Zygmunt
Bauman - Modernite
ve Holokaust
(Soykırımı)
Yahudi devleti, siyasi meşruiyetinin sertifikası, yapacağı haksızlıklar için
bir ön avans olarak kullanmaya çalıştı. (s. 13)
Suçun
Almanlığına odaklanma girişimi aynı zamanda diğer herkesi, her şeyi aklama
çabasıdır. (s. 17)
1.Bölüm,
Holokaust araştırmalarının getirdiği bazı yayınlara karşı sosyolojik tepkilerin
araştırmasıdır. (s. 19)
2.
ve 3. Bölümlerde, modernizasyonun yeni koşullarında sınır çizme eğilimlerinin
yarattığı gerginlikler, halklar arası karşıtlıkların ırkçı biçiminin çıkışı ve
ırkçılıkla soykırım projelerinin birlikteliği incelendi.
4.
Bölüm, modern bir fenomen olarak
Holokaust.
Holokaust’un
bürokrasiyi otorite biçimiyle yakın bağlantısı 6.bölümün konusudur.
Olağandışı
bir durum karşısında bireyin özverili mi yoksa korkakça mı davranacağını belirlemenin
olanaksızlığı... (s. 31)
Benim
önerim, Holokaust’a, modern toplumun gizli
tehlikelerinin ender, fakat önemli ve güvenilir bir testi gibi yaklaşılmasıdır.
(s. 38)
Holokaust, modernliğin
bir hatası, başarısızlığı değil, bir ürünüdür.
Holokaust,
modernlik evinin meşru bir sakiniydi. (s. 46)
MODERNLİK, IRKÇILIK,
İMHA I
Antisemitizm soykırım
için bir neden olarak kabul edilebilir. Bauman bu bölümün başında soykırıma
giden yolda antisemitizmin etkisini inceliyor.
Yahudilerin
ancak Çingenelerle paylaşacağı vatansızlığı. (s. 68)
Kavramsal
Yahudi tarihsel açıdan, Batı dünyasının evrensel ‘yapışkan’ı olarak
yorumlanıyor. (s. 75)
Leo
Pinsker; ‘Yahudi, yaşayanlar için bir ölüdür; yerli halk için bir yabancı,
yoksullar için bir milyonerdir; yurtseverler içinse bir vatansızdır.’ (s. 76)
Modernliğin
Avrupa Yahudileri üzerindeki ilk etkisi, anti modernist direnişin ilk hedefi
olarak seçilmeleriydi. (s. 84)
Yahudi,
ilerleyen kapitalizm ve yayılan kentsel metropollerde nefret edilen her şeyin
örneğiydi.
Marx
‘Yahudi ruhu’
Kapitalizm
ve Yahudilik aynı yazgıyı paylaşır. Birlikte zafer kazandılar, birlikte yok
olacaklar.
Yahudi ulusu, sahip
olduğu çürütücü ve ayrıştırıcı amaçlarıyla tüm diğer uluslardan bariz bir
şekilde ayrılır. Bir zamanlar var olmuş, içine atılan her şeyi taşa döndüren
havuzlar gibi, Yahudiler de ta başından günümüze varıncaya dek, manevi etkinliklerinin
yörüngesine girmiş her şeyi soyut bir genelliliğe dönüştürmüşlerdir. (s. 93)
‘Yahudi,
gerçekte, yaşadığı ülkeye ait değildir.’
‘insanın
niteliği, davranışlarını daha başından belirler.’ (s.102)
MODERNLİK, IRKÇILIK,
İMHA II
Hitler,
Yahudilerden, basiller, çürütücü mikroplar ya da haşarat diye söz ederdi. (s. 116)
‘Giderilmesi
İmkansız kişilik ancak yok edilebilir.’ (s. 119)
Antisemitizm
modern bir fenomen olarak görülmelidir.
Kristallnacht:
rezalet
Irkçılık
önce bir siyaset, sonra bir ideolojidir. Tüm siyasetler gibi örgüt, yöneticiler
ve uzmanlar gerektirir.
HOLOKAUST’UN
BENZERSİZLİĞİ VE NORMALLİĞİ
‘Onlar
zamanlarının en iyi eğitimli insanlarıydı. Ne zaman Auschwitz sonrası Batı
uygarlığının anlamını düşünmeye kalksak sorunun en kritik noktası budur.’ (s.
133)
1941
yılında Holokaust’u olanaklı kılan bir şey varsa bunun o günden bu yana elimine
edildiğinden emin olamayız. (s. 136)
Modern
soykırım, kusursuz toplum taslağına uygun bir toplumsal düzeni sağlamaya
çalışmak anlamına gelen sosyal mühendisliğin bir öğesidir. (s.143)
Modern
soykırım, modern kültür gibi, genelde bir bahçıvanlık işidir. Bahçe olan her
yerde yabani otlar olacaktır ve yabani otlar yok edilmelidir. (s.145)
Düşünmenin
niteliği mantıklılaştıkça yok edilenlerin niceliği artmaktadır. (s.151)
Teknik
sorumluluk ahlaksal sorumluluktan, eylemin, kendisi dışında başka bir şeyin
aracı olduğunu unutmasıyla farklıdır. (s. 156)
Not: insandışılaştırma (s.158)
Ahlaksal
önermelerin konusunu ancak insanlar oluşturabilir.
SONUÇLAR
Geleneksel
otoritenin yokluğunda halkı aşırılardan koruyabilecek tek şey olan kuvvetler
ayrılığı ancak siyasi demokrasiyle sağlanabilir. (s. 169)
KURBANLARI İŞBİRLİĞİNE
TEŞVİK ETMEK
Nazilerin
yaratmak istediği şey tam entfernunglardan biri, yani Yahudilerin Alman ırkının
yaşam alanından tamamen uzaklaştırılmasıydı. (s. 180)
Almanlar
Yahudileri aşamalı olarak sınır dışı etmede çok başarılıydılar, çünkü geride kalanlar böylece, çoğu kurtarmak
için azı kurban etmenin gerekli olduğu mantığını yürüteceklerdi. Bu
psikolojinin işleme tarzı Gestapo’ya, altı Yahudi kategorisinin sınır dışı etme
‘anlaşma’sına varan Viyana Yahudi toplumunda gözlenebilir. Aynı şekilde,
Varşova gettosu Yahudileri, Almanlar yüz binlerce değil de altmış bin tane
Yahudiyi sınır dışı edecekleri için, Almanlarla işbirliğinden yana ve direnişe
karşı tavır takınmışlardı. Bölme fenomeni. (s. 200)
İTAAT ETİĞİ (MILGRAM’I
OKUMAK)
Holokaust’la
ilgili haberler ve onun failleri hakkında öğrendiğimiz en korkunç şey ‘bunun’
bize de yapılabileceği değil, bunu bizim de yapabileceğimiz düşüncesidir. (s. 224)
Toplumsal Uzaklığın Bir
İşlevi Olarak İnsanlıkdışılık
Kurbandan
fiziksel ve psikolojik uzaklık arttıkça zalimleşmek daha kolay hale geliyordu. (s.
228)
Kendi Edimiyle Suç
Ortağı Olmak
Bir
kez bataklığa düşmüş herkes, kendini kurtarmanın çok zor olduğunu bilir. (s. 231)
Kendini
karalamadan temizlenilmez. Pisliği örtmek içinse sonsuza dek pisliğin içinde
ilerlemek gerekir. (s. 233)
Hiçbir
şey insanları birbirine, yapması suç olan bir eylemin ortak sorumluluğundan
daha güçlü bağlayamaz.
Gücün Çoğulluğu ve
Vicdanın Gücü
Ahlaksal
yönden normal insanların ahlaksal yönden anormal etkinliklere katılmasına karşı
en iyi koruyucu ilaç çoğulculuktur. (s. 241)
SOSYOLOJİK BİR AHLAK
KURAMINA DOĞRU
Ahlakdışı
davranışın toplumca üretimi. (s. 247)
Holokaust
tarihi, modern devletin ‘mene tekel’i gibi durmaktadır. (s. 268)
Ian
Kershaw’ın vardığı sonuca göre; Nazilerin en başarılı olduğu konu Yahudilerin
insandışılaştırılmasıydı. Yahudi toplumsal yaşamın dışına sürüldükçe
propagandanın yakıştırdığı klişe tipe daha çok uyuyor gibiydi. (s. 274)
(Sorumluluk) İnsanlar arası uzaklık
arttıkça ötekine duyulan sorumluluk azalır. (s. 279)
Uzaklardaki
insanları karmaşık silahlarla öldürmüşseniz asla yanlış yolda değilsinizdir.
Eylemlerin pratik sonuçları görülmezse ahlaksal bir çelişkinin ortaya çıkma
olasılığı yoktur. (s. 280)
SONRADAN AKILSALLIK VE
UTANÇ
Nazi
yapımı dünyada akıl, ahlakın düşmanıydı. (s. 292)
Kötülük
teknolojisinin işlemez hale geleceği sihirli bir direniş eşiği var mıdır acaba?
(s. 296)
Ahlakın Toplumsal Manüpilasyonu: Ahlaklaştırıcı
Etkenler, Adiaforize Edici Eylem
Zalimliğin
en zalim yanı, kurbanlarını yok etmeden önce insanlıktan çıkarmasıdır. (s. 297)
Eğer
zafer kazansalardı bugün duruşmaya getirilenlerin herhangi biri vicdan azabı
duyacak mıydı? (s. 300)
Sorumluluğun
ardından gelen, ahlaksal davranıştır.
Tanrı
tahttan indirilmişti ama taht hala yerinde duruyordu. (s. 310)
Dünya
insanoğlunun bahçesine dönmüştü.
(Amalfi ödülü konuşması)
HATIRLAMA SORUMLULUĞU –
AMA NEYİ?
SONSÖZ
Amaçladığım
şey Holokaust’u açıklamak değil, moderniteyi daha iyi anlatmaktı. (s. 315)
Modernizm:
mantık - katliam
Romantizm:
tutku – cinayet
Korkmak,
sürekli kendini düşünmektir, olayların gidişatını nesnel bir şekilde
görememektir. (s. 330)
Holokaust’un
en tehlikeli mirası, günümüz faillerinin, dünün acılarının öcünü aldıkları ve
yarının acılarını önledikleri inancıyla, başka bir deyişle, etiğin onlardan
yana olduğu kanaatiyle davranıp yeni acılara yol açarak, bunun aynısını yapma
fırsatını dört gözle bekleyen yeni kurban kuşakları yaratmaları olasılığıdır. (s.
336)
Sadece
Almanlar değil, Yahudi olmayan herkes Yahudilerden nefret eder. Yahudilerin
birliği ve dayanışması bu nedenle gereklidir. Ayrıca bu nedenle, Yahudi karşıtı
nefret hakkında daha çok sayıda kitap gereklidir ve bunlar ne kadar basit ve
yüzeysel olursa o kadar iyidir. (s. 344)
---
Modernity and the Holocaust
Türkçeleştiren:
Süha Sertabiboğlu
Alfa
Yayınları
1.
Basım: Mayıs 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder