Wilson Prensipleri Cemiyeti - YLT
Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006
Wilson Prensipleri Cemiyeti’nin kuruluşu, 1830 Ticaret ve
Dostluk Antlaşması ile başlayan ve zaman içerisinde gelişen Türk-Amerikan ilişkilerinin
bir sonucudur.
(Mondros sonrasında) Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik dar
boğaz, siyasi çalkantılar, istikrarsız hükûmetler, ardı arkası kesilmeyen
savaşların getirdiği sosyal problemler, dış borçlar, azınlıkların ayaklanması,
ordunun dağıtılması gibi nedenlerden dolayı Wilson Prensipleri Cemiyeti
mensupları ülkenin kurtuluşunu Amerikan mandasında görmüştür.
ABD Başkanı T. W. Wilson 8 Ocak 1918 Salı günü Amerikan Kongresi’nde
Wilson Prensipleri olarak ünlenen 14 maddelik barış programını açıklamıştır.
1. Bütün barış anlaşmaları açık olacaktır. Bu anlaşmalardan
başka, uluslararası gizli anlaşmalar yapılmayacak. Bundan böyle diplomasi açık olacak,
gizli diplomasi kaldırılacak.
2. Savaşta ve barışta denizlerde tam serbesti.
3. Barışı kabul eden ve onun idamesi için birleşen bütün
milletlerin arasında mümkün mertebe bütün iktisadi engellerin kaldırılması,
ticaret alanında eşit hakların tesisi.
4. Milletlerin silahlarını, iç emniyetlerini
sağlayabilecekleri en düşük seviyeye indirmeleri hususunda yeterli teminat
alınması ve verilmesi.
5. Bütün müstemleke talepleri, hâkimiyet meselelerinin
tayininde ilgili halkın menfaatleri, burayı müstemleke olarak idare edecek olan
devletin hakkaniyete uygun talepleriyle, aynı önemi haiz olması prensibine
sadık kalmak suretiyle serbestçe, açıkça ve tamamen tarafsızca ayarlanacaktır.
6. Bütün Rus arazisinin tahliyesi.
7. Diğer hür milletlerle birlikte hükümranlığı hiçbir
surette kısıtlanmaksızın Belçika’nın tahliye edilmesi ve eski hâline
getirilmesi.
8. Bütün Fransız arazisi tahliye edilmeli ve işgal edilmiş
kısımları eski hâline getirilmeli ve 1871 yılında Alsas-Loren meselesinde
Prusya tarafından Fransa’ya yapılan haksızlık düzeltilmelidir.
9. İtalya hudutlarının yeniden tespitinde İtalyan
milliyetinin açıkça kabul edildiği hat esas olarak alınmalıdır.
10. Milletler arasındaki mevkilerinin muhafaza ve teminat
altına alınmasını istediğimiz Avusturya ve Macaristan halkları muhtariyete kavuşmalı
ve kendilerine geniş gelişme imkânları sağlanmalıdır.
11. Romanya, Sırbistan ve Karadağ tahliye edilmelidir; işgal
edilmiş bölgeler eski hâline getirilmelidir; muhtelif Balkan Devletleri’nin
birbirleriyle olan münasebetleri tayin edilmelidir.
12. Osmanlı İmparatorluğu’nun,
Türklerle meskûn kısımlarına tam bir hükümranlık sağlanacak, fakat şimdi Türk
hâkimiyetinde bulunan diğer milletlere tam bir yaşama emniyeti ve muhtar bir
gelişme imkânı temin edilecektir. Çanakkale Boğazı milletlerarası bir teminat
altında bütün milletlerin gemilerine ve ticaretine daimi olarak açık bulundurulacaktır.
13. Leh olduğu şüphe götürmeyen ahali ile meskûn bölgeleri
içine alan bağımsız bir Lehistan Devleti kurulmalı ve bu devletin denizle emin
ve serbest bir irtibatı olmalıdır.
14. Küçük, büyük bütün devletlere karşılıklı olarak siyasi
bağımsızlık ve arazi bütünlüğü sağlamak maksadıyla özel anlaşmalarla bir genel
Milletler Cemiyeti teşkil olunmalıdır.
Wilson Prensipleri’nin doğrudan doğruya Osmanlı Devleti’ni
ilgilendiren 12. maddesinde başlıca üç mesele söz konusu edilmektedir:
a) Devlet’in Türkler ile meskûn arazisinde Türk
hükümdarlığının ibkası.
b) Türk hâkimiyetinde bulunan diğer milletlere geniş bir
muhtariyet tanınması.
c) Boğazların milletlerarası bir idarenin teminatı altında
bütün milletlerin ticaret gemilerine açık bulundurulması.
Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından sonra Avrupa’daki
Prens Sabahattin Bey taraftarı Jön Türkler de Prens Sabahattin Bey ile beraber Cenevre’ye
gelmiş ve orada bir kongre toplamışlardır. Bu kongrede Wilson Prensipleri
incelenmiş ve bu prensiplere uyularak Türklerle meskûn memleket topraklarının
Türklerin elinden alınmaması için Kongrede bazı kararlar almışlar ve Kongre’de
alınan kararları ihtiva eden bir beyanname hazırlamışlardır. Bunu Wilson’a,
İtilaf Devletleri Başvekillerine, Hariciye Nazırlarına, İsviçre’deki sefirlere
ve bütün matbuat ve ajanslara göndermişlerdir.
Wilson’un dünya barışına sağlayacağına inandığı ilkelerini
ilân etmesinden itibaren Türk basını Wilson Prensipleri’ni Osmanlı Devleti’nin kurtuluş
çaresi olarak görmüş ve büyük umutlar bağlamıştır. Türk kamuoyu Wilson
Prensipleri’nin 12. maddesine güvenmiştir.
Dönemin önemli aydınları Wilson Prensipleri’nin uygulanması
ile meydana gelebilecek bir barış ortamına başlangıçta olumlu bakmışlardır. Cenap
Şahabettin, Hâdisât gazetesinde yazdığı bir makalesinde beklentilerini ortaya
koyarak, Wilson ilkelerini tatbik edebilme imkânını tartışmış ve programın
temel ilkelerinin kuvveden fiile çıkarken ne dereceye kadar uygulanabilir
olduğunu sormuştur.
Mondros Mütarekesi sonrasında çok çeşitli amaç ve düşünceler
etrafında birtakım Türk cemiyetleri kurulmuştur. Bu cemiyetlerden bazıları Wilson
Prensipleri’ne inandıkları için, bazıları cemiyetlerinin faaliyetleri lehinde
kullanmak maksadıyla, bazıları da karşı oldukları için Wilson Prensipleri’ni
programlarına dahil etmişlerdir.
Wilson Prensipleri’nin Türk kamuoyunda kabul görmesinin
temel sebebi, Türk milletinin Misak-ı Millî ile sistemleştirdiği ve
gerçekleştirmeye çalıştığı Millî Mücadele’nin prensiplerin 12. maddesiyle
sağlanacağı yönündeki yaygın kanaat olmuştur. 12. madde ile paralellik arzeden
Misak-ı Millî, Wilson Prensipleri uygulandığı takdirde savaşılmadan ve kan akıtılmadan
gerçekleştirilmiş olacaktı.
Mütareke’nin 7. maddesine göre kendi çıkarları gereği el
koymayı plânladıkları yerleri işgal ederken, Türk bayrağını yırtarak, 16 Mayıs
günü İstanbul’da seyahat eden sadrazamın arabasını durdurarak ve uzun bir süre Veliaht
Abdülmecid Efendi’yi Dolmabahçe Sarayı’nda gözetim altında tutarak, siyasi ve
diplomatik nezaket kurallarını hiçe saymışlardır. İngilizler, bu davranışlarıyla
işgal olayına değişik bir boyut kazandırmış ve Türk milletinin onurunu kırıcı
bir tutum içinde olmuşlardır.
Wilson Prensipleri Cemiyeti, 4 Aralık 1918 Çarşamba günü,
kuruluş yeri ve merkezi İstanbul’da Vakit gazetesi idarehanesinin üst katındaki
Matbuât Cemiyeti’ne ait oda olmak üzere faaliyete başlamıştır. Bu Cemiyetin
kurucuları, Halide Edip Adıvar Hanım, Celaleddin Muhtar Özden, Ali Kemal ve
Hüseyin Avni Beylerdir. İlk idare heyetinde Halide Edip Hanım, Refik Halit
Karay, Ali Kemal, Hüseyin ve Kâtip Ragıp Nurettin Beyler bulunmuştur. Faaliyet
heyeti üyeleri ise şu isimlerden oluşmuştur: Âtî ve İkdam gazetelerinin
başyazarı Celal Nuri İleri, Akşam gazetesi başyazarı Necmettin Sadık, Zaman
gazetesi başyazarı Cevat, Sabah gazetesi başyazarı Ali Kemal, Yeni gazete
başyazarı Mahmut Sadık, Vatan gazetesi başyazarı Ahmet Emin Yalman, Yeni Gün
gazetesi başyazarı Yunus Nadi Abalıoğlu.
Cemiyetin nizamnamesi
1) Memleketin Akvâm Cemiyeti’nde müsavi hukûku haiz bir uzuv
ve beynelmilel mücadelede belli başlı bir âmil olabilmesi içi ihtisaskâr bir hükûmet
mekanizmasına mazhar olması, kendi ihtiyaclarına göre metin ve sâlim bir
surette inkişâf edebilmesi.
2) Bütün ahalinin Osmanlı vatandaşı sıfatıyla hayât-ı memlekette
iştirâk husûsunda müsavî hukûk ve vazâife mazhar olmasına ve istirahât, i’timât
ve saadetlerinin te’mîn edilmesini kâfil bulunacak şerâit ihdâsı.
3) Efkâr-ı umumiyesinin bir kısmında hakkımızda adem-i
i’timât ve sû-i teveccüh bulunan İtilaf Devletleri ile Amerika’ya i’timât
i’kası.
4) Hâricen siyasî ve iktisadî istiklâlimizin te’mîni, ecnebî
sermayesinin memlekete siyasî değil iktisadî bir esas üzerine girmesi. İktisadî
menâtık-ı nüfûs tefrîkine mahal kalmaması ve umûr-ı dâhiliyemize müdahale ihtiyâtlarına
karşı kavî bir sed vücûda getirilmesi.
5) Haricten izzet-i nefsimizi cerihadâr edecek murakâbe ve
vesâyet teklîfleri serdine mahal bırakmaksızın sırf kendi ihtiyaclarımızı ve
arzularımız nokta-ı nazarından haysiyetimize muvâfık ve İtilaf Devletleri’yle
Amerika için şâyân-ı kabûl bir millî programla ortaya çıkmak ihtiyâcı, müstakil
ve asrî bir millet sıfatıyla idâme-i mevcudiyet etmemiz için te’mîni mutlaka
icâb eden bu noktayı câmî bir tarz-ı tevsiye bulmak maksadı ile ve Avrupa’da
bugün mevcud vaziyet-i umûmiyeyi göz önünde bulundurmak sûretiyle muhtelif şuûbât-ı
idarede esaslı ıslâhât icra etmek üzere memleketimize muayyen bir zaman için
Amerikalı mütehassıslardan mürekkeb hey’et-i ıslâhiyeler celbi ve bu nokta-ı
nazarın sulh müzakerâtından evvel Amerika’ya ve Avrupa devletlerine isma’ı
muvâfık görülmüştür (s. 49-50).
Wilson Prensipleri Cemiyeti’nin esas amacı, Amerika’nın
dostluğunu kazanarak Wilson Prensiplerine uygun bir barışın gerçekleştirilmesi
için çalışmak olmuştur.
Wilson Prensipleri Cemiyeti mensupları 5 Aralık 1918’de
Wilson’a, İngilizce yazılmış bir muhtıra göndermişlerdir. Aynı gün İtilaf
Devletleri’ne de Fransızca yazılmış bir mektup göndermişlerdir.
Wilson Prensipleri Cemiyeti İtilaf Devletleri’ne gönderdiği
mektupta, Barış Konferansı’nın belirleyeceği sınırlar dahilinde
bağımsızlıklarının garanti altına alınmasını ve ülkede yapılacak reformlar için
Amerika tarafından bir komisyon oluşturulmasını isteyerek bu konuda
İngiltere’nin hakemliğini talep etmişlerdir.
Kurulduktan iki ay sonra Amerikan sempatisinin Ermenilerin
tarafında bulunduğu ortaya çıkınca Cemiyet faaliyetlerine son vermiştir (s. 70).
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder