Geleneksel Kırsal Mimaride Ekolojik Tasarım İlkeleri Artvin-Ardanuç Köyleri
…çalışmada Artvin’in ılımlı kuru iklim özellikleri görülen
Ardanuç ilçesinin kırsalında bulunan geleneksel evler ele alınarak
incelenmiştir.
Ardanuç ilçesinin geleneksel kırsal mimarisini oluşturan
özelliklere sahip 16 ev belirlenmiş…
Bu evler oluşturulan tablolar ile ekolojik tasarım ilkeleri
bağlamında analiz edilerek değerlendirilmiş…
Kırsal kesim ve köyler, ulaşımdaki zorluklar ve mevcut
malzemelerin uzun süre kullanımı nedeniyle genellikle mimari karakterini
korumaktadır
…ekoloji kelimesi, Eski Yunanca’da ev idaresi anlamına
gelmektedir. Bilimsel tanımı ise “canlıların hem kendi aralarında hem de çevre
ile ilişkilerini inceleyen bilim dalı” şeklindedir.
Toprak üstü ve toprak altı zenginliklerini ve mevcut arazi
formunu mümkün olduğu kadar az zedeleyecek şekilde binayı konumlandırmak
ekolojik tasarım anlayışının önde gelen kriterlerinden biridir.
…yapının kesitlerinin arazinin doğal formuyla uyumlu olduğu
tasarımları gerçekleştirmek gerekmektedir
Bir binanın toprağa gömülmesi, toprağın sıcaklık
dalgalanmalarına daha az duyarlı olması ve değişen dış iklimin etkisini
azaltması nedeniyle ısı kayıplarını azaltır
…kuzey yarım küre için güneye yönelen eğimli araziler kuzeye
yönelen arazilere göre güneş ışınlarını daha dik alırlar. Bu nedenle arazi
eğimi kuzeye doğru olduğunda daha fazla ısıtma ve güneş ışığına ihtiyaç
duyulur.
Güneş enerjisinden en iyi şekilde yararlanabilmek için
güneye bakan alanlar yerleşim alanı olarak seçilmeli
Ilımlı-kuru iklim bölgelerinde ısı kayıplarının azaltılması
için evlerin kuzey cephesinin büyük ölçüde toprağa gömülü olması avantajlıdır.
Binanın / yüzey alanı arttıkça; ısı kaybı ve dolayısıyla
ısıtma talebi de artmaktadır. Bu nedenle ekolojik tasarımlarda kompakt formlar
esas alınmalıdır.
zorlu iklimlerde en az yüzey alanının dışarıya sunulması
önerilir.
Yatay düzenlenmiş pencereler güneş ışınlarının geniş alana
yayılmasını sağlarken dikey düzenlenmiş pencereler ise mekân derinliğince
ışınların yayılmasını sağlar. Kışın güneşin yataya yakın konumda olması
ışınların düşey pencerelerden mekânın en derin kısımlarına ulaşmasını sağlar
(s. 18).
Ilımlı-kuru iklim bölgesindeki geleneksel konutlar, yapı
malzemesi olarak çevrede çok bulunan taş ve kerpiçten oluşan yığma sistem ile
yapılmaktadır.
Yığma taş duvarların kalınlıkları en az 50-60 cm olarak
uygulanmış, bu duvarlar ısı tutuculukları sayesinde iklimin sert etkilerinin iç
mekânlara geçmesine de engel olmuşlardır.
Bağdadi / çıtaların arasında kalan boşluğun havalandırılması
sayesinde çok ince duvarlarda bile, kusursuz bir yalıtıma olanak vermektedir
Taş, neme ve doğal koşullara dayanıklılığı sebebiyle,
yapının zeminle temas ettiği kısımlarda yapı malzemesi olarak ve yapının
duvarlarında taşıyıcı veya dolgu malzemesi olarak kullanılmaktadır
Ardanuç İlçesi
İlçede, M.Ö. VIII. yüzyılda sırasıyla Urartular, Sakalar ve
İskit Türkleri, M.S. 75’ten sonra ise eski Oğuz kollarından olan Hazarlar,
Barseller ve Bağratlılar yerleşmişlerdir. İlçe, 810 yıllarında Gürcü
egemenliğine girmiş / Anadolu Selçuklularının akınları sırasında yöreye
Türklerin yerleştikleri görülür.
Uzun yıllar Selçukluların yönetiminde kalan Ardanuç, Moğol
istilası sonrasında Moğolluların ve ardından Timur, Karakoyunlu, Akkoyunlu ve
İran Safavi devletlerinin hâkimiyetinde kalmıştır. Kanuni Sultan Süleyman
zamanında Erzurum Beylerbeyi İskender Paşa 1551‘de Ardanuç’u fethederek
Osmanlılara katmış / 93 Harbi sonunda yapılan antlaşma ile Rusya’ ya bırakılan
İlçe, Birinci Dünya Savaşı sırasında yapılan halk oylaması sonucu tekrar
Osmanlı İmparatorluğu’na katılmıştır. Mondros Mütarekesi’nden sonra Ardanuç,
önce İngilizlerin sonra Gürcülerin istilasına uğramış, Gümrü Antlaşması ile 7
Mart 1921’de de Türkiye’ye katılmış
Ardanuç 1945’te merkezi Tütünlü köyü olmak üzere ilçe haline
getirilmiştir. Daha sonra ilçe merkezi önce 1949 yılında Gevhernik Kalesi’nin
altında bulunan Adakale’ye, 1952 yılı sonlarında da bugünkü yeri olan Meydanlar
mevkiine nakledilmiştir.” / s. 24
Doğu Karadeniz Bölgesi ikliminin etkisi altındadır. İlçedeki
köylerin birçoğu ormanlıktır ve hayvancılığa dönük geniş alanların varlığı
dikkat çekmektedir. Tarım arazisinin dağınık ve topoğrafyanın dağlık olması nedeniyle
bölgede dağınık yerleşme görülmektedir.
Ardanuç, ortalama yüksek sıcaklığın yaz aylarında yükseldiği
ve kış aylarının serin geçtiği ılımlı kuru iklim bölgesindedir.
Bölge için temel geçim kaynakları arasında orman ürünlerine
dayalı ormancılık faaliyetleri de hayvancılık kadar önemli bir yer tutmaktadır.
Köylerin çoğunluğunun orman köyleri olması orman varlığının
etkilerinin her alanda olduğu gibi kırsal mimaride de görülmesini sağlamıştır.
Adakale Mahallesi, Artvin ilinin en eski yerleşim alanlarından
biri olup, III. Derece Kentsel Arkeolojik Sit Alanıdır.
Adakale mahallesinde genellikle bahçe içerisinde kâgir ve üç
katlı olan evler eğimden faydalanarak araziye yerleşmiştir. Alt katların tamamı
ve üst katta bacaların olduğu arka duvarı taş duvar, diğer duvarlar çakatura
denen bağdadi duvar sistemiyle inşa edilmiştir.
Meydanlar mevkiinde genel karakteristik mimariyi yansıtan ev
kalmamıştır.
Evlerin çevresinde bulunan, kırsal yaşam tarzının
gerektirdiği ahır ve merek gibi eklentiler tomrukların üst üste bindirilmesi
şeklinde inşa edilmiştir.
Kürün, hayvanların su içtiği
çeşme yalağının adıdır.
kürünler yaş olarak kesilen ağacın oyulmasıyla oluşturulur.
Ayrıca kürünler, kırpılan koyun yünlerinin yıkanmasında da kullanılmaktadır.
Ev yapımında yörede bol bulunan, kolay sağlanan ve güveye
karşı dayanıklı ağaç cinsi seçilir. En çok kullanılan iğne yapraklılardan çam
ve ladindir. Toprakla temas eden ahırlarda rutubet çok olduğu için çürümeye
dayanıklı olan çıralı çam cinsleri tercih edilir, ahır kirişleri (koşat) için
de; eğer bulunabilirse, ardıç kullanılır. Bunlardan başka, bol olduğu yerlerde
gürgen, kestane ve kızılağaçtan da ev yapımında yararlanılır.
Arazide eğim fazla olduğu ve evler genelde yamaçta inşa
edildiği için iki katlı olan evlerin alt katlarının bir kısmı toprağa gömülü
olmakta ve bu kısım taş duvardan örülmekte bu şekilde ev nemli olan topraktan
olumsuz etkilenmemektedir.
Genellikle iki katlı olan evlerin alt katları tomrukların,
üst katları ise kerestelerin köşelerde geçme yöntemiyle üst üste
bindirilmesiyle inşa edilmiştir (s. 34).
Ahşap yığma yapılarda ağırlığın toplandığı köşe kısımlarına
‘köşetaşı’ denilen temel taşları yerleştirilir, bunların üzerine ahşap kirişler
atılarak yığma duvar devam ettirilmiştir. Ahşap yığma duvar sisteminde ağaç
tomruklar birbiri üstüne bindirilerek, köşelerde kara boğaz geçme yöntemi ile
birleştirilip 30 cm dışarı taşırılmıştır. Bu sistem çoğunlukla hayvan barınağı
ve kış odasının bulunduğu zemin katlarda uygulanmıştır (s. 35).
Artvin ve civarında çakatura olarak adlandırılan bağdadi
olarak da bilinen duvar sistemi; yatay ve dikey (25-30 cm aralıkla) doğrultuda
birbirleriyle birleştirilen duvar taşıyıcı direklerinin arasına sık aralıklarla
çıtalar çakılarak oluşturulan ızgara aralarının çamurdan taşa kadar çeşitli
malzeme ile doldurulduktan sonra üzerlerinin sıvanması ile elde edilmektedir
(s. 36).
Çatılar bedevra denilen ahşap malzemenin ağaç lifleri düşey
gelecek şekilde üst üste bindirilmesi ile oluşturulur (s. 37).
Kıyıdan içerde olmasına karşın etrafı dağlarla çevrili ve
yükseltisi az olan Ardanuç yöresinde iklimin az yağışlı ve yumuşak oluşu
hayatlı (çardaklı) ev tiplerini geliştirmiştir.
Ardanuç geleneksel kırsal evlerinde 3 farklı plan tipi
görülmektedir. Geleneksel evlerde baskın unsur yerel adı ayvan olan
balkonlardır. Bütün odalar günlük işlerin görüldüğü yanları açık ayvana
açılmaktadır. En fazla görülen plan tipi dış sofalı (ayvanlı) tiptir. 2 ya da 3
odanın açıldığı dış sofalı tip en temel tip olarak düşünülebilir. Oda sayısı
arttıkça evlerde köşe sofalı (ayvanlı), t sofalı(ayvanlı) tipler oluşmuştur (s.
40).
Büyükbaş hayvanların tutulduğu ahırlarda danalar için ahşap
çitle (çeperle) ayrılmış ‘danalukh’ denilen alan da bulunmaktadır. Ahırdaki
hayvanların dışkıları (akpun), denilen duvardaki delikten (kömzek) ahırın
dışına atılıp akpunluk denilen kısımda biriktirilerek kurutulup gübre olarak
çayırlara serilmektedir. Gündüz ahırın havalanması ve hayvan dışkısının (akpun)
atılması için açık tutulan kömzeklerin kapakları geceleri kapatılır (s. 44).
Ardanuç / Rakımı yüksek olan köylerde toplu yerleşim daha
fazla görülmektedir.
Ardanuç geleneksel kırsal evlerinde; ılımlı-kuru iklime
uygun, kareye yakın dikdörtgen planlı ve daha az hareketli cephelere sahip
rüzgârdan korunmuş kompakt formlar kullanılmıştır.
Sonuçlar
Ardanuç Köylerinin Genel Özelliklerine ilişkin Sonuçlar
• 1000 m’nin altında olan ve nispeten sıcaklık ortalaması
fazla olan köylerde bahçe tarımı yapılmaktadır.
• 1000-1500 m arası yağış değerlerinin arttığı, ormana ve
yaylalar kuşağına yakınlığı ile hayvancılığın yoğun olarak yapıldığı köylerdir.
• 1500 m den itibaren sıcaklık ortalaması azalmakta,
yağışlar azalarak kar halinde yağmakta ve belli bir yükseltiden sonra bütün yıl
boyunca erimemektedir. Bu köylerde hâkim ekonomik faaliyet hayvancılıktır.
• Kırsal yerleşmelerin genel olarak konumlarına bakıldığında
çoğunluğunun yamaç yerleşimi olduğu, köy yerleşim tipinin ise toplu veya
dağınık olduğu görülmüştür (s. 101-102).
kırsal yerleşimlerin / yamaçta kurulması
eğimli arazinin olanaklarını kullanarak iki katlı olarak
inşa edilmesi
toprağa gömülü olan evlerin / ısı kayıplarının azaltılması
Evlerin geniş yüzeyleri güneş enerjisini en fazla
alabilecekleri şekilde güneyli yönlere dönüktür.
Taş malzemeden yapılan kalın duvarlar yazın iç mekânın serin
olmasını, kışın sıcak kalmasını sağlar.
yarı açık mekân olan ayvanlar güneyli yönlere dönüktür.
Yöresel Sözlük / s. 107 vd.
…
Uygun Altunkaya, Gizem (2019), Geleneksel Kırsal Mimaride
Ekolojik Tasarım İlkeleri Artvin-Ardanuç Köyleri, Yüksek Lisans Tezi, Karadeniz
Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder