20 Ocak 2020 Pazartesi

Aleksander Puşkin - Dubrovski


Dubrovski

Eski Rus derebeylerinden Kirila Petroviç Troyekurov, yurtluklarından birinde yaşamaktaydı.
…il memurları Troyekurov adını duyduklarında tir tir titrerlerdi.

Emekli bir muhafız birliği teğmeni olan bu Dubrovski, Troyekurov’un en yakın komşusuydu ve yetmiş cana sahipti.

Mali durumu bozulan Dubrovski, görevinden ayrılmak ve elinde tek servet olarak kalan köyüne yerleşmek zorunda kalmıştı.

Dubrovski’nin oğlu Petersburg’da eğitim görüyor, Kirila Petroviç’in kızı ise babasının gözetimi altında büyüyordu.

Dubrovski: Köpekhaneniz olağanüstü. Adamlarınızın köpekleriniz kadar iyi yaşadıklarını sanmam.
Bu söz, köpekçilerden birinin ağırına gitti.
— Tanrının ve efendimizin sayesinde yaşayışımızdan bir yakınmamız yok çok şükür, dedi. Fakat doğrusunu isterseniz, bir başkası hatta soylulardan biri, yurtluğunu buradaki herhangi bir kulübeyle değiştirse hiç de fena olmazdı. Daha iyi ısınır, karnı daha çok doyardı hiç olmazsa.
Uşağın bu küstahça çıkışı, Kirila Petroviç’i kahkahayla güldürdü. (…) Dubrovski sarardı, fakat hiçbir şey söylemedi.

Ne! diye gürledi. Adamlarımı özür dilemek üzere ona gönderecekmişim, o da ister bağışlayacak, ister cezalandıracakmış ha! Kendini ne sanıyor bu adam?

Aradan birkaç gün geçti, fakat iki komşu arasındaki düşmanlık yatışmadı.

(Arazi davası görüldü, Dubrovski haksız bulundu)

Gelişinden birkaç gün sonra genç Dubrovski işleri ele almak istedi, ama babası ona gerekli açıklamalarda bulunacak durumda değildi.

Doktor istemez artık, dedi. Babam öldü!

Vladimir Andreyeviç, diye yanıtladı. Mahkeme geldi. Bizi Troyekurov’a veriyorlar. Bizi senin merhametinden esirgiyorlar!..

Bir daha tekrar ediyorum, diye bağırdı. İlçe mahkemesinin kararı gereğince, şimdiden sonra Kirila Petroviç Troyekurov’un malısınız. Onu da bay Şabaşkin temsil ediyor burada. Bay Şabaşkin’in bütün buyruklarını yerine getireceksiniz. Kadınlar! Sizler de sevip sayın onu. Çünkü o sizlere çok meraklıdır.

Dubrovski:
— Herkes burada mı? diye sordu. Evde kimse kalmadı ya?
Grişa:
— Memurlardan başka kimse kalmadı, diye yanıtladı.
Dubrovski:
— Kuru ot ya da saman getirin buraya, dedi.

Bir rüzgâr esti ve alevler bir anda bütün evi sardı.

Bütün ağızlarda Dubrovski adı dolaşmaktaydı. Herkes bu gözü pek eşkıyaların başında bulunan kişinin, ondan başka kimse olmadığına emindi.

İçlerinden çoğu Dubrovski’nin kişiliğinde bir roman kahramanını görüyor, yürekleri ondan yana çarpıyordu.

(Marya Kirilovna’ya) Adım korkutmasın sizi. Evet; babanızın bir lokma ekmekten yoksun ettiği, baba ocağından kovduğu ve haydutluk yapmak zorunda bıraktığı o mutsuz kişi benim. Fakat ne kendi adınıza ne de onun adına benden korkmanıza gerek var. Düşmanlık sona erdi. Bağışladım onu. Biliniz ki, onun kurtarıcısı sizsiniz. İlk kanlı zaferim onun üzerinde gerçekleşecekti. Yangın çıkaracağım yeri, onun odasına nereden gireceğimi ve kaçış yollarını nasıl keseceğimi tasarlayarak konağın çevresinde dolaştığım bir sırada, göklerin bir meleği gibi siz geçtiniz yakınımdan ve o anda yüreğimdeki nefret uçup gitti.

Kirila Petroviç: — Yanıma gel Mâşa, dedi. Sevineceğini umduğum bir haberim var sana. İşte sana bir nişanlı! Prens seninle evlenmek istiyor.

İğrenç, nefret edilecek bir kimse olarak görüyordu Prens’i şimdi… Nikâh bir cellat kütüğü, bir mezarmışçasına ürkütüyordu onu… Ümitsizlik içinde:
— Hayır, hayır! diye yineledi. Ölürüm, manastıra giderim, Dubrovski’ye varırım daha iyi!

Tören sona ermişti. Genç kız sevimsiz kocasının soğuk öpücüğünü duyumsadığı, orada bulunanların sevinçli kutlama sözlerini işittiği zaman bile, yaşamın sonsuza değin demirden bir kıskaç içine girdiğine, Dubrovski’nin uçarcasına gelip onu kurtarmadığına inanamıyordu.

Prens, yan cebinden bir yol tabancası çıkararak maskeli hayduta ateş etti. Prenses bir çığlık attı ve dehşet içinde elleriyle yüzünü kapadı. Dubrovski omzundan yaralanmıştı.

Artık çok geç. Nikâhlandım. Prens Vereyski’nin karısıyım ben.

Askerler ormanda, kuşatıyorlar bizi, diye karşılık verdiler.

Dubrovski’yi ölü ya da diri olarak ele geçirmek üzere bir bölük asker gönderildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder