12 Ekim 2017 Perşembe

Gelenek Görenekleriyle Pazar

Adnan Solak - Gelenek Görenekleriyle Pazar


İlçenin Tarihçesi: Pazar, MÖ. 64 yılında Pompeius tarafından “Athena” adıyla kurulmuştur. Athena, Minerva - akıl güzellik ve hikmet anlamındadır.
Athena, uzun süre Roma’ya bağlı kalmıştır.

Trabzon’un fethinden sonra Athena, Osmanlı hakimiyetine geçti. Bölge, Ali Paşa emrindeki komutanlara tımar olarak verildi. (s. 13)

İlçe insanının başlıca geçim kaynağı çaydır. Çayın yanında az da olsa mısır, fındık ve narenciye de yetiştirilmektedir. (s. 14)

Kıyıdan içeriye doğru gidildiğinde don olayıyla karşılaşılır. Bulutsuz gecelerde don olayı meydana gelir. Halk arasında buna “hava ayaza çevirdi” denir. Don olayı nadiren Nisan ayında da görülür.
Yörede yaz aylarında kuraklık görülmez. (s. 15)

Mani
Geline kına koyduk
Ağla kızın annesi
Yarın akşam bu vakit
Sevinir kaynanası (s. 16)

Evlenme Gelenekleri
Beşik kertmesi genellikle yakın akraba ve komşu çocukları arasında görülen bir olaydır. (s. 17)

Eğer kız-erkek birbirini seviyor da bir taraftan engel çıkıyorsa hemen gündeme “kaçırma” olayı geliyor. Bu tür durumlarda aileler kendi aralarında anlaşıp bu durumu düzeltebiliyorlar.

Evlenme kızlar için genelde 20 yaşın altındadır.

Nişan süresi 1-4 yıl olabilir.
Nişanlılık evliliğin kesinlik kazanmış belgesi gibidir. Nişanı bozulan bir kızın evlenmesi çok güçtür.

Gelini hazırlayan (yenge) düğün boyunca onu temsilen yanından ayrılmazdı. Gelin evden çıkmadan önce gelinin kaldırılması için damadın en yakını (babası, dayısı, amcası) arasında pazarlık başlar. Aynı anda gelinin çeyiz sandığına bir erkek çocuk oturtulur ve bahşiş ister. (s. 18)

Gelin kalktıktan sonra dayısı onu dışarıya verdiği için bütün davetliler içinde damadın yakınları ile tekrar pazarlığa başlar. Bu pazarlık gelinin kendi evindeki mutluluğunun yeni evinde de devam ettirilmesi sözünün alınması içindir.
Gelin çıktıktan sonra bu ev kapatılır. Gelinden sonra kimse o evden çıkmaz.

Düğün alayı damadın evine yaklaştığında (…) gelin tarafı damat tarafı ile en büyük pazarlığa başlar. Gelin tarafı burada çok nazlıdır. Akla gelmedik istekleri olur (hastayız doktor getirin, yere halı serin vs.).
Gelin evin kapısına yaklaşırken asma dalına basması istenir (uzun ömür içindir). Yeni çiftlere şerbetler içirilir (şerbet mutlu ve tatlı dilli olmaları içindir).  
Gelin eve girdikten sonra evdeki ocağın üzerinden üç kez geçirilir (evde sürekli kalması için böyle yapılır). Bu sırada maniler söylenir.
Davetlilerle birlikte yemeğe oturulduğu sırada bazı eksiklikler olduğu bahanesi üzerine yeniden pazarlıklar başlar. Bu pazarlığa “mangalcılık” denir. (s. 19)

Düğünden sonra kızın yengesi 15 gün kızın evinde kalır. 15 gün üstüne bir eğlence daha yapılır. Yeni evli çift kızın babasının evine giderler. Damat burada 1 gece kalır. Kız ise 15 gün burada kalır. Çeyizlerini hazırlar ve yerleşmek üzere kocasının evine gider.
Birkaç gün sonra damat eve gelir. Evde damada çeşitli oyunlar oynanır. Yemekleri tatması istenir. Ayağına çelme takılabilir, başından aşağıya su dökülebilir. Bunun ardından enişteden üç boynuzlu koç isterler. Erkek tarafının düğün başı kim ise o gelir (üç boynuzlu koç olmadığı için) koç değerinde bahşiş öder. Bunun ardından yemek yenir ve eğlencelere devam edilir. (s. 20)

…gelin olacak kızın çeyiz olarak örülmüş en az üç yeleği (süveter) bulunması beklenirdi. Düğünü izleyen bir iki hafta bunları giyinmesi gerekirdi. (s. 27)

Mangalcılık
Köyde yapılan düğünlerde kına akşamı, “tilki” diye adlandırılan koyunun kız evine atılmasıyla başlar. Tilkinin kapıdan dışarıda kalan ipini kız evinden biri keserek ahıra bağlar. Tilkinin ipi elinde kalan erkek tarafı yenildiklerini anlayınca çok kızar fakat durumu belli etmez. Kimisi tilkiyi almayı başarır. Çünkü eski konaklarda evlerin içinden ahıra inen “kepenk” denilen bir yol daha vardır.

Mangal sofrasında masadakiler bir konuşmacı seçerler. Konuşmalarla mangal başlar. Mangalcılar çeşitli isteklerde bulunup bunların yerine gelmesini beklerler (içki ve sigara isteyebilirler). İstenenler yoksa onların değerinde para istenir. Pazarlıklar devam ederken soğuyan yiyecekler geri gönderilir yerlerine yenileri istenir. Yemekler yenir. Masadan kalkıp eğlenceye devam ederler. (s. 30)

Sosyal İlişkiler
Küçükler büyükler konuşurken söz girmezler. Yolda yürürken büyüğün önüne geçmezler. Küçüklerin saygısına karşı büyükler de küçüklere sevgi, şefkat gösterirler.
Evde yapılacak işleri baba belirler. Anne, planlanan işlere yardımcı olur. Ev dışı işler babaya aittir. Bağ bağçe, tarla işleri ağırlıkla kadın tarafından yönetilir. Çocuklara eşit muamele edilse de erkek çocukların yeri ayrıcalıklıdır.
Komşular arasında yardımlaşma çok önemsenir. Birinin bir ihtiyacı varsa komşular seferber olup yardımda bulunur. (s. 31)

Kemençe
Karadeniz kemençesi üç tellidir. Telleri zil teli, bam eli ve sağır teli diye adlandırılır.
Pazar’lı Ahmet Güngör meşhur bir kemençe ustasıdır.

Tulum
Derinin ayak yerindeki ağaç boruya “godo” ya da “lülük” denir.
Tulum bölümüne “gövde” çifte kamışın yerleştiği boruya da “nafu” denir. (s. 33)

Bilmeceler
Düzdür ova değil
Yeşildir çimen değil (deniz)
Naca bulaca, çıkar ağaca (fasulye)
Kum yardım kum çıktı, kumdan minare çıktı (mısır) (s. 34)

Git gelinim, gel gelinim, ayaküstü dur gelinim (kapı)
Ninemin eski fesi, yandan alır nefesi (yayık)

Karaoğlanı kulağından asarlar (tava) (s. 35)

Atasözleri
Sokma akıl yedi adım tutar
Yemem diyen kapı kurutur, yatmam diyen döşek çürütür
Ateşin zorunu kazan bilir
Kimse yüzümde kara var demez
Bayırda bağını, evinde sağımı, bağçebde arını eksik etme
Arı gibi eri olanın cennet gibi yeri olur (s. 37)

Arı ile karının gezeni bulur

Deyimler
Keyif bağışlamak (s. 38)

Fıkra
Tekne denizin tam ortasındayken Karadeniz’de müthiş bir fırtına kopar. Tekne bir o yana bir bu yana sallanır, rotayı bir türlü tutturamaz. Mürettebat ne yapacağını şaşırır. Birkaçı, kaptan Temelin yanına gelip sorar;
Ne yapalım kaptan?
Bağa bi pisula cetirun.
Tayfalar başladılar pusula aramaya ama hiçbir yerde bulamadılar. Elleri bomboş kaptanın yanına döndüler.
Pusulayı bulamadık kaptan, belki denize düşmüştür, şimdi ne getirelim?
Kaptan Temel bir denize bir de mürettebata baktı;
Çelime-i şahadet cetirun! dedi.(s. 50)

Yeni yıl eğlenceleri
Yeni yıl Ocak ayının 14’ünde kutlanır. Yeni yıl eaha çok evlere ziyaret şeklindedir.
Maniler söyleyerek komşu eve gidilir. Kapıdan içeriye torbalar atılır. Ev sahibinin torbaya hediyelik bir şeyler koyması beklenilir. Verilen hediyeye razı olunur.
Yılbaşı gününde eve erkek misafir gelmesi uğur nişanıdır; umulur ki o yıl bereketli geçecektir (erkek olmadığı yerlerde evlere horoz ve hatta öküz sokulduğu bile olurmuş). Akşamdan sonra evde tatlılar, börekler yenir, ocakbaşı sohbetleriyle geceye devam edilir. (s. 53)

Kocakarı İlaçları
Hastaları ateşin üzerine koyulan ilacın çıkardığı dumanla tütsüleyerek iyileştirmeye çalışılır.
Çıbanlar, üzerlerine geniş yapraklı ot kapatılarak iyi edilmeye çalışılır.
Uyuz olan kişi için kükürt, zeytinyağı, yumurta karışımı bir ilaç hazırlanır.
Uzun süre karda yol alıp gözleri körleşen bir kişi için; bir tas dolusu kar üzerine yanan kömür konur. Kömür karı eritir ve gri bir buhar oluşur. Hastanın yüzü tasa eğilir. Yaklaşık beş dakika kömür buharına tutulan hastanın yüzü havlulara sarılır. Bu uygulamayla kar körlüğü iyileştirilir. (s. 54)

Hastalanan hayvan iyi olsun diye kulağının kesildiği rivayet edilir.
Hasta hayvana karbonatlı su içirilir, tuz yaşatılır.

Batıl İnançlar
Çayın üstüne çay çöpü çıkarsa misafir gelir
Önce sol ayağına ayakkabı giyersen günün uğursuz geçer
Soba üstünde su kaynadıkça düşmanların çoğalır
Süpürge ile dövülen çocuk büyümez
Evde ıslık çalmak kötüdür, çünkü ıslık şeytanı çağırır
Kargaların bağırışları acı haber getirir.
Boş beşik sallanırsa çocuğun karnı ağrır
Evin damlasında akan suya işenmez, çünkü bu hareket cinlerin kinini çeker
Mayıs’ın ilk haftasında toprak oynatılmaz
Alnı açık insan zengin olur
Arpacık zengin olmaya işarettir (s. 61)

Hava tahminleri
Ormanlarda ağaçların sararması yukarıdan aşağıya doğru başlarsa o yıl çok soğuk geçer
Hayvanlar güneşli havalarda otlaklarda fazla kalıyorlarsa yakın zamanda hava bozar
Sabah görülen gökkuşağı yağmur yağacağına, akşam görüleni havanın açacağına işarettir
Geceleri hayvanların boyunlarındaki çıngıraklardan aynı frekansta sesler işitilirse bu havanın açacağına işarettir
Koyunların havaya bakıp melemesi büyük bir felaketin habercisi olarak görülür (s. 62)

Yemekler
Pekmezli ekmek (Pekmezoni)
Pipizoni
Hoşmeri
Papa
Ekmageş
Mafuş
Ekşaş
Hamsili ekmek (Kapç)

---


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder