3 Temmuz 2019 Çarşamba

Wilson Prensipleri Cemiyeti


Wilson Prensipleri Cemiyeti - YLT
Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006

Wilson Prensipleri Cemiyeti’nin kuruluşu, 1830 Ticaret ve Dostluk Antlaşması ile başlayan ve zaman içerisinde gelişen Türk-Amerikan ilişkilerinin bir sonucudur.

(Mondros sonrasında) Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik dar boğaz, siyasi çalkantılar, istikrarsız hükûmetler, ardı arkası kesilmeyen savaşların getirdiği sosyal problemler, dış borçlar, azınlıkların ayaklanması, ordunun dağıtılması gibi nedenlerden dolayı Wilson Prensipleri Cemiyeti mensupları ülkenin kurtuluşunu Amerikan mandasında görmüştür.

ABD Başkanı T. W. Wilson 8 Ocak 1918 Salı günü Amerikan Kongresi’nde Wilson Prensipleri olarak ünlenen 14 maddelik barış programını açıklamıştır.
1. Bütün barış anlaşmaları açık olacaktır. Bu anlaşmalardan başka, uluslararası gizli anlaşmalar yapılmayacak. Bundan böyle diplomasi açık olacak, gizli diplomasi kaldırılacak.
2. Savaşta ve barışta denizlerde tam serbesti.
3. Barışı kabul eden ve onun idamesi için birleşen bütün milletlerin arasında mümkün mertebe bütün iktisadi engellerin kaldırılması, ticaret alanında eşit hakların tesisi.
4. Milletlerin silahlarını, iç emniyetlerini sağlayabilecekleri en düşük seviyeye indirmeleri hususunda yeterli teminat alınması ve verilmesi.
5. Bütün müstemleke talepleri, hâkimiyet meselelerinin tayininde ilgili halkın menfaatleri, burayı müstemleke olarak idare edecek olan devletin hakkaniyete uygun talepleriyle, aynı önemi haiz olması prensibine sadık kalmak suretiyle serbestçe, açıkça ve tamamen tarafsızca ayarlanacaktır.
6. Bütün Rus arazisinin tahliyesi.
7. Diğer hür milletlerle birlikte hükümranlığı hiçbir surette kısıtlanmaksızın Belçika’nın tahliye edilmesi ve eski hâline getirilmesi.
8. Bütün Fransız arazisi tahliye edilmeli ve işgal edilmiş kısımları eski hâline getirilmeli ve 1871 yılında Alsas-Loren meselesinde Prusya tarafından Fransa’ya yapılan haksızlık düzeltilmelidir.
9. İtalya hudutlarının yeniden tespitinde İtalyan milliyetinin açıkça kabul edildiği hat esas olarak alınmalıdır.
10. Milletler arasındaki mevkilerinin muhafaza ve teminat altına alınmasını istediğimiz Avusturya ve Macaristan halkları muhtariyete kavuşmalı ve kendilerine geniş gelişme imkânları sağlanmalıdır.
11. Romanya, Sırbistan ve Karadağ tahliye edilmelidir; işgal edilmiş bölgeler eski hâline getirilmelidir; muhtelif Balkan Devletleri’nin birbirleriyle olan münasebetleri tayin edilmelidir.
12. Osmanlı İmparatorluğu’nun, Türklerle meskûn kısımlarına tam bir hükümranlık sağlanacak, fakat şimdi Türk hâkimiyetinde bulunan diğer milletlere tam bir yaşama emniyeti ve muhtar bir gelişme imkânı temin edilecektir. Çanakkale Boğazı milletlerarası bir teminat altında bütün milletlerin gemilerine ve ticaretine daimi olarak açık bulundurulacaktır.
13. Leh olduğu şüphe götürmeyen ahali ile meskûn bölgeleri içine alan bağımsız bir Lehistan Devleti kurulmalı ve bu devletin denizle emin ve serbest bir irtibatı olmalıdır.
14. Küçük, büyük bütün devletlere karşılıklı olarak siyasi bağımsızlık ve arazi bütünlüğü sağlamak maksadıyla özel anlaşmalarla bir genel Milletler Cemiyeti teşkil olunmalıdır.

Wilson Prensipleri’nin doğrudan doğruya Osmanlı Devleti’ni ilgilendiren 12. maddesinde başlıca üç mesele söz konusu edilmektedir:
a) Devlet’in Türkler ile meskûn arazisinde Türk hükümdarlığının ibkası.
b) Türk hâkimiyetinde bulunan diğer milletlere geniş bir muhtariyet tanınması.
c) Boğazların milletlerarası bir idarenin teminatı altında bütün milletlerin ticaret gemilerine açık bulundurulması.

Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından sonra Avrupa’daki Prens Sabahattin Bey taraftarı Jön Türkler de Prens Sabahattin Bey ile beraber Cenevre’ye gelmiş ve orada bir kongre toplamışlardır. Bu kongrede Wilson Prensipleri incelenmiş ve bu prensiplere uyularak Türklerle meskûn memleket topraklarının Türklerin elinden alınmaması için Kongrede bazı kararlar almışlar ve Kongre’de alınan kararları ihtiva eden bir beyanname hazırlamışlardır. Bunu Wilson’a, İtilaf Devletleri Başvekillerine, Hariciye Nazırlarına, İsviçre’deki sefirlere ve bütün matbuat ve ajanslara göndermişlerdir.

Wilson’un dünya barışına sağlayacağına inandığı ilkelerini ilân etmesinden itibaren Türk basını Wilson Prensipleri’ni Osmanlı Devleti’nin kurtuluş çaresi olarak görmüş ve büyük umutlar bağlamıştır. Türk kamuoyu Wilson Prensipleri’nin 12. maddesine güvenmiştir.

Dönemin önemli aydınları Wilson Prensipleri’nin uygulanması ile meydana gelebilecek bir barış ortamına başlangıçta olumlu bakmışlardır. Cenap Şahabettin, Hâdisât gazetesinde yazdığı bir makalesinde beklentilerini ortaya koyarak, Wilson ilkelerini tatbik edebilme imkânını tartışmış ve programın temel ilkelerinin kuvveden fiile çıkarken ne dereceye kadar uygulanabilir olduğunu sormuştur.

Mondros Mütarekesi sonrasında çok çeşitli amaç ve düşünceler etrafında birtakım Türk cemiyetleri kurulmuştur. Bu cemiyetlerden bazıları Wilson Prensipleri’ne inandıkları için, bazıları cemiyetlerinin faaliyetleri lehinde kullanmak maksadıyla, bazıları da karşı oldukları için Wilson Prensipleri’ni programlarına dahil etmişlerdir.

Wilson Prensipleri’nin Türk kamuoyunda kabul görmesinin temel sebebi, Türk milletinin Misak-ı Millî ile sistemleştirdiği ve gerçekleştirmeye çalıştığı Millî Mücadele’nin prensiplerin 12. maddesiyle sağlanacağı yönündeki yaygın kanaat olmuştur. 12. madde ile paralellik arzeden Misak-ı Millî, Wilson Prensipleri uygulandığı takdirde savaşılmadan ve kan akıtılmadan gerçekleştirilmiş olacaktı.

Mütareke’nin 7. maddesine göre kendi çıkarları gereği el koymayı plânladıkları yerleri işgal ederken, Türk bayrağını yırtarak, 16 Mayıs günü İstanbul’da seyahat eden sadrazamın arabasını durdurarak ve uzun bir süre Veliaht Abdülmecid Efendi’yi Dolmabahçe Sarayı’nda gözetim altında tutarak, siyasi ve diplomatik nezaket kurallarını hiçe saymışlardır. İngilizler, bu davranışlarıyla işgal olayına değişik bir boyut kazandırmış ve Türk milletinin onurunu kırıcı bir tutum içinde olmuşlardır.

Wilson Prensipleri Cemiyeti, 4 Aralık 1918 Çarşamba günü, kuruluş yeri ve merkezi İstanbul’da Vakit gazetesi idarehanesinin üst katındaki Matbuât Cemiyeti’ne ait oda olmak üzere faaliyete başlamıştır. Bu Cemiyetin kurucuları, Halide Edip Adıvar Hanım, Celaleddin Muhtar Özden, Ali Kemal ve Hüseyin Avni Beylerdir. İlk idare heyetinde Halide Edip Hanım, Refik Halit Karay, Ali Kemal, Hüseyin ve Kâtip Ragıp Nurettin Beyler bulunmuştur. Faaliyet heyeti üyeleri ise şu isimlerden oluşmuştur: Âtî ve İkdam gazetelerinin başyazarı Celal Nuri İleri, Akşam gazetesi başyazarı Necmettin Sadık, Zaman gazetesi başyazarı Cevat, Sabah gazetesi başyazarı Ali Kemal, Yeni gazete başyazarı Mahmut Sadık, Vatan gazetesi başyazarı Ahmet Emin Yalman, Yeni Gün gazetesi başyazarı Yunus Nadi Abalıoğlu.

Cemiyetin nizamnamesi
1) Memleketin Akvâm Cemiyeti’nde müsavi hukûku haiz bir uzuv ve beynelmilel mücadelede belli başlı bir âmil olabilmesi içi ihtisaskâr bir hükûmet mekanizmasına mazhar olması, kendi ihtiyaclarına göre metin ve sâlim bir surette inkişâf edebilmesi.
2) Bütün ahalinin Osmanlı vatandaşı sıfatıyla hayât-ı memlekette iştirâk husûsunda müsavî hukûk ve vazâife mazhar olmasına ve istirahât, i’timât ve saadetlerinin te’mîn edilmesini kâfil bulunacak şerâit ihdâsı.
3) Efkâr-ı umumiyesinin bir kısmında hakkımızda adem-i i’timât ve sû-i teveccüh bulunan İtilaf Devletleri ile Amerika’ya i’timât i’kası.
4) Hâricen siyasî ve iktisadî istiklâlimizin te’mîni, ecnebî sermayesinin memlekete siyasî değil iktisadî bir esas üzerine girmesi. İktisadî menâtık-ı nüfûs tefrîkine mahal kalmaması ve umûr-ı dâhiliyemize müdahale ihtiyâtlarına karşı kavî bir sed vücûda getirilmesi.
5) Haricten izzet-i nefsimizi cerihadâr edecek murakâbe ve vesâyet teklîfleri serdine mahal bırakmaksızın sırf kendi ihtiyaclarımızı ve arzularımız nokta-ı nazarından haysiyetimize muvâfık ve İtilaf Devletleri’yle Amerika için şâyân-ı kabûl bir millî programla ortaya çıkmak ihtiyâcı, müstakil ve asrî bir millet sıfatıyla idâme-i mevcudiyet etmemiz için te’mîni mutlaka icâb eden bu noktayı câmî bir tarz-ı tevsiye bulmak maksadı ile ve Avrupa’da bugün mevcud vaziyet-i umûmiyeyi göz önünde bulundurmak sûretiyle muhtelif şuûbât-ı idarede esaslı ıslâhât icra etmek üzere memleketimize muayyen bir zaman için Amerikalı mütehassıslardan mürekkeb hey’et-i ıslâhiyeler celbi ve bu nokta-ı nazarın sulh müzakerâtından evvel Amerika’ya ve Avrupa devletlerine isma’ı muvâfık görülmüştür (s. 49-50).

Wilson Prensipleri Cemiyeti’nin esas amacı, Amerika’nın dostluğunu kazanarak Wilson Prensiplerine uygun bir barışın gerçekleştirilmesi için çalışmak olmuştur.

Wilson Prensipleri Cemiyeti mensupları 5 Aralık 1918’de Wilson’a, İngilizce yazılmış bir muhtıra göndermişlerdir. Aynı gün İtilaf Devletleri’ne de Fransızca yazılmış bir mektup göndermişlerdir.

Wilson Prensipleri Cemiyeti İtilaf Devletleri’ne gönderdiği mektupta, Barış Konferansı’nın belirleyeceği sınırlar dahilinde bağımsızlıklarının garanti altına alınmasını ve ülkede yapılacak reformlar için Amerika tarafından bir komisyon oluşturulmasını isteyerek bu konuda İngiltere’nin hakemliğini talep etmişlerdir.

Kurulduktan iki ay sonra Amerikan sempatisinin Ermenilerin tarafında bulunduğu ortaya çıkınca Cemiyet faaliyetlerine son vermiştir (s. 70).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder