Geleneksel Atmacacılık
Yırtıcılar, beslenme piramidinin üst
sıralarında yer aldıkları için doğal çevredeki olumsuzluklardan çok çabuk
etkilenirler.
Okan Arıhan & Sühendan Karauz Er - Yırtıcı Kuşların Göç Hareketi ve Doğadaki
Önemi
Türkiye (…) Avrupa, Asya ve Afrika
kıtalarını birleştiren köprü görevi yapması, Doğu Avrupa’yı Afrika’ya bağlayan
güzergâh üzerine bulunması ve ertafının denizlerle çevrili olması nedeniyle
Batı Palearktik’te kara üzerinde süzülerek göç eden özellikle yırtıcılar ve
diğer büyük kanatlı kuşlar türleri için ana göç güzergâhlarından birini
oluşturmaktadır. Göç esnasında 1.500.000’dan fazla kuş (…) Türkiye üzerinden
geçiş yapmaktadır. (s. 10)
Geniş kanatlı kuşlar sürekli kanat çırparak
uçamazlar.
Güneşin ilk ışıklarıyla toprağın üzerine
ısınır ve bir süre sonra yüzeydeki bu ısı hava tabakasına aktarılır. Isınan
hava tabakası dairesel bir şekilde yükselerek termal hava akımını oluşturmuş
olur. Geniş kanatlı kuşlar bu termal hava koridorlarında yükselir, belli bir
yüksekliğe uçtuktan sonra süzülerek alçalmaya başlar. Tekrar yükselmek için
başka bir termal hava akımını bulur.
Termal hava akımları sadece gündüz
oluştukları için bu kuşlar geceleri uçmazlar.
Süzülerek uçan kuşlar için bir diğer engel
denizler ve geniş su kütleleridir. Su çok iyi bir ısı tutucu olduğu için
üzerlerinde termal hava akımları oluşmaz. Göçmen kuşlar bu nedenle deniz
kıyılarını, adaları ve boğazları takip eder, karaların üzerinden göçlerini
gerçekleştirirler. (s. 11)
Sonbahar göçünde geniş kanatlı kuşlar kuzeybatıda
Kırklareli; kuzeydoğuda ise Artvin üzerinden Türkiye’ye giriş yaparlar.
İlkbahar göçünde de ağırlıklı olarak bu
noktaları kullanırlar.
Türkiye özellikle yaz atmacası ile küçük
orman kartalının en fazla sayılarda göç ettiği ülke konumundadır. (s. 12)
Meyvelere zarar veren sığırcıklar ve benzeri
küçük kuşlar özellikle atmaca, çakırkuşu, delice doğan vs. besinini teşkil
eder.
Yırtıcı kuşlar doğanın temizlik işçileridir
ve üzerinden beslendikleri canlıların doğadaki sayılarını dengeleyen canlı
gurubudur. (s. 13)
…bir meşe ağacında 900 farklı canlı
yaşayabilmektedir. Ölmüş ağaçlar özellikle küçük memeliler için önemli korunma,
barınma ve beslenme ortamını sunar. Yırtıcı kuşların önemli bir bölümü üremek
için yaşlı ağaçları tercih etmektedir.
Tarımsal faaliyetlerde kullanılan kimyasal
ilaçlar besin zinciri yoluyla yırtıcı kuşların dokularında birikerek fiziksel
ve davranışsal bozukluklara sebep olmaktadır. (s. 15)
Sancar Barış - Doğada Atmaca
Bilimsel sınıflandırmalarda Accipiter nisus
olarak tanımlanan atmaca, gündüz yırtıcıları takımından (Falconiformes),
Accipitridae ailesine adını veren bir kuştur.
…kanat açıklığı erkeklerde 62 cm, (s. 19)
Dişilerde ise 74 cm’dir.
Atmaca ağaçlıklı alanlarda küçük ve orta boy
kuşları avlayarak beslenen bir kuştur.
Üreme habitatı olarak daha sık ağaçlı
alanları seçmektedir. Ağaç sıklığı 2-4 m olan alanlar en ideal üreme alanı
olarak tespit edilmiştir. (s. 20)
Tüm dünyada Accipiter cinsine dahil 50
farklı tür bulunmaktadır. Ülkemizde atmacanın yanı sıra Çakırkuşu (Accipiter
gentilis) ve Yoz atmaca (Accipiter brevipes) da bulunmaktadır.
Resmi olmamakla birlikte atmacalar Doğu
Karadeniz Bölgesinde renklerine göre adlandırılırlar. Avcıların
değerlendirmelerine göre daha da çeşitlenebilen bu isimleri 3 ana bölümde toplamak
mümkündür. (s. 22)
1- Karalar: Doğada bulunan atmacaların %45-50’si
bu türler arasında yer almaktadır. İyi huylu olanları kıymetli olsa da genel
olarak huysuz ve avına gitmeyen türlerine sıkça rastlanmaktadır. Kara, Karanın
ufağı, Karanın büyüğü, Mçhita Kara, Kara kızıl, Boz Kara, Kel boz Kara, Açık
Kara, Kel boz kara Beyaz Karanın büyüğü, Karanın ispiri diye halk tarafından
isimlendirilmiş çeşitleri bulunmaktadır.
2- Kızıllar: Doğada bulunan atmacaların %35-40’ını
oluşturmaktadırlar. İyi avcı olarak bilinmektedirler. Kızıl, kızılın ufağı,
Kızılın büyüğü, Boz Kızıl, Çam kızıl, Mçhita Kızıl, Kçe Kızıl, Yanmış çam
Kızıl, Uça çam kızıl, Beyaz boz kıl, Kızıl ispiri diye çeşitleri bulunmaktadır.
3- Sarılar: Doğada bulunan atmacaların %10-20’sini
oluşturmaktadırlar. Atmacaların en asil türleri arasında yer almaktadırlar.
Avcıların dilinde Sarı ve İspiri Atmacaların piri olarak kabul edilmektedir.
Sarı, Sarının ufağı, Sarının büyüğü, İpek Sarı, Sarı Çam Kızıl, Sarı boz kızıl,
Açık sarı, Yanmış sarı, Beyaz açık sarı, Sarı ispiri diye çeşitleri
bulunmaktadır. (Atmaca türlerinin kaynakçası için: http://www.kuslar.gen.tr/atmaca.html)
Atmacalar tek eşli ürerler. Ancak her yıl
yeniden eşleşirler.
İlk yumurta genellikle mayıs ayında
yumurtlanır. Dişi kuş, gün aşırı bir yumurta bırakır. Yumurta sayısı ortalama
4-5’tir.
Yumurtalar ortalama 26 gr. gelir. 7 yumurta
yumurtlayan bir dişi, vücut ağırlığı kadar yumurta üretmiş olur.
Kuluçka süresi ortalama 33 gündür (bu süre
31-37 arasında değişebilir).
Yumurtadan önce çıkan yavru, yemek sırasında
da öncelik kazanır. Yeterli besin bulunamazsa son çıkan yavrular ölebilir.
Yavrular kendilerini ısırabilecek kadar büyüyünce dişi yuvadan ayrılmaya
başlar. (s. 24)
Atmaca genelde bir kuş avcısıdır ve
besininin % 97’sini kuşlar, geri kalanını ise küçük memeliler oluşturur.
Pek çok canlı türünde olduğu gibi genç
bireylerde ölüm oranı oldukça yüksektir. İlk bir yıl içinde erkeklerin % 69’u,
dişilerin ise % 51’i ölür. Doğada bilinen en yaşlı erkek atmaca 7,5 yıl, en
yaşlı dişi ise 12 yıl yaşamıştır. (s. 26)
Refik Lakerta, Ahmet İskender, Kemal
Bayraktar - Atmacacılık Geleneği
Yırtıcı kuş avcılığı, bu avcılıkta
kullanılan kuşun türüne göre adlandırılır.
Asurlar MÖ. 700 yıllarından daha önce
avcılıkta şahin, atmaca ve doğan kullanıyorlardı. Tarih boyunca yırtıcı
kuşlarla avcılık yaygınlaşarak devam etmiş belli dönemlerde bu iş örgütsel olarak
yapılır olmuştur.
Yırtıcı kuşlarla avcılık Türklerin geçmişinde
(…) de çok önemli yer tutmaktadır. Ancak en yaygın olduğu zaman dilimi Osmanlı
İmparatorluğu dönemdir.
Oğuz boylarının her birinin kendilerine
ongun (totem) olarak birer yırtıcı kuş seçmeleri avın dinî inançlarla olan
bağlantısını da göstermektedir. Şahin, kartal, çakır kuşu gibi kuşlar aşiret
halklarından saygı görür, bunlara ok atılmaz, avlanmaz ve eti de yenmezdi. Oğuz
Han’ın ongunu olarak seçilen Tuğra Kuşu ise somut değil, efsanevi bir varlıktı
ve gelecekte Osmanlı Hükümdarlarının mührüne de adını verecekti. (s. 29)
Av için yırtıcı kuş eğitme geleneği Osmanlı
döneminde kurumsallaştı. Saraya bağlı yırtıcı kuş avcılarının sayısının 600
kişiyi bulduğu olmuştur (17. Yüzyılda 622 kişi bu işle görevliydi). Saray
avcılarına hassa avcıları adı verilmiş ve bunlar Yıldırım Bayezid döneminde
sekbanlara dahil edildi. Sekban bölükleri içindeki 33. bölüğe “avcı,”
komutanına da “Serşikâri” denilmiştir.
Şikâr halkı denen kuş avcıları Tanzimat
sonrasında tarihe karıştı.
Atmacacılık Türkiye’de Doğu Karadeniz
Bölgesinde, Rize ve Hopa arasında yapılmaktadır.
Türkiye’de uygulanan geleneksel atmacacılık
4 farklı tarzda yapılmaktadır.
a) Yakalama
b) Elde gezdirme
c) Eğitme ve av yaptırma
d) Bulundurma
Yakalama: Bu gurup sadece yakalamaya
meraklıdır. (s. 30)
Elde gezdirme: Bu gurup atmacayı yakalamayıp
başkalarında da alabilir.
Eğitme ve av yaptırma: Atmacacı yakaladığı
atmacanın önce huyunu tespit eder: köpeklerden ürken atmaca av için uygun
değildir. Atmacanın avı sahibine verme konusundaki inadı da önemlidir. Atmaca
ancak gerekli niteliklere sahipse eğitilmek üzere alıkonulur.
Atmacanın eğitimi 5-10 gün sürer.
Bulundurma: Avcı kış boyunca atmacanın
hizmetini kusursuz şekilde yerine getirir. Tüy değiştirme zamanlarında bakım
daha özenli yapılır. Sahibine alışan atmaca asla kaçmaz, başkasına da yanaşmaz.
(s. 32)
Kuş ile Yakalama
Bu şekilde atmaca yakalama yöntemi en
popüler ve de en zor olanıdır. Her aşaması bilgi ve beceri gerektirir.
Atmacaların göç esnasındaki geçit yerlerine obalar (Çerge, Meteris, Tente,
Koliba) hazırlanır. Buralara üçgen ve dikdörtgen şeklinde ağlar kurulur. Üçgen
ağlarda dik kenarların ikisine 180-220 cm uzunlukta çubuklar geçirilir. (s. 38)
Uzun kenarına ise ip geçirilir. Çubuğun biri
yere sabitlenir. Diğer çubuk obanın kenarına çok ince bir iple dik duracak
şekilde bağlanır. Ağ, güneşte parlamaması için koyu siyaha boyanır.
Yaklaşık 1 km mesafede atmaca göründüğü
zaman avcı, kendini ve elini gizleyerek av olarak tuttuğu kuşu (ğaço) uçurur.
Ğaçoyu gören atmaca kuşa doğru hamle yapar. Atmaca, ava 50 m kala pike yaparak
pençelerini açıp kaparken ağa yakalanır. (s. 40)
Yakalanan atmacayı ağdan alırken hızlı değil
yavaş hareket edilmelidir.
Bir süre uzak mesafede bekletilmeli,
ardından ağzına birkaç damla su verilmeli ki sakinleşsin.
Mendille, çok sıkı olmayacak şekilde
bağlanmalıdır.
Kola oturtulmadan önce dezenfektanlı pamukla
ayakları ve tırnakları temizlenmelidir.
Atmaca kolda tutulurken ani ve hızlı hareket
edilmemeli, yüksek sesle bağırılmamalı, aşırı gürültülü yerlerde
durulmamalıdır. (s. 42)
Atmacayı kola oturtmak kolay değildir. İlk
denemede mutlaka uçacaktır. Asılı kalıp incinmemesi için, yumuşak bir bezden
yapılmış “bel bağı” denen, emniyet kemeri işlevi gören kemer kuşa takılmalıdır.
(s. 43)
Atmaca bir iki saat içinde sahibine
alışacaktır. Kolda oturmaya alışan atmaca yavaşça okşanarak insanlardan zarar
görmeyeceğine ikna edilir. Okşama işlemi rastgele yapılmaz. Avuç içiyle
atmacanın gagasının hemen altından başlayarak göğüs ve kanat başlarını
kavrayacak şekilde hafif temas halinde aşağıya doğru ve sürekli tekrarlanarak
yapılır. Atmaca bu esnada gagası ve pençesiyle sahibine hamleler yapacaktır. Bu
arada hindi gibi şişer ve rahatlama içgüdüsüyle silkelenir. Bu, ehlileşmenin
ilk işaretidir.
Bundan sonra atmaca, köpeğe gösterilir.
Atmaca-köpek ilişkisi çok önemlidir. Bıldırcın avında işbirliği yapmaları
gerekecektir. Bu nedenle iyi anlaşmalıdırlar. Atmaca köpekten korkarsa “kiyo
kiyo kiyo” diye bağırır. Halk arasında buna “köpek sayma” denir. Köpekten
korkan atmaca ile av yapılmaz.
Ava çıkarılacak olan atmacaya ava çıkacağı
günün sabahında aç bırakılır. Ava öğleden sonra gidilir. Aşırı sıcak ya da
soğuk havalar av için uygun değildir. Bıldırcını gören atmaca usulca
salıverilir. Atmaca bıldırcını yakalar ve yere konar. Avını yakalayan atmacanın
yanına hemen ve hızlıca yaklaşılmaz. Atmaca, avını gagalayıp tüylerini yolarken
usulca yaklaşmak gerekir. Atmacanın pençesi avının üstündeyken, avın kafası
kesilir ve atmacaya verilir. (s. 45)
Salma ve Kışlama
Ekim sonlarına doğru, atmaca göçü sona
ermeden, kışlatılmayacak olan atmacalar doğaya salınır.
Kışlayacak olan atmaca sıcak bir ortamda
saklanır. Tüneği, gürültüden uzak, günışığı gören, üstü kapalı, kolay
temizlenebilen bir yer olmalıdır.
Kışlayan atmaca kanat teleklerini ve
tüylerinin çoğunu döker. Tüy dökümü sırasında atmacanın protein ihtiyacı
artacağından beslenmesine çok dikkat edilmelidir. Normal koşullarda iki ay
içerisinde döktüğü tüylerin yerine yenileri çıkar. Tüy değiştiren atmacaya tüylek
denir. Tüy dökme işlemi tamamlanan atmaca kafesten, tutulduğu yerden çıkarılır.
Güneşlenebileceği bir yerde tutulur (bu sayede kanatlarının sertleşmesi
sağlanır). (s. 47)
---
TC Çevre Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve
Milli Parklar Genel Müdürlüğü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder