Lazlar - Hemşinliler'in Tarihçesi
Rizeliler Kültür ve Dayanışma Derneği Yayını, Ankara 1994
Önce, kimlere 'Laz' dendiğini ve neresinin
"Lazlık" olduğunu belirtmekte yarar görülmektedir. İslâmlığın
çıkışından beri yazılı kaynaklar, "Laz" adlı boyun, şimdiki Çoruk
ırmağı ağzının batısında ve Karadeniz kıyısındaki sarp ve ormanhk bölgede
yaşadığını göstermektedir. Lazlar, Islâmiyetin doğuşundan 150 yıl önce, Çoruk
ağzı ile Abhaza-Megrel sınırını ayıran Engür suyu arasındaki kıyılar ile
içeride Faş/Riyon ırmağı boylarında, Roma İmparatorluğuna bağlı "Lazika
Krallığında yaşamışlardır.
Lazlar, bugün aralarında üç lehçe ile, yazısız bir folklorik
dili konuşan ufak bir topluluktur. Doğuda, 1921’denberi yarısı "Acaristan
Özerk Cumhuriyeti'nde kalan Sarp köyünden, Batı'da Rize’nin doğusundaki Çayeli
ve Pazar ilçelerinin Kemer burnuna değin uzanan kıyı köyleri ile kasabalarına
yerleşmişlerdir.
Bunlar, bölgenin dağ köylerinde oturan, fırıncılık,
pastacılık, aşçılık ve terzilik gibi zanaatlarla dışarda çalışan, evlerinde ise
hayvancılık ve çiftçilikle uğraşan Hemşinliler ile komşudurlar (s. 1).
Toprak darlığı ve nüfus çokluğu yüzünden, geçimlerini
sağlamak için, büyük şehirlere ve kasabalara giderek esnaflık, şoförlük,
yapıcılık ve ticaretle uğraşan Lazlar, son yıllarda çay yetiştirmenin sağladığı
büyük kazançlar yüzünden, artık köyleri ile ilgilerini kesmemeğe dikkat
etmektedirler.
"Kartlis Çkhovreba'nın ilk bölümünde: Karadeniz-Hazar
Denizi ve Azak Denizi ile Van Gölü arasındaki kesimlerde yaşayan, sekiz ayrı
kavimden herbirinin, "Nuh-Nebi oğlu, Yafes oğlu Targam" adlı ulu
ata'dan türedikleri anlatılıyor.
HAY: Ermenilerin alası
KARTL: Gürcilerin atası
BARD: Aran/Karabağ Sakaları
MOVAKAN: Şirvan'daki Albanlar/Sakalar
HER: sonradan "Kakhet" denilmiştir
EG(E)R: Eger/Eker:Açar/Acara’da yaşayan kavmin atası.
…yerleri Kolkhis/Kolkid'de gösterilmiştir.
LEK: "Lezgi" de denilen, ince madenci ve kuyum
ustası Türklerin "ilak/ilek" uruğu kolunun atası
KAVKAS: Çerkesler'in atası (s. 2-3).
Lazlar, kendilerini hep "Laz" olarak adlandırmakta
ve başka ad kullanmamaktadırlar. Eski Iber kaynaklarında olduğu gibi Gürcüler,
Lazlar’a “Çan“, yaşadıkları yerlere “Çanet" demişlerdir. Ermeni kaynakları
ise; Faş/Riyon suyu boyundaki bu kavmi, çifte adla anarak, hem
"Canik" (Canlar), hem de "bazik" (Lazlar) diye
göstermektedir. Bölgelerinden dolayı, yine eski Ermenice kaynaklarda da
"Laz" karşılığında, "Eker-açi" (Eker-li) veya "Eker’k"
(Ekerler) denilmektedir (s. 6).
Strabon (X.Kitap, 111,18), Trabzon ile Appaitai (Apkaz)
arasındaki kavmi, Sanoy (Sanlar) adı ile anar.
Yunanca'da “ç” sesi olmadığından, “Çanlar” yerine, “Sanlar”
denmiştir
Ermenice kaynakları, Amuderya ötesindeki Türklere,
"Çen'k" (Çen'ler) deniyor.
İlk İslâm eserlerinde, Arapçada "Ç" sesi
olmadığından, Alazan boyundaki “Çanarlar"dan, hep “Sanariyye’ adıyla
bahsedilmektedir.
Kartel Tarihinin de gösterdiği gibi, Yor-Alazan (İki Alazan
arası), Makedonyalı İskender'den çok önceleri, Türklük bölgesiydi.
Tarih belgeleri ve dil delilleri, Laz/Alazan ve Çan/Çanar
boylarının, (…) Saka/Khazar urukları kolundan gelen Türk soyuna mensup
olduklarını ortaya koymaktadır.
Lazların, Alazan ve Çanar, (Arapça da Sanariyye) denilen
ikiz boyu, hem batıda Karadeniz kıyısı ile Faş/Riyon boylarında, hem de doğuda
Yor-Alazan çayları ve Kür boylarında birlikte yaşamışlardı (s. 10).
Lazlar, Müslüman olmadan önceleri de, kendi çocuklarını
satmaz, köle ve cariye ettirmezlerdi. Megreller ise, MÖ. VI. yüzyıldan ta geçen
asra kadar, öz evlâtlarını, ya vergi olarak hâkim Devlete verir veya kazanç
için başkalarına satmakla tanınmışlardır…
Hemşinliler
İranlılar ile Hıristiyan Bizanslılar arasında geçen yıkıcı
savaşlardan çok zarar gören Amudinler, Gürcistan Beyi (ve İran yanlısı)
Vaçyan'ın yakıp yıktığını "Dampur" kasabasını ve çevresinin
öncülüğünde şenlenen bu yeni yurtlarına, “Hamam-a Şen" (Hamam’ın
Şenliği/âbâdı) denilmeğe başlandı. (Zamanla bu coğrafya adı,
"Hemşen/Hemşin ve şenli/Horasan-Hemedarı Eleğez çevresinden gelme
Türkmen/Oğuz ahâlisi de, "Hemşenli/Hemşinli diye anılır oldu (s. 13).
Hemşinliler'in Osmanlı fethinden önce, İspir Atabekieri'ne
bağlanıp müslüman olmağa başladıkları, 1405'te İspir üzerinden Araklı'ya geçen
İspanyol elçisi Clavijo'nun "Seyahanâmeinde belirtiliyor (s. 14).
Hemşinde yaşayan insanların gelenekleri ve yaşayan halk
inanışlarından örnekler veriyor (s. 15).
Çamlıhemşin’deki bazı kabirlerde bulunan koyun heykelleri,
Türklerin çok eskiden buralarda yaşadıklarına dair en kuvvetli delilidir (s.
16).
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder