22 Aralık 2015 Salı

Thomas S. Kuhn - Bilimsel Devrimlerin Yapısı

Thomas S. Kuhn - Bilimsel Devrimlerin Yapısı
 
Bilimsel Devrimlerin Yapısı ilk olarak 1962 yılında yayımlandı.

Paradigma değişikliği, bir geleneğin bir başkasıyla yer değiştirdiği bir süreçtir.
Kuhn, bilimi, problemlerin, bilim adamları topluluğunun üzerinde anlaştığı uygulamalar ve kurallar kullanılarak ele alındığı, bir bilmece çözme etkinliği olarak tanımlar.
Kuhn, ya problemler ya da bilimdeki kurallarda ya da her ikisinde birden bir değişim yaşandığı, tarihsel anlarla ilgilenir (Ken Robinson – Yaratıcılık).

…kendi tarihini bilmeyen bir topluma, kendisini ileriye götüreceği söylenen her yeni adım ne kadar yabancı kalacaksa, bilimin ne olduğunu bilmeden onun ürünlerini kullanan insanlığa da bilim adına yapılacak her şey, en azından akılcılık açısından, Tanrı adına yapılmışçasına uzak kalabilir. (s. 13)

Kuhn’un düşüncesine göre bilim tarihi, bilimsel girişimin kesintisiz bir birikim halinde değil, aksine, bilgiyi büyük kesintilere, hatta kopmalara uğratan devrimci dönüşümlerle geliştiğini göstermektedir. (s. 14)

Karşıt bilgi içeriklerinin, var oldukları zaman, toplumsal ve psikolojik açıdan nasıl seçildiklerini gösteren ve böylelikle bilginin de nasıl ilerlediğini açıklayan bilim sosyolojisi düzeyi (…) ve (…) varsayımların yer aldığı görelilikçi felsefi düzey…

İlerleme (…) seçimin niteliğidir.

İnsanın bir yenilik ya da buluş yapabilmesi için, karşı çıkacak kadar iyi bildiği bir geleneğe sahip olması lazımdır (bu önerme bana doğru görünmedi, tersini söylersek doğru olur).

Kuhn için bilimin ilerlemesi, bilim adamlarının karşılaştıkları aykırılıklar sonucu ortaya çıkan değişimler ve sürekli devrimlerle mümkündür. (s. 29)

Kuramdan bağımsız nesnel bir gözlem dili olamaz. Böyle bir dile inandıkları için de, Popper, Lakatos ve diğerleri, Kuhn gibi görelilikçi düşünürlerin gözünde hâlâ eski pozitivist geleneğin dil felsefesinden kurtulamamışlardır.

Kuhn’a göre belirli bir ortamdan bağımsız olarak bırakınız ilerlemeyi, düşünmenin olanağı yoktur.

1
Giriş: Tarihe Düşen Rol
Tarih (…) şu anda bize egemen olan bilim imgesinde esaslı bir dönüşüme yol açabilir.
Hâlbuki bu tür kitapları amacı (ders kitapları), kaçınılmaz olarak iknaya yönelik ve pedagojiktir.

…denemede bu tür kitapların bizi ne gibi temel noktalara yanılgılara sürüklediğini göstermeye çalıştık.

Zamanını doldurmuş kuramların, sırf bir kenara atıldıkları için, ilkece bilimsel olmadıkları söylenemez.

…gözlem ve deneyim, bilimsel inançların sınırını ciddi şekilde kısıtlı tutabilir ve tutulmalıdır da, aksi halde bilim olmaz.

Bilimsel devrimlerin (…) her biri bilim topluluğunun, bir zamanlar en büyük saygının duyulduğu bir kuramı reddedip, yerine onun tersini benimsemesini gerektirmiştir. Her birinin ardından, bilimsel inceleme alanına giren sorunlarda ve nelerin kabul edilebilir sorunlar, nelerin geçerli çözümler olduğunu belirlemek için meslekte başvurulan ölçütlerde büyük değişim meydana gelmiştir. Nihayet, her biri bilimsel düş gücünü, bizi son tahlilde içinde bilimsel çalışma yapılan dünyanın artık bambaşka bir dünya olduğunu söylemeye zorlayacak kadar köklü bir dönüşüme uğratmış. Bu tür değişiklikler ve hemen her zaman beraberlerinde getirdikleri çatışmalar, bilimsel devrimleri tanımlayan başlıca özelliklerdir. (s. 77)

2
Olağan Bilime Giden Yol
Olağan bilim (…) kazanılmış bir (…) bilimsel başarı üzerine sağlam olarak oturtulmuş araştırma anlamında kullanılmaktadır.

Ptolemy, Newton vs. eserleri (…) belli bir araştırma alanında (…) sorunların ve yöntemlerin (…) tanımlanmasında uzun süre hizmet gördüler. Bunu yapabilmelerini de iki can alıcı özelliğe sahip olmalarına borçludurlar: her birinin temsil ettiği başarı ya da ilerleme, rakip bilimsel etkinlik tarzlarına bağlanmış olanları çevrelerinden koparıp kendilerine çekecek kadar yeni ve benzersizdi. Aynı zamanda da (…) açık uçluydu.

Bu iki özelliği paylaşan başarılar için bundan sonra paradigma terimini kullanacağım. (s. 81-82)

…devrim yoluyla sürekli olarak bir paradigmadan diğerine geçiş olgun bilimin alışılmış gelişim çizgisidir.

Gerçek, hata yapana, karmaşaya düşenden daha yakındır.

3
Olağan Bilimin Doğası
Yerleşik kullanımıyla paradigma, kabul görmüş olan bir model ya da örnektir.

…paradigmanın işlevi, her biri ilke olarak kendi yerine kullanılabilecek sayısız örneğin türetilebilmesini sağlamaktır. Halbuki bilim söz konusu olduğu zaman, paradigmanın bir türetim kalıbı olarak kullanıldığı seyrek görülür. Bunun yerine (…) koşullar değiştikçe (…) özgül ve daha ayrışmış hale getirilecek bir model olarak kullanılır. (s. 98)

…olgu düzeyindeki bilimsel inceleme için üç ana odak gösterilebilir (…) birincisi, nesnelerin doğası hakkında özellikle öğretici oldukları paradigma tarafından ortaya çıkarılmış olgular sınıfıdır.

İkinci (…) olgu belirleme türü de (…) paradigma kuramının tahminleri ile doğrudan doğruya karşılaştırılabilen olguları ele alır.

Üçüncü (…) bu sınıfta yer alan, paradigma kuramını ayrıştırmaya yönelik ampirik çalışma, kuramın temelinde kalmış olan bazı belirsizlikleri ortadan kaldırır.

Üçüncü bir çeşit deneyden söz edebiliriz (…) belli bir dizi görüngü için geliştirilmiş olan paradigmanın, bununla yakından ilgili diğer görüngülere uygulanışının biraz belirsiz kaldığı sık sık görülen bir durumdur. Böyle olduğu zamanlar, paradigmanın yeni ilgi alanına uygulanabileceği değişik yollardan birinde karar kılmak için deney yapmak gereklidir.

Principia eserini kendilerine paradigma almış olanlar, 18. yüzyılın başlarına kadar eserin vardığı sonuçların evrensel niteliğini oldu-bitti kabul ediyorlardı.

4
Olağan Bilim Bulmaca Çözüyor
Paradigma geçerliliğini koruduğu sürece bir yanıtı olduğunu bildiğimiz tür soruları seçmeye yarayan bir ölçüttür.

5
Paradigmaların Önceliği
Bilim adamları bir taraftan Newton, Lavoisier, Maxwell veya Einstein gibi kişilerin son derece önemli bir dizi soruna aşağı yukarı kalıcı bir çözüm getirdiği yönünde görüş birliğine varırlarken, diğer taraftan bazen farkında bile olmadan bu çözümleri kalıcı yapan soyut özelliklerin ne olduğu konusunda anlaşamamaktadırlar.

Yetkin bir dizi kuralın olmadığı yerde bilim adamını belli bir olağan-bilimsel geleneğe bağlı tutan nedir?

Olağan bilim sadece ilgili bilim çevresi önceden başarılmış problem çözümlerini sorgusuz sualsiz kabul ettiği sürece kuralsız işleyebilir.

Bilim dallarını teşkil eden kategorik ayrımlar bizatihi paradigmadır.

6
Aykırılık ve Bilimsel Keşiflerin Ortaya Çıkışı
Olağan bilim ne olgu ne de kuram düzeyinde yenilik bulma peşinde değildir ve zaten başarılı olması da yenilik bulmamasına bağlıdır.

Öyleyse (…) bu tür değişiklikler nasıl meydana gelebilir?

…keşif ile icat yahut olgu ile kuram arasındaki bu ayrım aşırı derecede yapaydır.

Gerek paradigma öncesi dönemlerde gerek büyük çapta paradigma değişikliklerine yol açan bunalımlar esnasında bilim adamları genellikle birçok kurgusal ve tam geliştirilmemiş kuram üretirler. Bunlar sırasında yeni bulguların hazırlanmasını sağlayabilir.
Keşif, yalnızca deney ve geçici kuram birlikte ve uyum halinde geliştirilebildiği zaman ortaya çıkar. Kuram da ancak böyle durumlarda paradigma haline gelebilir.

Konu hakkındaki bilgi arttıkça, bir şeylerin aksadığı ya da elde edilen sonucun daha önce meydana gelmiş olan aksaklıklarla bir ilişkisi olduğu bilinci belirir.

7
Bunalım ve Bilimsel Kuramların Ortaya Çıkışı

8
Bunalıma Gösterilen Tepkiler
Bunalım (…) yeni kuramların ortaya çıkması için gerekli bir ön koşul…

Herhangi bir paradigmayı reddetme kararı aynı zamanda daima bir başkasını da kabul etme kararıdır.

Paradigma bulunduktan sonra artık paradigma olmadan araştırma yapmak diye bir şey söz konusu olamaz. Bu yüzden de bir paradigmanın reddi, bir diğerinin yerini almasıyla eşzamanlı değilse, reddedilen paradigma değil bilimdir. (s. 170)

Bunalım, bilimsel dikkati dar bir güçlük alanına toplayarak ve bilimsel kafayı da deneysel aykırılıkları iyice tanımaya hazırlayarak yeni bulguların çoğalmasına neden olur.

9
Bilimsel Devrimlerin Doğası ve Zorunluluğu
Birikim yoluyla beklenmedik yenilikler elde edilmesi şeklinde bir süreç, bilimsel gelişmenin kuralı değil, daima istisnası olmuştur.

Hiçbir paradigma kendine hedef aldığı sorunların hepsini çözemez…
Hangi sorunları çözmüş olmak daha önemlidir?

10
Dünya Görüşü Değişikliği Olarak Devrimler
Kişinin ne gördüğü, hem neye baktığı ile hem de önceki görsel ve kavramsal deneyimlerinin ona ne görmeyi öğrettiği ile yakından bağlantılıdır.

Paradigmaların olağan bilim tarafından düzeltilmelerine olanak yoktur.

Kuramlar (…) hazırda duran verilerin insan yapısı yorumları…

Paradigmalar (…) deneyim alanlarını (…) belirlemektedirler.

…paradigmanın değişmesi sonucu bunlara verilecek yanıtlar da farklılaşır.

11
Devrimlerin Görünmezliği
Kurucuların unutmakta tereddüt geçiren bilim mahvolmuş demektir.

12
Devrimlerin Sonuçlanması

13
Devrimler Yoluyla İlerleme
Bilimin salt var ol olması bile, paradigma seçimi yapacak gücün bir hayli kendine özgü bir topluluğun üyelerine verilmiş olmasına bağlıdır.

Bilim (…) derinlemesine gelişirken, aynı zamanda genişlemesine de olanak yoktur.


…bilimsel girişim yaşadığı sürece bu girişimin başlıca özelliği ister istemez bir tür ilerleme olacaktır.
…paradigma değişikliklerinin bilim adamlarını (…) gerçeğe gittikçe daha çok yaklaştırdığı yolundaki açık ya da örtülü inancımızı sonunda terk etmemiz gerekebilir.

Sonsöz

---
Türkçeleştiren: Nilüfer Kuyaş
Kırmızı Yayınları

Mayıs 2006

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder