19. Yüzyıl Sonrası Türkiye'de Toplumsal Değişimlerin Konut Mekanına Etkisi
Kentler ve kentlerin fiziksel ortamını oluşturan binalar,
ülkelerin toplumsal yapı ve yaşam kültürlerini yansıtan somut öğelerdir
19. yy sonlarından itibaren Türk toplumunda bir sosyal
değişim süreci yaşanmış ve bunun neticesinde; toplumsal yapı, kurumlar ve
sosyal hayat farklılaşmıştır.
…günümüzde küreselleşmenin etkisiyle neredeyse toplumun
geleneksel yaşam biçimlerini tamamen terk ederek farklılaşmasıyla
sonuçlanmıştır.
Konut, mekan ile toplumun bir ara kesitini oluşturmakta ve
incelenen dönemlerin / kültürel yapısını
en iyi yansıtan olgudur (s. 1).
Mekan
Arapça mekan sözcüğü ‘‘kevn’’ kökünden gelir; var olma,
varlık, vücut demektir.
…mekan ancak algılayıcı konumundaki insan ile anlam
kazanmaktadır.
Konut / hane halkı için mekanı tanımlayan, sınırlayan
fiziksel bir birim,
Coğrafyanın sunduğu doğal kaynak ve malzeme olanakları
konutun doğal belirleyicileridir.
Ancak günümüzde bu durum farklılaşmıştır (s. 5).
19. Yüzyıl Öncesi Konuta Genel Bakış
Asya stepleri, yaşamaya, yerleşmeye elverişsizdir.
‘‘Yer kavramı’’ ve ‘‘vatan duygusu’’ bir anlamda topraktan
çözülmüştür. (Küçükerman, 1996).
Göçebe yaşam tarzı aile toplumunu getirmekte, (kadının önemi
artmakta)
Aileler kendi çadırlarında yaşar, çadırların bir araya
gelmesiyle de güven duygusunun pekiştirildiği toplulukları oluştururlardı. / s.
8
…çadırlar, yapı içinde odalara dönüşmeye başlamıştır.
Türk evinin biçimsel özellikleri ve gelişimi S. H. Eldem
tarafından rölöve ve restitüsyonlarla ortaya konulmuştur.
Türk Evinin en ilkel durumu ‘‘sofasız plan tipi’’ dir.
Odaların birbirleri ile ilişkileri yoktur. Her odaya dışarıdan girilir.
18. yüzyılda ortaya çıkan ‘‘İç sofalı Plan Tipi’’ geleneksel
Türk evinin en yaygın olanıdır.
18. ve 19. Yüzyıllarda öncelikle İstanbul’da ‘‘orta sofalı
plan tipi’’ uygulanmaya başlamıştır.
Sofa, odalar arası ortak bir mekandır. Türk evinin en
karakteristik öğelerinden biridir. Bütün oda kapıları sofaya açılır.
Sofa değişik yörelerde sergah, sergi, sayvan, çardak,
divanhane gibi isimler alırlar (s. 21).
Türkiye’de konut incelenirken çoğunlukla izlenmiş olunan yol
konunun zamansal olarak dört döneme ayrılmasıdır. Bu dönemler:
1. 19.yy ikinci yarısından Cumhuriyet’in ilanına kadar geçen
süre
2. Cumhuriyet’in ilk yıllarından 1950’lere kadar geçen süre
3. 1950’lerden 1980’lerin başına kadar geçen süre
4. 1980 sonrası olarak ayrılmıştır.
Osmanlı toplumunda Tanzimat sonrası yaşanan değişimler
toplumun iç dinamiğinin bir sonucu değildir.
19.yy / Köşk konak hayatı ağırlığını daha çok duyurmaya
başlamıştır.
Asıl yaşanan konutun dışında bir ‘‘sayfiye evi’’ sahibi olma
düşüncesi bu dönemde ortaya çıkar.
…ailelerin yaşantısı daha da dışa dönükleşmiş,
Konutlarda harem ve selam ayırımı zayıflamış ve konuk odası,
yemek odası gibi yeni mekanlar ortaya çıkmıştır.
Ardışık düzende sıralanan konutların, canlı bir organizmayı
oluşturan hücreler gibi mahalle ölçeğinde yerlerini almaları, başta yangın ve
salgın hastalıkların çok çabuk yayılmasına neden olmuştur (s. 27).
Fener- Balat bölgesine yerleştirilen Yahudiler, nüfus
yoğunluğuyla ters orantılı dar mekanlar içinde apartman mimarisinin ilkel bir
biçimi olan konut tipini yaratmışlardır.
19.yy’un sonlarına doğru birkaç katlı apartmanlar
Beyoğlu’nun siluetine katılırlar.
Yeni tipolojik değişimin ilk örneğini / “bitişik diziler
içinde yer alan’’ orta ve küçük konutlar vermektedir.
(Bitişik nizam sıra evler) bazı ortak özellikleri
paylaşmaktadır
Tek yapı için geliştirilen özelliklerin, söz konusu yapının
tekrarıyla / sokağa cephe düzeni, cumba ve balkonlarının ritmiyle, görsel
açıdan büyük bir etkinlik ve süreklilik katmaktadır (s. 34).
Apartmana geçiş önemli bir dönüm noktası olmuştur.
Konut tasarımı açısından, sofa ya da tüm odaların açıldığı
hol / farklı yapı jenerasyonlarını da birbirine bağlayan en önemli ortak
özelliklerden biriydi. Sofa hem seçkin ve varlıklı kimselerin görkemli
konutlarının, hem de mütevazi insanların sıradan konutlarının mekan
organizasyonunda en yaygın öğeydi (s. 39).
(İlk toplu konut) 1918 yılında, İstanbul’da 7500 konutun yok
olmasına yol açan yangında konutlarını yitiren ailelerin bir kısmı için bağış
yoluyla ve Vakıflar’a ait bir arsa üzerinde 124 konut ve 25 dükkan
yaptırılmıştır (s. 41).
…merkezdeki avluların / komşuluk ilişkilerini geliştiren
ortak açık mekanlar görevi yaptıkları yadsınamaz. …odalar dış çeperlere
yerleştirilerek ortak yaşantıdan uzaklaştırılmış, böylece aile mahremiyetinin
korunmasına özen gösterilmiştir.
İstanbul’da konak hayatı Tanzimat ile birlikte önem kazanır
ve II. Meşrutiyet ile birlikte çöküşe geçer.
19. yüzyılda toplumun içinde bulunduğu değişim sürecinin
etkisiyle geleneksel konutun kuruluş prensipleri önemini yitirmeye başlamıştır.
19 yüzyılın başından beri görülmeye başlayan işin evden
ayrılması / evin ‘‘özel alan’’ olarak algılanma sürecini başlatmış ve
dolayısıyla evin dış dünyaya açılan kapısı olan selamlığın fonksiyonlarını
yitirmesine neden olmuştur.
Evin odaları yavaş yavaş özelleşmeye başlamıştır. Artık tüm
fonksiyonları karşılayan Türk evinin en önemli unsuru olan oda parçalanmaya
başlamıştır (s. 43).
Cumhuriyet döneminde devlet eliyle yaptırılan ilk konut
uygulaması Mimar Kemalettin tarafından tasarlanıp Ankara’da inşa edilen sosyal
konut ‘‘Evkaf Apartmanları’’ (1927-1928) olmuştur (s. 50).
İlk on yılda toplum düzeni ve yaşam biçimindeki değişimle
mekanlarda hissedilen, eskiden kopma ve gelenekseli reddetme eğilimleri, ikinci
on yılda gelişen yeni konut tiplerine geçişi hızlandırmıştır (s. 57).
Bu dönemde eğitim görmüş mimarların yapılarında yenileşme istekleri
ağır basar.
Odaların, genellikle bir sofa etrafında toplandığı bu
mekanların Cumhuriyet sonrasında kullanım biçimleri değişmiş; önceleri her
ihtiyaca cevap verecek şekilde sabit elemanlarla (sedir, yüklük, dolap gibi.)
kurulan “Oda”lar daha sonra özelleşmeye başlamıştır.
…“sofa” ortak kullanım alanı olma özelliğinden uzaklaşarak;
bazen toplu yemeklerin yendiği aynı zamanda da odaların dolaylı olarak
ısınmasını sağlayan sobaların yerleştirildiği bir sirkülasyon alanı haline
gelmiştir (s. 60).
1950-60 arasındaki DP iktidarı kapitalist ilişkilerin
gelişmesini hızlandırdı.
…kırdan şehre zaten başlamış olan göç hızlandı.
Taşradan kente göç eden kesimin ikinci kuşakta da kentli bir
kimlik kazanamamıştır, ancak bu kesim kentli olamadığı gibi taşralı da değildi.
/ arabesk kültür
Televizyonun yaygınlaşmaya başlaması toplumda önemli etkiler
oluşturmuştur.
Devletin halkın konut sorununa sahip çıkmaması karşısında
halk kendi sorununu çözmek için bu yola başvurmuş / gecekondu
Emlak Kredi Bankası / ilk girişimlerinden biri 1947’de
başlanan İstanbul’daki Levent mahallesidir.
1930’larda memur sınıfı için sorun olan konut, 1960’larda
işçi sınıfının da sorunu haline gelmiştir.
Sabit ve düzenli geliri olmayan işçiler, banka
kredilerinden uzak durmuş daha ziyade kooperatiflere yönelmiştir.
…apartman, modern sanayi toplumlarının yeni belirmiş, orta
tabakalarının, işçi ve memurların konutudur. Onlarla beraber doğmuştur ve
toplumun orta tabaka yaratma biçimi ve hızı ile koşut gelişmiştir / s. 70
Konut mekanları ve mekan organizasyonları üzerinde en etkili
değişimlerden biri soba ile ısınan konutlardan, kalorifer ile ısınan konutlara
doğru yönelen değişimdir.
…bugün formülleşen üç oda bir salon plan tipleri kaloriferli
ısınmanın yaygınlaşması ile ortaya çıkmıştır (s. 72).
…misafir odası yavaş yavaş ortadan çekilmeye başlamıştır.
Misafirler için büyük bir mekanın ayrılması anlamsızlaşmıştır.
…buzdolabı ve çamaşır makinesi 1950 sonrası yaşama girmeye
başlamış dolayısıyla da yeni yapılan apartmanlarda mutfak ve banyonun
boyutlarını genişletmiştir.
80’lerin kültürel ikliminde her şey dışarı yansıtılırken,
evdeki mahrem sayılan mekanlar da kamuya açıldı. Ev sahipleri misafirlerini
evlerinin yatak odalarına kadar gezdirmeye başladı. Tüm toplumsal, sosyal
ilişkiler gibi ev yaşantısı da gözler önüne serildi (Gürbilek, 2001). / s. 75
Eskiden sık sık birbirlerini ziyaret eden aileler daha az
bir araya gelmeye başlamış ve sosyal hayat ev dışına taşıp, yeni Batılı
kalıplara girmeye başlamıştır.
1980 sonrasında kentte yeni bir rant olgusunu ortaya
çıkarmış / bir kısmı barınma amacıyla değil kentin rantından pay alma çabası
çerçevesinde ortaya çıkmıştır. Artık gecekonduların bir kısmı kullanım değeri
için değil değişim değeri için yani bir meta gibi alınıp satılmak için
yapılmaktadır (s. 77).
1990’lı yıllarda ekonomik açıdan üst gelir grubuna dahil
olan kesimler artık iyice zenginleşmiş olmalarının bir sonucu olarak
yaşadıkları mekanlarda kentin diğer kesimleri ile (daha çok yoksullarla)
karşılaşmak istemedikleri için İstanbul Bahçeşehir ve Kemer Country örneğinde
olduğu gibi şehrin dışında, yalnızca seçkin insanların oturduğu ve koruma
altındaki yapay cennetlerde yaşamaya başlamışlardır (s. 80).
2000’li yıllarla kapalı konut alanları inşaatlarında hızlı
bir artış olmuştur.
Servis mekanlarındaki değişimler / ikinci tuvaletler artık
depo olarak kullanılmaya başlanmış
…yaygınlaşan başka bir unsur da ebeveyn banyosudur.
Sonuç
Batılılaşmanın Devlet eliyle gerçekleştiği bu dönemde aile
yapısında ciddi değişimler olmadığı gibi Avrupa ile sürekli ilişki halinde olan
Gayrimüslim kesim ve İstanbul hariç konut kültüründe farklılaşma
görülmemektedir.
Devlet eliyle sıra ev şeklinde konutlar yaptırılmış, eski
mahalleler dizi ev mantığında, bitişik konutlar olarak inşa olmuşlardır.
Geleneksel unsurlar evin gerçek kullanıcısı, batılı unsurlar
ise tamamen konuklar içindir (s. 86).
Eskiden evin ve mutfağın çekip çevrilmesiyle birlikte
çocukların ve yaşlıların bakımını da üstlenen kadın artık eve gerekli zamanı
ayıramamaktadır. Bunun neticesinde yaşlılar kendi ihtiyaçlarını
karşılayabildikleri süre içerisinde kendi evlerinde yaşamaya devam
etmektedirler.
…
Zeylan, Pınar Kezban (2009), 19. Yüzyıl Sonrası Türkiye'de
Toplumsal Değişimlerin Konut Mekanına Etkisi, Yüksek Lisans Tezi, Mimar Sinan
Güzel Sanatlar Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder