Rize ve Dolaylarında Bilinmeyen Tarih Gerçekleri
Rize Hoytur Derneği Yayını, Ankara, 1992
Bu makalenin girişinde, daha önce "Bir Alman
Dergisi'nde Çıkan HEMŞİNLİ Adlı Yazıdaki Yanlışlar" adlı yazıda verilen
bilgiler ele alınıyor.
MS. 79 yılında ölen Romalı Plinius Kıpçaklar'ın, Dağıstan
güneyindeki Derbend Kapısına, Kumanya Kapısı denildiğinden bahseder.
Plinius, Pont Denizine (Karadeniz'e) karışan Absarus
Çayından bahseder. 131 yılında, Rize-Batum arasındaki kıyıları da gören
Arrianos, Rize'ye (doğudan) 4 mil mesafede Asksarus Çayı ve Arhavi'den 8 mil
doğudaki Apsarus Çayı’ndan bahseder.
Türklerin Küçük Asya’ya 1071’den sonra geldiğini savunan
tezlere karşılık olarak, Skylax ve Arrianos gibi bölge tarihiyle ilgili en eski
metinlerde Hopa'daki “Apsarus” ve Rize’nin doğusundaki “Askaros” adlarının
geçtiğini belirten Kırzıoğlu bu yer adlarının Kıpçak Türklerine ait olduğuna
dikkat çekerek Türklerin yaşadığımız coğrafyadaki mazisinin iddia edildiği gibi
1000 yıl değil en az 2500 yıl eskilere uzandığını ortaya koyar.
Askur/Yazgır
Günümüzde boyu kısa, suyu çok gür bu çaya, hâlâ
"Askaros" denilmesi, Türkoloji bakımından, Anadolu'da yaşayan
"en eski Oğuzca coğrafya hâtırası" olarak, çok değerlidir.
İlk Gürcistan Tarihinde
Kartli Kıralı Varaz-Bakar(379-393) çağında, bu krala karşı
ayaklanan (yabancılar) arasında, "Deniz'den Arsıyan'a kadarki
K(a)lnrcet’in ahâlisi olan Klarclar’ın da
bulunduğu, belirtiliyor.
Öteden beri ilkbahar ile güzün, Artvin bölgesinden
Karadeniz'e esen, çok sert, sıcak ve kuru rüzgâra, Batum-Bize arasındaki yerliler,
"Kalaç/Kalaş” veya "Kalaç Yeli" demektedirler.
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder