17 Ocak 2013 Perşembe

Jose Saramago – Yitik Adanın Öyküsü


Jose Saramago – Yitik Adanın Öyküsü

Olması gereken olmalıdır, (s. 6)

Cerbere’nin köpekleri asırlardır havlamıyor ve bu yüzden ses telleri yok oldu. (s. 8)

Jose Anaiço
…hakkında öğrenebileceğimiz her şeyi yalnızca ondan öğrenebiliriz.
…hayat insanlar doğduğunda başlamaz, öyle olsa her gün kazanılmış bir gün olurdu, hayat çok daha sonra ve genellikle de çok geç başlar (s. 15)

Fransa’da mıydı, şimdi kendini bulduğu yerde mi, yoksa yalnız üç karış uzakta olan İspanya’da mı? (s. 18)

Gerçek şu ki, gizem içinde bırakılmış olanı bitirelim, onları muhtemelen yalnızca sözcüklerle dönüştürülebilecek olan sözcüklerle dönüştürmeye çabalayarak, İber Yarımadası’nın tek bir parça halinde tamamen kopup gittiğini, ardında tam on metrelik bir boşluk bıraktığını söylemenin vakti geldi. (s. 36)

…ikna edici kesinliklerin yokluğunda kişi rol yapmak zorundadır, (s. 37)

…duyarlı izleyiciler,
…benzeri felaketlerle yüzleştirildiklerinde genellikle yaptıkları şeyi yaptılar, bakışlarını başka yöne çevirdiler.
…bazı insanların bildiklerini düşündükleri şeyle diğerlerinin bilmediklerini düşündükleri şeyler arasında pek fark yoktu. (s. 38)

…şeylerin var olmaları için iki temel koşul gereklidir, insanlar onları görmeli ve onlara bir isim vermelidir. (s. 75)

Ne zaman eski insan kemikleri bulunsa bunlar hep erkeklere aittir,
…o zamanlar kadınlar yoktu, (s. 82)

Çoğunlukla yaşamımızı değiştirmek için bir yaşam boyu zamana ihtiyaç duyarız.
Diğer zamanlardaysa tek şey bir sözdür. (s. 89)

Bir şeyi adlandırmadan ona nasıl bakabilirsin, ismin doğmasını beklemen gerekir. (s. 92)

İki nokta arasındaki en kısa mesafe, birbirlerine yakın olsalar bile, düz bir çizgi olmamıştır, olmayacaktır, değildir, asla, asla… (s. 114/115)

Zamanın etkilerinden biri de budur, her şeyi siler. (s. 118)

Aşağıda sizi arayan bir bayan var efendim,
Hizmetçi yaşamdan çekilen biri gibi çekildi, ona artık ihtiyacımız olmayacak, onu anımsamak, hatta kayıtsızlıkla anımsamak için bile hiçbir nedenimiz yok. (s. 124)

…belirsizlik nettir, netlik belirsizdir ve biri hislerini ve düşüncelerini doğru ve kesin bir şekilde dile getirebildiğini söylerse ona inanma sakın. (s. 141)

…bir yolculuk ancak onu tamamlarsanız anlamlıdır…
…dünyadaki yolculuğunuz sona ermeden size anlamını söyleyemem. (s. 163)

Gecenin ortasında Pedro Orce ön kapının kilitli olmadığını umarak yataktan kalktı ve gerçekten de öyle değildi, böylece arabaya binip köpeği kollarının arasına alarak birkaç saat orada uyudu, insanın sevecek kimsesi yoksa bu durumda doğanın aşikâr engelleri yüzünden, dostluk ondan sonraki en iyi şeydir. Pedro Orce’ye, arabaya binerken sanki köpek inliyormuş gibi geldi ama bu bir halüsinasyon olmalıydı ki bir şeyi gerçekten istediğimizde sık sık yaşadığımız bir şeydir, bilge bedenimiz bize acır, içinde arzularımızın tatminini taklit eder, düş görmenin anlamı budur, ne diyorsunuz, Eğer böyle olmasaydı bu katlanılmaz hayata nasıl dayanabilirdik söyleyin, diyor, zaman zaman kafa karıştıran o bilinmeyen ses. (s. 190)

…her ne kadar genellikle bunun farkına varmasak da insanlar sandığımızdan çok daha fazlasını bilir, insanların çoğu sahip oldukları bilgilerin farkında bile değildir, sorun olmadıkları kişiler gibi görünmeye çalışmalarıdır, bilgilerini ve zekâlarını yitirirler… (s. 213)

Ailesi olmayan, tek başına yaşayan ya da insanlardan kaçan kişilerin yardım alabilecek kimseleri olmayacak, (s. 238)

…rüşvetlere, kumpaslara ve alçakça ihanetlere sık sık rastlanıyordu, hatta ciddi suçlara da, bazı insanlar bir bilet için cinayet işliyorlardı, üzücü bir durumdu bu ama dünya böyle, bu yüzden farklı bir şey beklemek ahmaklık olur. (s. 251/252)

Yarımada Santa Maria Adası’nın en doğu ucundan yaklaşıp yetmiş beş kilometre ötedeyken, hiçbir uyarıda, en küçük bir sarsıntıda bulunmaksızın kuzeye doğru ilerlemeye başladı. (s. 258/259)

…kaynayan tencereden gelen koku Tanrı’nın varlığı kadar rahatlatıcıydı.
…annem (…)
…benim yalnızca Guavaira diye çağrılmamı istemiş, ama babam ismimin Maria olmasında ısrar etmiş, böylece aslında benim olmaması gereken bir isme sahip oldum.
Sahip olduğumuz isimler düşlerdir, dedi, sizin isimlerinizi düşlersem neyi düşlemiş olurum acaba. (s. 281)

Birkaç gün sonra yol dünyanın dışındaki bir dünyaya dönüştü, tıpkı kendini dünyada bulan bir insanın kendisinin bir dünya olduğunu keşfetmesi gibi, bu zor bir şey de değil, insanın etrafında biraz yalnızlık oluşturması yeterli, tıpkı hep birlikte yapayalnız seyahat eden bu yolcuların ki gibi… (s. 293)


A Jangada de Pedra
Türkçeleştiren: Dost Körpe
Merkez Kitaplar, Ekim 2006

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder