12 Ekim 2017 Perşembe

Rize Sempozyumu - 2006: M. Köseoğlu, B. Yücel - Rize Arıcılığı, Sorunları ve Çözüm Önerileri

M. Köseoğlu, B. Yücel - Rize Arıcılığı, Sorunları ve Çözüm Önerileri (s. 524-527)
Rize’de koloni başına ortalama bal verimi 10 kg civarındadır. Bu oran Türkiye ortalamasının altında olup, her geçen yıl düşüş göstermektedir.
Koloni varlığına baktığımızda Türkiye 4.2 milyon koloni varlığı ile Dünyada Çin’den sonra ikinci; 72.080 ton toplam bal üretimi ve koloni başına 16 kg ortalama bal üretimi ile Çin, Arjantin ve ABD’den sonra 4. sırada yer almaktadır.

Kesin tarih tespit edilememekle birlikte 1880’li yıllardan itibaren Rize’de arıcılık yapılmaktadır. 1950’den sonra gezginci arıcılık yapılmaya başlandı. Arıcıların %95’i gezginci arıcılık yapmaktadır. Genellikle Haziran ayının başlarında Artvin, Erzurum ve Rize yaylalarına gitmektedirler.
Rize ve çevresi endemik tür bakımından oldukça zengindir. Orman gülü, yaban kestanesi, ıhlamur, akasya, karayemiş, ballıbaba arıların başlıca nektar kaynaklarıdır. (s. 524)

Rize’de üretilen ve özel isimle anılan balların başında Anzer balı, Başhemşin balı, Kama balı ve Çahmaz balı gelmektedir.
Bunlar arasında Anzer ve kestane balının anti-bakteriyel özelliği yüksektir. (s. 525)

İşçi arı 21 gün kuluçkada kaldıktan sonra petek gözünden çıkar. Bundan sonra 21 gün boyunca petek içinde çalışır (temizlik, larvaların beslenmesi vs.). Bu görevini tamamladıktan sonra nektar toplamak üzere kovandan dışarıya çıkar. (s. 526)

Rize’de yoğun olarak ana arı satılmakta. Buna karşın ana arıların genetiği ve verimliliği hakkında herhangi bir kayıt yahut araştırma bulunmamaktadır.
Gerçekte ana arı yetiştiriciliğinin her kademesinde seleksiyona tabi tutulması gerekirken, seleksiyondan haberi olmayan kişiler tarafından ana arı yetiştirilip satılmaktadır. Bu durum gelecekte genetik kirliliği arttıracak önemli bir sorundur. (s. 527)

---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder