12 Ekim 2017 Perşembe

Hikmet Haberal - Turizmde Alternatif Ekolojik Turizm - Doğa Turizmi - Kırsal Turizm - Yayla Turizmi

Hikmet Haberal - Turizmde Alternatif Ekolojik Turizm - Doğa Turizmi - Kırsal Turizm - Yayla Turizmi
 
…eko turizm sayesinde kırsal alanlarda çevre bilinci gelişir. Kırsal alanlarda yaşayan insanlar yörenin sahip olduğu turistik arz değerlerinden gelir elde ettikleri için bu değerleri korumaya özen gösterirler.
Kırsal turizm her şeyden önce kırsal alanlar için istihdam ve gelir fırsatı teşkil etmektedir (kapitalizm afyonları). …turistik ürünün oluşması, turistin gelmesiyle mümkündür. (s. 2)

Genel Turizm Kavramları
Turizmin gelişmesi öncelikle, gelir düzeyinin artmasına ve buna bağlı olarak boş zamanın artmasına bağlıdır. (s. 7)

Turistik ürün: bireysel ürünler ve bir destinasyonun tümünü kapsayan toplam ürün olmak üzere iki farklı boyutta düşünülmeli. (s. 11)

Turistin bir ürünü tercih etmesi o ürün elemanlarının çekiciliğiyle açıklanır. Çekicilik unsuruna etki eden bileşenler çok çeşitlidir.

Çekim alanına etki eden doğal faktörler:
Su kaynakları başlı başına çekim nedenidir. Su odaklı rekreasyon faaliyetleri sürekli olarak çeşitlenmektedir. En çok turist çeken coğrafi mekânlarda mutlaka su unsuru yer alır (dere, göl, çağlayan vs.).  
Belirleyici coğrafi nitelikler turistler için cezbedicidir. Coğrafi unsurlar sadece manzara bakımından değil doğa yürüyüşleri, rafting, dağcılık vs. çeşitli doğa sporları organizasyonlarıyla da turistleri cezbedici hale getirilebilir. (s. 14)

…yerli halkın misafirperverliği, gelenek ve görenekleri, kültürü, siyasi yapısı, ekonomik yaşantısı ve eğitim durumu turizme direkt etki eder.

Ulaşım yeterli değilse, pazarlanan ürün ne kadar iyi olursa olsun turizm hedeflerini tutturmak mümkün değildir. Ulaşım olanaklarının çeşitliliği turizme açılan bölgeye ulaşım maliyetleri de düşürür ve bu yüzden bile tercih edilir hale gelmesine neden olabilir. (s. 15)

Konaklama tesisleri turizm geliştirme amaçlarından daha öncelikli bir unsurdur. Yeme-içme, barınma ve eğlence tesisleri konaklama başlığı altında düşünülmelidir. (s. 17)

Ekolojik Turizm
Ekoturizm kavramını 1983 yılında Hector Ceballos Lascurain ortaya attı. Başlangıçta doğası bozulmamış, insanların girmediği alanlara seyahati tanımlamak üzere kullanılmıştır. (s. 19)

2002 yılında Dünya Turizm Örgütü (WTO) eko turizmi “yeryüzünün doğal kaynaklarının sürdürülebilirliğini güvence altına alan, yerel halkların ekonomik kalkınmasına destek olurken, sosyal ve kültürel bütünlüklerini koruyup gözeten bir yaklaşım” olarak tanımlamıştır. (s. 20)

Eko turizmin olumsuz yanları
Ticari maksatla düzenlenen festival ve şovlar, yöredeki kültürel değerlerin orijinal yapısının bozulmasına sebep olabilir.  
Turizm faaliyetleri koruma-kullanma dengesini bozmamalıdır.

Sürdürülebilirlik
Bugünün fırsatlarını gelecek kuşakların ihtiyaçlarını tehdit etmeden değerlendirebilmek, sürdürülebilirliğin aslî ilkesidir.

Türkiye’de Eko Turizmin Tarihi
Ülkemizde 1956 yılında çıkartılan 6831 sayılı Orman Kanunu ile doğal varlıklarımızın milli park rejimine alınarak korunması yönünde çalışmalara başlanmıştır.
2002 yılında İstanbul’da Eko Turizm Derneği kuruldu. (s. 40)

Ülkemiz çok çeşitli doğal güzelliklere sahip olduğu halde uzun turizm yatırımları yıllardan bu yana deniz turizmi merkezli yürütülmektedir.
Eko turizm için sahip olduğumuz kaynaklar, turizm yatırımları için fırsat olarak beklemektedir.

Doğa Turizmi
Doğa turizmi, turizme açık doğal alanların korunarak yöre halkının ekonomisine katkı sağlamayı hedef edinen turizm anlayışıdır.

Sürdürülebilir doğa turizmi prensipleri
Doğa turizmiyle ilgili turistik tesisler (konaklama, eğlence vs.) doğal alanların mümkün olduğunca dışında olmalıdır.
Turistlerin ev sahibi yöre halkı olmalıdır.
Doğal alanların yanı sıra yöresel değerler turistlerin ilgisi çekecek şekilde sunulmalı, pazarlanmalıdır.
Doğal alanın özgün niteliği, turizm için gerekli bileşenleri sağlamayabilir; çok üstün nitelikteki doğal alanların birçoğunun turist taşıma kapasitesi düşüktür. Yatırım ve planlamalar turist taşıma kapasitesi çok düşük olan hassas tabiat alanlarından kaçınmalıdır.

Altyapı hizmetlerinin yeterli olmadığı alanlarda turizmin başarı şansı yoktur.

Kırsal Turizm
Kırsal turizmde amaç bir köy, çiftlik ya da dağ evinde konaklamak, kırsal kültürle temas kurmak ve tatil yapabilmektir.

Şehir dışında kalan ve insan yerleşiminin olduğu alanları (köy, mezra vs.) kırsal alan diye tanımlarız. Kırsal alanlarda ekonomik faaliyetler çok büyük oranda doğal kaynaklara dayalıdır. (s. 62)

Kırsal turizm ürünlerinin bileşenleri; ulaşım, kalacak yer, hizmet, destek hizmetleri ve aktivitelerdir. Kırsal turizmin cazibe merkezi yerel kültürdür.

Kırsal turizm için alt yapı hizmetleri tamamlanmış olmalı,
Konaklama maliyetleri, konaklama olanaklarını çeşitlendirmek suretiyle düşürülmeli,
Geleneksel içeriği dejenere etmeden çeşitli etkinlikler içermeli,
Çeşitli sportif faaliyetler için uygun imkânları olmalıdır. (s. 72-73)

DOKAP bölgesinde yayla yollarını birbirine bağlayacak olan “Yeşil Yol” projesi, kırsal turizm çalışmalarına yönelik bir alt yapı hizmetidir.

Yayla Turizmi
Kültür Bakanlığının hazırladığı Türkiye Turizm 2023 stratejisinde (…) yayla koridoru önceliklendirilmiştir. (s. 192-193)

Yayla Hayatı
Yayla hayatı haziran ayının başından Eylül ayının ilk haftasına kadar devam eder. Hava durumuna göre bu süre uzar veya kısalır.
Yaylada gün çok erken saatte başlar. Evvela sığırlar sağılır. Sütün kaymağı bir kaba, kaymağı alınan süt başka bir kaba konur.  Gün doğumuyla birlikte hayvanlar otlaklara salınır. Sığırları bulabilmek ve yabani hayvanları korkutmak için boyunlarına çıngırak bağlanır. Hayvanlar çıktıktan sonra ahır temizlenir. Ahırdan çıkarılan gübre bahçelerde kullanılabilir, ancak yakacak odun bulmanın kolay olmadığı birçok yaylada yakacak olarak kullanılır. Tezek olarak kullanılacak olan gübre ahırın iç duvarlarına sürülerek kurumaya bırakılır. Kuruyup tezek olan gübre yakacak ihtiyacına büyük ölçüde cevap verir.
Hayvanların sürekli otladıkları yerlerde tekrar ot bitmesi için, yaylacılar ortak bir karar alarak otlağı belli süre kullanmazlar. Bu süre zarfında hiçbir yaylacı sığırlarını o otlağa yaklaştırmaz. Bu uygulamaya koru denir. Otlar yeniden yeşerdikten sonra bütün yaylacılar aynı zaman içinde sığırlarını tekrar o otlağa salarlar. (s. 233-233)

Yayladaki birinci ayın sonunda koyunlar kırkılır. Kırkılan yünler temizlenip yıkanır. Bu yünlerden başta çorap olmak üzere çeşitli eşyalar örerler.

Mesur: Ahırda hayvanların önünde hafif bir çukur açılır, yemleri buraya konur. 
Koc/goç: ağaçtan yapılan çok basit tabure, kısa tomruk biçimindedir.

Yüksek yaylalarda yerel halkın “göç kovan” ya da “vargit” dedikleri acı çiğdemlerin açması (Colchicum speciosum), yayla dönüşü için işaret sayılır. Eylül ayından itibaren yayla dönüşü başlar.
---
Detay Yayıncılık

Ocak 2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder