10 Aralık 2015 Perşembe

Douwe Draaisma - Düş Dokumacısı

Douwe Draaisma - Düş Dokumacısı


Yazar, Hollanda’da Groningen Üniversitesi’nde öğretim üyesi (Psikoloji tarihi profesörü).
Ressam bir arkadaşı yazardan körlerin düşleri hakkında bilinenleri araştırmasını istiyor. Draaisma konuyla ilgili literatürü inceliyor. Araştırma alanını körlerle sınırlı tutmayıp genel olarak düşler hakkında yapılan araştırmaları, elde edilen bilgileri derliyor. Düş dokumacısı işte böyle bir araştırmanın sonucunda ortaya çıkmış bir kitap.

Düşlerle ilgili kitapların büyük bölümü düşlerin yorumlanmasına dairdir.
Nörolog ve fizyologların düşler hakkında yazdıkları ise daha çok uyku hakkındadır. Düş Dokumacısı’nın ilk bölümünde de uykunun ve düşlerin sinirsel yapısından –dokuma tezgâhından- söz ediliyor.
Düşer hakkındaki bilimsel literatürün büyük bölümü uyku halindeyken beyindeki sinir hücrelerinin hareketlerini tespit edip bunların kaydını çıkaran elektroensefalografinin (kısaca EEG) icadından sonra yazılmış.

Düşler öykü tekniği açısından vahim eksiklikler gösterir. Olmadık bir yerden başlarlar -çoğunlukla rüyanın nereden başladığını hatırlamayız bile- olmadık yerde de biterler. Akış düzensizdir, olaylar tuhaftır.

Körlerin görsel imgeleri bulunmaz.
Görüntülerin olmayışı diğer duyulara daha geniş bir alan açılması anlamına mı gelir?

Körlerin düşlerinde sandalyenin rengi değil, şekli vardır.

REM uykusunda gözler fıldır fıldır oynar.
Bu hızlı göz hareketler körlerde de vardır.

Erotik düşler, cinsel arzuların ifadesi midir?

Hollandalı psikiyatr yazar Frederik van Eeden 1875 ila 1927 yılları arasında gördüğü düşlerin kaydını tutmuş. Bu kayıtlar kitabın yazımında Draaisma’nın çok işine yaradı; hemen bütün bölümlerde Eeden’ın kayıtlarına atıf var.

Çıplaklık düşlerinin utanç duygusuyla ilişkisi nedir?

Draaisma yaygın olarak görülen uçmak, sınav ve çıplaklık düşlerini ayrı bölümlerde inceliyor. Her bölümde bu düşlere neden olabilecek psikolojik ve fizyolojik faktörleri belirlemeye çalışıyor. Ancak bunu yaparken net bir tanımlama yapmaya çalışmıyor. Zira yazarın da belirttiği gibi düşlerde gördüklerimiz daha çok birer semboldürler ve bu sembollerin standart bir alfabesi yoktur. Aynı nesne farklı kişilerin rüyasında farklı anlamları işaret ediyor olabilir. Dolayısıyla düşlerde görülen olayların ve nesnelerin ne anlama geldiğini açıklamaya çalışmıyor. Kitabın daha çok düşlerin nedenleri üzerinde duruyor.

Kâhinler ve onların gelecekte olacakları önceden bildiklerini iddia ettikleri düşler kitapta ayrı bir bölümde ele alınıyor. Aynı bölümün içinde berrak düş adını verdiği bir diğer kategoriye yer veriyor: düşteyken düşte olduğunun bilincinde olmaya berrak düş diyor Draaisma.

Sebebiyle sonlanan bir düş…

1
Düş Dokumacısı
1932 yılı Nobel Ödülü sahibi, nörofizyolog Charles Sherrington, Man on his Nature adlı kitabında beyin ve omurilikte uykudan uyanırkenki faaliyeti, büyük bir ışıklı noktacıklar kitlesinin hatlar ve kavşaklar boyunca hızlı ve ritmik bir şekilde hareket etmeye başlaması olarak hayal etmelerini ister okurlarından.
Ona göre, beyin kitlesi hızla, içinde çakan milyonlarca mekiğin değişken örüntüler dokuduğu muhteşem bir dokuma tezgâhına dönüşür. Sherrington’ın iddiasına göre uyanıkken ışıltılar saçan bu dokuma tezgâhı uykudayken karanlığa gömülüyordu. Sherrington bu noktada yanıldı: 1953 yılında yapılan EEG testleri beyindeki dokuma tezgâhının biz uykudayken de çalışmaya devam ettiğini ortaya koydu. Chicago Üniversitesi’nden Eugene Aserinsky, EEG kayıtlarıyla uykudaki beynin gece boyunca dört-beş defa aniden aktifleştiğini keşfetti. (s. 21)

Freud’un düş kuramına göre düşler serbest çağrışımdan ortaya çıkar.

Çocukların düşleri çoğunlukla basit ve saklanmamış dilekleri, arzuları ifade eder.

Düş özellikle görsel bir etkinliktir; düş çalışması da bu yüzden metaforları, benzerlikleri, simgeleri, analojileri kullanır.

Düş aslında uykunun bekçisidir (ya da tam tersi uyku düşlerin bekçisidir).

EEG, uyku süreçlerini beş evreye ayırır. Birinci evrede insan uykuya henüz dalmıştır ve bu evrede beyin dalgaları uyanık beyindeki gibidir.
Uykunun ilk dakikalarında ikinci evreye geçilir, beyin dalgaları yavaşlar.
On dakika kadar sonra daha yavaş dalgalar belirir.
Yavaş dalgaların bütün beyinde görüldüğü süreç dördüncü evre olarak tanımlanır.
Üçüncü ve dördüncü evre derin uyku olarak tanımlanıyor.
Derin uykuda geçirilen yarım saatin sonunda geri dönüş başlar: önce üç sonra iki ve tekrar birinci evreye geçilir. Tekrar birinci evreye geçildikten sonra uyanma gerçekleşmez, bu kez REM uykusu başlar. Uykunun beşinci evresi olan REM uykusunda beyin dalgaları uyanık insandakinden çok da farklı değildir.
REM uykusu düşlerin giriş kapısıdır.
Bu beş evre toplam bir buçuk saat süren bir uyku döngüsü oluştururlar. (s. 37)

Otistiklerin düşlerinin yüzde 41’inde başka kişiler bulunmuyor; düşlerinin yüzde 65’inde hiçbir sosyal etkileşim gerçekleşmiyor.

Düşün ilk adımı, beyin sapında bulunan, omurilikle beyni birleştiren ponsta atılır (Latincesi “köprü” anlamındadır).
Aktivasyon dalgaları talamusun bir bölümünü geçerek oksipal loblarındaki görme bölgelerine ulaşır.
Beynin frontal bölümü düzensiz akın eden görüntü ve anılara maruz kalır.
Gelen bilgiler arasında bir tutarlılık keşfetmeye uğraşır.

Uyandığınızda aklınızda kalan bir düş, o gece size adeta bir mesaj gönderilmiş hissini uyandırır.

2
Hareketsiz Hareketli
(Uçma düşleri)

3
Gece Utancı! Gece Uyancı!
(Çıplaklık düşleri)

Çıplaklık düşlerinin (karakteristiği …) başkalarının kayıtsızlığıdır.
İnsan çıplak dahi fark edilmeyecekse ne zaman fark edilecektir?

4
Kaldın
(Sınav düşleri)

Sınav genellikle gerçekte girilmiş bir sınava dair olur.

5
“Aman Mary” dedi Bay Lincoln Dalgın Dalgın, “Sadece bir düş bu”
(Kehanet düşleri)
Lincoln bir gece düşünde suikast sonucu öldüğünü görmüş ve buradan hareketle ona kehanet gücü de atfedilir olmuş. Yazar bu durumu, dönemin koşulları ve Lincoln’un izlediği politikalar nedeniyle, edindiği düşmanların bilincinde olmasına bağlamayı daha akıllıca buluyor.

(Lincoln) sürekli suikasta kurban gidebileceği gerçeğiyle yaşayan biri…

Koyunlar ve keçiler (s. 103)

6
Düş Gördüğümüzü Bilmek
Rüyadayken bunun bir rüya olduğunun farkında olmak, yazar bu düşleri berrak düşler başlığı atında inceliyor.
Berrak düş, düş görenin düşüne yön verebilmesidir.

“Düş gördüğümüz düşünü gördüğümüzde uyanmaya yakınızdır.”
Novalis

Berrak düşler genellikle uyanmaya yakın zamanda görülüyor (şafak sökerken).

Berrak düşler daha keskin anılar bırakır. Daha fazla ayrıntı içerirler.

Kendine kedine telkin yoluyla aynı rüyayı kaldığı yerden görebilmek, Eeden’ın düş kayıtları arasında bunun örnekleri de mevcutmuş (s. 120)

En iyi öneri, normal uyanma saatinden bir saat öncesine alarmı kurmak, uyandıktan sonra yarım ila bir saat kadar yataktan çıkıp sonra tekrar uykuya dalmayı denemektir. Bu yolla berrak düş görme olasılığı yirmi kar artabiliyormuş (s. 123)

Ölümden sonrasına dair anlatılanlardan kuşku duyan Gennadius’un düşünce bir adam belirir. Ona sorular sormaya başlar. Bedenin şimdi nerede? Yatağımda diye yanıtlar Gennadius. O bedendeki gözlerin kapalı olduğunu ve hiçbir şey görmediklerini biliyor musun? Başıyla onaylar Gennadius. Peki, beni gördüğün gözler ne. Gennadius cevap veremez. Düşteki adam, ölümden sonra da böyle olacak, bedendeki gözler ebediyen kapanacak ama gene de görebilecek gözleri olacaktır.
Bu temsil Augustinus’un 415 yılında yazdığı bir mektuptan aktarıldı (s. 128)

7
Prof. Brücke’nin O Şahane Mavi Gözleri
Düşler ne renktir?

8
Görüntü Dışı
(Körlerin düşleri)
Beş yaşından önce oluşmuş körlük, düşlerin görüntüsüz olması anlamına gelir (s. 148)

Körler düşlerindeki görüntüleri anlatmayı çok seviyorlar (bundan daha doğal ne olabilir…)

Körlerin düşlerinde (görüntü yokluğu dışında) gözleri görenlere kıyasla önemli bir başka fark, düşlerinin bildikleri, tanıdık çevrelerde geçmesidir. (s. 154)

9
Siz Muhakkak Radyo Oyunundaymış Gibi Düş Görüyorsunuzdur!
Doğuştan görme engelli Vincent Bijlo ile yapılmış bir söyleşiye yer verilmiş.

10
Dehşetli Bir Takırtı
Düşte zaman, düşteki zaman…

İzlenimleri kaydedebilme yetisi insan yaşlandıkça azalır, bu gerileme yaklaşık kırk yaşında başlar. Yaşlıların, hayat uzadıkça daha çabuk geçer sözü de bunun neticesidir.

Uyarılmış düş / başlangıç ve bitiş noktalarına sahiptir (çalar saatin düşe dâhil olması, düş uyaranı olarak çalar saat vs.)

En uzun REM uykusu sabaha en yakın olanıdır.

11
Gecenin Dehşeti
(Kâbuslar hakkında)

Psikanalist Ernest Jones, gerçek bir kâbusun üç ana özelliği var der: ölüm korkusu, göğüs kafesinde nefes alıp vermeyi zorlaştıran bir ağırlık, baskı hissetmek ve çaresiz bir felç hissi.

Uyurgezerlik
Kalıtımsal bir yönü vardır. Tek yumurta ikizlerinin ikisinde de uyurgezerliğin görülme olasılığı, çift yumurta ikizlerine oranla bir buçuk kattan daha fazladır.
(Bu bilgi aynı sayfanın sonunda değerleri değiştirilerek yeniden veriliyor!)
Tek yumurta ikizlerinin ikisinde de uyurgezerliğin görülme olasılığı, çift yumurta ikizlerine oranla beş kattan daha fazladır. (s. 190-191)

Pavor Nocturnus / Uyku terörü
…ani bir feryat veya korku çığlığı ile başlar.
Gözler açık olmasına rağmen daha uyuyordur.
Uyandırmaya çalışmak uyku terörünün daha da uzamasına neden olur.
Uyku terörü uyurgezerlikle aynı zaman dilimini paylaşır (yavaş dalgalı uyku evresi).

12
Işıkları Söndürebilir miyiz?
(Erotik düşler hakkında)

Uykuda periyodik süreçler
Beş denekte geceler boyunca yapılan ölçümlerin sonucuna göre 85,4 dakikada bir denekler ereksiyon oluyorlar ve ereksiyonlar ortalama 25,3 dakika sürüyor.

Gecede iki saat ereksiyor, tam da düş görülen evrede – ne anlama geliyor olabilirdi bu?

Seksle ilgili fantezilerde nadiren kişinin eşi yer alır, o hayal diyarında aldatma kuraldır.
En favori beş fantezinin kesin sırası değişse de “tecavüz fantezisi” listeden asla inmez.

13
Gece Kalıntıları
Düşlerin çoğunda uyandıktan sonra pek az bir şey kalır.
Düş görmeden sorumlu beyin bölgeleri, hormonlar, nörotransmitterler, hareket blokajı ve deblokajı, değişik türdeki düşlerin gösterdiği EEG örüntüleri açıklığa kavuşmuştur.
Uçma düşleri ve sınav düşleri, çıplaklık düşleri ve berrak düşler, kâbuslar ve erotik düşer, hepsi Sherrington’ın tanımladığı tezgâhta dokunur. (s. 231)

…hepsini işaretler olarak algılamak mümkün olsa da, hangi alfabeden geldiklerini bilmeyi çok ister insan.
(Kitabın sonunda, başladığımız yere döndük, düşler hakkındaki bütün bilgimiz neredeyse hiçbir şey…)
---
De Dromenwever
Türkçeleştiren: Türkay Yalnız
Metis Yayınları

Kasım 2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder