18 Ağustos 2014 Pazartesi

Thomas Bernhard – Eski Ustalar

Thomas Bernhard – Eski Ustalar


Ceza suçun karşılığıdır…
Kierkegaard

Reger’le Sanat Tarihi Müzesi’nde saat on bir buçukta sözleşmiş olmama karşın, uzun zamandan bu yana kararlaştırdığım üzere, onu bir kez olabildiğince uygun bir açıdan, tedirgin olmadan gözlemleyebilmek için saat on buçukta oradaydım, diye yazıyor Atzbacher. (s. 7)

Salon hizmetlisi Irrsigner
…sanat yapıtı muhafızından çok cezaevindeki gardiyanlara benziyor.
…Reger onu otuz beş yıldır Sanat Tarihi Müzesi’nde görev yapan bir devlet ölüsü diye adlandırıyor. (s. 8)

Avusturya’da söz söyleyebilmen ve ciddiye alınman için orta karar olmak zorundasın.
Bir dahi ya da olağanüstü bir beyin bile burada şerefsiz biçimde er geç katledilir.
Bu yaygın düşünce düşmanı topluluğun baskısı ve aymazlığının üstesinden, büyük karakter sahibi olan Reger gibi kişiler gelebilir. (s. 14)

Bana son derece sıkıntı veren şey, karım gibi kavrama yeteneği son derece gelişmiş birinin ona aktardığım o dehşetli bilgiyle ölüp gittiği gerçeği… (s. 17)

Biz bir insanı (…) durdurulamaz bir aşkla seversek, onun sonsuza kadar ve sonsuzluğa doğru yaşayacağı gerçeğine inanırız. (s. 18)

Sanat tarihçileri gerçek sanat yıkıcılarıdır, dedi Reger. Sanat tarihçileri sanat üzerine onu gevezelikle öldürene kadar gevezelik ederler. (s. 20)

Yaşamımda asla bir kitabı sonuna kadar okumadım,

Dört yüz sayfalık bir kitabın topu topu üç sayfasını normal bir okuyucudan bin kez daha dikkatli okumamız, hepsini okuyan, ama bir tek sayfasını bile dikkatle okumayandan daha iyidir… (s. 22)

En büyük zevki de zaten parçalardan alırız, yaşama da bir parça olarak baktığımızda en büyük zevki aldığımız gibi ve bütün, aslında tamamlanmamış bir bütünlük, ne kadar da korkunçtur bizim için. (s. 23)

Tamamlanmış bir resim yoktur ve tamamlanmış bir kitap da yoktur ve tamamlanmış bir müzik parçası da yoktur, dedi Reger, gerçek bu ve benim gibi bir kafanın ki bu ömür boyu kararsız bir kafa olmuştur, varlığını sürdürmesini sağlayan bu gerçektir. Kafanın arayan bir kafa olması gerekir, hataları, insanlık hatalarını arayan bir kafa, başarısızlıkları arayan bir kafa. İnsan kafası insanlık hatalarını aramaya koyulmadığı takdirde insan kafası olmaz… (s. 25)

“Ressamlar aslında neden resim yaparlar doğa dururken?” diye bir kez daha sordu dün Reger. En olağanüstü sanat yapıtı bile doğayı taklit etmenin, evet maymunluğun yalnızca zavallı, tamamen anlamsız ve amaçsız bir çabasıdır, dedi Reger. Rembrandt’ın annesinin resmedilmiş yüzü, benimkinin gerçek yüzüne karşı nedir ki? (s. 34)

Hele bir dikkatli okumaya kalkın, okuduğunuz her şeyi berbat edersiniz. (s. 36)

(Heidegger)…şu gülünç nasyonal sosyalist, şalvarlı dar kafalı… (s. 45)

Heidegger her zaman gülünçtü.
…tamamen düşüncesiz bir kişiydi. (s. 46)

Benim yaşayabilmem için ana babamın ölmesi gerekiyordu,
Çocukluk, insanın içine ana babası tarafından atıldığı karanlık bir deliktir. (s. 55)

Yalnızca budala hayranlık duyar, akıllı hayranlık duymaz, saygı duyar, değer verir, anlar, böyledir. Ama saygı duymak ve değer vermek ve anlamak için düşünce gerekir ve insanların düşünceleri yoktur, düşüncesizdirler... (s. 63)

Viyanalılar pistir.

Mahler olağanüstü bir orkestra şefiydi ama orta ayar bir besteci… (s. 90)

Beethoven kesinlikle şiddet insanı olarak tekdüze bir kramp sanatçısıydı… (s. 93)

Milyonlarca evli insan birbirini bir bankın üzerinde tanımıştır, dedi Reger, bu gerçek, doğrusu var olan en tatsız gerçeklerden biri ve tam da bu tatsız gülünçlüğe borçluyum varlığımı, çünkü karımı tanımasaydım var olmamı sürdüremezdim. (s. 101)

Sanat Tarihi Müzesi’nin bana kalan tek kaçış yeri olduğunu düşünüyorum, dedi Reger, eski ustalara gitmeliyim varlığımı sürdürebilmek için, tam anlamıyla eski ustalar diye anılanlara…
Sanat Tarihi Müzesi’ndeki eski ustalar denilenlerden nefret ettiğim kadar hiçbir şeyden nefret etmedim.

…bu kente artık dayanamadığımı düşünüyorum, yalnız kente değil tüm dünyaya, ardından da tüm insanlığa artık dayanamadığımı…

Benim gibi hem akıl hem duygu insanı olan biri için dünya ve insanlık yakında dayanılır olmaktan çıkacak… (s. 103)

Çağdaş Avusturya sanatı o kadar ucuzdur ki utancımızı bile hak etmez. (s. 108)

İyice incelediğimiz şey, bizim için değerini kaybediyor…

Dolayısıyla bir şeyi iyice incelemekten kendimizi korumalıyız.

En çok da, iyi incelediğimiz şeylerin sonunda düş kırıklığına uğrarız… (s. 111)

Gazeteyi açtığınızda siyasal iğrençliğin ve siyasal suç işlemenin gündelik alışkanlığa döndüğü bir devlette yaşadığınızı düşünürsünüz. (s. 117)

Birden yalnız bırakılan insan çok çabuk mahvolur ya dedi Reger, ben aylarca irmik lapasından başka bir şey yemedim…

Biz, bize en yakın olan insanı kaybettiğimizde artık yaşamı sürdürmek istemeyiz.

Karım seksen yedi yaşına kadar yaşadı, ama mutlaka yüz yaşını geçerdi düşmeseydi, (s. 121)

Tüm filozoflar zamanla eskiyor, Novalis eskimiyor… (s. 129)

Müzik dinlemek artık sıra dışı bir şey değil, bugün her yerde müzik dinliyorsunuz.

Müzik endüstrisi tarafından önce insanların işitme organları mahvediliyor, sonra da bunun mantıksal sonucu olarak insanların kendileri, gerçek bu… (s. 136)

Hiçbiri bir insanın yerini tutmaz… (s. 142)

Tintoretto’nun Beyaz Sakallı Adam’ını sevdim. Otuz yıldan fazladır resme bakıyorum ve ona bakmak benim için hâlâ olanaklı… (s. 147)

İsterseniz bana deli deyin
Ben gerçekten benimle bugün Burg Tiyatrosu’na geleceğinizi düşündüm
Size bana Kırık Testi’ye eşlik etmenizi söyleme zorunluluğu düşüncesi üç saat hırpaladı beni…

Oyun korkunçtu. (s. 151)

Alte Meister
Türkçeleştiren: Sezer Duru
Yapı Kredi Yayınları

Nisan 2002

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder