21 Mayıs 2016 Cumartesi

Stefan Zweig - İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar


Stefan Zweig - İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar


ÖLÜMSÜZLÜĞE SIĞINIŞ
Büyük Okyanus'un Keşfi
25 Eylül 1513

Kolomb, Amerika'yı keşiften döndükten sonra (…) kral ve kraliçe ile danışmanlarını en fazla etkileyen ve heyecanlandıran şey, içi altın dolu birkaç küçük sandık ve sepet oldu.

Yalnızca asalet armalarını altınla daha iyi yaldızlamak isteyen gerçek soylular, gözü pek serüven düşkünleri ya da yiğit askerler değil, İspanya'nın tüm pisliği ve çamuru (…) altın ülkesinde daha kârlı bir iş edinme hevesine düşmüş bütün hırsızlar, umutsuzlar ve işlerinde başarısızlığa uğrayanlar Eldorado'ya gidecek olan filoya başvuruyor.

İspanya, başına bela olan bütün çapulculardan ve en tehlikeli eşkıyalardan bir anda kurtulmuş oluyor.

…her defasında gözlerini ihtiras bürümüş bir sürü insanı limana indiriyorlar. Ama gelenler müthiş bir hayal kırıklığına uğruyorlar,

İşte bu yüzden, adada saygın kişiliğiyle tanınan hukukçu Martin Fernandes de Enciso'nun 1510 yılında, Terra Ferma'daki sömürgelerinin yardımına koşmak amacıyla yeni bir birlik oluşturup bir gemi donattığı haberi, Espanola'da başarısızlığa uğramış bu insanlar için büyük bir sevinç kaynağı oluyor.

Espanola'dan yola çıkan Enciso'nun gemisi, bütün yelkenlerini şişirmiş Amerika kıtasına doğru ilerliyor
(Gemideki bir sandıktan Vasco Nunez de Balboa adındaki adam çıkıyor)

Vasco Nunez de Balboa Orta Amerika'nın bütün kıyılarını çok iyi tanıdığını ve anımsadığına göre o zaman, sularında zengin altın cevheri bulunan bir nehrin kıyısında, üzerinde sevimli ve güler yüzlü yerlilerin yaşadığı Darien adında bir yer bulduklarını söyledi. Yeni sömürge işte orada kurulmalıydı

Francisco Pizarro ile birlikte civardaki yerlilerin üzerlerine saldırarak her şeyi soyup soğana çeviriyorlar

Balboa, işlediği bütün suçlardan kendini kurtarmak ve ün kazanmak için yapması gereken şeyin ne olduğunu bilir: boğazı herkesten önce geçip Hindistan'a giden denize, Mar del Sur'a açılmak ve İspanya Kralı adına yeni altın ülkesini ele geçirmek.

1 Eylül 1513 tarihinde, ölümsüzlüğe doğru yürüyüşe başlıyor.

…tepeden aşağıya iniyorlar ve 25 Eylül 1513 tarihinde insanlık, yeryüzünün o zamana kadar bilinmeyen son okyanusunu da, işte böylece öğrenmiş oluyor.

BİZANS'IN FETHİ
29 Mayıs 1453
…Ayasofya'nın tepesindeki haç, boğuk bir gürültüyle alaşağı ediliyor.
Gürültü, kilisenin dışına da taşıyor ve yankılar bırakıyor.
Batı dünyası, bu gürültüyle uykusundan uyanıyor.
Dehşete kapılan Avrupa, (…) insanlık tarihinin akışını değiştiren yıkıcı bir gücün, yüzyıllar boyunca ellerini ve kollarını bağlayacağını ve hareketsiz bırakacağını anlıyor. Fakat insan yaşamında olduğu gibi tarihte de, kaybolmuş bir ânın yakınıp dövünmekle geri getirilebileceği hiç görülmemiştir. Bir tek saatin kaybettirdiği şeyi, bin yıl geri getiremez (s. 56).

GEORG FRIEDRICH HÂNDEL'İN YAŞAMA DÖNÜŞÜ
21 Ağustos 1741

"Nesi var?"
"Apoplexia. Sağ tarafı bütünüyle felç."
Georg Friedrich Händel tam dört yıl boyunca böyle yaşadı.
Händel, günde tam dokuz saat boyunca sıcak su havuzunda kaldı ve gösterdiği bu irade gücü sayesinde yavaş yavaş toparlanmaya başladı.

İşini ciddiye alan bütün gerçek sanatçılar gibi Händel de, yapıtlarını övmüyordu. Fakat bir tanesini, "Messiah"ını çok seviyordu. Bu yapıtına karşı bir şükran borcu vardı. Çünkü düştüğü uçurumdan onu çıkaran bu yapıttı.

BİR GECELİK DÂHİ
Marseillaise
25 Nisan 1792
Fransa Kralı'nın Avusturya İmparatoru'na ve Prusya Kralı'na savaş açma kararı, bir çeşit kurtuluş sayılıyor.

Belediye Başkanı Dietrich, Yüzbaşı Rouget'ye (o, kendi kendisini soylu ilan etmiş ve kendisine Rouget de Lisle adını takmıştı) sanki bir arkadaşından ricada bulunuyormuş gibi rahat bir biçimde, acaba bu yurtseverlik bilincini içinizde duyup da, cepheye gitmeye hazırlanan kıtalarımız için bir şeyler hazırlayamaz mısınız, örneğin yarın sabah düşmana karşı ilerleyecek olan Ren Ordusu için bir savaş şarkısı besteleyemez misiniz, diye sordu.

Rouget uyanıyor.
…masanın üstündeki henüz yazılmış olan kâğıdı fark ediyor. Mısralar? Ne zaman yazdım ben bunları? Ne zaman besteledim? Evet evet, anımsıyorum, dostum Dietrich'in yazmam için dün rica ettiği şarkı bu. Ren Ordusu için hazırladığım savaş marşı!

Marsilya'dan yola çıkan tabur, 30 Temmuz'da Paris'in banliyölerinden, sancak önde, bu marşı söyleyerek geçiyor.
Bir-iki ay içinde Marseillaise, halkın ve ordunun ulusal şarkısı oldu.

Kısa bir süre sonra çok gülünç bir durum ortaya çıkıyor ve devrim şairi Rouget, karşı devrimci olduğu için tutuklanıyor ve vatana ihanet suçuyla yargılanıyor. Ancak, Robespierre'in düşmesiyle mahkûmlara hapishane kapılarının açıldığı 9 Thermidor (büyük devrimin 11. ayı) sayesinde Fransa, ulusal marşının yaratıcısını, "ulusal ustura"ya teslim etmenin ayıbından kurtulmuş oluyor.

Üç saat için ilahlaştıran ve daha sonra horlayarak yine kahredici bir boşluğa atmış olan o rastlantı ânının acımasızlığı, Rouget'nin kişiliğinde iyileşmez ruh bozukluklarına neden oldu.
Ödenmeyen bir senet yüzünden yargılanıp Saint Pelargie Hapishanesi ile tanışmak zorunda kalıyor.

1830 Temmuz Devrimi'nin kendi şarkısını Paris sokaklarında yine o eski görkemiyle çaldırtmasına ve Kral Louis Philippe tarafından devrim şairi sayılarak küçük bir emekli aylığına bağlanmasına, hayatı mahvolmuş bu yaşlı adam yalnızca hayret ediyor.

WATERLOO: DÜNYANIN YAZGISINI BELİRLEYEN AN
Yazgı hep güçlülerden ve zorbalardan yanadır.
…çünkü o, kendisine benzeyen, kendisi gibi ele avuca sığmaz insanları sever.
Viyana Kongresi devam ederken, Napoléon'un, Elbe Adası'ndaki kafesinden kaçtığı haberi, delegeler arasında bir bomba gibi patladı.
Napoléon, Lyon'u ele geçirdi. Napoléon, kralı kovdu. Bütün birlikler ellerinde sancakları, Napoléon un saflarına geçiyor. Napoléon Paris'te.
İngiliz, Prusyalı, Avusturyalı ve Ruslardan oluşturulacak bir ordunun hemen silah altına alınmasına karar veriyorlar.
Napoléon tehlikeyi hemen kavrıyor.
…kendisini yok etmelerini beklemeden önce, onların üzerine kendisi yürümeli,
Napoléon'un komutasındaki eşsiz Fransız ordusunun öncüleri sınırı geçiyorlar. Bir gün sonra, ayın 16'sında da, Ligny'de Prusya Ordusu'na saldırıyor ve onları geri püskürtüyorlar.
Napoléon kaçan Prusyalıları izlemekle görevlendirdiği ordunun komutanlığını Mareşal Grouchy'ye veriyor.
Grouchy, Prusya Ordusu'nun çekildiğini sandıkları yöne doğru ilerliyorlar.

Her iki ordu da yorgun düşmüş,
Waterloo Savaşı başladı
Grouchy, İmparator'un buyruğuna göre hareket etmekte kararlıdır. Komutanlarından Gerhard, hızla top seslerinin geldiği yöne doğru gidilmesini istiyor.

Gerhard Grouchy'ye yalvarıyor. Grouchy düşünüyor.
Grouchy bir tek saniye düşünüyor. Bu bir tek saniye, kendi yazgısıyla birlikte Napolèon'un ve dünyanın yazgısını da belirliyor.

Grouchy, ortaya çıkan bu yeni duruma bakıp da İmparator'un buyruğuna karşı hareket etme yürekliliğini gösterebilmiş olsa, Fransa kurtulacak.

Biraz sonra da haberciler, savaş alanı yönüne doğru geri çekilen Prusyalıların bir çevirme harekâtına hazırlandıkları haberini getiriyorlar.

…bütün Fransız süvarisini düşmanın üzerine saldırtıyor.
İngiliz Ordusu'nun savaşma gücü tükenmekte,

(Prusya Ordusu gelir ve savaşın sonucu belirlenir.)

…gece yarısı bir köy konukevine gelen ve bulduğu ilk koltuğa kendisini bırakıveren bu adam, artık imparator değildir. Yazgısı belli olmuş, imparatorluğu sona ermiştir. Gözü pek ve ileri görüşlü bir adamın, yirmi yılda kurduğu ve yiğitlik destanlarıyla dolu o görkemli imparatorluk, sıradan bir adamın yüreksizliği yüzünden parçalanıp gidiyor.

Aradan bir gün geçmesine karşın Waterloo Savaşının sonucunu hâlâ öğrenememiş tek bir insan kalıyor, Mareşal Grouchy

İnsan yaşamına çok ender olarak inen o bir tek saniyelik büyük an, kendisinden yararlanmasını bilmeyenlerden işte böylesine müthiş öç alır. Basiret, buyruğa boyun eğme, çaba, akıl ve sağduyu gibi bütün insanlık erdemleri, yazgıyı belirleyen o büyük ânın tutuşturduğu ateş içinde eriyip işte böyle yok olur.

MARIENBAD ŞİİRLERİ
Goethe Karlsbad'la Weimar Arasında / 5 Eylül 1823

5 Eylül 1823 günü bir yolcu arabası,
…eline geçirdiği bir kâğıda kurşunkalemle acele acele bir şeyler yazdığını görüyorlar,
Sonunda, Weimar'a vardığı zaman yapıt tamamlanmış olur; bu yapıt "Marienbad Şiirleri'dir

Goethe, Şubat 1822 günü ağır bir hastalık geçirdi
…bazı saatlerde bilincini kaybediyor ve öleceğine inanıyordu.
Ama hastalık birdenbire geçer

Ulrike von Levetzow,
On beş yıl önce bu kızın annesini taparcasına sevmiş, daha bir yıl önce "kızcağıza" bir baba gibi davranmış, onu sevip okşamıştı, fakat bu eğilim, bu ilgi şimdi bir tutkuya dönüşüyor ve bütün varlığını sarsan bir başka hastalık, onu şimdiye kadar hiçbir olayın sarsmadığı kadar derinden sarsıyor
…kıza talip olan Goethe, yalnızca kaçamak öpücükler ve birtakım tatlı sözlerle avunuyor

…sevgilisi ile ancak şiirlerinde birlikte olabilmektedir.

Şair -rahatlıkla söylenebilinir ki- bu duygusal şiirleri sayesinde kurtuluyor. Sonunda bütün acılarının üstesinden geliyor ve bu ihtiyar adamın on dokuz yaşındaki şu sevgili "kızcağızla" evlenip ortak bir yaşam kurma düşü sona eriyor.

…şairin yaşam dünyasına yeni bir sözcük giriyor: tamamlamak.

On dokuz yaşındaki bir genç kız için çarpmakta olan kalbi, en eski iki gençlik arkadaşı "Wilhelm Meister" ve "Faust" için bir kez daha ateşleniyor. Goethe, bütün canlılığıyla yapıtlarına dönüyor ve geçen yüzyılın planı, solgun sayfalarından yenileniyor. Seksen yaşına girmeden önce "Wanderjahre" ("Gezgin
Yıllar") adlı yapıtı tamamlıyor ve seksen bir yaşındaki şair, bir deha örneği sergileyerek yaşamının "en büyük işi"ne, bu duygusal şiirlerinden ve o acıklı günlerinden yedi yıl sonra tamamladığı en büyük yapıtına, şiirlerinde olduğu gibi yine herkesten bir sır gibi sakladığı "Faust"a başlıyor.

ELDORADO'NUN KEŞFİ
J.A. Suter / Kaliforniya - Ocak 1848

Johann August Suter Basel yakınlarında, Rynenberg Kasabası'nda oturan ve 31 yaşındaki bu adamın, Avrupalı yargıçların pençesinden kendisini kurtarması için bir an önce okyanusa açılması gerekiyor.
7 Temmuz'da New York'a varıyor
Missouri'ye gidiyor. Burada çiftçi oluyor,
1837 / Kaliforniya'ya doğru hareket ediyor.
San Francisco bakımsız bir balıkçı kasabası
Daha ilk yıl, bire beş ürün alınıyor. Ambarlar, ağzına kadar doluyor
Birkaç yıl sonra Suter, dünyanın en zengin adamı olacaktır.

(Arazisinde altın bulunuyor)
Suter'in adamları hemen işlerini bırakıyorlar
(Altına hücum eden insanlar Suter’in malını mülkünü yağmalıyor)
Haber, bütün dünyaya yayılmış,
San Francisco toprakları üstünde, aklın alamayacağı bir hızla bir kent yükseliyor
…üç oğlu dimdik ayaktadır ve yanındadır. Suter, onlarla birlikte yeni bir çiftlik kuruyor

1850. Kaliforniya, Amerika Birleşik Devletleri'ne katılmış bulunuyor.
Johann August Suter ortaya çıkıyor ve yönetimden isteklerini bir bir sıralıyor: Üzerine San Francisco kentinin kurulduğu bütün topraklar kanun gereği kendi öz malıdır; devlet, mal ve mülkünün çalınmasıyla uğradığı bütün zararları karşılamalı ve topraklarından çıkarılan altından kendisine de pay vermelidir. İnsanlık tarihinde o âna kadar eşine rastlanmamış bir büyük dava başlıyor.

Dava, mahkeme mahkeme tam dört yıl sürüyor.
Sonunda, 15 Mart 1855'te, karar açıklanıyor. Kaliforniya'nın en yüksek devlet memuru, dürüst Yargıç Thomson, Johann August Suter'in topraklarıyla ilgili iddialarında tamamıyla haklı olduğunu onaylıyor.

Mahkeme kararı açıklanır açıklanmaz, on binlerce sokak serserisi, adliye sarayına saldırarak binayı ateşe veriyorlar
Çapulcular tarafından sıkıştırılan büyük oğlu, kendini vuruyor; ikinci oğlu da öldürülüyor, üçüncüsü kaçmayı başarıyor, ancak anavatanı İsviçre'ye dönerken denizde boğuluyor.

Bugüne kadar Suter'in serveti üzerinde hak iddia eden hiç kimse, hiçbir mirasçı çıkmadı. San Francisco, bu kocaman memleket parçası, hâlâ başkasının toprakları üzerinde yükselmektedir. Haklının hakkı hâlâ verilmiş değil.

BİR YİĞİTLİK ÂNI
Dostoyevski, Petersburg, Semenowsk Alanı
22 Aralık 1849

Silahlar omuzlardan iniyor, nişan almış eller tetikte,
Ve birden bir haykırış:
Durun!
Ve ölüm
Donmuş eklemlerinden duraksayarak uzaklaşıyor,

OKYANUSU AŞAN İLK SÖZ
Cyrus W. Field
28 Temmuz 1858

Bir mucizenin gerçekleşebilmesi ya da olağanüstü bir şeyin tamamlanabilmesi için bireyin, her şeyden önce bu mucizeye inanması gerekir.

TANRI'YA SIĞINIŞ
Leo Tolstoy'un "Karanlıkta Bir Işık" adlı tamamlanmamış dramı için yazılan bir sondeyiş.
1910 Ekim sonu

Leo Tolstoy 1890 yılında, "Karanlıkta Bir Işık" başlığıyla bir dram yazmaya başladı.

Tolstoy, dramının eksik kalmış son perdesini tamamlamayı hiç düşünmedi, ama bundan çok daha önemlisini yaptı: Onu yaşadı.

GÜNEY KUTBU İÇİN SAVAŞIM
Kaptan Scott
16 Ocak 1912

Scott, İngiliz donanmasının kaptanlarından biridir.

Kutba yaklaştıkça, onlar da, pusulanın mavi ibresi gibi titremeye başlıyorlar.

Kızak ve köpek izlerinin hâlâ canlılığını koruduğu terk edilmiş bir kamp yerinde, bir kızak direğinin ucunda dalgalanan kara bayrağı görünce, Amundsen'in burada karargâh kurduğu konusunda artık en ufak bir kuşkuları kalmadı.

…belki de dünya kurulalı beri hiçbir canlının ayak basmadığı bu kutup noktası on beş gün gibi küçücük bir zaman dilimi içinde iki kez keşfedilmiş oldu.

Kaptan Scott, son nefesini verinceye kadar, parmakları iyice donup da kalem, kaskatı kesilen elinden yere düşünceye kadar, anı defterine yazmaya devam etti.

MÜHÜRLÜ TREN
Lenin
9 Nisan 1917

Türkçeleştiren: Kasım Eğit
Can Yayınları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder