12 Şubat 2023 Pazar

Geleneksel Kırsal Mimaride Ekolojik Tasarım İlkeleri Artvin-Ardanuç Köyleri

Geleneksel Kırsal Mimaride Ekolojik Tasarım İlkeleri Artvin-Ardanuç Köyleri

…çalışmada Artvin’in ılımlı kuru iklim özellikleri görülen Ardanuç ilçesinin kırsalında bulunan geleneksel evler ele alınarak incelenmiştir.

Ardanuç ilçesinin geleneksel kırsal mimarisini oluşturan özelliklere sahip 16 ev belirlenmiş…

Bu evler oluşturulan tablolar ile ekolojik tasarım ilkeleri bağlamında analiz edilerek değerlendirilmiş…

 

Kırsal kesim ve köyler, ulaşımdaki zorluklar ve mevcut malzemelerin uzun süre kullanımı nedeniyle genellikle mimari karakterini korumaktadır

 

…ekoloji kelimesi, Eski Yunanca’da ev idaresi anlamına gelmektedir. Bilimsel tanımı ise “canlıların hem kendi aralarında hem de çevre ile ilişkilerini inceleyen bilim dalı” şeklindedir.

 

Toprak üstü ve toprak altı zenginliklerini ve mevcut arazi formunu mümkün olduğu kadar az zedeleyecek şekilde binayı konumlandırmak ekolojik tasarım anlayışının önde gelen kriterlerinden biridir.

…yapının kesitlerinin arazinin doğal formuyla uyumlu olduğu tasarımları gerçekleştirmek gerekmektedir

 

Bir binanın toprağa gömülmesi, toprağın sıcaklık dalgalanmalarına daha az duyarlı olması ve değişen dış iklimin etkisini azaltması nedeniyle ısı kayıplarını azaltır

 

…kuzey yarım küre için güneye yönelen eğimli araziler kuzeye yönelen arazilere göre güneş ışınlarını daha dik alırlar. Bu nedenle arazi eğimi kuzeye doğru olduğunda daha fazla ısıtma ve güneş ışığına ihtiyaç duyulur.

Güneş enerjisinden en iyi şekilde yararlanabilmek için güneye bakan alanlar yerleşim alanı olarak seçilmeli

Ilımlı-kuru iklim bölgelerinde ısı kayıplarının azaltılması için evlerin kuzey cephesinin büyük ölçüde toprağa gömülü olması avantajlıdır.

 

Binanın / yüzey alanı arttıkça; ısı kaybı ve dolayısıyla ısıtma talebi de artmaktadır. Bu nedenle ekolojik tasarımlarda kompakt formlar esas alınmalıdır.

zorlu iklimlerde en az yüzey alanının dışarıya sunulması önerilir.

 

Yatay düzenlenmiş pencereler güneş ışınlarının geniş alana yayılmasını sağlarken dikey düzenlenmiş pencereler ise mekân derinliğince ışınların yayılmasını sağlar. Kışın güneşin yataya yakın konumda olması ışınların düşey pencerelerden mekânın en derin kısımlarına ulaşmasını sağlar (s. 18).

 

Ilımlı-kuru iklim bölgesindeki geleneksel konutlar, yapı malzemesi olarak çevrede çok bulunan taş ve kerpiçten oluşan yığma sistem ile yapılmaktadır.

Yığma taş duvarların kalınlıkları en az 50-60 cm olarak uygulanmış, bu duvarlar ısı tutuculukları sayesinde iklimin sert etkilerinin iç mekânlara geçmesine de engel olmuşlardır.

 

Bağdadi / çıtaların arasında kalan boşluğun havalandırılması sayesinde çok ince duvarlarda bile, kusursuz bir yalıtıma olanak vermektedir

 

Taş, neme ve doğal koşullara dayanıklılığı sebebiyle, yapının zeminle temas ettiği kısımlarda yapı malzemesi olarak ve yapının duvarlarında taşıyıcı veya dolgu malzemesi olarak kullanılmaktadır

 

Ardanuç İlçesi

İlçede, M.Ö. VIII. yüzyılda sırasıyla Urartular, Sakalar ve İskit Türkleri, M.S. 75’ten sonra ise eski Oğuz kollarından olan Hazarlar, Barseller ve Bağratlılar yerleşmişlerdir. İlçe, 810 yıllarında Gürcü egemenliğine girmiş / Anadolu Selçuklularının akınları sırasında yöreye Türklerin yerleştikleri görülür.

Uzun yıllar Selçukluların yönetiminde kalan Ardanuç, Moğol istilası sonrasında Moğolluların ve ardından Timur, Karakoyunlu, Akkoyunlu ve İran Safavi devletlerinin hâkimiyetinde kalmıştır. Kanuni Sultan Süleyman zamanında Erzurum Beylerbeyi İskender Paşa 1551‘de Ardanuç’u fethederek Osmanlılara katmış / 93 Harbi sonunda yapılan antlaşma ile Rusya’ ya bırakılan İlçe, Birinci Dünya Savaşı sırasında yapılan halk oylaması sonucu tekrar Osmanlı İmparatorluğu’na katılmıştır. Mondros Mütarekesi’nden sonra Ardanuç, önce İngilizlerin sonra Gürcülerin istilasına uğramış, Gümrü Antlaşması ile 7 Mart 1921’de de Türkiye’ye katılmış

Ardanuç 1945’te merkezi Tütünlü köyü olmak üzere ilçe haline getirilmiştir. Daha sonra ilçe merkezi önce 1949 yılında Gevhernik Kalesi’nin altında bulunan Adakale’ye, 1952 yılı sonlarında da bugünkü yeri olan Meydanlar mevkiine nakledilmiştir.” / s. 24

 

Doğu Karadeniz Bölgesi ikliminin etkisi altındadır. İlçedeki köylerin birçoğu ormanlıktır ve hayvancılığa dönük geniş alanların varlığı dikkat çekmektedir. Tarım arazisinin dağınık ve topoğrafyanın dağlık olması nedeniyle bölgede dağınık yerleşme görülmektedir.

Ardanuç, ortalama yüksek sıcaklığın yaz aylarında yükseldiği ve kış aylarının serin geçtiği ılımlı kuru iklim bölgesindedir.

 

Bölge için temel geçim kaynakları arasında orman ürünlerine dayalı ormancılık faaliyetleri de hayvancılık kadar önemli bir yer tutmaktadır.

Köylerin çoğunluğunun orman köyleri olması orman varlığının etkilerinin her alanda olduğu gibi kırsal mimaride de görülmesini sağlamıştır.

 

Adakale Mahallesi, Artvin ilinin en eski yerleşim alanlarından biri olup, III. Derece Kentsel Arkeolojik Sit Alanıdır.

Adakale mahallesinde genellikle bahçe içerisinde kâgir ve üç katlı olan evler eğimden faydalanarak araziye yerleşmiştir. Alt katların tamamı ve üst katta bacaların olduğu arka duvarı taş duvar, diğer duvarlar çakatura denen bağdadi duvar sistemiyle inşa edilmiştir.

 

Meydanlar mevkiinde genel karakteristik mimariyi yansıtan ev kalmamıştır.

 

Evlerin çevresinde bulunan, kırsal yaşam tarzının gerektirdiği ahır ve merek gibi eklentiler tomrukların üst üste bindirilmesi şeklinde inşa edilmiştir.

 

Kürün, hayvanların su içtiği çeşme yalağının adıdır.

kürünler yaş olarak kesilen ağacın oyulmasıyla oluşturulur. Ayrıca kürünler, kırpılan koyun yünlerinin yıkanmasında da kullanılmaktadır.

 

Ev yapımında yörede bol bulunan, kolay sağlanan ve güveye karşı dayanıklı ağaç cinsi seçilir. En çok kullanılan iğne yapraklılardan çam ve ladindir. Toprakla temas eden ahırlarda rutubet çok olduğu için çürümeye dayanıklı olan çıralı çam cinsleri tercih edilir, ahır kirişleri (koşat) için de; eğer bulunabilirse, ardıç kullanılır. Bunlardan başka, bol olduğu yerlerde gürgen, kestane ve kızılağaçtan da ev yapımında yararlanılır.

 

Arazide eğim fazla olduğu ve evler genelde yamaçta inşa edildiği için iki katlı olan evlerin alt katlarının bir kısmı toprağa gömülü olmakta ve bu kısım taş duvardan örülmekte bu şekilde ev nemli olan topraktan olumsuz etkilenmemektedir.

 

Genellikle iki katlı olan evlerin alt katları tomrukların, üst katları ise kerestelerin köşelerde geçme yöntemiyle üst üste bindirilmesiyle inşa edilmiştir (s. 34).

 

Ahşap yığma yapılarda ağırlığın toplandığı köşe kısımlarına ‘köşetaşı’ denilen temel taşları yerleştirilir, bunların üzerine ahşap kirişler atılarak yığma duvar devam ettirilmiştir. Ahşap yığma duvar sisteminde ağaç tomruklar birbiri üstüne bindirilerek, köşelerde kara boğaz geçme yöntemi ile birleştirilip 30 cm dışarı taşırılmıştır. Bu sistem çoğunlukla hayvan barınağı ve kış odasının bulunduğu zemin katlarda uygulanmıştır (s. 35).

 

Artvin ve civarında çakatura olarak adlandırılan bağdadi olarak da bilinen duvar sistemi; yatay ve dikey (25-30 cm aralıkla) doğrultuda birbirleriyle birleştirilen duvar taşıyıcı direklerinin arasına sık aralıklarla çıtalar çakılarak oluşturulan ızgara aralarının çamurdan taşa kadar çeşitli malzeme ile doldurulduktan sonra üzerlerinin sıvanması ile elde edilmektedir (s. 36).

 

Çatılar bedevra denilen ahşap malzemenin ağaç lifleri düşey gelecek şekilde üst üste bindirilmesi ile oluşturulur (s. 37).

 

Kıyıdan içerde olmasına karşın etrafı dağlarla çevrili ve yükseltisi az olan Ardanuç yöresinde iklimin az yağışlı ve yumuşak oluşu hayatlı (çardaklı) ev tiplerini geliştirmiştir.

 

Ardanuç geleneksel kırsal evlerinde 3 farklı plan tipi görülmektedir. Geleneksel evlerde baskın unsur yerel adı ayvan olan balkonlardır. Bütün odalar günlük işlerin görüldüğü yanları açık ayvana açılmaktadır. En fazla görülen plan tipi dış sofalı (ayvanlı) tiptir. 2 ya da 3 odanın açıldığı dış sofalı tip en temel tip olarak düşünülebilir. Oda sayısı arttıkça evlerde köşe sofalı (ayvanlı), t sofalı(ayvanlı) tipler oluşmuştur (s. 40).

 

Büyükbaş hayvanların tutulduğu ahırlarda danalar için ahşap çitle (çeperle) ayrılmış ‘danalukh’ denilen alan da bulunmaktadır. Ahırdaki hayvanların dışkıları (akpun), denilen duvardaki delikten (kömzek) ahırın dışına atılıp akpunluk denilen kısımda biriktirilerek kurutulup gübre olarak çayırlara serilmektedir. Gündüz ahırın havalanması ve hayvan dışkısının (akpun) atılması için açık tutulan kömzeklerin kapakları geceleri kapatılır (s. 44).

 

Ardanuç / Rakımı yüksek olan köylerde toplu yerleşim daha fazla görülmektedir.

 

Ardanuç geleneksel kırsal evlerinde; ılımlı-kuru iklime uygun, kareye yakın dikdörtgen planlı ve daha az hareketli cephelere sahip rüzgârdan korunmuş kompakt formlar kullanılmıştır.

 

Sonuçlar

Ardanuç Köylerinin Genel Özelliklerine ilişkin Sonuçlar

• 1000 m’nin altında olan ve nispeten sıcaklık ortalaması fazla olan köylerde bahçe tarımı yapılmaktadır.

• 1000-1500 m arası yağış değerlerinin arttığı, ormana ve yaylalar kuşağına yakınlığı ile hayvancılığın yoğun olarak yapıldığı köylerdir.

• 1500 m den itibaren sıcaklık ortalaması azalmakta, yağışlar azalarak kar halinde yağmakta ve belli bir yükseltiden sonra bütün yıl boyunca erimemektedir. Bu köylerde hâkim ekonomik faaliyet hayvancılıktır.

• Kırsal yerleşmelerin genel olarak konumlarına bakıldığında çoğunluğunun yamaç yerleşimi olduğu, köy yerleşim tipinin ise toplu veya dağınık olduğu görülmüştür (s. 101-102).

 

kırsal yerleşimlerin / yamaçta kurulması

eğimli arazinin olanaklarını kullanarak iki katlı olarak inşa edilmesi

toprağa gömülü olan evlerin / ısı kayıplarının azaltılması

Evlerin geniş yüzeyleri güneş enerjisini en fazla alabilecekleri şekilde güneyli yönlere dönüktür.

Taş malzemeden yapılan kalın duvarlar yazın iç mekânın serin olmasını, kışın sıcak kalmasını sağlar.

yarı açık mekân olan ayvanlar güneyli yönlere dönüktür.

 

Yöresel Sözlük / s. 107 vd.

 

Uygun Altunkaya, Gizem (2019), Geleneksel Kırsal Mimaride Ekolojik Tasarım İlkeleri Artvin-Ardanuç Köyleri, Yüksek Lisans Tezi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder