Artvin
İslam
Ansiklopedisi
Artvin'in hemen yakınında doğudan gelen Berta
suyunun Çoruh ırmağına karışması, bu akarsu vadisini izleyerek Ardahan
üzerinden Kars’a ulaşan karayolunun Erzurum'u Hopa'ya bağlayan ana yol ile
Artvin civarında kesişmesini sağlar ve şehri önemli bir yol düğüm noktası
durumuna getirir.
Artvin, kuruluşu pek eski dönemlere inmeyen
bir Ortaçağ şehridir.
Ksenophon, milattan önce IV. yüzyılda
Kolkhlar. Makaranlar ve Taokhlar gibi birtakım kavimlerin yaşadığını bildirmektedir.
Artvin çevresinde Bizans egemenliği V.
yüzyılın başlarında kuruldu ve yöre, Khaldia teması içinde yer aldı.
646'da İslam topraklarına katılan Artvin
çevresi daha sonraları Bizans ve islam orduları arasında birkaç defa el
değiştirdi. Bu el değiştirmeler sırasında, bugünkü Artvin şehrinin nüvesini
teşkil eden, müslüman ordularının akınlarını gözetlemek için Livane Kalesi
yapıldı (ms. 939).
Selçuklu döneminde Artvin yöresi Azerbaycan
Atabegleri idaresinde bir uç beyliği şeklinde idi. XIII. yüzyılda Moğol ve
İlhanlı istilalarına uğradıktan sonra XV. Yüzyılda Akkoyunlular'dan Karayülük
Osman Bey Çoruh boylarına kadar ulaştı. Daha sonra da Uzun Hasan bu toprakları
Akkoyunlu hâkimiyeti altına aldı. …bölge tekrar Gürcü istilasına uğrayınca Artvin
beyleri o sırada Trabzon valisi olan Şehzade Selim'e (Yavuz Selim) müracaat ederek
yardım talebinde bulundular ve Osmanlılar'ın yardımıyla Gürcüler'i kovdular.
Kanûni döneminde, Artvin’in de içinde
bulunduğu bölge ele geçirildi ve Artvin ile Yusufeli'ni içine alan Livane
sancağı kurularak Erzurum beylerbeyiliğine bağlandı.
Osmanlı - İran mücadelesi sırasında bölgedeki
Osmanlı hâkimiyeti sağlamlaştırıldı ve 1579'da Çıldır eyaletinin teşkilinden
sonra da Artvin. Bu eyalete bağlanan Livane sancağının merkezi oldu.
Haziran 1828'deki Rus işgalinden sonra imzalanan
Edirne Muahedesi ile Ahıska
Ruslar'a terkedilince Artvin'in bağlı olduğu
merkezi Ahıska olan Çıldır eyaletinin teşkilatı bozuldu. Bundan sonra Artvin, Trabzon
eyaletinin Batum sancağına bağlı bir kazanın (Livane kazası) merkezi oldu ve bu
durum 1877-1878 Osmanlı - Rus Savaşı sonrasına kadar sürdü.
Artvin işgal altında bulunduğu yıllarda Rusya
idari teşkilatı birimlerinden Kars oblastı içinde yer aldı.
1. Dünya Savaşı sonuna kadar süren bu işgalde
yerli halk teşkilat-ı mahsusa çerçevesinde teşkilatlandı.
1914 Kasımında Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey
idaresindeki, adını Melo (Sarıbudak) köyünden alan Melo Sınır Taburu şehir ve
çevresindeki Rus birliklerini bozguna uğrattı ve bunun üzerine Ruslar Artvin'i terketmek
mecburiyetinde kaldılar. Böylece Artvin 2 Kasım 1914'te geçici bir süre için
kurtulmuş oldu. Dört ay kadar süren bu dönemden sonra Ruslar Artvin'i yeniden
denetimleri altına aldılar. Çarlık yönetimi yıkılınca yeni Sovyet hükümeti ile
18 Aralık 1917'de imzalanan Erzincan Ateşkes Antlaşması uyarınca Ruslar
Artvin'i boşalttılar.
1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi'ne göre Artvin
boşaltıldı ve 17 Aralık 1918'de İngilizler tarafından işgal edildi. İngiliz
işgali 1920 yılının Nisan ayına kadar sürdü. İngilizler çekilirken şehri
Gürcistan'a bıraktılar.
Kazım Karabekir Paşa kumandasındaki 15.
Kolordu'nun yeni Türkiye'nin ilk askeri zaferini 30 Ekim 1920'de Kars'ı
kurtararak gerçekleştirmesinden sonra Artvin'in kurtuluşu meselesi diplomasi
yoluyla çözüldü. 27 Şubat 1921'de Artvin kesin olarak Türkiye topraklarına katılmış
oldu. Bu fiili durum daha sonra 16 Mart 1921'de imzalanan Moskova Antlaşması'yla
da hukukileştirildi.
7 Temmuz 1921 tarih ve 133 numaralı kanunla
Artvin sancağı kurulunca da Artvin şehri bu yeni sancağın merkezi oldu. 1924
tarihinde (…) Artvin şehri yeni kurulan ve aynı adı taşıyan vilayetin merkezi
oldu. Bu vilayet 1 Haziran 1933 tarihinde çıkan 2917 sayılı kanunla lağvedildi.
Artvin de bir kaza merkezi olarak aynı kanunla kurulan ve merkezi Rize olan
Çoruh vilayetine bağlandı. 4 Ocak 1936 tarihli
kanunla lağvedilip yeni bir Çoruh vilayeti kurulunca da Artvin bu yeni vilayetin
merkezi oldu. Nihayet 17 Şubat 1956 tarihinde (…) ilin adı merkezi gibi Artvin
haline getirildi.
Artvin Çarşı mahallesi 550 m. yüksekliktedir
ve topografyanın imkan vermiş olması sebebiyle iskanın en sık olduğu kesim de
burasıdır.
…eskiden sadece yazlık yerleşmelere ayrılmış
bulunan 1100 metredeki Kafkasor mevkiine yeni turistik tesisler yapılarak bu
kesim de yerleşme alanı içine alınmıştır.
Artvin aşağı mahalleleriyle yukarı mahalleleri
arasında büyük yükseklik farkı olan bu yerleşme şekliyle Türkiye'nin başka
şehrinde görülmeyen bir özelliğe sahiptir. Şehrin kurulmuş olduğu vadi yamaçlarında
alçak kesimlerde zeytinlikler yukarıya doğru incir ve nar daha yükseklerde erik,
elma gibi meyve ağaçları yaygınlaşır. Bu sıralanış, şehrin aşağı mahalleleriyle
yukarı mahalleleri arasında iklim farkı olduğunu gösterir ki gerçekten
aşağıdaki Çayağzı mahallesinde ağaçlar çiçek açtığı halde yukarıdaki mahallelerin
karlar altında bulunması görülebilen olaylardandır.
---
İslam Ansiklopedisi, 3. Cilt, s. 420-422
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder