Milli Tarihimizde Rize Bölgesi
19 Aralık 1986 (Kırzıoğlu'nun 19 Aralık 1986'da Rize Kültür
Sitesinde vermiş olduğu konferans metnidir)
Anadolu’nun kuzeydoğusunda, Çoruk solundaki BALKAR sıradağları
ile Karadeniz arasındaki çok sarp ve ormanlık dereler bölgesinde kurulan RİZE
İLİ ve çevresinin, bilinen ilk hâkim ahâlisi, "yuvarlakbaşlı,
bitişken-dilli" ve Türk ırkıyla akraba “Asyanikler”den idi.
HURRİLER, MÖ. 3500 yıllarında Azerbaycan ve Doğu-Anadolu’ya
yerleşerek: Kür, Aras, Çoruk ırmakları ile Yukarı-Dicle ve Fırat boylarında
Yurt tutmuşlardı,
Güney komşuları ASURLULAR bunları “Ur-Artu”
(=Yukarı-El/Yüksek-Ülke) adıyla anıyorlardı.
Urartulular MÖ. 850 yıllarında TUŞPA (Eski-Van Kalesi)
şehrini merkez edindiler.
Kralları MENUA (MÖ.810-786)
I. ARGİŞTİ (786-765 )
II. SARDUR (765-735)
II. Sardur'un, MÖ.765 yılından sonra Kars kuzeyindeki,
Çıldır Gölü güneyinde Taşköprü köyü üstündeki kayalıkta kazdırdığı çivi yazılı
kitabede, ilk defa Kulki/Kulkha adı ile, sonraki Yunan kaynaklarında geçen
Kolk/Koldit'lerden bahsedilmektedir.
KİMMERLER, MÖ. 2000’lerde Orta Asya’dan gelerek Karadeniz
kıyılarına yerleşmişler.
Oğuzlar/Türkmenler’in ataları 'olan SAKALAR, MÖ. 720 yıllarında
Hazar Denizi kuzeyinden gelerek KİMMERLER’ in ülkesini işgale başladılar.
Kimmerler'in Azak Denizi ile Kafkaslar arasındaki kolu,
SAKALAR'ın baskısıyla MÖ.714 yılında yurtlarını bırakarak, Kafkas geçitlerini
aştılar. Kür ve Aras ile Çoruh boylarına yayıldılar ve buralardaki URARTULAR,
onların yaman okçu olan atlı savaşçılarına yenilerek geri çekildiler. Bu yüzden
bir Asurlu kaynağı, Urartu kralı I. Rusa'nın M.Ö.713 yılında kuzeyde
"Gimmiray" (Kimmerler) ile savaşıp yenilince, kendi hançeri ile
intihar ettiğini belirtir.
Sakalar, M.Ö.680 yılında, Kafkas Geçitlerini (7) aşarak:
Azerbaycan-Gürcistan ve eski Urartu ülkelerine yayıldılar. Bu sırada Başbuğ
hükümdarları Partatua (Herodot'taki Protohyase) Asur'lu Devleti hududunda
görülünce, Asurlu Kralı Asurhadon (680-669), Sakalar'dan ülkesini korumak için
kendi kızını Partatua ile evlendirdi.
Partatua'nın oğlu Madova
(654-626) döneminde Sakalar, Sina'da Mısır Firavunu III. Psammetik'ten
M.Ö.634 yılında harac aldıktan sonra, oraların sıcağından hastalanınca, geri
çekilmişlerdir.
Firdevsi Şehnamesi'nde "Turan Pâdişahı Afrasyâb denilen
Madova Türk destanlarında ve kaynaklarında
"ALP ER TONGA" diye anılır.
MÖ.626’da Madova'nın Medlerce hile ile öldürülmesi üzerine, Asya'daki
üstünlükleri sona erdi.
1177 yılında Gürcistan Kralı III. Giorgi, Kıpçaklı kumandan
Kubasar sayesinde ülkesini Orbelyanların taarruzlarından kurtarabildi. 1177
yılına dek Gürcü ordusunun kumandası Orbalyanlara aitti.
Ptolemous'un coğrafyasında ve Gürcü kaynaklarında Şavşat,
Ardanuç, Artvin, Borçka ve Gönye'yi içine alan Sancağa "Kalarç"
denilmekte. "Kalaç" adlı büyük Türk uruğunun bir kolu olarak Saka
göçleriyle Aşağı Çoruk boyu ve Rize Batum arasına yerleştiği anlaşılıyor.
Kaşgarlı Mahmud'un "Yazğır", sonraki kaynakların
"Yazır" dediği Boz Ok koluna mensup bir topluluğun Rize ve çevresine
geldiği Askur (Azgur/Yazgur) adından anlaşılıyor.
Sakalar'ın "Sespeir" boyu günümüzde, İspir adıyla
anılmakta.
"Kartlis Çkhovreba"da ise Çoruk'un eski adının
Siper ırmağı olduğu ve Karadeniz'e de, bunların (Rize, Batum ve Acara dahil)
kıyılara hakim oluşundan "Siper Denizi" denildiği belirtilir.
Biz Çoruk ırmağı adınında, Kıpçak Türkleri kolundan
"Çor" uruğundan kaldığını tesbit ediyoruz.
Makedonyalı İskender'in haleflerini Kuzey Agganistan'daki
Baslkh/Bakteryadan başlayarak Horasan'dan kovan Sakalar'ın Daha kolundan Para
boyundan çıkan Arşek (Arsakes, 250-247) ve halefleri, hep Türkçe "pars ile
ayı karması yırtıcı anlamına gelen Arşak ünvanını kullanıyorlardı. Bu yüzden
Yunan ve Roma kaynakları dillerinde "ş" sesi olmadığından bunları
"Arsakid" ve sonraki İran kaynakları "A(r)şakaniyen" ve
istiklal kazandıkları Horasan kesimindeki Partiya'ya göre de
"Parhian/Partlılar" diye anılıyorlardı. Bunlar Dede Korkut
Oğuznamelerinde "Bayandur/Bayındur" diye gösteriliyor.
Arşaklı olan I. Mitridat (174-136), bütün İran ve Irak
hakimi iken, şimdiki Azerbaycan (Atropatakan) ülkesini de alıp, başkenti
Hamadan'a bağlamıştır.
II. Mitridat (123-88), 120 yıllarında batıya yöneldi: Hazar
Denizi batısında yeni fethedilen yerlere Val Arşak adlı kardeşini Uç Beği tayin
etti.
Val Arşak, Pot ülkesinide itaat ettirdi Giresun-Rize arasını
da aldı ve Kafkaslar kuzeyinden asi ahaliden "Vunt (Balang) Bulgar"dan
bir kolu getirtip, Yukarı Basen'de denilen şimdiki Kars yaylasına yerleştirdi.
Val Arşak'ın oğlu Arşak'da yendiği Pontluları baskı altında
tutmak için, Bulgarlar'dan kalabalık bir kolu (…) Bayburt çevresine ve Çoruk
solundaki dağlara yerleştirdi. Bu yüzden Bayburt İspir kuzeyindeki sıradağlara,
günümüze kadar "Balkar" ve hece kayması ile "Barkal" ve
buradan güneye esen yağmur bulutları getiren rüzgâra da "Barkal Yeli"
denilegelmektedir.
Ardaşes/Aksidaros (110-113), "Manua" adlı pehlivan
yapılı yiğidin uruğunu (…) Revan
kuzeyinde, merkezi Oşağan kalesi olan Alagez dağı ile Gökçegöl arasına yerleştirdi.
Bu uruğa geldikleri Hamadan bölgesine göre "Amad Uni" (Hamad
Hanedanı) denilmeğe başlandı.
Bunlar sonradan ateşe tapan Sasanlı İran baskısından
kaçarak, Bizans idaresindeki Rize bölgesine (626 yıllarında) gelip,
"Hemşen/Hemşin" bölgesine yerleşerek, adlarını bölgeye vereceklerdir.
"Yeryüzünde Hristiyanlığı ilk devlet dini olarak
benimseyen" Arşaklılar idi. Prens Anak'ın oğlu Suren Pahlav, Hristiyan
terbiyesi ile büyütülüp, rahip yetiştirilmiş ve "Grigor" adını
almıştır.
Horasan Arşaklılar kolundan bir prens olan Anak oğlu Aziz
Gregor'un benimseyerek kurduğu mezhebe "Grigoryanlık" denilmekte
olup, hep Türklük töresini yansıtmakta ve öteki Hristiyan Katolik, Ortodoks ve
Suryani mezheplerinden ayrılan şu esaslar bulunmaktadır.
a) Domuz eti haramdır ve domuz beslenmez
b) Tavşan uğursuzdur, eti de yenmez
c) Kabirtaşları, at ve koyun heykeli konma adetine göre
devam ettirilebilir.
d) Papazlar evlenir ve çocuk sahibi olur
e) Vaftiz Babası ailesinden kız alınıp verilmez (bu da bugün
Hazar Denizinden Sivas ve Adana'ya varınca, yerli ve göçebelerde
"Kirvelik" adeti olarak yaşaya gelmektedir)
f) Kadınlar, yabancı erkekleri görünce yaşmaklanır.
"Hemşinli/Hemşinliler üzerine, 1952 yılından beri
araştırma yazılarımı yayınlamaktayım.
Kıpçaklar kolundan gelen Lazlar'ın ataları, ikiz adlı olarak
tanınmıştır: ALAZAN= Alazlar/LAZLAR, ÇANARLAR MÖ. V. yüzyılda Karadeniz
kuzeyinde Saka/Skyt (İskit) adlı büyük bir Türk uruğunun ülkesini gezip görmüş
olan Heredot (IV, 17), Karadenize kuzeybatısından karışan Hypanis ırmağı
ortalarında, İskitler'in ekincilikle uğraşan Alazon (Alazlar) boyundan
bahseder.
Kartlis Çkhovreba'da her ikisine "İki Alazan"
denmektedir. İslam kaynakları, bu ikiz çayın yukarılarındaki savaşçı yerli
ahaliyi (Arapça'da "Ç" sesi olmadığından Sanariye ve Ermenice kaynaklarda
da Çanar'k (Çanarlar) diye gösterir.
Romalı Plinius, Arrianos "Lazlar"dan bahseder.
Rize kesimindeki bizim Lazlar, Karadeniz'in doğusundaki
koldan buraya gelmişlerdir.
Faş/Riyon ırmağı kaynaklarındaki "Suvan" denilen
Dağ Gürcüleri ise "Çanar" adının bozulmuşu olarak "Zanar"
deyimini, hem Lazlar, hemde ön göçerek boşalttığı bölgenin adı olarak
kullanmaktadırlar.
LAZLUK, batıda KEMER'den başlar ve doğuda ÇORUK'ta biter.
Bizans Kayseri Herakliyus Sasanlı Şehenşahı II. Khovrov'a
savaş açtığı sırada 626 yılında, Gürcü Beği Vaştyan'ın Çoruk'u geçerek Balkar
Dağları kuzey yamacındaki Dampur denilen şehri yaktığından, onun kız kardeşinden
doğma yeğeni Amadunili uruğu beği "Hamam" bu şehri yeniden imar
ederek, kendi adını verip Hamamşen (Hamam Abad/Hamam'ın şenlendirdiği) dedi.
1084’te KUMAN/KIPÇAK Türkleri, Azak Denizi ile Kafkas
sıradağları arasına çekilmişlerdi.
Apkaz Kartel Kralı II. Giorgi oğlu IV. David 1096 veya 1098
yılında, "Kıpçaklar Hükümdarı Şar Khan oğlu Atrak’ın kızı Gurandukht ile
evlenmişti.
aryal geçidinden topluca göçüp gelen Kıpçaklar aileleriyle
birlikte iyi yerlere yerleştirilip, bunlardan 40.000 seçkin savaşçılar aldı (…)
kendi ordusunu kurdu.
1118 yılında (…) Kıpçaklı Kubasar'ın ailesi ve akrabası
göçerek, Rize bölgesine geldiler.
Gürcistan Kraliçesi Tamar/Tamara, IV. Haçlılar Ordusu 1204
yılında İstanbul'u işgal ederek Bizans devletini yıkıp, yerine Lâtin Devletini
kurınca, oradan donanma ile kaçan ve kendine sığınan akrabasından Kominoslu I. Aleksis'e,
Kıpçaklı ordusu ile yardım ederek, onun Nisan 1204 de, Trabzon İmparotorluğu
adıyla yeni bir devlet kurmasını temin etti.
Osmanlı Fethi'ne kadar, Trabzon bölgesi: Karakoyunlu,
Akkoyunlu ve Ordu'daki Bayramlu Türkmenleri'nin akın edip, harac aldıkları bir
yer olmuştu.
(II. Mehmet tarafından Trabzon alındıktan sonra) Daha önce
şehirdeki Rumların çoğu ve çevredeki Rum köylülerinin bir takımı, Kırım'a
göçüp, orada yerleştiklerinden, 1475 de Kırım liman şehirleri Venedik ve
Cenevizlilerden alınıp, ilk tahrir yapılırken, bunlar "Turabuzoniyan"
diye yazıldığı görülüyor.
Sultan II. Bayezid'in oğlu Şehzade Sultan Selim'in 1511
yılına kadarki 20 yıl süren "Turabzon Sancakbeğliği" sırasında, 1501-1507 yıllarında aşırı Şiilik
ile Akkoyunlu Sünni Devletini yıkan Safevi Şah İsmail'in kırgın ve zulümden
kaçan Akkoyunlu Türkmenleri, en yakın Osmanlı toprağı olan, Turabzan Sancağına
aileleriyle birlikte sığındılar.
…o kadar kalabalık Akkoyunlu Türkmeni bu iki ilimiz
bölgesine gelip yerleşti ki, onların lehçesiyle bugün bile Rize'de ve
Trabzon'da, "KE" sesini "Ç" ve "GE"'yi
"C" biçiminde (Türç/Türk, Çatip/Katip, Coz/Göz, Cemi/Gemi
sözlerindeki gibi) söylenenlerin lehçesi, Tebriz ve Revan Türkleri ile, yine
1534-1545 de Kanuni Sultan Süleyman'ın Tebriz şehrinden göçürüp gönüllü iskan
ettirdiği Erzurumlular'ın konuşması gibidir.
Rize Tabzon bölgesine son ve dördüncü iskan, Yavuz Selim'in
Padişah olduktan sonra, Maraşlı ve Dulkadırlu oymakları ile olmuştur.
1877 de basılan Şâkir Şevket'in "Tırabuzon Tarihi"
bizde de Rize" adının Rumcada:
a) Pirinç/Çeltik /ekilen yer)
b) Dağ eteği anlamına geldiği tekrarlanmış; bunun adaşı olup
olmadığı araştırılmamıştır. Halbuki, ner pirinç yetiştiren, ne de dağ eteği
olan Erzincan'ın eski adı da, Sakalar'ın Khalyb boyundan kalma olarak,
ERİZA/EREZ idi. Küçük Arşaklılar bahsinde gördüğümüz, Hristiyanlığı resmi
devlet dini yapan Arşaklı III. Tiridat'ın (287-330), Roma'dan yanında getirdiği
katibi Agahthangelosd(V,CIX), 286 yılı vak'alarını anarken, Karasu/Fırat'ın sağ
yanındaki eski Erzincan için, "Anahit/Tapınağı bulunan Erez Şehri"
diyor.
…
Kaynak: Rize İhtisas Kütüphanesi; http://biriz.biz/rize/rizetarihi.htm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder