Yalnız Gezenin Düşleri / Yalnız Gezerin Düşleri
1
İşte, yeryüzünde yalnızım; kendimle baş başayım; artık ne
kardeşim var, ne benzerim, ne de dostum.
Kendileri istemeseler de, onları sevebilecektim; sevgimden
ancak insan olmaktan çıkmak yoluyla kurtuldular.
Bu garip duruma düşeli on beş yıldan çok geçtiği halde, yine
de düş gibi geliyor.
Hiç değişmeyen, hala ne idiyse o olan benim
Sonunda, çabamın yararsızlığını, boşuna üzüldüğümü görüp,
geri kalan tek karara vardım ki, o da yazgıya başkaldırmadan boyun eğmekti. Acı
ve boşuna bir karşı koymanın yorgunluğuyla uzlaşamayan o her şeye katlanmanın
verdiği dinginlikle derdimi unutabildim.
Kaygı ve korku, işte sayelerinde kurtulduğum iki bela; bu da
bir kazançtır.
…uğradığım dertlere katlanırım, ama korktuklarıma asla.
…hala umudum vardı.
Hüzünlü ve aynı zamanda beklenmeyen bir olay, sonunda
yüreğimdeki bu zayıf umut ışığını da söndürerek yeryüzündeki yazgımı kesin bir
biçimde belirledi.
Boş yere üzüntü veren acı konulardan ayrılalım. Avuntuyu,
umudu ve sessizliği ancak kendimde bulduğum için, ölene dek yalnızım
Son günlerimi, kendimi incelemek ve yakında kendi hakkımda
vereceğim hesabı şimdiden hazırlamakla geçiriyorum.
Bu sayfalar, düşlemlerimin ancak düzensiz bir anı defteri
olacak. Onlarda kendimden çok söz edilecek, çünkü yalnızlık içinde düşünen bir
adam, doğal olarak kendisiyle uğraşır.
Yüreğim mutsuzluğun ateşinde temizlendi
Kendimi ne öveceğim var, ne de yereceğim; artık insanlar
arasında bir hiçim; onlarla gerçek ilişkim kalmadığından, hiçten başka bir şey
olamam. Hiçbir iyilikte bulunamaz oldum ki, kötülüğe çevrilmesin: kendime ve
başkasına zarar vermeksizin davranamıyorum; her şeyden kaçınma, elimden
geldiğince yerine getirdiğim bir görev biçimine girdi.
İlk "İtiraflar"ımla "Konuşmalar"ımı
düşmanlarımın aç ellerinden kurtarıp, gücüm yeterse gelecek kuşaklara
ulaştırmak kaygısıyla yazıyordum.
…artık umursamıyorum.
2
Bir ruh durumudur ki anısı yine ona döndürür, ve artık
duyumsanmayınca, anlaşılmaz olur.
"Bu dünyada ne suç işledim?" diyordum. Yaşamak
için doğmuştum, yaşamadan ölüyorum.
(düştü, başını çarptığı için bir an kendinden geçti)
Tanrı adaletlidir. O, çekmemi istiyor, ama suçsuz olduğumu
biliyor. İşte güvenim buradan gelmekte; yüreğim ve aklım, aldanmadığımı ilan
ediyorlar. Bırakalım talih ve insanlar istediklerini yapsınlar; ses
çıkarmaksızın çekmeyi öğrenelim; her şey sonunda dünyanın düzeni içinde eriyip
gidecek: benim sıram da er geç gelecektir.
3
Gençlik, bilgeliği öğrenme; yaşlılık da uygulama dönemidir.
İtiraf ederim ki, deneyim her zaman bir şeyler öğretir; ama daha yaşayacağımız
süre, zamanla ölçülüdür. Ölme zamanı gelince nasıl yaşamak gerektiğini
anlamanın ne değeri var?
İnsanları daha iyi tanımak, beni içine düşürdükleri acıları
daha iyi duymaya yaradı…
Doğarken girdiğimiz kavga alanından ölümle çıkarız. Ömrün
sonuna gelince yarış arabamızı daha iyi kullanmayı bilmenin kazancı nedir? Bize
kalan, işin içinden nasıl çıkılacağını düşünmekten başka bir şey değil. Yaşlı
bir kişinin daha öğreneceği varsa, o da ölmeyi öğrenmektir; ama, aksi gibi,
benim yaşımda en az yapılan da bu; ölümden başka her şey düşünülür.
Yalnızlık köşesinde düşünme, doğanın incelenmesi, evreni
gözlemleme, yalnız yaşayan bir insanı, her zaman, nesnelere ve yaratana doğru
atılmaya, her gördüğünün amacını, her duyduğunun nedenini tatlı bir kaygıyla
araştırmaya iter.
Karmaşık isteklerimin kararsızlığı içinde az umdum ve daha
az kazandım; ama, umutla yaşadığım günlerde bile, aradığımı sandıklarımın
hepsine kavuşsam da yüreğimin ne olduğunu bilmeksizin susadığı mutluluğu
bulamayacağımı duyumsadım.
Bütün sorun, şu yaşamı uygun biçimde yönetmekten başka bir
şey değilse, bilmek gerekirdi ki henüz gecikmeden (ve aldanmadan), elden
geldiğince yararlanabileyim.
Ödülünü bekleyenler için, yeğinliği azalmayan hiçbir acı
yoktur
İnsanın yanında götürebildiği, her gün çoğaltabildiği ve ölümün dahi değerini
düşürmesinden korkulmayan servet, ancak sabır, ılımlılık, boyun eğme, doğru
yöne yönelme ve yan tutmayan adalettir.
4
Hala ara sıra okuduğum birkaç kitap arasında beni en çok
ilgilendiren ve yararlı olanlar, Plutarkhos'un yapıtlarıdır.
Bir felsefe kitabında okuduğuma göre yalan söylemek, dışa
vurulması gereken bir gerçeği saklamaktır.
Başkalarına gerçeği borçlu bulunduğumuza göre, doğruyu ne
zaman ve nasıl söylemek zorundayız?
Genel, yani soyut gerçek, nimetlerin en değerlisidir.
…onu bundan yoksun kılmak da hırsızlığın en kötüsüdür,
Gerçeğin kimseyi ilgilendirmediği yerde, onun karşıtı olan
yanlış da ilgilendirmez
Ne olursa olsun, gerçekten ayrılmayalım; adalet, gerçek
demektir
Yalana karşı yaratılışımdan dolayı beslediğim nefreti,
hiçbir zaman, "İtiraflar"ımı yazarkenki kadar yeğinlikle duymadım
…doğruluk yolunu seçişim, doğru olma duygusundan çok gerçeği
sevmeme dayanır…
5
Yaşadığım yerlerden hiçbiri (pek güzel yerlerde yaşadım!)
beni Bienne Gölü'ndeki Saint-Pierre Adası gibi mutlu etmemiş, özlem
çektirmemiştir.
6
…iyilik de içinde olmak üzere bütün doğal eğilimlerimiz,
toplum içine sakınmasız ve önlemsizce götürüldüğü zaman nitelik değiştirirler
ve daha önce ne denli yararlıysalar o oranda zararlı olurlar.
…iyilik yapmanın verdiği tattan yoksun kılınmak için de onun
bir görev biçimine girmesinin yettiğini anladım.
7
Düşünce beni yorar ve üzgün kılar; düşlemse yorgunluğumu
alır, eğlendirir.
Beni bitkibilime bağlayan, dolaylı düşünceler zinciridir…
8
Mutlu görünmekle birlikte, duygularımdan hiçbiri yoktu ki
üzerinde biraz durunca hoşlanabileyim.
Dünyanın gürültüsü beni sersem ediyor, yalnızlık içimi
sıkıyordu
Başımıza gelen herhangi bir belada, etkisinden çok niyete
bakarız. Damdan düşen bir kiremit bizi çok daha ağır yaralar ama kötü bir elin
attığı taş gibi üzmez; taş hedefe değmeyebilir, ama niyet yapacağını yapar.
9
İnsan yüreğini tanıma konusunda az çok ilerlediysem,
çocukları görmek ve gözlemlemekten aldığım zevk sayesindedir.
Düşkünlüğün son derecesindeki insan, az bir şeyle kendisini
zengin görür: en düşük değerde bir madeni para bulan dilenci, altın kesesi bulan
zenginden daha çok sevinir.
…yalnızlık dışında, çevremin oyuncağıyım.
10
Yalnızlık ve kendi kendimle hesaplaşma zevki yüreğimde, onu
beslemek için yaratılmış sevgi duygularıyla birlikte doğdu.
Sevmek için kendimi dinlemeye gereksinmem var.
Gönlüme göre bir dost aramıştım; bu dost, oydu. Köyde
yaşamak istemiş ve muradıma ermiştim.
…
Les reveries du promeneur solitaire
…
Türkçeleştiren: Reşat Nuri Darago
Cumhuriyet Gazetesi, Dünya Klasikleri Dizisi
Temmuz 1999
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder