Tipi
Bizler için unutulmaz bir dönem olan 1811 yılı sonlarında
Gavrila Gavriloviç R. adında iyi yürekli bir adam Nenarodova’daki çiftliğinde
yaşamaktaydı.
(kızı) Marya Gavrilovna (…) yoksul bir kıta teğmenini
gönlünün sultanı olarak seçmişti
Bastıran kış, buluşmalarına son verdi, fakat mektuplaşmaları
daha bir canlılık kazandı.
…birçok kaçış tasarısını geri çevirdi. Ama en sonunda olumlu
yanıtı verdi.
Mektubunda en dokunaklı ayrılık sözlerini kullanıyor,
suçunun özrü olarak tutkusunun karşı konulamaz gücünü gösteriyor…
Dışarda hava tipiliydi. Rüzgâr uğulduyor, pancurlar sarsılıyor,
takırdıyordu. Bütün bunlar bir uğursuzluğun belirtileri gibi görünüyordu
Maşa’ya.
Tipi dineceğe benzemiyordu.
Vladimir’in arabacısı (…) Genç bayanla hizmetçisine (…)
yardım ettikten sonra dizginleri kavradı, atlar dörtnala atıldılar.
Vladimir neden sonra yanlış bir yönde ilerlediğini anladı.
Vladimir, dehşet içinde yabancısı olduğu bir ormana
düştüğünü anladı.
Tipi dindi
İlk kulübenin önünde kızaktan fırladı
— Jadrino buradan uzakta mı?
Jadrino’ya vardıklarında horozlar ötüyordu.
Tasarlanan kaçış olayını evde kimse bilmiyordu.
Kendimizi kandırmaya gücümüzün yetmediği sıralarda
atasözleri şaşılacak kadar yararlar işimize.
Vladimir çoktandır uğramaz olmuştu Gavrila Gavriloviçlere.
Bundan böyle evlerine adım atmayacağını bildiren delikanlı,
ölümden başka ümid edecek bir şeyi kalmayan bahtsız bir adamı artık
unutmalarını rica ediyordu.
Aradan birkaç ay geçtikten sonra delikanlının adını Berodino
savaşında büyük yararlık göstererek ağır yaralananlar arasında görünce düşüp
bayıldı.
Gavrila Gavriloviç onu bütün servetinin biricik mirasçısı
olarak bırakıp öldü.
Vladimir yaşamıyordu artık.
Anısının Maşa için kutsal bir değer taşıdığı görülüyordu.
Bu sırada savaş zaferle sona ermişti. Alaylarımız sınır
dışında dönüyorlardı.
Marya Gavrilovna’nın çevresi genç kızı elde etmek
isteyenlerle kuşatılmış durumdaydı
Burmin: Marya Gavrilovna’nın nerede olduğunu sordu.
Burmin: Sizi seviyorum, dedi. Sizi çılgın gibi seviyorum.
Biliyorum, âşıktınız bir zamanlar. Fakat sevdiğiniz adam
yaşamıyor artık ve üç yas yılı geçti aradan...
Fakat, fakat dünyanın en bahtsız yaratığıyım ben... ben
evliyim!
Dört yıldır evliyim. Üstelik karımın kim olduğunu, nerede
yaşadığını, bir daha onunla görüşüp görüşmeyeceğimizi de bilmiyorum!
Nikâhımız kıyıldı.
Bize:
— Öpüşün, dediler.
Karım solgun yüzünü çevirdi bana. Tam onu öpmek üzereyken:
— Eyvah, bu değil! O değil bu! diye haykırdı, düşüp bayıldı.
Marya Gavrilovna Burmin’in elini yakalayarak:
— Tanrım, Tanrım! diye mırıldandı. Demek sizdiniz o! Hâlâ
tanıyamadınız mı beni?
…
…
Türkçeleştiren: Ataol Behramoğlu
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
8. Baskı, 2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder