Thomas
S. Kuhn - Bilimsel Devrimlerin Yapısı
Bilimsel Devrimlerin Yapısı ilk olarak 1962
yılında yayımlandı.
Paradigma
değişikliği, bir geleneğin bir başkasıyla yer değiştirdiği bir süreçtir.
Kuhn,
bilimi, problemlerin, bilim adamları topluluğunun üzerinde anlaştığı
uygulamalar ve kurallar kullanılarak ele alındığı, bir bilmece çözme etkinliği
olarak tanımlar.
Kuhn,
ya problemler ya da bilimdeki kurallarda ya da her ikisinde birden bir değişim
yaşandığı, tarihsel anlarla ilgilenir (Ken
Robinson – Yaratıcılık).
…kendi tarihini bilmeyen bir topluma,
kendisini ileriye götüreceği söylenen her yeni adım ne kadar yabancı kalacaksa,
bilimin ne olduğunu bilmeden onun ürünlerini kullanan insanlığa da bilim adına
yapılacak her şey, en azından akılcılık açısından, Tanrı adına yapılmışçasına
uzak kalabilir. (s. 13)
Kuhn’un düşüncesine göre bilim tarihi,
bilimsel girişimin kesintisiz bir birikim halinde değil, aksine, bilgiyi büyük
kesintilere, hatta kopmalara uğratan devrimci dönüşümlerle geliştiğini
göstermektedir. (s. 14)
Karşıt bilgi içeriklerinin, var oldukları
zaman, toplumsal ve psikolojik açıdan nasıl seçildiklerini gösteren ve
böylelikle bilginin de nasıl ilerlediğini açıklayan bilim sosyolojisi düzeyi
(…) ve (…) varsayımların yer aldığı görelilikçi felsefi düzey…
İlerleme (…) seçimin niteliğidir.
İnsanın bir yenilik ya da buluş yapabilmesi
için, karşı çıkacak kadar iyi bildiği bir geleneğe sahip olması lazımdır (bu önerme bana doğru görünmedi, tersini söylersek doğru olur).
Kuhn için bilimin ilerlemesi, bilim
adamlarının karşılaştıkları aykırılıklar sonucu ortaya çıkan değişimler ve
sürekli devrimlerle mümkündür. (s. 29)
Kuramdan bağımsız nesnel bir gözlem dili
olamaz. Böyle bir dile inandıkları için de, Popper, Lakatos ve diğerleri, Kuhn
gibi görelilikçi düşünürlerin gözünde hâlâ eski pozitivist geleneğin dil
felsefesinden kurtulamamışlardır.
Kuhn’a göre belirli bir ortamdan bağımsız
olarak bırakınız ilerlemeyi, düşünmenin olanağı yoktur.
1
Giriş:
Tarihe Düşen Rol
Tarih (…) şu anda bize egemen olan bilim
imgesinde esaslı bir dönüşüme yol açabilir.
Hâlbuki bu tür kitapları amacı (ders
kitapları), kaçınılmaz olarak iknaya yönelik ve pedagojiktir.
…denemede bu tür kitapların bizi ne gibi
temel noktalara yanılgılara sürüklediğini göstermeye çalıştık.
Zamanını doldurmuş kuramların, sırf bir
kenara atıldıkları için, ilkece bilimsel olmadıkları söylenemez.
…gözlem ve deneyim, bilimsel inançların
sınırını ciddi şekilde kısıtlı tutabilir ve tutulmalıdır da, aksi halde bilim
olmaz.
Bilimsel devrimlerin (…) her biri bilim
topluluğunun, bir zamanlar en büyük saygının duyulduğu bir kuramı reddedip,
yerine onun tersini benimsemesini gerektirmiştir. Her birinin ardından,
bilimsel inceleme alanına giren sorunlarda ve nelerin kabul edilebilir
sorunlar, nelerin geçerli çözümler olduğunu belirlemek için meslekte başvurulan
ölçütlerde büyük değişim meydana gelmiştir. Nihayet, her biri bilimsel düş
gücünü, bizi son tahlilde içinde bilimsel çalışma yapılan dünyanın artık
bambaşka bir dünya olduğunu söylemeye zorlayacak kadar köklü bir dönüşüme
uğratmış. Bu tür değişiklikler ve hemen her zaman beraberlerinde getirdikleri
çatışmalar, bilimsel devrimleri tanımlayan başlıca özelliklerdir. (s. 77)
2
Olağan
Bilime Giden Yol
Olağan bilim (…) kazanılmış bir (…)
bilimsel başarı üzerine sağlam olarak oturtulmuş araştırma anlamında
kullanılmaktadır.
Ptolemy, Newton vs. eserleri (…) belli bir
araştırma alanında (…) sorunların ve yöntemlerin (…) tanımlanmasında uzun süre
hizmet gördüler. Bunu yapabilmelerini de iki can alıcı özelliğe sahip
olmalarına borçludurlar: her birinin temsil ettiği başarı ya da ilerleme, rakip
bilimsel etkinlik tarzlarına bağlanmış olanları çevrelerinden koparıp
kendilerine çekecek kadar yeni ve benzersizdi. Aynı zamanda da (…) açık
uçluydu.
Bu iki özelliği paylaşan başarılar için
bundan sonra paradigma terimini kullanacağım. (s. 81-82)
…devrim yoluyla sürekli olarak bir
paradigmadan diğerine geçiş olgun bilimin alışılmış gelişim çizgisidir.
Gerçek, hata yapana, karmaşaya düşenden
daha yakındır.
3
Olağan
Bilimin Doğası
Yerleşik kullanımıyla paradigma, kabul
görmüş olan bir model ya da örnektir.
…paradigmanın işlevi, her biri ilke olarak
kendi yerine kullanılabilecek sayısız örneğin türetilebilmesini sağlamaktır.
Halbuki bilim söz konusu olduğu zaman, paradigmanın bir türetim kalıbı olarak
kullanıldığı seyrek görülür. Bunun yerine (…) koşullar değiştikçe (…) özgül ve
daha ayrışmış hale getirilecek bir model olarak kullanılır. (s. 98)
…olgu düzeyindeki bilimsel inceleme için üç
ana odak gösterilebilir (…) birincisi, nesnelerin doğası hakkında özellikle
öğretici oldukları paradigma tarafından ortaya çıkarılmış olgular sınıfıdır.
İkinci (…) olgu belirleme türü de (…)
paradigma kuramının tahminleri ile doğrudan doğruya karşılaştırılabilen
olguları ele alır.
Üçüncü (…) bu sınıfta yer alan, paradigma
kuramını ayrıştırmaya yönelik ampirik çalışma, kuramın temelinde kalmış olan
bazı belirsizlikleri ortadan kaldırır.
Üçüncü bir çeşit deneyden söz edebiliriz
(…) belli bir dizi görüngü için geliştirilmiş olan paradigmanın, bununla
yakından ilgili diğer görüngülere uygulanışının biraz belirsiz kaldığı sık sık
görülen bir durumdur. Böyle olduğu zamanlar, paradigmanın yeni ilgi alanına
uygulanabileceği değişik yollardan birinde karar kılmak için deney yapmak
gereklidir.
Principia eserini kendilerine paradigma
almış olanlar, 18. yüzyılın başlarına kadar eserin vardığı sonuçların evrensel
niteliğini oldu-bitti kabul ediyorlardı.
4
Olağan
Bilim Bulmaca Çözüyor
Paradigma geçerliliğini koruduğu sürece bir
yanıtı olduğunu bildiğimiz tür soruları seçmeye yarayan bir ölçüttür.
5
Paradigmaların
Önceliği
Bilim adamları bir taraftan Newton,
Lavoisier, Maxwell veya Einstein gibi kişilerin son derece önemli bir dizi
soruna aşağı yukarı kalıcı bir çözüm getirdiği yönünde görüş birliğine
varırlarken, diğer taraftan bazen farkında bile olmadan bu çözümleri kalıcı
yapan soyut özelliklerin ne olduğu konusunda anlaşamamaktadırlar.
Yetkin bir dizi kuralın olmadığı yerde
bilim adamını belli bir olağan-bilimsel geleneğe bağlı tutan nedir?
Olağan bilim sadece ilgili bilim çevresi
önceden başarılmış problem çözümlerini sorgusuz sualsiz kabul ettiği sürece
kuralsız işleyebilir.
Bilim
dallarını teşkil eden kategorik ayrımlar bizatihi paradigmadır.
6
Aykırılık
ve Bilimsel Keşiflerin Ortaya Çıkışı
Olağan bilim ne olgu ne de kuram düzeyinde
yenilik bulma peşinde değildir ve zaten başarılı olması da yenilik bulmamasına
bağlıdır.
Öyleyse (…) bu tür değişiklikler nasıl
meydana gelebilir?
…keşif ile icat yahut olgu ile kuram
arasındaki bu ayrım aşırı derecede yapaydır.
Gerek paradigma öncesi dönemlerde gerek
büyük çapta paradigma değişikliklerine yol açan bunalımlar esnasında bilim adamları
genellikle birçok kurgusal ve tam geliştirilmemiş kuram üretirler. Bunlar
sırasında yeni bulguların hazırlanmasını sağlayabilir.
Keşif, yalnızca deney ve geçici kuram
birlikte ve uyum halinde geliştirilebildiği zaman ortaya çıkar. Kuram da ancak
böyle durumlarda paradigma haline gelebilir.
Konu hakkındaki bilgi arttıkça, bir
şeylerin aksadığı ya da elde edilen sonucun daha önce meydana gelmiş olan
aksaklıklarla bir ilişkisi olduğu bilinci belirir.
7
Bunalım
ve Bilimsel Kuramların Ortaya Çıkışı
8
Bunalıma
Gösterilen Tepkiler
Bunalım (…) yeni kuramların ortaya çıkması
için gerekli bir ön koşul…
Herhangi bir paradigmayı reddetme kararı
aynı zamanda daima bir başkasını da kabul etme kararıdır.
Paradigma bulunduktan sonra artık paradigma
olmadan araştırma yapmak diye bir şey söz konusu olamaz. Bu yüzden de bir
paradigmanın reddi, bir diğerinin yerini almasıyla eşzamanlı değilse,
reddedilen paradigma değil bilimdir. (s. 170)
Bunalım, bilimsel dikkati dar bir güçlük
alanına toplayarak ve bilimsel kafayı da deneysel aykırılıkları iyice tanımaya
hazırlayarak yeni bulguların çoğalmasına neden olur.
9
Bilimsel
Devrimlerin Doğası ve Zorunluluğu
Birikim yoluyla beklenmedik yenilikler elde
edilmesi şeklinde bir süreç, bilimsel gelişmenin kuralı değil, daima istisnası
olmuştur.
Hiçbir paradigma kendine hedef aldığı
sorunların hepsini çözemez…
Hangi sorunları çözmüş olmak daha
önemlidir?
10
Dünya
Görüşü Değişikliği Olarak Devrimler
Kişinin ne gördüğü, hem neye baktığı ile
hem de önceki görsel ve kavramsal deneyimlerinin ona ne görmeyi öğrettiği ile
yakından bağlantılıdır.
Paradigmaların olağan bilim tarafından
düzeltilmelerine olanak yoktur.
Kuramlar (…) hazırda duran verilerin insan
yapısı yorumları…
Paradigmalar (…) deneyim alanlarını (…)
belirlemektedirler.
…paradigmanın değişmesi sonucu bunlara
verilecek yanıtlar da farklılaşır.
11
Devrimlerin
Görünmezliği
Kurucuların unutmakta tereddüt geçiren
bilim mahvolmuş demektir.
12
Devrimlerin
Sonuçlanması
13
Devrimler
Yoluyla İlerleme
Bilimin salt var ol olması bile, paradigma
seçimi yapacak gücün bir hayli kendine özgü bir topluluğun üyelerine verilmiş
olmasına bağlıdır.
Bilim (…) derinlemesine gelişirken, aynı
zamanda genişlemesine de olanak yoktur.
…bilimsel girişim yaşadığı sürece bu
girişimin başlıca özelliği ister istemez bir tür ilerleme olacaktır.
…paradigma değişikliklerinin bilim
adamlarını (…) gerçeğe gittikçe daha çok yaklaştırdığı yolundaki açık ya da
örtülü inancımızı sonunda terk etmemiz gerekebilir.
Sonsöz
---
Türkçeleştiren: Nilüfer Kuyaş
Kırmızı Yayınları
Mayıs 2006
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder