Eşref Edib Fergan'ın Hayatı ve Türk Basın Tarihindeki Yeri - YLT
Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011
Eşref Edib, Batı Trakya’da,
Selanik vilayetine bağlı bir sancağın merkezi olan
Serez’de, Türkistan muhaciri
bir ailenin çocuğu olarak 1882’de dünyaya geldi.
Serez müftüsü İmâdüddin Efendi’den
din bilgisi ve Arapça
dersleri aldı. Hukuk doktorası yaparak öğrenimini tamamladı. Ebu’lula’nın sohbetlerine katıldı. İttihat ve
Terakki’ye yakın, dini değerleri öne çıkaran bir grupla ilişki içinde oldu.
Milli Mücadele yıllarında Mehmed Akif’le birçok zorlukları göğüslemiş,
Milli Mücadeleye tam destek vermişlerdir. …bu süreçte, Sebilürreşad ilk olarak
27 Kasım–15 Aralık 1920 tarihleri arasında Kastamonu’da, sonra da 3 Şubat 1921’den
itibaren Ankara’da “Kurtuluş Savaşının tek mecmuası olarak” yayımlanır.
Takrir-i Sükûn kanunuyla Milli Mücadele de büyük payı olan
dergi kapatılır. Eşref Edib ise, tutuklanarak İstiklâl Mahkemelerine sevk
edilir.
15 Aralık 1971’de vefat etti.
Yaşadığı dönemin, ehemmiyetli olan dergilerini yöneten Eşref
Edib, yazılarının çoğunu imzasız yazmıştır.
…
Lozan Antlaşmasının
imzalanmasından önce Mayıs 1923’te Sebilürreşad,
İstanbul’a geri döner. Kazanılmış olan bağımsızlığın İslâmi bir devlet sisteminin kurulmasına hizmet etmediğinin,
aksine tüm işaretlerin “Batılılaşmanın” devam edeceğini göstermesinin
anlaşılması üzerine, buna karşın şiddetli polemikler yayınlar, fakat bu
yazılarda Mustafa Kemal ismini kesinlikle zikretmez (s. 40).
Sebilürreşad’a göre, maddi ihtiyaçların, duyguların ve
teknik bilginin değişmesiyle birlikte Batı’nın gayeleri de değişmiştir. Batı toplumu gelişme ve
ilerlemesini takip etmemiş aksine; arkasından giderek onlara tabi olmuştur. Bir
toplumun sosyal gelişmesi bir gayeye göre tespit edileceği yerde kendisi değişmeye,
gelişmeye tabii olursa bundan o gayenin sosyal ve tabii gerçeklere ve
ihtiyaçlara uyum sağlamadığı ortaya çıkar.
Buna karşın İslâm, insan yaratılışına en uygun düzeni
getirmiştir. Fıtrata uymayan bir özelliği yoktur, İslâm mağrur ve iddialı olan
Akılcılık görüşünün vehimlerinden ve yanlış nazariyelerinden insanlığı kurtarmıştır
(s. 40).
Lozan antlaşması sonrasında İslâmcı kesimin meclisten ve
etkin odaklardan tasfiye edilme teşebbüslerinden Sebilürreşad da büyük ölçüde
etkilenir ve nihayet Şeyh Said isyanı bahane edilerek çıkarılan “Takrir-i
Sükûn” kanunuyla birlikte Milli Mücadele de büyük payı olan dergi kapatılır (6
Mart 1341/1925).
Eşref Edib ise, tutuklanarak İstiklâl Mahkemelerine sevk
edilir. Şark İstiklâl Mahkemesi Üyesi Ali Saib (Ursavaş), Eşref Edib’in aleyhine, meclis konuşması yapmış bir
milletvekilidir.
Eşref Edib, Sebilürreşad’ın yayımını durdurmak şartıyla
mahkemece serbest bırakılır (13 Eylül 1925).
Sebilürreşad dergisinin 1925 yılında kapanmasının ardından
yayın hayatına bir müddet ara vermek zorunda kalan Eşref Edib, bu sükûn halini
1940 yılında bozacaktır. Tabiî ki bu tarihin sebeb-i mucizesi, çıkması gündemde
olan İslâm Ansiklopedisine karşı muhalif tavır ya da bu ansiklopediye bir
alternatif oluşturma çabasıdır (s. 52).
Mayıs 1948’de
tekrar Sebilürreşad’ı yayımlamaya başladı.
Eşref Edib, Said Nursi hakkında üç kitap yayınlamıştır. Bu kitaplarda,
Said Nursi’ye ve
gelişmekte olan Nurculuk davasına
çok sempatik bakıldığı ortadadır.
1967 yılında yayınladığı, Kara Kitap yüzünden 163. Maddeye
dayanılarak mahkemeye verildi (1969), daha sonra beraat etti.
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder