Thomas Bernhard – Ödüllerim
Grillparzer Ödülü
Viyana’daki Bilimler Akademisi’nin Grillparzer Ödülü’nü
vermesi nedeniyle kendime bir takım elbise almak zorunda kaldım.
Şık mağazalar denilen bu yerlerde insanın ne istediğini
hemen anlatabilmesinin güçlüğü bilinir, müşteri hemen ve ince ayrıntısına kadar
ne istediğini söylese bile, istediğini tekrarlayıncaya kadar ona önce
inançsızlıkla bakılır. Ama doğal olarak kendisiyle konuşulan satıcı hâlâ
anlamamıştır. (s. 9)
O ana kadar yıllarca takım elbise giymemiştim, evet o zamana
kadar hep pantolon ve kazakla görülmüştüm. (s. 10)
Salonda birinin bizi karşılayacağını düşündüm
Tören salonunun kapısında durduk ve bekledik. Ama insanlar
yanımızdan geçip gidiyor ve bize durmadan çarpıyorlardı ve biz beklemek için en
uygunsuz yeri seçtiğimizi kavradık.
Olayın en önemli kişileri olması gereken, diye düşündüğümüz,
bizi kimse dikkate almıyordu.
Tören salonunun ortasında oturmakta ve beklemekteydik.
Tören doğal olarak başlamamıştı.
Sahnede heyecanlı beyler oradan oraya koşuşturuyordu, sanki
bir şey aramaktaydılar (…) yani beni. (s. 12)
Onlar seni (…) nasıl karşılamadılarsa sen de onları
karşılama diye düşündüm. (s. 13)
Alman Endüstri Birliği Kültür Dairesi Ödülü
67 yazında üç ay akciğer hastanesinde kalmıştım.
Ben oradayken benim ve bir teoloji öğrencisinin dışında
bütün hastalar ölmüştü.
Çoğu zaman olduğu gibi bir kez daha var olma olanağımın
sınırına dayanmıştım ve doktorlar tarafından terk edilmiştim. (s. 16)
Hastaneye alınmam için (…) önce on beş bin şilin yatırmam
gerekmişti, doğal olarak bu para bende yoktu ve teyzem borç vermişti.
Editörüme yazıp yayıncımın bana iki bin mark göndermesini
istedim.
Bir ölüm koğuşuna kabul edilmek için on beş bin şilin bulmak
zorunda kalmak acı,
Ödülün verilişi son baharda gerçekleşecekti,
Benimle birlikte kadın şair Elisabeth Borchers de ödül
almıştı. (s. 18-19)
Başkan: “…Alman Endüstri Birliği 1967 ödüllerini bayan
Bernhard ve bay Borchers’e veriyor!” (s. 21)
Özgür Hansestadt Bremen Edebiyat Ödülü
Don’u yazdığımda geleceğim umutsuzdu.
Edebiyatın umudum olduğu yanılgısında boğulmak zorunda kaldığıma
inanıyordum.
Edebiyata lanet okudum.
Kamyon şoförlüğü işine girdim.
Birden işimden nefret ettim ve bıraktım.
Kendimin son derece acınası bir karikatürüne dönüşmüştüm ve
korkunç varoluş felaketime bağlanmıştım ki Özgür Hansestadt Bremen Edebiyat
Ödülü geldi.
Oldum olası kendime ait bir evim olması isteğini taşımıştım.
İçine kendimi hapsedeceğim duvarlarım olsundu.
Ödül töreni Bremen’in eski belediye binasında olacaktı.
En büyük sorunum, benden toplananların önünde bir konuşma
yapmamın istenmesiydi. (s. 29)
Kürsüye yöneldim
Yazdıklarımı okudum.
Julius-Campe Ödülü
Ödülün bütün parasıyla kendime bir araba aldım.
Rijka’ya gittim.
Bir araba benim şeridime girdi, doğru benim arabamın ön
bölümüne çarptı ve onu bütünüyle hurdaya dönüştürdü. Beni ise arabadan dışarıya
fırlattı.
Hiçbir acı duymadım.
Kafamdan yaralanmıştım, akan kan o derece fazlaydı ki
kafatasımın yarıldığını sandım.
Herald’ım bir teneke yığınıydı.
Onunla yalnızca bin iki yüz kilometre yol yaptığımı
düşündüm.
Araba sevdamın sonu beni son derece düş kırıklığına
uğratmıştı.
Yugoslav sigorta şirketleri avukatımın bütün taleplerini (…)
yerine getirmişlerdi.
Kendime yeni bir Herald aldım ve onunla sonradan sık sık Yugoslavya’ya
gittim, (s. 41)
Avusturya Devlet Edebiyat Ödülü
Henüz metnimi bitirmemiştim ki salonda huzursuzluk başladı,
Metnim ölüm ve onun gücü ve her türlü insansılığın
gülünçlüğü (…) ve bütün devletlerin abesliği üzerineydi.
Ben daha metnimi bitirmemiştim ki bakan kıpkırmızı bir
suratla ayağa fırladı,
Ertesi gün gazeteler yazar Bernhard’ın kışkırtmasıyla
patlayan bir skandaldan söz ettiler.
Anton Wildgans Ödülü
İnsan kedine nerede para sunulursa sunulsun onu almalı
Sanayi Birliği yirmi beş bin şilinlik cimrice ödül tutarıyla
olağanüstü bir sanat ve kültür destekçisi seviyesine yükseltiliyor ve bu iş
için bir de bütün gazetelerde, alçaklıkları yüzünden acımasızca teşhir
edileceklerine övülüyorlar. (s. 55)
Franz-Theodor-Csokor Ödülü
Hayır demek için çok zayıftım.
Ödülleri verenleri küçük görüyordum, ama ödülleri kararlılıkla
geri çevirmiyordum. Her şey iğrençti, ama kendimi de iğrenç olarak görüyordum. (s.
61)
Eyalet Ticaret Odası Edebiyat Ödülü
Büchner Ödülü
Konuşmalar
Bizler bütün tarihin en korkunç topraklarında yaşıyoruz.
Ölüm düşünülecek olursa her şey gülünç
Biz Avusturyalıyız, duygusuzuz,
Sözünü ettiğimiz şey keşfedilmemiştir, yaşamıyoruz, fakat
varsayarsak riyakârca var olmaktayız,
Bugünkü ilim sayesinde kaybolduk,
Meine Preise
Türkçeleştiren: Sezer Duru
Yapı Kredi Yayınları
Ocak 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder