1 Kasım 2012 Perşembe


Oscar Wilde – Mürver Ağacı (Toplu Öyküler)

Mutlu Prens
…heykeli süzen morali bozuk bir adam, dünyada hiç olmazsa birinin mutlu olmasına seviniyorum, diyordu.
Tıpkı bir meleğe benziyor.
Nereden biliyorsunuz?
Hiç melek gördünüz mü? (s. 13)
Mutlu Prens’in gözleri yaşlarla doluydu. (s. 15)
Öldükten sonra beni o kadar yükseğe yerleştirdiler ki, yaşadığım şehrin tüm çirkinliklerini ve tüm sefaletini görmeye başladım… (s. 16)
…kırlangıç, Prens’in yanına döndü. Artık kör kaldığına göre hep seninle kalacağım. (s. 20)
Kırlangıç, Mısır’a gitmiyorum, dedi. Ölüler Evi’ne gidiyorum.
Ve Mutlu Prens’i dudaklarından öpüp can vererek ayaklarının dibine düştü.
O an heykelin içinden bir şey kırılmış gibi tuhaf bir çatırtı geldi.
Belediye Başkanı,
Kuşların burada ölmemesiyle ilgili bir tebliğ yayınlamalıyız. (s. 22)
Sonra heykeli büyük bir ocakta erittiler.
…ustabaşı, ne tuhaf şey! dedi. Şu kırık kurşun kalbi ocakta bir türlü eritemiyorum. Bari atayım. Ve onu Kırlangıç’ın ölüsünün olduğu çöplüğe attılar. (s. 23)

Bülbül ve Gül
Ona kırmızı bir gül getirirsem benimle dans edeceğini söyledi, ama koca bahçemde bir tane bile yok.
Bülbül, nihayet gerçek bir aşık, dedi. (s. 25)
Gül Ağacı, Kırmızı bir gül istiyorsan, dedi, onu ay ışığında nağmelerden yapmalı ve kalbinin kanıyla boyamalısın. Bağrını bir dikene yaslayarak bana şarkı okumalısın. Gece boyu bana şarkı okumalısın; diken kalbini delmeli ve can suyun damarlarıma akıp benim olmalıdır. (s. 27)
Bülbül, müjdeler olsun, diye seslendi, müjdeler olsun; kırmızı gülüne kavuşacaksın. Onu ay ışığında nağmelerden yapacağım ve kalbimin kanıyla boyayacağım. Karşılığında senden tek istediğim, gerçek bir âşık olman. (s. 28)
Bülbül, Gül Ağacı’na doğru uçtu ve bağrını bir dikene yasladı.
Gül Ağacı’nın en tepesindeki sürgünde nefis bir gül, şarkılar birbirini izledikçe yaprak yaprak çiçeklendi. (s. 29)
İşte sana tüm dünyanın en kırmızı gülü.
Korkarım elbiseme pek uymayacak.
Öğrenci öfkeyle
…gülü sokağa fırlattı; gül oluğa düştü, üstünden de bir at arabası geçti.
Madem aşk, faydanın her şey demek olduğu bir çağda hiçbir fayda etmiyor, ben de felsefeye dönüp metafizik çalışayım. (s. 31)

Bencil Dev
Duvardaki küçük bir delikten çocuklar içeri girmiş, (s. 35)

Sadık Arkadaş
(Değirmenci ile Küçük Hans)

Kayda Değer Roket
Ancak gerçek âşıklar o kupadan içebilirlerdi.
Aşk öldü, aşk öldü, aşk öldü…
…kişiyi ayakta tutan tek şey, başkalarının kendinden ne kadar aşağı olduğunu bilmektir. (s. 58)

MR. W.H.nin Portresi (s. 69/110)
Shakespeare’in Mr. W.H.si
Bir kadın hatalarını sevimli gösteremiyorsa kadın değildir. (s. 218)
İnsanın serveti olmadıkça yakışıklı olması bir fayda getirmiyor. (s. 299)


Türkçeleştiren: Suat Ertüzün
Can Yayınları, Haziran 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder