İsmet
Özel – Ve’l-Asr
Aynı sapa (hatta aynı sopa) bağlıyız; ama
en yakın çevremiz bomboş.
İyi şeyleri kabul etme / sunulan iyi şey,
tuzağa konulmuş yemden başka bir şey olamaz.
Bize iyidir diye sunulan şeyleri kabul
etmeme yönünde iradi bir kararlılık gösterme hassasiyetimize mukabil kötü
şeyleri reddetmek yönünde geniş bir hareket serbestisine sahibiz.
Kötüyü reddetme tavrımız içinde
bulunduğumuz ortamın niteliğini anlama fırsatını sağlayacaktır.
Diktatörün nefretle hükmettiği gibi,
kapitalist toplumun sıradan insanı da nefretle itaat ediyor. Kapitalist
toplumda her birey küçük bir diktatör.
Anahtar kelime mensubiyet. Hayatımızdaki
tamirat mensubiyet suretiyle başarılacak.
Modern yaşama biçimi insan elinden çıkma
kurumların içini boşalttı. Biz bütün bu kurumların içindeyiz, ama bu kurumlara
mensup değiliz.
“Felsefe dünyayı olduğu gibi bırakır.”
“Ne kadar biliyorsak o kadar güçlüyüz.”
Ama bilgideki artış yeni çağın başından
beri güce bağımlı kılınmıştı.
Gücümüz yettiği kadar biliyoruz.
Popüler kültür / harç-ı âlem anlayış alanı
demektir.
…düşünceler düşünce olarak kalmadıkları,
düşünce dışı bir şeye dönüştüğü zaman bir işlem görüyor. O halde düşünce
özgürlüğünü savunuyorum diyenler düşünceden öte bir şeyin özgürlüğünü
savunuyor.
Başka bir şey istendiği için düşünce
özgürlüğünü bahane ediyor.
Modernleşmenin yan ürünlerinden biri olarak
sosyalizm / dünya sisteminin hesabını görmeye yönelik değildi.
(Kapitalimle) aynı temeli / rasyonalist
temeli paylaşıyorlardı.
Birini anlamak onun yanında yer almak
demeye gelir.
Bir insan İslâm’ı anladığı, İslâm
sorumluluğunu üstlendiği için Müslümandır.
Bilim sadece kendine mahsus özelliklerine
intibak eden işlevleri yerine getirmekle kalmayıp insanı ilgilendiren her
alanda söz sahibi olmaya kalkışınca hak etmediği bir güç kullanımı ortaya
çıkıyor. Zorbalığın bir kısmı buradan doğuyor.
Bir şey ne ise o değildir, ne değilse odur.
Osmanlı devleti ömrünü uzatabilmek için
topraklarını kaybede kaybede yaşama yolunu seçmişti. Türkiye cumhuriyeti /
toprak feda edemediği için kültürel değerlerini feda etti. Müslümanlığını
pazara çıkardı. (s. 75)
Bir topluluğun direncini kırmak üzere
devreye sokulan bir korku terör. Yani terörün ortaya çıktığı durumlar o
topluluğun belli bir konuda direnç gösterdiği durumlardır.
Ahlaki zaafımızı giderici akli tedbirleri
bir türlü alamıyoruz.
Bir iktidar ancak dayanaklarından mahrum
bırakılırsa çöker.
Türkiye’ye bakın rezalet ortada, ama
kimsenin rezil olduğu yok. (s. 114)
…birlikte yaşamaya katkıda bulunacaksam
bunu bir başkasının yaşaması için kendi yaşama alanımda ona bir yer sağlamakla
başarabilirim.
---
Şule Yayınları
1996
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder