. I. Cihan Harbi’nin
çıkmasıyla Doğu Cephesi’nde görev aldı daha sonra üsteğmen rütbesiyle terhis
edildi.
Kars İslam Şurası’nda daha sonra Erzurum’da kurulan milli
cemiyetlerde görev aldı. Halkı milli birlik ve beraberlik konusunda
bilinçlendirmek için toplantı ve mitinglerde yer alarak milli kurtuluşun
savunuculuğunu yaptı. Son Osmanlı Mebusan Meclisi’ne Erzurum Mebusu olarak
katıldı. Milli sınırları belirleyen Misâk-ı Milli’yi imzalayan mebuslardan biri
oldu. İstanbul’un işgal edilmesiyle kurtuluş yolu aramak için Anadolu’ya geçti
ve Ankara’da kurulacak olan Büyük Millet Meclisi’ne yine Erzurum Mebusu
sıfatıyla girdi.
Mecliste ilk teşkilatlı muhalefet olan İkinci Grup’un
kurulmasına öncülük etti. Tek kişi hâkimiyetini reddettiği, hâkimiyet-i milliye
prensibini ön plana çıkardığı sert konuşmaları mecliste onun muhalif olarak
tanınmasına sebep oldu. Birinci meclis dağıldıktan sonra aktif siyaseti bırakan
Hüseyin Avni Bey, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kurulmasıyla tekrar
siyasete döndüyse de bu uzun sürmedi. İzmir Suikastı’nda yargılandı. Siyasetten
mecburen ayrıldıktan sonra İstanbul’da asıl mesleği olan avukatlığa döndü. Uzun
bir dönem avukatlıktan sonra Milli Kalkınma Partisi ile tekrar siyasete dönmeyi
hedeflediyse de başarılı olamadı. Daha sonra basın yoluyla muhalefeti tercih
ederek “Mes’uliyet” adında haftalık dergi çıkardı. Türk demokrasisine yaptığı
katkılarla onurlu bir muhalefetin sınırlarını belirledikten sonra 1948 yılında
İstanbul’da vefat etti.
Hüseyin Avni Bey’in (…) meclis üstünlüğü meselesi onun
mecliste yaptığı eleştirilerin temel sebebini oluşturmuştur. Milletin kaderini
belirleyecek meselelerin mecliste oybirliği ile alınan kararlarla sağlanması
yerine Heyet-i Vekile’nin kararlar alıp uygulamaya çalışması Hüseyin Avni
Bey’in eleştirdiği noktalardan biri olmuştur (s. 60).
18 Eylül 1922’de, Batı Anadolu’da tek bir Yunan askeri
kalmadı. Türk ordusunun komuta kademesi, İtilaf Devletleri ile silahlı bir
çatışmaya meydan vermeden Boğazlara yanaşmak kararında idi. Bu bağlamda II.
Süvari Tümeni’ne Edremit’ten Çanakkale’ye gitme emri verilmişti. Çanakkale’ye
gidecek birliklere İtilaf Devletleri ile herhangi bir çatışmaya girilmeyeceği
bildirilmişti. Her iki taraf arasında “Çanakkale Olayı” adı verilen askeri ve
diplomatik gelişmelerin yaşanacağı süreç başlamıştı. Bundan sonra silahlı
çatışmanın yerini iki taraf arasında gergin bir bekleyişe bırakmıştır (s.
60-61).
Ali Şükrü Bey Lozan Müzakereleri sırasında maddelerin
Misâk-ı Millî’den uzak olduğunu her konuşmasında dile getirerek mecliste
tansiyonun yükselmesine sebep olmakta idi.
Musul meselesinin müzakereleri esnasında Mustafa Kemal Paşa
sözünü kesip müdahale eden Ali Şükrü Bey’in üzerine yürümüş mecliste gergin bir
hava oluşmuştu. Tan Gazetesi sahibi Ali Şükrü Bey özellikle din konusunda ödün
vermeyen bir politika izleyerek Halifelik yanlısı broşür bastırdı.
Mecliste yoğun tartışmalarla süren seçimlerin yenilenmesi
kararının görüşüldüğü 27 Mart 1923’te Ali Şükrü Bey ortadan kaybolmuş, 2 Nisan
1923’te cesedi bulunmuştu.
Ali Şükrü Bey’in kaybolması, yakın arkadaşı olan Hüseyin
Avni Bey’de derin bir tesir bırakmış “Ey kâbe-i millet! Sana da mı taarruz? Ey
arayı millet! Sana da mı taarruz? Ey milletin mukaddesatı! Sana da mı taarruz?
(Lanet sesleri) (Bu millet ölmez, zihniyet ölmez, fikir ölmez sesleri)”
sözleriyle bu memlekette düşünceleri yüzünden bir adamının başına
gelebilecekler karşısında feryat etmiştir (s. 96).
Hıfzı Veldet Velidedeoğlu İlk Meclis adlı eserinde Hüseyin
Avni Bey’in, “Ali Şükrü’yü öldüren bilekleri kıracağız; o bilekler isterse
sırmalı paşa bilekleri olsun” sözlerini söylediğini ancak daha sonra meclis
tutanak dergilerinden çıkartılmış olmasından dolayı yerini bulamadığına dikkat
çekmiştir (s. 97). / Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, İlk Meclis, 1990, s. 129.
Bu olaydan sonra Meclis fazla çalışamamış ve 1 Nisan 1923’te
seçimlerin yenilenmesine karar verilmiştir.
Lozan Barış Müzakereleri hakkında meclisteki tartışmaların
sonuçsuz kalması, milletin kaderini etkileyen konuları tehlikeye sokma
ihtimalini de ortaya çıkarması dolayısıyla meclis seçim kararı ile kendini
yenileme kararı almıştı. Bu seçimlerde Hüseyin Avni Bey de dahil olmak üzere
muhalifliği ile bilinen hemen hiçbir mebus İkinci meclise girememiştir.
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder