20 Ocak 2020 Pazartesi

Aleksander Puşkin - Tipi


Tipi
Bizler için unutulmaz bir dönem olan 1811 yılı sonlarında Gavrila Gavriloviç R. adında iyi yürekli bir adam Nenarodova’daki çiftliğinde yaşamaktaydı.

(kızı) Marya Gavrilovna (…) yoksul bir kıta teğmenini gönlünün sultanı olarak seçmişti

Bastıran kış, buluşmalarına son verdi, fakat mektuplaşmaları daha bir canlılık kazandı.

…birçok kaçış tasarısını geri çevirdi. Ama en sonunda olumlu yanıtı verdi.

Mektubunda en dokunaklı ayrılık sözlerini kullanıyor, suçunun özrü olarak tutkusunun karşı konulamaz gücünü gösteriyor…

Dışarda hava tipiliydi. Rüzgâr uğulduyor, pancurlar sarsılıyor, takırdıyordu. Bütün bunlar bir uğursuzluğun belirtileri gibi görünüyordu Maşa’ya.

Tipi dineceğe benzemiyordu.

Vladimir’in arabacısı (…) Genç bayanla hizmetçisine (…) yardım ettikten sonra dizginleri kavradı, atlar dörtnala atıldılar.

Vladimir neden sonra yanlış bir yönde ilerlediğini anladı.
Vladimir, dehşet içinde yabancısı olduğu bir ormana düştüğünü anladı.

Tipi dindi
İlk kulübenin önünde kızaktan fırladı

— Jadrino buradan uzakta mı?
Jadrino’ya vardıklarında horozlar ötüyordu.

Tasarlanan kaçış olayını evde kimse bilmiyordu.

Kendimizi kandırmaya gücümüzün yetmediği sıralarda atasözleri şaşılacak kadar yararlar işimize.

Vladimir çoktandır uğramaz olmuştu Gavrila Gavriloviçlere.
Bundan böyle evlerine adım atmayacağını bildiren delikanlı, ölümden başka ümid edecek bir şeyi kalmayan bahtsız bir adamı artık unutmalarını rica ediyordu.
Aradan birkaç ay geçtikten sonra delikanlının adını Berodino savaşında büyük yararlık göstererek ağır yaralananlar arasında görünce düşüp bayıldı.

Gavrila Gavriloviç onu bütün servetinin biricik mirasçısı olarak bırakıp öldü.

Vladimir yaşamıyordu artık.
Anısının Maşa için kutsal bir değer taşıdığı görülüyordu.

Bu sırada savaş zaferle sona ermişti. Alaylarımız sınır dışında dönüyorlardı.

Marya Gavrilovna’nın çevresi genç kızı elde etmek isteyenlerle kuşatılmış durumdaydı

Burmin: Marya Gavrilovna’nın nerede olduğunu sordu.

Burmin: Sizi seviyorum, dedi. Sizi çılgın gibi seviyorum.
Biliyorum, âşıktınız bir zamanlar. Fakat sevdiğiniz adam yaşamıyor artık ve üç yas yılı geçti aradan...
Fakat, fakat dünyanın en bahtsız yaratığıyım ben... ben evliyim!
Dört yıldır evliyim. Üstelik karımın kim olduğunu, nerede yaşadığını, bir daha onunla görüşüp görüşmeyeceğimizi de bilmiyorum!

Nikâhımız kıyıldı.
Bize:
— Öpüşün, dediler.
Karım solgun yüzünü çevirdi bana. Tam onu öpmek üzereyken:
— Eyvah, bu değil! O değil bu! diye haykırdı, düşüp bayıldı.

Marya Gavrilovna Burmin’in elini yakalayarak:
— Tanrım, Tanrım! diye mırıldandı. Demek sizdiniz o! Hâlâ tanıyamadınız mı beni?


Türkçeleştiren: Ataol Behramoğlu
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
8. Baskı, 2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder