27 Mart 2014 Perşembe

Giorgio Agamben – Olağanüstü Hal

Giorgio Agamben – Olağanüstü Hal

Carl Schmitt
Egemene ilişkin olarak olağanüstü hal ilanına karar veren kişi tanımını yapar (Politische Theologie).

(Olağanüstü hal) “Kamu hukuku ile siyasal olgu arasında bir dengesizlik noktası” Saint-Bonnet (s. 7)

…araştırmamızın amacı, kamu hukuku ile siyasal olgu arasındaki ve hukuk düzeni ile yaşam arasındaki bu ara bölgeyi irdelemektir. (s. 8)

Olağanüstü hal
…özel bir hukuk değildir; hukuk düzeninin kendisinin askıya alınması olarak, hukukun eşiğini ya da sınır-kavramını belirler. (s. 11)

Sıkıyönetim kurumunun kökeni, Fransız Kurucu Meclisi’nin 8 Temmuz 1791 tarihli kararnamesindedir. (s. 11/12)

(Bu bölümden itibaren Fransa ve İngiltere tarihinden bazı siyasal uygulamalar inceleniyor)

…demokratik anayasanın korunması için haklı gösterilmeye çalışılan olağanüstü önlemler, demokratik anayasanın yok oluşuna götüren önlemlerle aynıdır. (s. 16)

Zorunluluk hiçbir yasa tanımaz ve zorunluluk kendi yasasını yaratır.
Olağanüstü hal kuramı bütünüyle zorunluluk hali kuramına indirgenmekte… (s. 36-37)

…hukukta zorunluluk yasal olmayanı yasal hale getirir. (s. 37)

Zorunluluk hali, ancak modernlerle birlikte hukuk düzenine dâhil edilmeye ve yasanın gerçek bir “hali” olarak sunulmaya başlar. (s. 40)

Bir olağanüstü hal kuramı oluşturmaya yönelik en titiz girişim Carl Schmitt’in eseridir (Diktatörlük).

…kitapta olağanüstü hal, diktatörlük figürü aracılığıyla sunulur.
Schmitt, olağanüstü hali diktatörlük bağlamına yerleştirdikten sonra, diktatörlüğü ikiye ayırır: yürürlükteki anayasayı korumak ya da düzeltmek amacını güden “temsili diktatörlük” ile diktatörlüğün, olağanüstü durum ya da istisna figürü olarak, deyim yerindeyse kritik kütlesine ya da ergime noktasına ulaştığı “egemen diktatörlüğü.” Böylece, Siyasal Teoloji’de “diktatörlük” ve “sıkıyönetim” terimlerinin ortadan kalkması olanaklı hale gelir ve onların yerini olağanüstü hal alır. (s. 47)

Olağanüstü hal, normu askıya alarak, özgül olarak hukuki olan biçimsel bir öğeyi tam bir saflıkla açığa vurur: karar. (s. 50)

Olağanüstü hal, gerçekliğin etkin olarak yasalaştırılmasını olanaklı kılmak için, hukuka bir yasasızlık bölgesi sokar. (s. 52)

Olağanüstü hal, yasasız bir yasa gücünün söz konusu olduğu (bu yüzden de yasa-nın-gücü şeklinde yazılması gereken) bir yasasızlık uzamıdır. (s. 55)

Olağanüstü hal kavramının bir ilk örneği olarak iustitium (s.59 ve sonrası)

Hukuk artık en üst görevini  -kamu esenliğini güvence altına almak- yerine getiremediğinde, acil durum yararı bir yana bırakılıyordu ve nasıl zorunluluk hallerinde yöneticiler bir senatus consultum ultimum aracılığıyla yasanın sınırlamalarından bağımsız kalıyor idiyseler, en uç durumda da hukuk devre dışı bırakılıyordu. (s. 64-65)

Olağanüstü hal diktatörlük değildir.

bir yasasızlık bölgesidir.
Olağanüstü hali hemen hukuka bağlamaya çalışan bütün doktrinler yanlıştır.

Zorunluluk hali “bir hukuk hali” değil, hukuksuz bir uzamdır. (s. 70-71)

Hukukun hiçbir durumda katlanamayacağı (…) şey, hukukun dışındaki bir şiddetin varlığıdır. (s. 74)

Benjamin eleştirisinin görevi, böyle bir şiddetin gerçekliğini kanıtlamaktır: “şiddete, saf dolaysız şiddet olarak, hukukun ötesinde de bir gerçeklik tanınırsa, devrimci şiddetin –insanın saf şiddetinin en üstün tezahürüne verilecek olan addır bu- olanaklılığı da kanıtlanmış olur. Bu şiddetin kendine özgü niteliği şudur: O, hukuku kurmaz, hukuku korumaz da, hukuku tahtından indirir ve böylece yeni bir tarihsel çağı başlatır. (s. 75)

Bir varlığın saflığı asla koşulsuz ve mutlak değildir, her zaman bir koşula tabidir.

Doğa için, doğanın dışında bulunan saflığının koşulu, insan dilidir. (s. 83)

Kafka’nın kişileri (…) olağanüstü haldeki (…) hayaletimsi hukuk figürüyle uğraşmak zorundadırlar. (s. 87)

Stato di eccezzione
Türkçeleştiren: Kemal Atakay
Varlık Yayınları

Nisan 2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder