3 Temmuz 2019 Çarşamba

Eşref Edib Fergan'ın Hayatı ve Türk Basın Tarihindeki Yeri


Eşref Edib Fergan'ın Hayatı ve Türk Basın Tarihindeki Yeri - YLT 
Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011



Eşref Edib, Batı Trakyada, Selanik vilayetine bağlı bir sancağın merkezi olan Serez’de, Türkistan muhaciri bir ailenin çocuğu olarak 1882de dünyaya geldi.
Serez müftüsü İmâdüddin Efendiden din bilgisi ve Arapça dersleri aldı. Hukuk doktorası yaparak öğrenimini tamamladı. Ebu’lula’nın sohbetlerine katıldı. İttihat ve Terakkiye yakın, dini değerleri öne çıkaran bir grupla ilişki içinde oldu.
Milli Mücadele yıllarında Mehmed Akifle birçok zorlukları göğüslemiş, Milli Mücadeleye tam destek vermişlerdir. …bu süreçte, Sebilürreşad ilk olarak 27 Kasım–15 Aralık 1920 tarihleri arasında Kastamonuda, sonra da 3 Şubat 1921den itibaren Ankarada Kurtuluş Savaşının tek mecmuası olarak” yayımlanır.
Takrir-i Sükûn kanunuyla Milli Mücadele de büyük payı olan dergi kapatılır. Eşref Edib ise, tutuklanarak İstiklâl Mahkemelerine sevk edilir.
15 Aralık 1971’de vefat etti.
Yaşadığı dönemin, ehemmiyetli olan dergilerini yöneten Eşref Edib, yazılarının çoğunu imzasız yazmıştır.

Lozan Antlaşmasının imzalanmasından önce Mayıs 1923’te Sebilürreşad, İstanbul’a geri döner. Kazanılmış olan bağımsızlığın İslâmi bir devlet sisteminin kurulmasına hizmet etmediğinin, aksine tüm işaretlerin “Batılılaşmanın” devam edeceğini göstermesinin anlaşılması üzerine, buna karşın şiddetli polemikler yayınlar, fakat bu yazılarda Mustafa Kemal ismini kesinlikle zikretmez (s. 40).

Sebilürreşad’a göre, maddi ihtiyaçların, duyguların ve teknik bilginin değişmesiyle birlikte Batı’nın gayeleri de değişmiştir. Batı toplumu gelişme ve ilerlemesini takip etmemiş aksine; arkasından giderek onlara tabi olmuştur. Bir toplumun sosyal gelişmesi bir gayeye göre tespit edileceği yerde kendisi değişmeye, gelişmeye tabii olursa bundan o gayenin sosyal ve tabii gerçeklere ve ihtiyaçlara uyum sağlamadığı ortaya çıkar.

Buna karşın İslâm, insan yaratılışına en uygun düzeni getirmiştir. Fıtrata uymayan bir özelliği yoktur, İslâm mağrur ve iddialı olan Akılcılık görüşünün vehimlerinden ve yanlış nazariyelerinden insanlığı kurtarmıştır (s. 40).

Lozan antlaşması sonrasında İslâmcı kesimin meclisten ve etkin odaklardan tasfiye edilme teşebbüslerinden Sebilürreşad da büyük ölçüde etkilenir ve nihayet Şeyh Said isyanı bahane edilerek çıkarılan “Takrir-i Sükûn” kanunuyla birlikte Milli Mücadele de büyük payı olan dergi kapatılır (6 Mart 1341/1925).

Eşref Edib ise, tutuklanarak İstiklâl Mahkemelerine sevk edilir. Şark İstiklâl Mahkemesi Üyesi Ali Saib (Ursavaş), Eşref Edibin aleyhine, meclis konuşması yapmış bir milletvekilidir.
Eşref Edib, Sebilürreşadın yayımını durdurmak şartıyla mahkemece serbest bırakılır (13 Eylül 1925).

Sebilürreşad dergisinin 1925 yılında kapanmasının ardından yayın hayatına bir müddet ara vermek zorunda kalan Eşref Edib, bu sükûn halini 1940 yılında bozacaktır. Tabiî ki bu tarihin sebeb-i mucizesi, çıkması gündemde olan İslâm Ansiklopedisine karşı muhalif tavır ya da bu ansiklopediye bir alternatif oluşturma çabasıdır (s. 52).

Mayıs 1948de tekrar Sebilürreşadı yayımlamaya başladı.

Eşref Edib, Said Nursi hakkında üç kitap yayınlamıştır. Bu kitaplarda, Said Nursiye ve gelişmekte olan Nurculuk davasına çok sempatik bakıldığı ortadadır.

1967 yılında yayınladığı, Kara Kitap yüzünden 163. Maddeye dayanılarak mahkemeye verildi (1969), daha sonra beraat etti.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder