Hemşin
Horonlarında Atma Türküler - Özet
Hemşinlilerin Karadeniz Bölgesine gelişleri
daha çok efsanelere ve seyyahların naklettiklerine dayandırılmaktadır.
Hemşinlilerin anlattıkları birinci efsane,
ulu ataları Erzurum, Kars bölgelerinden bugünkü Hemşin bölgesine gelmişlerdir.
Ham/Hem ve Şem/Şin adındaki iki kardeş Hıristiyanlık dönemlerinde Çoruh ve
Kaçkar dağlarının denize yakın bölgelerinde ve dere kenarlarına yerleşiyor.
Zamanla bu iki kardeşin soyu sopu artıyor. Daha sonra yurt edindikleri yerlere
sığmayarak dört kola ayrılıyorlar. Ekinci ve bağcı olan 1. Pazar (Atina)
Hemşinliği 2- Viçe Hemşinliği 3- Abu Hemşinliği (bunlar erken Müslüman
olmuşlardır) 4- Çoğu göçebe ve yaylacı olan Hopa Hemşinliği.
İkinci efsane ise; Ulu ataları Hem / Hem ile
Şem / Şim adlı iki kardeş Kars’ın doğusundaki eski Ani vilayeti bölgesinden
şimdi ki Hemşinlik’e gelip yerleşmişlerdir. O zaman Hıristiyan dininde imişler.
Çoğalmışlar İslamlık yayılınca İslamlığı kabul etmişler.” (Gündüz, 2002) (s. 4)
Vartevor – Vartivor - Vartuvur kelime anlamı
olarak Yayla Şenliği demektir. Yayla şenlikleri belli zaman dilimi içerisinde
yapılan şenliklerdir. Yani tek birgün ile sınırlanmaz. Aynı zamanda, Erzurum –
Narman yöresinde Ağustos ayı, Sarıkamış yöresinde Ağustos’ta esen fırtına gibi
anlamlara da gelmektedir. (Gündüz, 2002) (s. 8)
Mehmet Bilgin “Doğu Karadeniz
Tarih-Kültür-İnsan” isimli çalışmasında Hemşin bölgesinin çeşitli dönemlerde
çeşitli yerlerden gelen insanların yerleştiği bir bölge olduğunu belirtmiştir.
Bölgedeki bazı yer adlarının Ermenice zannedilmesinden dolayı Hemşin halkının
Ermeni asıllı olduğu düşüncesinin öne sürüldüğünü ifade etmiştir. Bölgeye
yerleşen insanların çeşitli izler bıraktığını (koç ve koyun heykelli mezar
taşları gibi) yer isimlerinin ise Akkoyunlu ve Karakoyunlu boy birliklerini oluşturan
boylarla ve eski Türk ulusları ile bağlantılı olduğunu belirtmiştir.
Hemşin bir kavmi, bir halkı tarif etmiyor.
Sadece yerel bir coğrafi yerin adıdır. Hemşin ismi zamanla genelleşerek tüm
Hemşin’deki kavimlere, boylara verilen ad olmuştur.
Batı Hemşin grubunda kullanılan ve Ermenice
olduğu iddia edilen kelimelerin günümüzde hiçbir Ermeni tarafından bilinmediği
ifade edilirken bazı Ermenilerde bu kelimelerden bir kısmının ölü Ermenice
olduğunu belirtmektedir. Bununla birlikte Türkçe kelimeler kullanılmadan bu
kelimelerle cümle kurmanın mümkün olmadığı söylenmektedir.
Doğu Hemşin Ağzı ise Batı grubundan farklı
olarak birçok yabancı kelime içermektedir. (s. 18)
HORON
KAVRAMI
”Derleme Sözlüğü’ne bakıldığında kelimenin
horum biçiminin çok yaygın kullanıldığı, “biçildikten sonra balya ya da deste
haline konulmuş ot; biçildikten sonra tarlada yapılan küçük burçak ya da
mercimek yığınları, yeni olgunlaşan susam bitkisi, topraktan çıkarıldıktan
sonra sapları iple boğulup baş tarafları birleştirilerek yapılan yığın”
manalarına geldiği görülmektedir. Horom biçimi ise sadece Yomra, Beşikdüzü,
Vakfıkebir (Trabzon); Yusufeli ve Şavşat’ta (Artvin) tespit edilmiş; “mısır
sapı, ot vb. şeylerden yapılan desteler, yığınlar” manasında kullanıldığı kaydedilmiştir.”
(Demir, 2005) (s. 25)
“Hor, Kor, Hori kelimeleri Yakutçada nakarat,
tekrar etme ve sıra ile vurmak anlamlarına gelmektedir. Hor’un Lapseki, Antep,
Urfa dolaylarında Sıra-Dizi anlamına geldiğini, Çağatayca’da düğün ve
davetlerde halka şeklinde oturmak anlamını taşıdığı bilinmektedir. Tatar,
Türkmen ve Başkırtlarda toplu olarak söylenen bir şarkı çeşidine “Hor” denir.
Artvin dolaylarında yonca otunu uzak bir yere taşırken dağılmaması için bükerek
topak ve sarma haline getirmeye Horum denir. O taraflarda halka ve daire
halinde oynanan oyuna da Horum denir.” (Karahasan, 2003) (s. 25-26)
Remzi Bekar ile yapılan görüşmede elde edilen
horon isimleri şöyledir:
1- Büyük Düz Horonu
2- Memetina Horonu (Laz Horonu)
3- Çinçiva Rizesi Horonu
4- Ança Horonu
5- Samistal Kız Horonu
6- Hemşin Horonu
7- Ceymakçor Kız Horonu (Bakoz Horonu)
8- Bakoz Horonu
9- Anzer Horonu
10- Alican Horonu
11- Büyükoğlu Horonu
12- Papilat Horonu
13- Abdinin Rizesi Horonu
14- Eski Hemşin Horonu
15- İki Ayak Horonu
16- Sabah Horonu
17- Çarişka Horonu
18- Seydioğlu Horonu
19- Kaçkar Horonu
20- Hodeçur Horonu (Avcı Destanı)
21- Abdi Horonu
22- Sırtlının Rizesi Horonu
23- Ye Hala Horonu
24- Çinçiva Vişne Horonu
25- Tumas Horonu
26- Dik Büyük Horonu
27- Kaynaklı Rize Horonu
28- Polatın Rizesi Horonu
29- Çano Horonu
30- Çano 2 Horonu
31- Tapeçi (Langa Limanı) Horonu
32- Yüksek Hemşin Horonu
33- Paraçkur Kız Horonu
34- Polat Horonu
35- Rize Horonu
36- Mahmudoğlu Horonu
37- Ğant Horonu
38- Heveg Horonu
39- Kemer Horonu
40- Amlakit Kız Horonu
41- Sık Rize Horonu
42- Gotina Horonu
43- Yali Horonu
44- Apso Zanat Horonu
45- Alika Horonu (s. 28-29)
…horonların isimleri ve sayıları kişilere
göre farklılık göstermektedir. 52’ye kadar çıkan bu sayı, kimi horoncu ya da
tulumcuya göre aslında 6’yı geçmez.
Rize Horonunda ayağın yere daha sert
vurulması, Kaçkar Horonun da ise ayak hareketlerinin ön planda olması gibi
farklılıklar bulunmaktadır. (s. 36)
Sahil kesimindeki horonlar daha hareketlidir.
Hemşin horonları ise belli horonlar dışında genelde rahat oynanan horonlardır.
(s. 37)
(Horon hareketlerinin kaynakları)
Yöre insanının çalışma biçimi ile de
zannedersem eşdeğer. Kolların havaya kaldırılması, indirilmesi gibi. Mesela
kolların ileri geri hareket ettirilmesini yayık sallama hareketine benzetebiliriz.
Sahil kesiminde daha farklıdır. Ağın denize atılması, çekilmesi gibi. Ama
muhakkak yaşayış biçimi ile ilgisi vardır.
Mesela ip ile asılı yayığın sallanması, tahta
biçen hızarcıların aşağı yukarı alıp vermeli, dereden ırmaktan suyun üzerinden
taştan taşa atlama, bol yağış olması nedeni ile çamurdan korunup çamuru aşmak
için yürüyüş biçimleri gibi... (s. 38)
Karadeniz Bölgesinde oynanan horonlar
incelendiğinde kız horonları, erkek horonları ve bunun beraberinde getirdiği
ritmik değişimlerle beraber hareket farklılıkları olduğu görülmektedir. Kız
horonları Karadeniz Bölgesinin genelinde daha yumuşak hareketleri olan,
kolların çok fazla kalkmadığı, bayanların fiziksel durumlarına uygun olabilecek
hareketler ihtiva eden horonlar olarak bilinmektedir. (s. 39)
Hemşin Horonlarını diğer horonlardan ayıran
en önemli özelliklerden biri ise “sözlü horonlar (türkülü horonlar)” olmasıdır.
Horonlarda türkü söylenen ya da türkü atılan bu bölüme “fora” denmektedir.
Fora’nın Hemşin Horonlarındaki anlamı; dinlenmek, yorgunluk atmak, amacı ile
rahat bir şekilde sola doğru gidilerek türkü söylemektir.
Forayı horonu çeviren kişi verir. Tulum çalan
insan horonu oynatan kişinin komutundan çıkamaz. Fora dediğin zaman tulumcu
türkü havasına başlar. Her horonun değişik forası vardır. Türküsü de
değişiktir.
Foralarda hep sola gidilir. Şimdiki gibi bir
sağa bir sol değil.
Hemşin Horonları genellikle “5” zamanlı usul
yapısındadır. Bununla birlikte 7, 4 ve 10 zamanlı horonlarda mevcuttur… (s. 40)
İskoç Gaydasının adını tulumdan aldığına dair
ifadeler vardır. Hemşin’de tulum çalmaya kayda – gayda vurmak gibi bir ifade
kullanılması ve İskoçların da bu ifadeyi “Gayda” şeklinde aldıkları
belirtilmektedir. (s. 43)
Hemşin
Horonlarında Uyarı ve Komutlar
Karadeniz Bölgesinde oynanan horonların
genelinde mutlaka horonu yöneten bir kişi vardır. Bu kişilere “Çavuş”
denilmektedir. Bu tabir her yörede aynı olmayabilir. Bazen “horoncu başı”
denildiği de görülmektedir.
Bu komutlar horonu çevirenin o anki durumuna
göre değişebilir. Yani bu komutlar biraz da onun yeteneğine bağlıdır. O esnada
anlatmak istediğini ve ya uyarısını irticalen de yapabilir. Bu durumda
gelenekselleşmiş komutlar dışında yeni komutlar oluşması da mümkündür.
Al yüru; al oyna gel bana bakeyim; al gene;
al oyna yüru boyle; al oyna tel ol tel; al da git; al bi daha yüru; yuksek
oyna; al oyna yuksel; al da ha boyle gel bana gel; gel bakeyim ha boyle; kalk
yuru; al da yuksel: Bu terimler horonun yukarıda oynandığı bölüme (kolların
yukarıda olduğu bölüm) geçilmesi gerektiğini belirten komutlardır.
Asil ha boyle; kollari sallama, belleri
salla: Horonun yukarıda oynandığı bölümde kullanılan terimlerdir.
Al aşaği beraber; eller beraber, kollar
beraber, tulum ile beraber; say bi daha beraber; geliyor; eller eller; kara kiz
kaçti; hep beraber; yikil dağlar; hayde beraber, duy da ses ver; aha geldim;
geliyor geliyor; hayde hayde; geliyor dinle bak, say da beraber; geldi beraber:
Horonun aşağıda oynanan bölümüne geçmek için verilen komutlardır.
Bi sağ bi sol: Horona başlarken, fora
bölümünden önce ya da sonra, bulunulan yerde sağa-sola dönülmesi gerektiğini
ifade eden bir terimdir.
Duyulmadi parti; olmadi bi daha; bir daha
vur; olmadi gençlik; doymadum bi daha; üçtur beştur; ha boyle ha ha; say bi
daha parti; vur bi daha gelsun: Horonda yapılacak hareketlerin bir veya birden
fazla yapılması gerektiğini ifade eden terimlerdir.
İşle sağdan yüru, nani nani: Hemşin
horonunda, sağa doğru tempolu bir şekilde gidilmesi gerektiğini vurgulayan
komuttur.
Şimdi tek vur sol ilen; tek vur soluma; vur
soluma tek: Hemşin horonunda horonun aşağıda oynanan bölümündeyken sol tarafa
dönülerek yapılması gereken hareketi belirtmek için verilen komutlardır.
Üç git üç gel: Hemşin horonunda, horonun
aşağıda oynanan bölümünde sağa sola 3 adım gidip gelinmesi gerektiğini belirten
bir komuttur.
Şimdi çapçap(alkış): Hemşin, Papilat ve Çift
Ayak horonunda, sola, sağa ve tekrar sola dönülerek iki elin birbirine
vurulacağını belirtmek amacı ile verilen bir komuttur.
Ha bir, ha iki, üçtur beraber; bir, iki üç;
vurdi, geldi, şaşti, küt; hop, küt, pat; vur bi daha vur; bir, iki, üçtur vur
içeri; işlemeden içeri vur; şaşti uçalum beraber: Hemşin horonunda “içeri
vurmak” olarak tabir edilen bölüme geçmek için verilen komutlardır.
Şimdi düş soluma yüru: Hemşin horonunda
aşağıda oynanan bölümde sola dönülerek yürünmesi gerektiğini belirten komuttur.
Orasi… bas geri bas: Hemşin horonunda sola
doğru dönüp yürüme komutu verildikten sonra sağa dönmeden, geriye tempolu bir
şekilde gelinmesi gerektiğini belirten bir ifadedir. Hemşin Horonunun yapısında
bulunmamasına rağmen son zamanlarda uygulandığı görülmektedir. (s. 47, 48, 49)
Atma
Türkülerde Mısra, Kafiye ve Dil Özellikleri
Karadeniz Bölgesinde türküler genellikle “7”
heceli “4” mısra ya da “14” heceli iki mısra şeklinde karşımıza çıkar. (s. 71)
Atma türküde esas olan mısra iki kesin yedili
duraktan ibaret olup, kafiye ikinci yedili durağın sonundadır. Birinci durağın
sonunda kafiye aranmaz. Birinci yedili durakta kelimenin tamamının bitmiş
olması gerekmektedir. Atma türkülerde birinci durağın bitişiyle ikinci durağın
başlangıcı ve kafiyeye inişi çok uyumlu olmak mecburiyetindedir. (s. 75)
Karadeniz Bölgesinde karşı-beri atışmalarda
belli bir zamandan sonra şairler arasında müstehcen konular da işlenmektedir.
Buradaki tahta yapılar bizim boğaz dediğimiz
yapı şeklindedir. Karla ilgilidir. Rusya’da aynıdır. Kanada’da aynıdır. Karın
çok yağdığı yerlerde bu tarz yapılar yapılır. Çünkü o yapıların çökmesi ve
yamulması zordur. Birde ailenin kalabalık durumuna göre yapılar vardır. Eskiden
feodal yapıda anne, baba, çocuklar amca çocukları, dayı çocukları hepsi bir
evdeydi. Evlere gidildiğinde mutfak ve yan oda (misafir odası) denilen kısımlar
olur. O oda özellikle dışarıdan gelen konukların evle irtibatını kesmek
içindir. Yani evde ne olduğunu bilmeden orda konuk edilirler. Mutfak ile o oda
arasında bir dönen dolap vardır. Mutfaktan yemekler konulur, döndürülür, arka
taraftan konuklar veya onlara hizmet eden insanlar alır. Gelen konuklar çok
yabancı ise bu şeklide ağırlanırdı. Bazı konaklarda da köşe başlarında baca
dediğimiz şömineler olur. (s. 154)
---
Saatçi, Yonca. Hemşin Horonlarında Atma Türküler, Yüksek Lisans Tezi, İTÜ Sosyal
Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder