2 Haziran 2014 Pazartesi

Avrupa’nın Krizi

Ricoeur İle Söyleşiler


Kabul edilemez olan her seferinde eşsizdir. Bununla birlikte acı paylaşılmaz. Her seferinde onu çeken için biriciktir. İkinci olarak da bir vakanüs tekliği vardır. Buna göre her olay tektir, yinelenemez.

Yurttaş, tarihi oluşturur. Tarihi oluşturmakla, tarihi yapmayı birbirinden ayırmak gerekir. Tarihçi ve yargıç kendi tarzlarında tarih yaparlar. Ama biz tarihi yazarız.
Belleğin karşısında unutuş yoktur.
İz olan herşey yok olabilir.
Bazı anıların geri dönüşü, sandığımızdan daha az şeyi unuttuğumuzu gösteriyor.

Herhangi bir şey anımsanabilir, ama unutuş hedeflenemez o bir durumdur.
Tasarlanmadan gerçekleşen bir unutuş vardır.
İnsan anlatırken her şeyi anlatmaz, elinden gelmez, işte bununla ilgilidir o. Anlatı seçmelidir, aralıklı, artık bir unutuş vardır.
Din, içlerindeki iyiliği bulmalarında insanlara yardım eder.

Zaman içindeki yerimizi kavramamızı ne sağlıyor? Anlatı.

Kötülük figürünü temelde ne oluşturur?
Belki melankoli, yani bitmiş olanın üzüntüsünü sevme… Belki de insanın asıl kendisine, kendine karşı iyi niyetli olması en zoru.

Ben eylemimin öznesiyim; anlatı eylemi kimin yaptığı sorusuna cevap verir.

İnsanlığın hiçbir zaman kötülük problemiyle cepheden yüzleşmemiş, kötüyü hiçbir zaman doğrudan ele almamış hep büyük mitlerin parmaklığın arkasından kötülüğe bakmış olması enigmatik bir olgudur.

Hermenötiğin kaynağı, farklı okunabilen metinlerin eleştirisidir.

Metin, söylemin büyük birliğidir.

Bana ait olan şey, tarihle hafızayı birlikte ele almamdır.

Herhangi birinin sesinin duyulabileceği bir yerin her zaman varolduğunu düşünüyorum. Ama o söz her zaman her yerde ve herkes tarafından duyulmaz.

Avrupa’nın Krizi
Derleyen: Önay Sözer & Ali Vahit Turan

Dost Kitabevi, Mart 2007, Ankara

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder