6 Haziran 2019 Perşembe

İsmail Soysal - Türkiye’nin Siyasal Andlaşmaları (1920-1945) – 1. Cilt

Türkiye’nin Siyasal Andlaşmaları 

Türkiye’nin Siyasal Andlaşmaları (1920-1945) – 1 - İsmail Soysal - 2000
Türk Tarih Kurumu, Üçüncü baskı: 2000

Giriş
Türkiye, 1920 yılından beri iki bin dolayında Andlaşma yapmıştır.

Andlaşmalardan kimisi Parlamentonun onayından geçmediğinden ya da geçmesi gerekmediğinden, bunları arayıp bulmak aydınlarımız için bir sorun oluyor.

Gerçi Andlaşmalardan hangilerinin siyasal nitelik taşıdığını gösteren kesin bir ölçüt yoktur. Bununla birlikte, sözkonusu iki hin Andlaşmanın, yaklaşık olarak yalnızca 150'sinin özellikle siyasal nitelik taşıdığı söylenebilir.

Kitabımıza hangi Andlaşmaların alınması gerektiği konusu:
Türkiye'nin uluslararası alanda yerini almasını, sınırlarının çizilmesini, güvenliğinin ve uzun süreli çıkarlarının sağlanmasını, iyi komşuluk ilişkilerine ya da dünya barışına katkısını, çağdaş uygarlığı benimsemesinin gereği olan yükümleri üstlenmesini yansıtan, kısacası onun dış politikasının uygulanmasına ilişkin olan tüm Andlaşlaşmaları almak.

Kimi Andlaşmalar ise, Hükümetçe imzalanmış, ama henüz Parlamentonun onayına sunulmamıştır: Örneğin 1966 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun Kararı olarak benimsenmiş olup Türk Hükümetince henüz katılma işlemi görmemiş bulunan İnsan Hakları konusundaki Uluslararası Sözleşmelerin metinleri…

İSMAİL SOYSAL
Buenos Aires, 19 Mayıs 1980

OSMANLI İMPARATORLUGUNDAN YENİ TÜRKİYE'YE GEÇİŞ DÖNEMİNDE İKİ BELGE

1918 MONDROS SİLAH BIRAKIŞIMI
1920 MİSAK-1 MİLLİ

Mondros SİLAH BIRAKIŞIMI SÖZLEŞMESİ

(Armistice Convention)
Mondros, 30 Ekim 1918

İngiltere Hükümeti ile Türk Hükümeti arasında kararlaştırılıp bağıtlanan Silah Bırakışımı koşulları:

l. Çanakkale ve Karadeniz Boğazlarının açılması ve Karadeniz'e geçişin sağlanması; Çanakkale ve Karadeniz Boğazları kalelerinin Müttefiklerce işgal edilmesi.
2. Türk sularındaki tüm mayın tarlalarının, torpido kovanlarının ve öteki engellerin yerlerinin gösterilmesi ve bunların taranması ya da kaldırılması için, istemde bulunulunca, yardım edilmesi.
3. Karadeniz'deki mayınlara ilişkin eldeki tüm bilgilerin verilmesi.
4. Müttefik savaş tutsakları ve. gözaltında bulundurulan ya da tutsak olan Ermenilerin tümünün İstanbul'da toplanarak, hiçbir koşula bağlı olmaksızın, Müttefiklere teslim edilmesi.
5. Sınırların denetlenmesi ve iç güvenliğin sağlanması için gerekli olan askeri birlikler dışında, Türk Ordusunun gecikmeksizin terhis edilmesi (Birliklerin insan gücü ve konuşu, daha sonra, Müttefiklerce, Türk Hükümetine danışılarak, saptanacaktır).
6. Türk karasularında ya da Türkiye'nin işgalindeki sularda bulunan tüm savaş gemilerinin teslim edilmesi; Türk karasularında kolluk ya da benzeri amaçlar için gerekli görülebilecek belirli küçük gemiler dışında, anılan gemilerin gösterilecek Türk limanında ya da limanlarında gözaltına alınması.
7. Müttefiklerin, kendi güvenliklerini tehdit edecek herhangi bir durum ortaya çıkarsa, herhangi bir stratejik noktayı işgal etme hakkı bulunması.
8. Şu sırada Türk işgali altında olan tüm limanların ve barınakların Müttefik gemilerince özgürce kullanılması ve düşman tarafından kullanılmasının önlenmesi. özdeş koşullar, ticaret ve Ordunun terhisi amaçları için Türk sularında bulunan Türk ticaret gemilerine de uygulanacaktır.
9. Tüm Türk limanlarında ve tersanelerinde her türlü gemi onarımı kolaylıklarından yararlanılması.
10. Toros tünel sisteminin Müttefiklerce işgali.
11. Kuzey - batı İran'daki Türk Birliklerinin gecikmeksizin savaş öncesi sınırların gerisine çekilmeleri için daha önce verilmiş bulunan buyruk yerine getirilecektir.
Kafkasların [Trans - Caucasia, Maverai Kafkas] bir bölgesinin Türk Birliklerince boşaltılması daha önce buyrulmuş bulunmaktadır; bu bölgenin geri kalan bölümünün boşaltılmasına, oradaki durum Müttefiklerce incelendikten sonra, gerek görülürse, girişilecektir.
12. Türk makamlarının haberleşmeleri dışında, tüm telsiz telgraf ve kablo istasyonlarının Müttefiklerce denetim altına alınması.
13. Denizciliğe, askerliğe ve ticarete ilişkin her türlü gereçlerin yok edilmesinin önlenmesi.
14. Ülkenin gereksinimleri karşılandıktan sonra, Müttefiklere Türk kaynaklarından kömür, akaryakıt ve deniz gereçleri satın alma kolaylıkları gösterilmesi. Bu nesnelerden hiçbiri ihraç edilmeyecektir.
15. Kafkasya demiryollarının şu sırada Türk denetimi altında bulunan bölümlerini de kapsamak üzere, tüm demiryollarında, halkın gereksinimleri gereği gibi göz önünde tutulmak koşuluyla, Müttefik makamlarının bunları tümüyle diledikleri gibi kullanabilmeleri amacıyla, Müttefik Denetleme görevlilerinin yerleştirilmesi. Bu hüküm Batum'un Müttefiklerce işgalini de kapsar. Türkiye, Bakü'nün Müttefiklerce işgaline hiçbir biçimde karşı çıkmayacaktır.
16. Hicaz'da, Asir'de, Yemen'de, Suriye'de ve Irak'da tüm garnizonların en yakın Müttefik komutanına teslim olmaları ve, 5. Maddede öngörülen düzenin korunması için gerekenler dışında, tüm Birliklerin Kilikya'dan çekilmesi.
17. Trablus ve Bingazi'deki tüm Türk Subaylarının en yakın İtalyan garnizonuna teslim olmaları. Bunlar teslim olma buyruğuna uymazlarsa, Türkiye, bu Subaylara ikmal gönderilmesini ve kendileriyle haberleşmenin kesilmesini sağlamayı yükümlenir.
18. Mısrata'yı da kapsamak üzere, Trablus ve Bingazi'de işgal edilen tüm limanların en yakın Müttefik garnizonuna teslimi.
19. Denizci, asker ve sivil tüm Almanların ve Avusturyalıların bir ay içinde Türk ülkelerinden çıkartılması; uzak bölgelerdekilerin de olanaklı en erken bir tarihte çıkartılması.
20. Beşinci Madde uyarınca terhis edilecek Türk Ordusunun, taşıtlarıyla birlikte, araç ve gereçlerinin, silahlarının ve cephanesinin kullanılış biçimi konusunda verilebilecek buyrukların yerine getirilmesi.
21. Müttefiklerin çıkarlarını korumak için Türk Donatım [İaşe] Bakanlığına bir Müttefik temsilcinin atanması. Bu temsilciye, işbu amacın gerektirdiği tüm bilgilerin verilmesi.
22. Türk tutsaklarının Müttefik Devletler buyruğunda tutulması. Askerlik çağı dışındaki Türk sivil tutsakların salıverilmesi konusu göz önünde tutulacaktır.
23. Türkiye bakımından Merkez Devletleri [Almanya, Avusturya] ile tüm ilişkilerin kesilmesi zorunluğu.
24. Altı Ermeni ilinde [Vilayatı sitte] karışıklık çıkarsa, Müttefikler bu illerin herhangi bir bölümünü işgal etme hakkını ellerinde tutarlar.
25. Müttefiklerle Türkiye arasında düşmanca eylemler 31 Ekim 1918 Perşembe günü, yerel saatle öğleden başlamak üzere, duracaktır. Limni'de, Mondros limanında, İngiltere Kırallığının Agamemnon Savaş Gemisinde, 30 Ekim 1918'de, iki örnek olarak, imzalanmıştır.
ARTHUR CALTHORPE & HÜSEYİN RAUF, REŞAD HİKMET, SADULLAH PAŞA

Misak-ı Millli ULUSAL ANT (MİSAK-I MİLLİ) İstanbul 28 Ocak 1920

Madde 1. Osmanlı Devletinin, özellikle Arap yoğunluğunun yerleşmiş olduğu, 30 Ekim 1918 günkü Silah Bırakışımı [Mondros Mütarekesi] yapıldığı sırada, düşman Ordularının işgali altında kalan kesimlerinin [o sırada Hatay ve Musul bölgesi Türk egemenliği altında idi) geleceğinin, halklarının serbestçe açıklayacakları oy uyarınca belirlenmesi gerekir; sözkonusu Silah Bırakışımı çizgisi içinde, din, soy ve amaç birliği bakımlarından birbirine bağlı olan, karşılıklı saygı ve özveri duyguları besleyen soy ve toplum ilişkileri ile çevrelerinin koşullarına saygılı Osmanlı­İslam çoğunluğunun yerleşmiş bulunduğu kesimlerin tümü, ister bir eylem, ister bir hükümle olsun, hiç bir nedenle, birbirinden ayrılamayacak bir bütündür.
Madde 2. Halkı, özgürlüğe kavuşunca, oylarıyla Anavatana katılmış olan üç İl [Elviye-i Selase yani Kars, Ardıhan ve Batum Livaları] için gerekirse yeniden halkın serbest oyuna başvurulmasını kabul ederiz
Madde 3. Türkiye ile yapılacak barışa değin ertelenen Batı Trakya'nın hukuksal durumunun belirlenmesi de, halkının özgürce açıklayacağı oya göre olmalıdır.
Madde 4. İslam Halifeliğinin ve Yüce Saltanatın merkezi ve Osmanlı Hükümetinin başkenti olan İstanbul kenti ile Marmara Denizinin güvenliği her türlü tehlikeden uzak tutulmalıdır. Bu ilke saklı kalmak koşulu ile, Akdeniz ve Karadeniz Boğazlarının dünya ticaret ve ulaşımına açılması konusunda, bizimle birlikte, öteki tüm Devletlerin oybirliği ile verecekleri karar geçerlidir.
Madde 5. Müttefik Devletler ile düşmanları ve onların kimi ortakları arasında yapılan andlaşmalardaki ilkeler çerçevesinde, azınlıkların hakları, komşu ülkelerdeki Müslüman halkların da özdeş haklardan yararlanması umudu ile, bizce de benimsenip güvence altına alınacaktır.
Madde 6. Ulusal ve ekonomik gelişmemize olanak bulunması ve, daha çağdaş biçimde, düzenli bir yönetimle işlerin yürütülmesini başarmak için, her devlet gibi, bizim de gelişmemiz koşullarının sağlanmasında, bütünüyle bağımsızlığa ve özgürlüğe kavuşmamız ana ilkesi varlık ve geleceğimizin temelidir. Bu nedenle siyasal, yargısal, parasal vb. alanlarda gelişmemizi önleyici sınırlamalara (Kapitülasyonlar] karşıyız.
Saptanacak borçlarımızın ödenmesi koşulları da hu ilkelere aykırı olmayacaktır.

1920 TÜRKİYE - ERMENİSTAN ANDLAŞMASI

Gümrü Andlaşması yeni Türkiye'nin (Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin) bir yabancı devlet ile yaptığı ilk uluslararası bağıttır. Gerçi bu Andlaşma, Kafkasya'da ortaya çıkan gelişmeler sonucu, onaylanamadığı için yürürlüğe giremiyecek ve yerini, Gürcistan ve Azerbaycan ile ilgili konularla birlikte, 16 Mart 1921 günü Moskova'da imzalanan Andlaşmaya bırakacaktır.

Böylece, İstanbul Hükümetinin 1918 de imzaladığı Mondros silah bırakışımı sınırı ilk kez geçildiği gibi, 1920 Sevres Barış Andlaşmasının geçersizliği fiilen de kanıtlanmıştır (s. 18).

Türkiye - Ermenistan Barış Andlaşması
Gümrü (Alexandropol), 2 Aralık 1920
1. Türkiye ile Ermenistan arasında savaş durumuna son verilmiştir.
2. Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınır, (aşağı Karasunun döküldüğü yerden başlayarak, Aras ırmağı Kekaç kuzeyine dek Arpaçayı, daha sonra Karahan Deresi - Tiğnis batısı - Büyük Kımlı doğusu - Kızıltaş - Büyük Akbaba Dağı) çizgisinden oluşur.

(Nahçivan, Şahtahtı, Şarur) bölgesinde daha sonra bir plebisitle saptanacak yönetim biçimine ve bu yönetimin kapsayacağı topraklara Ermenistan karışmayacak ve işbu bölgede şimdilik Türkiye koruyuculuğunda bir yerel yönetim kurulacaktır.
3. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumeti, ikinci Maddede sözügeçen sınır ile (…) Ermenistan Cumhuriyeti istediği takdirde, asıl halkının tümüyle geri dönmesinin gerçekleşebilmesi için, Andlaşmanın onaylanmasından sonra üç yıl geçince plebisite başvurmayı kabul eder.
4. Erivan (Ermenistan) Cumhuriyeti iç güvenliği korumağa yetecek düzeyde, hafif silahlı jandarma kuvveti Ye ülkeyi savunmaya ayrılan sekiz dağ ya da sahra topu ile yirmi makineli tüfeğe sahip ücretle tutulacak bin beşyüz asker den oluşan bir birlikten fazla bir askersel kuruluşa izin vermemeği yükümlenir. Ermenistan'da zorunlu askerlik hizmeti olmayacaktır.
5. Barışın yapılmasından sonra Erivan'da yerleşecek Türkiye'nin siyasal Temsilcisi ya da Büyükelçisinin yukarıda sözü edilen konularda her zaman denetleme ve soruşturma yapmasına Erivan Hükumeti izin vermeği işbu Andlaşma ile kabul etmiştir.
6. Bağıtlı Taraflar, (…) göçmenlerin eski sınır içindeki yurtlarına dönmelerine izin verir.
7. Altıncı Maddede sözü geçen göçmenlerden (…) bir yıllık süre içinde yurtlarına dönmeyenler o Maddenin verdiği olanaktan yararlanamayacaklar…
8. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumeti (…) savaş nedeniyle hakkı olan zarar gideriminden, benimsenip açıklanan insancıl ve hukuksal ilkelere uymak isteğiyle, vazgeçmiştir.
9. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumeti, Erivan Cumhuriyetine, İkinci Maddede belirlenen sınır içinde, egemenliğini bütünüyle geliştirmek ve güçlendirmek üzere, içtenlikle yardımda bulunmağı yükümlenir.
10. Erivan Hükumeti, Türkiye Büyük Milletince kesinlikle reddedilmiş olan (Sevr) Andlaşmasını hükümsüz sayıp hunu ve kimi emperyalist hükumet ve siyasal çevreler elinde bir kışkırtma aracı olan Avrupa ve Amerika'daki Temsilci Heyetlerini geri çağırmayı, hundan böyle iki ülke arasında her türlü yanlış düşünceleri ortadan kaldırmak iyiniyetiyle yükümlendiğini açıklar.
11. Ermenistan Cumhuriyetinin toprakları üzerinde yaşayan Müslüman halkın haklarını korumak (…) yerel müftülerin seçecekleri Başmüftü'nün memurluk görevinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Şer'iye Vekâletince onaylanmasını kabul ederek yükümlenir.
12. Bağıtlı Taraflardan her biri, karşı Tarafa ilintili kişi ve malların kendi demiryolları ve genellikle tüm ulaşım yolları üzerinden özgürce geçmelerini ve öteki Tarafın denize ya da herhangi bir ülkeye transitini, hiç bir biçimde, engellememeği yükümlenir.
13. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumeti, Devletin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünü tehdit edebilecek saldırılara karşı, işbu Andlaşmanın Erivan Cumhuriyetine sağladığı haklara zarar gelmemek koşulu ile Ermenistan içinde geçici olarak askersel önlemler alabilir.
14. Erivan Cumhuriyetince her hangi bir Devletle yapılmış olan tüm Andlaşmaların Türkiye'yi ilgilendiren, ya da Türkiye'nin çıkarlarına zararlı hükümlerini geçersiz saymayı bu Cumhuriyet kabul eder ve yükümlenir.
15. Bağıtlı Taraflar arasında Andlaşmanın imzasından sonra ticaret ilişkileri haşlayacak ve Taraflar Büyükelçi ve Konsolos atayabilecektir.
16 Telgraf, posta, telefon, konsolosluk ve ticarete ilişkin bağıtlar Alt - Komisyonlarca işbu Andlaşma hükümleri uyarınca yapılacaktır.
17. Bu Andlaşma gereğince Ermenistan'ın olup Türk Ordusu işgali altında bulunan toprakların boşaltılması ve tutsakların geri verilmesi ve değiştirilmesi, Andlaşmada Ermenistan Hükumetine ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmesinden sonra gerçekleştirilecektir.
18. İşbu Andlaşma bir ay içinde onaylanarak, onaylanmış örnekleri Ankara'da verişilecektir.
Andlaşma iki örnek olarak 2 Aralık 1920 günü Gümrü (Aleksandropol)'de düzenlenmiştir. Anlaşmazlık çıkınca, Türkçe metnine başvurularak çözümlenecektir.
KAZIM KARABEKİR, HAMİD SÜLEYMAN NECATİ & ALEKSANDER HATİSİYAN, AVRAM GÜLHANDANİYAN, ISTEPAN GORDANIYAN

1921 TÜRKİYE - AFGANİSTAN [DAYANIŞMA] ANDLAŞMASI

Bu Andlaşma, Afganistan'ın İngiltere egemenliğinden 1919 yılında kurtulup Türkiye gibi Sovyet Rusya'dan destek ve yardım sağlamak üzere, Moskova'ya gönderdiği bir Delegasyon ile Türk - Sovyet Andlaşmasını görüşmekte olan Türk Delegasyonu arasında imzalanmıştır.
(özellikleri)
Türkiye, Afganistan'ın bağımsızlığını açıkça, Afganistan da, Türk Devletinin temsilcisi olarak, Ankara Hükümetini dolayısıyla tanımaktadır…
Gümrü Andlaşması bir yana bırakılırsa, T.B.M.M. Hükümetinin hukuksal açıdan geçerli ilk uluslararası siyasal bağıtı bu Andlaşmadır.
Daha Türk - Afgan Andlaşmasının yapılmasından önce, Türkiye Kabil'e 1920 yılında Abdurrahman Bey'i Büyükelçi olarak yollamıştı. Bu, Yeni Türkiye'nin ilk Büyükelçisidir.

Türkiye - Afganistan Andlaşması
Moskova, 1 Mart 1921

1. Çok şükür bağımsız bir yaşam sürdüren Türkiye Devleti, içtenlikle ve gönülden bağlar ile bağlı bulunduğu Yüce Afganistan Devletini gerçek anlamıyla bağımsız tanımayı bir görev bilir.
2. Bağıtlı Yüksek Taraflar, tüm Doğu uluslarının kurtuluş, bütünüyle özgürlük ve bağımsızlık hakkına sahip olduklarını ve bunlardan her Ulusun istediği herhangi bir rejim ve hükümet hiçimi ile kendisini yönetmekte özgür olduğunu açıklar; Buhara ve Hayve Devletlerinin bağımsızlığını tanırlar.
3. Yüce Afganistan Devleti, (…) Hilafet dünyasını elinde tutan Türkiye'nin bu alanda lider olduğunu, bu fırsattan yararlanarak da, açıklar.
4. Bağıtlı Taraflardan biri (…) ötekine yapılacak saldırıyı bizzat kendine yapılmış sayarak, elindeki araçlar ve olanaklarıyla, onu püskürtmeği kabul eder.
5. Bağıtlı Taraflardan her biri, (…) öteki bağıtlı Tarafın çıkarlarına zararlı her hangi bir devletlerarası andlaşma ve sözleşme yapmamağı ve herhangi bir devletle andlaşma imzalayacağı zaman öteki Tarafa haber vermeği yükümlenir.
6. Bağıtlı Taraflar, (…) birbirlerinin Başkentlerine Büyükelçi göndereceklerdir.
7. Bağıtlı Taraflar iki ülke arasında düzenli ve özel postalar kurarak, siyasal durumları ile eğitim, ticaret vb. durumlardan ve her türlü gereksinim ve isteklerinden, karşılıklı ve en ivedi olarak, birbirlerine bilgi vereceklerdir.
8. Türkiye Afganistan'a kültür alanında yardım etmeği, öğretmen ve subay göndermeği ve hu öğretmenler ve subayların en az beş yıl görevde kalmasını ve hu sürenin sonunda, Afganistan isterse, yeniden eğiticiler göndermeği yükümlenir.
9. Bu Andlaşma en kısa sürede onaylanacak ve o andan başlayarak yürürlüğe girecektir.
10. Bu Andlaşma iki örnek olarak Moskova'da düzenlenmiş ve Tarafların tam yetkili Temsilcilerine imza edilip verişilmiştir.
Olağanüstü Büyükelçi VELİ & YUSUF KEMAL, Doktor RIZA NUR

1921 TÜRKİYE - SOVYET RUSYA DOSTLUK VE KARDEŞLİK ANDLAŞMASI

Andlaşma, Türkiye'nin bugünkü doğu sınırını çizdiği gibi, onun Sovyet Rusya ile dayanışmasının ve uzun süre dostluk ve işbirliğinin temelini oluşturmuştur.
Moskova Andlaşmasının imzasından önce, iki Hükümet birbiri katına Elçiler atamış bulunuyordu. Batı Cephesi Komutanlığından alınarak Moskova'ya gönderilen Ali Fuad (Cebesoy) Paşa 21 Kasım 1920 günü görevine başlamıştı. 20 Ekimde Ankara'ya gelen Budi Medivani de -Moskova Andlaşmasının imzalanmasından 11 gün önce 5 Mart 192l'de Mustafa Kemal'e güven mektubunu sunmuştur.

Türkiye - Sovyet Rusya Dostluk Ve Kardeşlik Andlaşması
Moskova, 16 Mart 1921

1- Bağıtlı Taraflar, herhangi birine zorla kabul ettirilmek istenilen bir barış andlaşması ya da başka bir uluslararası bağıtı tanımamağı ilke olarak benimserler.
Türkiye'nin kuzey - doğu sınırı, Karadeniz kıyısında bulunan Sarp köyünden başlıyarak, Hedis Meta dağı - Şavşat dağında suların bölündüğü çizgi - Kani dağı ve oradan, sürekli olarak, Ardıhan ve Kars Sancaklarının yönetim sınırlarının kuzeyini izleyerek Aşağı Kara Su'yun döküldüğü yere varan çizgi ile belirlenmiştir.
2 -Türkiye, işbu Andlaşmanın birinci maddesinde gösterilen sınırın kuzeyinde Baturu Livasına ilişkin topraklar ile Batum kenti limanı üzerindeki egemenlik hakkını, şu koşullarla, Gürcistan'a bırakmağa razı olur:
Birincisi: İşbu Maddede belirtilen yerler halkının (…) özerkliğe kavuşması:
İkincisi: Batum limanı üzerinden Türkiye'ye giden ya da oradan gelen ticaret malları ve tüm nesnelerin gümrük vergisine bağlı tutulmayarak ve hiç bir engelle karşılaşmayarak, her türlü vergi ve ücretten bağışık biçimde, serbest transit hakkı ile birlikte, Türkiye'nin özel harcamalardan ayrık olarak, Batum limanından yararlanmasının sağlanması.
3 - Bağıtlı Taraflar, (…) Nahcivan kesiminin, koruyuculuk hakkını üçüncü bir devlete hiç bir zaman bırakmamak koşulu ile Azerbaycan koruyuculuğunda özerk bir bölge oluşturulması konusunda anlaşmışlardır.
4 - Bağıtlı Taraflar, Doğu uluslarının (…) özgürlük ve bağımsızlık haklarını ve diledikleri hükumet rejimi ile yönetilmek haklarını açıkça belirtirler.
5 - Boğazların tüm ulusların ticaretine açılması ve geçiş özgürlüğünün sağlanması için, Bağıtlı Taraflar, Karadeniz ve Boğazların bağlı olacağı rejimin kesin biçimde hazırlanması işinin, kıyı devletlerinin temsilcilerinden oluşmak üzere, daha sonra yapılacak bir Konferansa bırakılmasını uygun bulurlar. Şu da var ki, hu Konferansta alınacak kararların Türkiye'nin salt egemenliğine ve Türkiye ile onun başkenti olan İstanbul'un güvenliğine hiç bir zarar getirmemesi gerekir.
6 - Bağıtlı Taraflar iki ulus arasında şimdiye dek yapılan tüm andlaşmaların kendilerinin karşılıklı çıkarlarına uygun olmadığını kabul ederler. Böylece, bu andlaşmaların geçersizliği ve ortadan kaldırılmış olduğu konusunda görüş birliğine sahiptirler.
7 - Rusya Sovyetleri Sosyalist Federal Cumhuriyeti Hükümeti, Kapitülasyonlar yönetimini (…) geçersiz ve kaldırılmış sayar.
8 - Bağıtlı Taraflar, toprakları üzerinde karşı Taraf ülkesinin ya da ona bağlı topraklardan birinin Hükumeti rolünü üstlenmek savında bulunan örgüt ve grupların kurulmasını ya da yerleşmesini ve öteki ülkeye karşı savaşın amacında olan gurupların yerleşmesini hiç bir zaman kabul etmemeği yükümlenirler.
9 - Bağıtlı Taraflar, iki ülke arasındaki bağlantıların kesilmeden sürdürülmesi amacıyla, demiryolu, telgraf vb. gibi ulaşım ve iletişimi koruma ve geliştirmeği ve iki ülke arasında, zorluklarla karşılaşmaksızın, kişi ve malların özgürce geçişini sağlamak için gerekli önlemlerin, ivedilikle aralarında anlaşarak alınmasını yükümlenirler.
10 - Bağıtlı Taraflardan birinin öteki Taraf topraklarında oturan uyrukları, (…) ulusal savunmaya ilişkin yasalardan bağışık tutulup onlara uymaları istenilmeyecektir.
11 - Bağıtlı Taraflar, her iki ülkeden birinin öteki ülke topraklarında oturan uyrukları için En Çok Gözetilen Ulus işlemi uygulanmasına izin verirler.
12 - 1918 yılından önce Rusya'ya bağlı iken, üzerinde Türkiye'nin egemenlik hakkı olduğu Rusya Sovyetleri Sosyalist Federal Cumhuriyeti Hükumetince işbu Andlaşma ile kabul olunan topraklar halkından her isteyen Türkiye'yi özgürce terk edebilecek ve eşyasını, mallarını ve paralarını birlikte götürebilecektir. İşbu Andlaşma ile Türkiye tarafından egemenlik hakkı Gürcistan'a terkedilen Batum arazisi halkından her kimse de özdeş hakka sahiptir.
13 - Rusya, tüm savaş tutsakları ile sivil tutuklulardan Kafkasya ve Avrupa Rusya'sında bulunanları, işbu Andlaşmanın imzası gününden başlayarak üç ay içinde; Asya Rusya'sında bulunanları altı ay içinde, harcamaları Rusya tarafından ödenmek üzere, Türkiye'nin kuzey - doğu sınırına dek geri yollamağı yükümlenir. Henüz Türkiye'de bulunan Rus savaş tutsakları ile sivil tutukluları için de Türkiye özdeş işlem uygulayacaktır.
14 - Bağıtlı Taraflar en kısa bir süre içinde (…) iki ülke arasındaki ilişkileri ve bağları güçlendirmek amacıyla, ekonomik, parasal ve öteki gerekli işleri düzenleyici Anlaşmalar yapmayı kabul ederler.
15. (…)
16- İşbu Andlaşma onay işlemi görecektir. Onay belgeleri en kısa bir süre içinde Kars'ta verişilecektir.
İşbu Andlaşma iki örnek olarak, Moskova'da bin üç yüz otuz yedi (bin dokuz yüz yirmi bir) yılı Martının on altıncı günü düzenlenmiştir.
YUSUF KEMAL, Dr. RIZA NUR, ALİ FUAD & GEORGES TCHITCHERINE, DJELAL KORKMASSOFF

1921 TÜRKİYE İLE ERMENİSTAN, AZERBAYCAN VE GÜRCİSTAN ARASINDA DOSTLUK ANDLAŞMASI

1918 yılında Menşeviklerin yönetiminde bağımsızlıklarını açıklayan Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan'ın 1920 yılında Bolşeviklerin eline geçip Sovyetler Birliği içinde yer almalarından sonra yapılmıştır.
…gerek Türkiye'nin sınırlan, gerek koyduğu ilkeler bakımından, yedi ay önce Moskova'da imzalanan Türk - Sovyet Andlaşmasının bir benzeridir.

Türkiye İle Ermenistan, Azarbeycan ve Gürcistan Arasında Dostluk Andlaşması
Kars, 13 Ekim 1921

1. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumeti ile Ermenistan, Azerbeycan ve Gürcistan Sosyalist Sovyetler Cumhuriyetleri Hükumetleri, Bağıtlı Tarafların ülkelerinin parçalarından bulunan topraklar üzerinde (daha önce yapılmış) Andlaşmalar ile üçüncü Hükumetler arasında yapılmış Güney Kafkasya Cumhuriyetlerine ilişkin Andlaşmaları geçersiz sayarlar. Moskova'da 16 Mart 1921 (1337) günü imza edilen Türk · Rus Andlaşması bu Madde hükmünün dışında tutulmuştur.
2. Bağıtlı Taraflar, içlerinden birine zorla kabul ettirilmek istenilecek her hangi bir barış Andlaşması ya da uluslararası bir bağıtı tanımamak konusunda görüş birliği içindedirler.
İşbu Andlaşmada yazılı "Türkiye" terimi ile İstanbul' da toplanan Osmanlı Millet Meclisince kabul edilip açıklanan ve tüm devletler ile basına bildirilen 28 Aralık 1336 (1920) günkü Misak·ı Milli'nin kapsadığı topraklar anlaşılır.
3. Kapitülasyonlar (…) geçersiz ve kaldırılmış sayar.
4. Türkiye'nin kuzey - doğu sınırı (…)
5. Nahcivan bölgesinin Azerbaycan'ın koruyuculuğunda özerk bir ülke oluşturulması konusunda anlaşmışlardır.
6. Türkiye (…) Batum Livasına ilişkin topraklar ile Batum kenti ve limanı üzerindeki egemenlik hakkını, şu koşullarla, Gürcistan'a bırakmağa razı olur:
Birincisi: İşbu Maddede belirtilen yerler halkının, her topluluğun kültürel ve dinsel haklarını sağlayacak ve bu halkın yukarıda sözü geçen yerlerde isteklerine uygun bir tarım toprakları rejimi kurma olanağına sahip olacak biçimde geniş bir yönetimsel özerkliğe kavuşması.
İkincisi: Batum limanı üzerinden Türkiye'ye giden ya da oradan gelen ticaret malları ve tüm nesnelerin gümrük vergisine bağlı tutulmayarak ve hiç bir engelle karşılaşmayarak, her türlü vergi ve ücretten bağışık biçimde, serbest transit hakkı ile birlikte, Türkiye'nin özel harcamalarından da ayrık olarak, Batum limanından yararlanmasının sağlanması.
7. (Sınır geçişleri kolaylığı)
8. (Otlaklardan yararlanma hakkı)
9. Boğazların tüm ulusların ticaretine açılması ve geçiş özgürlüğünün sağlanması için Türkiye ile Gürcistan, Karadeniz ve Boğazların bağlı olacağı rejimin kesin biçimde hazırlanması işinin, kıyı devletlerinin temsilcilerinden oluşmak üzere, daha sonra yapılacak bir Konferansa bırakılmasını uygun bulurlar. Şu da var ki, bu Konferansta alınacak kararların Türkiye'nin salt egemenliğine ve Türkiye ile onun başkenti İstanbul'un güvenliğine hiç bir zarar getirmemesi gerekir.
10. Bağıtlı Taraflar, toprakları üzerinde (…) ülkeye karşı savaşım amacında olan grupların yerleşmesini hiç bir zaman kabul etmemeği yükümlenirler.
11. Bağıtlı Taraflardan birinin öteki Taraf topraklarında oturan uyrukları, yerleşmiş oldukları ülke yasalarından doğan hak ve görevlere uygun biçimde işlem görmekle birlikte, ulusal savunmaya ilişkin yasalardan bağışık tutulup onlara uymaları istenilmeyecektir.
12. Bağıtlı Taraflar, içlerinden birinin öteki ülke topraklarında oturan uyrukları için En Çok Gözetilen Ulus işlemi uygulanmasına izin verirler.
13. 1918 yılından önce Rusya'ya bağlı iken, üzerinde Türkiye'nin egemenlik hakkı doğrulanan topraklar halkından olup Türk uyrukluğundan çıkmak isteyenler eşyasını, mallarını ve paralarını birlikte alarak Türkiye'yi özgürce terk etmek hakkına sahip olacaklardır.
14. (Taraflar) 1918 ve 1920 Savaşları mültecileri konusunda özel bir anlaşma yapmağı yükümlenirler.
15. Bağıtlı Taraflar (…) Kafkas cephesindeki savaş nedeniyle işlenen cinayet ve cürümler için öteki Taraf uyrukları yararına tam bir genel af ilan etmeği yükümlenir.
16. (taraflar) asker ve sivil tutsakları karşılıklı olarak yurtlarına geri yollamağı kabul ederler.
17. (Taraflar) demiryolu, telgraf vb. ulaşım ve iletişimi koruma ve geliştirmeği ve zorluklarla karşılaşmaksızın, kişi ve malların özgürce geçişini sağlamak için gerekli önlemlerin aralarında anlaşarak alınmasını yükümlenirler.
18. …ilişkileri güçlendirmek…
19. Konsolosluk Sözleşmeleri…
20. Türkiye, Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan arasında yapılan hu Andlaşma onay işlemi görecektir. Onay belgelerinin verişimi en kısa bir süre içinde Erivan'da yapılacaktır.
KAZIM KARABEKİR, VELİ, MUHTAR, MEMDUH ŞEVKET & MRAVİAN, MAKİNZİAN, CHAHTAHTİNSKY, ELİAVA, SVANİDZE, HANETZKY

1921 TÜRK - FRANSIZ [ÖN BARIŞ] ANLAŞMASI

Ankara Anlaşmasıyla savaşa son verilmiş, Suriye ile Türkiye arasında sınır belirlenmiş ve daha sonraki ilişkiler için kimi ilkeler konulmuş, ancak Müttefiklerle bir arada çözümlenmesi gereken sorunlar ister istemez sonraya (Lozan Andlaşmasına) kalmıştır.

Anlaşma 8. Maddesiyle, Türkiye ile Fransız işgalindeki Suriye arasında sınırı belirlemektedir. İskenderun ve Antakya bölgesinin (Hatay), Misak-ı Milli sınırları içinde olduğu hald)e, Fransa ile bir an önce anlaşabilmek için, Suriye'de kalması kabul ediliyordu (s. 48).

Türk - Fransız Anlaşması
Ankara, 20 Ekim 1921

1. Bağıtlı Taraflar işbu Anlaşmanın imzasıyla birlikte, aralarındaki savaş durumunun sona ereceğini açıklarlar.
2. …savaş tutsakları (…) serbest bırakılacak
3. İşbu Andlaşmanın imzalanmasından sonra en çok iki ay içinde, Fransız Kuvvetleri sekizinci Maddede belirlenen çizginin güneyine, Türk kuvvetleri ise hu çizginin kuzeyine çekileceklerdir.
4. (…)
5. genel af
6. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumeti, Misak-ı Milli'de açıkça tanınan azınlık haklarının, (…) kendisince de doğrulanacağını bildirir.
7. İskenderun bölgesi için özel bir yönetim rejimi kurulacaktır.
8. (Sınır)
9. Osmanlı Hanedanının kurucusu Sultan Osman'ın büyük bahası Süleyman Şah'ın Caber kalesinde bulunan ve Türk Mezarı adı ile tanınan kabri, çevresiyle birlikte, Türkiye'nin malı olarak kalacak ve Türkiye orada koruyucular bulundurup Türk bayrağını çekebilecektir.
10. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumeti Pozantı ile Nuseybin arasındaki Bağdat demiryolu kesimine ilişkin ayrıcalık hakkının (…) bir Fransız Grubuna devredilmesini kabul eder.
11. Gümrük Sözleşmesi yapılması için bir Karma Komisyon kurulacak…
12. Halep kenti ile kuzeyde Türk kalan bölge arasında…
13. (Sınırdaki otlaklarla ilgili)
20 Ekim 1337 (1921) günü Ankara'da, iki örnek olmak üzere, düzenlenmiştir.

YUSUF KEMAL & HENRI FRANKLIN BOUILLON

1922 TÜRKİYE - UKRAYNA DOSTLUK VE KARDEŞLİK ANDLAŞMASI

27 Aralık 1917'de Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ilan edilmiş…

Türkiye İle Ukrayna Arasında Dostluk Ve Kardeşlik Andlaşması
Ankara, 2 Ocak 1922
1. Bağıtlı Taraflardan her biri, onlardan birine zorla kabul ettirilmek istenilen hiçbir barış andlaşması ya da başkaca hiçbir uluslararası bağıtı ilke olarak tanımamağı kabul eder.
Ukrayna Sovyetler Sosyalist Cumhuriyeti Hükümeti Türkiye ile ilgili olup bugün Büyük Millet Meclisi'nce temsil edilen Türkiye Milli Hükümetince tanınmış olmayan hiçbir uluslararası bağıtı tanımamağı kabul eder.
Bu Andlaşmada sözkonusu Türkiye deyiminden, İstanbul' da 28 Ocak 1336 (1920) de Osmanlı Millet Meclisi'nce hazırlanıp basına ve tüm Devletlere bildirilen Misak-ı Milli'de yazılı ülkeler anlaşılır.
2. Türkiye (…) Ukrayna İşçi ve Köylülerin isteği ile kurulmuş, bağımsız ve egemen bir devlet olarak tanıdığını açıklar.
3. Türkiye ile Rus İmparatorluğu arasında, 16 Mart 192l'den önce yapılmış tüm andlaşmaları (…) kaldırılmış saymakta anlaşmışlardır.
4. Boğazların tüm ulusların ticaret alışverişine açık ve geçişlerin serbest olmasını sağlamak üzere, Bağıtlı iki Taraf Karadeniz 'in ve Boğazların uluslararası statüsünün kesinlikle düzenlenmesini ileride kıyı devletlerinin temsilcilerinden oluşacak bir konferansa bırakılması ve bu konferansta alınacak kararların Türkiye'nin ve onun başkenti İstanbul'un egemenliğine zarar getirmemesi üzerinde anlaşmışlardır.
5. Bağıtlı iki Taraf, Karadeniz'in kıyı Devletleri olarak, bu denize dökülen uluslararası ırmaklarla ilgili olup kendilerinin katılmadığı herhangi bir düzenlemenin (rejim) sürdürülmeyeceğini ve kurulmayacağını belirtmekte anlaşmışlardır.
6. Bağıtlı iki Taraf, ülkeleri üzerinde (…) savaşım açmak niyetindeki toplulukların ya da onların memurlarının ya da temsilcilerinin yerleşmesini kesinlikle kabul etmemeği yükümlenirler.
7. Bağıtlı iki Taraf, ülkeleri üzerinde oturan karşı tarafın uyruklarına en çok kayırılan ulus kuralını uygulamağı kararlaştırmışlardır.
8. İki Bağıtlı Taraftan her birinin karşı Taraf ülkesinde oturan uyrukları, oturdukları ülkenin yasalarıyla belirlenmiş haklar ve yükümlülükler temeline göre işlem görürler. Ancak, Milli Savunmaya ilişkin yasalar onlara uygulanmaz.
9. Ukrayna (…) kapitülasyon rejiminin geçersizliğini (…) benimsediğini açıklar.
10. Olanak bulunur bulunmaz, radyo ile iletişim de dahil olmak üzere, bir posta ve telgraf iletişimi sözleşmesi, ayrıca bir konsolosluk sözleşmesi hazırlanması kararlaştırılmıştır.
11. (başkonsoloslar, konsoloslar)
12. Bağıtlı Taraflar, iletişimin sürdürülmesi ve en kısa zamanda geliştirilmesi (…) ticari malların hiçbir engelle karşılaşmaksızın serbestçe geçişinin sağlanması için gerekli tüm önlemleri alacaklardır.
13. (…)
14. (…)
15. (diplomasi ilişkilerinin kurulması)
16. Ankara'da, 2 Ocak 1338 (1922) günü Fransızca dilinde iki örnek olarak yapılıp imzalanmıştır.
Yusuf Kemal & Mihail Frunze

1922 MUDANYA SİLAH BIRAKIŞIMI SÖZLEŞMESİ

Bu bağıt, (…) Türk­Yunan Savaşına son verdiği gibi, Türkiye'nin Trakya sınırının Ankara Hükümetinin istediği biçimde çizilmesi gereğini de Müttefiklere kabul ettirmekle, Lozan Barış görüşmelerinde toprak sorununun çözümlenmesini kolaylaştırmıştır.
Yunan Ordusu 1921 Eylülünde Sakarya başarısızlığından sonra yeniden toparlanamayacak durumda idi.
Bu arada, Paris'te Müttefik Devletler Dışişleri Bakanları Konferansı 22 Martta Yunanistan ve Türkiye'ye bir Silah Bırakışımı önerisinde bulununca, Yunanistan bunu hemen kabul etmiş, Türkiye ise henüz işgal altındaki Batı Anadolu ve Trakya topraklarının dört ay içinde boşaltılması koşulunu ileri sürmüştü.
…ön barış görüşmeleri uzayınca, Mustafa Kemal işi Ordunun gücü ile bitirmeğe karar vermiş ve 26 Ağustosta Yunanlılara karşı Büyük Taarruzu başlatmıştı.
Bunun üzerine, Müttefikler 23 Eylülde Ankara Hükümetine verdikleri bir Notada, Doğu Trakya'nın ve Boğazlar bölgesinin Barış andlaşmasından sonra boşaltılacağını belirtilerek, Askersel harekâtın durdurulmasını ve bir Silah Bırakışımı imzalanmasını önermiş; Türk Hükümeti de (…) Türk Kuvvetlerinin İstanbul ve Çanakkale doğrultusunda ilerlemeyeceğini, fakat ancak Doğu Trakya'nın Edirne ile birlikte, Meriç'in batısına dek boşaltılması koşulunu ileri sürerek, 3 Ekimde Mudanya'da görüşmelerin başlayabileceğini bildirmişti.
Sözleşme İsmet (İnönü) Paşa ve Müttefik Devletler Temsilcilerince imzalanmıştı. Yunan Temsilcisi ise, yetkisi olmadığını bildirerek, Sözleşmeyi imzalamaktan kaçınmıştı.

Askersel Sözleşme
Mudanya, 11 Ekim 1922
Konferansın amacı
1. Doğu Trakya'dan çekilmesi istenecek olan Yunan Kuvvetlerinin geçeceği çizgiyi belirlemek…
2. Yunan Silahlı Kuvvetlerinin ve sivil yönetiminin hu toprakları boşaltması…
3. Bu değişim sırasında genel düzen ve güvenliği sürdürmek üzere, bölgede kontrolü sağlamak.

(Maddeler)
1. Türk ve Yunan silahlı kuvvetleri arasında çarpışmalar durdurulacaktır.
2. Trakya'daki Yunan kuvvetlerinin gerisine çekilmesi istenecek çizgiyi, Adalar Denizi [Ege] ağzından Trakya ile Bulgaristan sınırının kesiştiği yere dek, Meriç'in sol kıyısı oluşturacaktır.
3. Barış yapılmasına değin (…) Meriç'in sağ kıyısı, Karaağaç ile birlikte, Müttefik Devletlerce saptanacak yerlere yerleşmek üzere, onların askersel birliklerince işgal edilecektir.
4. Edirne çevresine ulaşımı sağlayan demiryolu bağlantısının geçiş özgürlüğünü aksamadan sürdürmek için (…) üç Müttefik Devlet ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumeti ve Yunanistan'ın birer delegesinden oluşacak Karma bir Komisyonca (…) denetime bağlı tutulacaktır.
5. Doğu Trakya'nın Yunan Kuvvetlerince boşaltılması işbu Sözleşmenin yürürlüğe girmesi üzerine başlıyacaktır.
6. Jandarma da birlikte olmak üzere, Yunan sivil memurları en kısa bir süre içinde çekilecektir.
7. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumetinin, memurlarıyla birlikte, yerel düzen ve güvenliğin sürdürülmesi ve sınır ve demiryollarının korunması için, kesinlikle zorunluk duyulan sayıda, jandarma kuvvetleri de bulunacaktır. Bu kuvvetlerin toplamı, subaylarıyla birlikte, sekiz hini aşmayacaktır.
8. Yunan kuvvetlerinin geri çekilmesi ve sivil yönetimin el değiştirme işlemi, başlıca Merkezlerde yerleştirilecek olan Müttefiklerarası Kurulların yönetiminde yapılacaktır.
9. Bu Kurullardan başka, Doğu Trakya'yı Müttefik Kuvvetleri işgal edecektir.
10. Müttefik Devletler Kurulları ile askerlerinin geri çekilmesi, Yunan kuvvetlerinin boşaltma hareketinin bitişinden otuz gün içinde gerçekleştirilecektir. (…) Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumeti yönetimi ve jandarması bir bölgede düzenli bir biçimde görev yapmağa başlar başlamaz, Müttefik Kurulları ve kuvvetleri o bölgeden otuz günlük sürenin bitiminden önce çekilebilecektir.
11. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumetinin kuvvetleri aşağıda gösterilen çizgiler üzerinde duracak; hu çizgileri Barış Konferansının açılışına değin ve Konferansın yapıldığı sürece geçmeyecektir.
Çanakkale Bölgesi: Lapseki kuzeyinde Bozburnu ve güneyde Kumburnu temel noktaları oluşturmak üzere, Asya kıyısından yaklaşık onbeş kilometre derinlikte bir çizgi.
İzmit Yarımadası: İzmit körfezinde Darıca'dan başlayıp Gebze'den geçerek Karadeniz üzerinde Şile'ye uzanan çizgi. (Burada adı geçen yerler Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumetine bırakılacaktır). Darıca' dan Şile'ye giden yol Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumeti ile Müttefik Devletler askerlerince ortaklaşa kullanılabilecektir.
Yukarıda belirtilen ayırıcı çizgiler Müttefik Ordularının her birinden bir Subay ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumetinin bir subayından oluşacak Karma Komisyonlarca belirlenecektir.
13. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumeti, Barış Andlaşmasının onaylanmasına değin, Doğu Trakya'ya kuvvet geçirmemeği, orada bir ordu toplamamağı ve bulundurmamağı yükümlenir.
14. Bu Sözleşme, imzasından üç gün sonra, 14/15 Ekim 1922 gece yarısı yürürlüğe girecektir. Mudanya'da, Fransızca olarak, 11 Ekim 1922 günü imza edilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti adına: Ferik (Tümgeneral) İSMET & Fransa adına: General CHARPY, İtalya adına: General MONBELU, Büyük Britanya adına: General HARRINGTON

1923 LOZAN BARIŞ ANDLAŞMASI

Bu Andlaşma (…) Türkiye'nin Misak - ı Milli ilkeleri çerçevesinde, dünyada yer almasını sağlamıştır.
Bu bakımdan, Almanya, Avusturya, Macaristan, Bulgaristan ve Osmanlı İmparatorluğu gibi yenilen devletlere, görüşme bile yapılmadan, zorla kabul ettirilmiş Versailles, Saint - Germain, Trianon, Neuilly, Sevres Barış Andlaşmalarından çok değişiktir.

Andlaşma, Türk - Yunan ilişkilerinde, Yunanlıların Megalo İdea savlarına da son verip iki Devlet arasında - tüm sorunları çözümleyememiş olsa da - bir siyasal denge kurmuş, dostluk ve işbirliği için bir temel hazırlanmıştır.

1920 ilkbaharından beri Batılı Müttefikler, Sevres Andlaşmasında Türkiye yararına kimi değişiklikler yapılmasını görüşmek üzere, İstanbul Hükümeti aracılığı ile ve onunla birlikte, Ankara Hükümetlerinden Londra'ya bir delegasyon yollamasını istemişti. Mustafa Kemal, barış görüşmelerinden kaçınıldığı izlenimi vermemek için, Dışişleri Bakanı Bekir Sami Başkanlığındaki bir Delegasyonu, İstanbul Hükümetininkinden ayrı olarak, göndermişti. 23 Şubattan 12 Mart 1921 gününe dek Londra'da yapılan görüşmeler olumlu bir sonuç vermemişti…

Mustafa Kemal, Yunanlılara karşı son harekâta hazırlanırken, Müttefikler yeniden bir barış girişiminde bulununca, Misak-ı Milli ilkelerine uygun bir barış olanağı aramış ve 1922 Şubatında Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal (Tengirşek)'i Londra ve Paris'te görüşmelerde bulunmakla görevlendirmişti.
Mustafa Kemal, İçişleri Bakanı Fethi (Okyar) Beyi kısa bir süre sonra Paris ve Londra'ya yollamıştı.
Paris'te Başbakan Poincare ile görüşen Fethi Beyi, Londra'da Dışişleri Bakanı Curzon kabul etmemişti.

Mudanya Silah Bırakışımından bir hafta sonra, üç Müttefik Devlet (İngiltere, Fransa ve İtalya) 27 Ekim günkü bir Nota ile Ankara ve İstanbul Hükümetlerini "Doğuya kesin bir barış getirme amacı ile" Lozan'da görüşmelere çağırmıştı.

(İstanbul'daki bir Hükümet) Müttefiklerin onu da Lozan'a çağırması üzerine, Meclis 1 Kasım 1922 günü bir kanunla Saltanat'ı kaldırmıştı.

Lozan Konferansı 20 Kasım 1922 günü Mont Benon Gazinosunda İsviçre Konfederasyonu Başkam M. Haab'ın bir konuşması ile açılmış ve onu Müttefikler adına İngiliz Dışişleri Bakanı Curzon'un ve arkasından İsmet Paşa'nın konuşmaları izlemişti.

…anlaşmazlıklar nedeniyle, hu görüşmeler 4 Şubatta kesilmiş, İsmet Paşa da Ankara'ya dönmüştü. 23 Nisanda yeniden başlayan görüşmeler 24 Temmuz 1923'de Barış Andlaşması ve Eklerinin imzalanması ile sona ermiştir.

Konferansa katılan devletlerin durumu şöyle idi:
1. Çağıran dört Müttefik Devlet: İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya ile;
2. Yunanistan, Romanya, Sırp - Hırvat - Sloven Devleti ve Amerika Birleşik Devletleri bir yandan, Türkiye öte yandan, tüm görüşmelere çağrılan beş devlet;
3. Boğazlar Rejimi üzerindeki görüşmelere çağrılan Sovyet Rusya ile, hem Boğazlar Rejimine, hem de Trakya sınırına ilişkin konulardaki görüşmelere çağrılan Bulgaristan.
4. Belirli konulardaki görüşmelere ve belirli hükümlerle katılan Belçika ve Portekiz.
Lozan'da asıl savaşım İngiltere ile Türkiye arasında olacaktı. Bunu bilen İngiltere Lozan'a Dışişleri Bakam Curzon başkanlığında geniş bir Delegasyon yollamıştı.
İngiltere'nin ikinci yetkili temsilcisi İstanbul'daki Yüksek Komiseri Sir Harace G. Montagu Rumhold idi.

Sovyet Rusya Konferansa büyük ilgi göstermişti. Yalnız Boğazlar Rejimine ilişkin görüşmelere katılmakla birlikte kuliste öteki sorunları da izliyor ve Türk Delegasyonu ile temaslarda bulunuyordu.
Sovyet Rusya, beğenmediği için Boğazlar Sözleşmesini imzalamayacak ve onaylamayacaktı.

Barış Andlaşmasında en önemli konular (toprak değişmeleri, sınırlar, uyrukluk, Kapitülasyonların kaldırılması, azınlıkların korunması, Osmanlı Devlet Borçları, ilgili devletler uyruklarının hakları, yükümlülükleri, anlaşmazlıkların çözümlenmesi biçimi, Türkiye'nin katılacağı Sözleşmeler, açılacak ulaşım yolları, sağlık işleri, Savaş tutsakları, mezarlıklar vb.) açıklanmakta ve düzenlenmektedir.
Andlaşmanın kimi konularda (Boğazlar Rejimi, Trakya sınırının çizilmesi; Karaağaç ile Bozcaada ve İmroz Adalarının Türkiye'ye geçmesi işlemi) ortaya koyduğu temel hükümler ise Ek bağıtlarla düzenlenmiştir.

Barış Andlaşması

Bu temel metin 143 Maddedir ve nicelik olarak Lozan'da imzalanan bağıtlar paketinin yaklaşık üçte birini oluşturmaktadır.


Sınırlar ve işgal edilen yerler konusu şöyledir:
a) Türkiye - Sovyet Rusya sınırı 16 Mart 1921 Moskova Andlaşması ile kesinlikle belirlenmiş olduğundan, zaten Sovyet Rusya'nın katılmadığı Lozan Konferansında yapılacak bir ş ey kalmamıştır. Metinde bu konuda hiç bir hüküm yoktur.
b) Türkiye - Suriye (Fransa) sının 20 Ekim 1921 Ankara'da Türk - Fransız Ön Barış Andlaşması ile belirlenmişti. Lozan Andlaşması, 3. Maddesiyle, bunu doğrulamıştır.
c) Bulgaristan ile sınır (…) Lozan'da bu doğrulanmıştır (Md. 2).
d) Yunanistan ile sınıra ve Adalar konusuna gelince: Trakya'da Mudanya Silah Bırakışımıyla öngörülen Meriç Irmağı sınırına, Andlaşmanın 2. Maddesiyle bir açıklık getiriliyor, ayrıca XV sayılı Protokol ile bu sınır üzerindeki Karaağaç bölgesi Türkiye'ye bırakılıyordu. Trakya' da bugünkü Türk - Yunan sınırı 3 Kasım 1926 günkü bir Protokol ile ilk kez işaretlenmiştir.
Çanakkale Boğazının güvenliği için, İmroz, Bozcaada ve Tavşan Adaları Türkiye'ye veriliyor…
e) Türkiye, İtalya'nın Libya Savaşı üzerine 1912 yılında işgal ettiği Rodos ile yöresindeki Onikiada ve Meis Adasının İtalyan egemenliğine geçmesini kabul ediyordu (Madde 15).
Bu adalar, İkinci Dünya Savaşından sonra, 10 Şubat 1947 günü Müttefiklerin İtalya ile yaptığı Paris Barış Andlaşmasının 14. Maddesiyle, askerlikten arındırılmış durumda tutulmak koşulu ile Yunanistan'a geçmiştir.
f) Türkiye, çoktandır İngiltere'nin elinde bulunan Mısır, Sudan ve Kıbrıs Adası üzerindeki egemenlik haklarından İngiltere yararına kesinlikle vazgeçiyordu (Md. 17-21).
Türkiye - Irak (İngiltere) sınırının ise, Andlaşmanın 3. üncü Maddesi ile 9 ay içinde iki Devlet arasında anlaşma yolu ile belirlenmesi, anlaşma yapılmazsa sorunun Milletler Cemiyeti Konseyine götürülmesi öngörülmüştü.
Musul bölgesi (…) 1926 yılında yapılan bir Andlaşma ile Irak (İngiltere)'a bırakıldı…

28. Madde ile Kapitülasyonların bütünü ile kaldırıldığı doğrulanmıştır.

Azınlıkların korunmasına ilişkin hükümler, (Madde 37-45)

II. Bölümde Osmanlı Devlet Borçlarının, bölüşülmesi ve ödenmesi biçimleri ile kişiler ve ortaklıklarla ilgili kimi parasal ilişkiler düzenlenmiştir.

Borçlar konusunda sonradan uygulama anlaşmazlıkları çıkınca, 13 Haziran 1928 günü yeni bir Anlaşma yapılmıştı. 1929 yılında Dünya ekonomik bunalımı ortaya ödeme zorlukları çıkarınca da, 22 Nisan 1933 günü Paris'te yapılan son bir Anlaşma ile Türkiye kendine düşen tüm borçlan, zamanından bile önce, ödemiş, böylece Lozan'da uzun tartışmalara konu olan bu sorun da tarihe karışmıştır.

III. Bölümde kişilerin ve ortaklıkların ilgili Devletlerle Savaş nedeniyle ortaya çıkan ekonomik sorunları, bunların çözüm biçimleri düzenlenmiştir.

IV. Bölüm, barış ile birlikte ulaşım yollarının ve haberleşme araçlarının düzenlenmesi ve kimi sağlık sorunlarıyla ilgilidir.

V. Bölümde Savaş tutsakları, mezarlıklar işleri ve kimi genel hükümler - ki bu arada Andlaşmanın yürürlüğe girme koşulları - düzenlenmektedir.

Boğazlar Rejimine ilişkin Sözleşme

Boğazlar rejiminin Karadeniz’de kıyısı olan ülkelerin bir sorunu olduğunu savunan Sovyet Rusya ile geçiş özgürlüğü tezini savunan İngiltere arasında Konferansta çetin tartışmalar olmuştu. Türkiye 16 Mart 1921 Moskova Andlaşmasıyla kıyı ülkelerin yetkisi tezini kabul etmişti.

Sevres Andlaşmasına göre Türkiye yararına bir ilerleme sayılan Lozan Boğazlar Sözleşmesinin başlıca iki eksiği kalmıştı: Birincisi Boğazların askerlikten arındırılmasıdır. İkincisi, Boğazlar Komisyonudur.

Trakya sınırına ilişkin Sözleşme

Barış Andlaşmasının 24. üncü Maddesinde belirtilen bu Sözleşme ile Trakya'da Türkiye'nin Yunanistan ve Bulgaristan ile sınırının iki yanında 30 Km. lik şeritlerin askerlikten arındırılacağı…

Oturma ve Yargı Yetkisi Konusunda Sözleşme

Bu Sözleşme (sürelidir ve süresi) 7 yıl olarak saptanmıştı.

Ticaret Sözleşmesi

5 yıllık bir süre için kabul edilmiştir. Bununla birlikte, Türkiye için önemli bir yenilik olan kabotaj hakkı bu Sözleşmenin 9. Maddesinde yer almıştır.

Türk ve Rum Nüfus Mübadelesi

Sözleşme ile Türkiye'de ortodoks dinine bağlı Rumlar ile Yunanistan'daki Müslümanların mübadelesi öngörülüyor; ancak İstanbul'daki Rumlar ile Batı Trakya'daki Müslümanlar mübadele dışı bırakılıyordu.

Sivil Tutukluların geri verilmesi ve Savaş Tutsaklarının Mübadelesi

30 Ocak 1923 günü imzalanmış…

Genel Affa ilişkin Açıklama ve Protokol


Yunanistan'daki Müslüman Mallarına ilişkin Açıklama

Yunan Hükümeti, 18 Ekim 1912 gününden önce Yunanistan'dan ayrılmış Müslüman kişilerin mallarıyla ilgili haklarının, karşılıklı olma koşulu ile korunmasını yükümlenmiştir.

Sağlık İşlerine ilişkin Açıklama

Lozan'da, 5 yıllık bir süre için yapmak zorunda kaldığı bu Açıklama ile, sınır sağlık işlerinde üç Avrupalı danışmanın Türk Hükümeti emrinde çalışmasını kabul etmişti.
Beş yıl sonunda Beyanname kendiliğinden ortadan kalkmıştır.

Adaletin Yönetimine ilişkin Açıklama

Türkiye bu Açıklamayı da 5 yıllık bir süre için yapmak zorunda kalmış ve Avrupalı hukuk danışmanlarım hizmetine almıştı.

Osmanlı İmparatorluğunda verilmiş kimi ayrıcalıklara ilişkin Protokol

Türkiye'nin bu Protokol'ün kimi hükümlerini, sermayesinin çoğu öteki Bağıtlı Devletler uyruklarının olan Osmanlı Ortaklıklarına da uygulanacağı belirtilmektedir.

İngiltere, Fransa ve İtalya Silahlı kuvvetlerince işgal edilen Türk topraklarının boşaltılmasına ilişkin Protokol

Müttefik Devletlerin Lozan Andlaşması imzalandığı sırada işgal etmekte olduğu İstanbul ve Boğazlar Bölgelerini (…) boşaltması öngörülmüş (…) 4 Ekimde boşaltma sona ermiş, İstanbul ve Boğazlar bölgesi Türk Kuvvetlerine teslim edilmiştir.

Lozan Konferansı Son Bağıtı

Bunda, Lozan Konferansına katılan tüm Devletlerin yetkili Temsilcilerinin çizelgesi verilmekte ve imzalanan 17 Bağıt sayılmaktadır.

Türkiye'de, Andlaşma ve Ekleri Fransızcadan Türkçeye çevrildikten sonra, bunlar Büyük Millet Meclisine 21 Ağustos 1339 (1923) günü sunulmuş, 22-23 Ağustosta bu konuda Meclis'te yapılan görüşmeler üzerine, 23 Ağustos günü 341, 342, 343 ve 344 sayılı dört ayrı Yasa ile onaylanmıştır.

Barış Andlaşması

Lozan, 24 Temmuz 1923

Bölüm: I

Siyasal Hükümler

Madde l- İşbu Andlaşmanın yürürlüğe konulması gününden başlayarak, bir yandan Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Sırp · Hırvat - Sloven Devletleri ve öte yandan Türkiye ve onların uyrukları arasında barış durumu kesinlikle yeniden kurulmuş olacaktır.

Madde 2- Karadeniz'den Akdeniz'e dek Türkiye'nin sınırı:
Bulgaristan ile: Rezvaya ağzından Türkiye, Bulgaristan ve Yunanistan sınırlarının Meriç üzerinde kesiştiği noktaya dek,
Yunanistan ile:
Oradan Arda ve Meriç ırmaklarının birleştiği noktaya dek,
Bosna Köyünü Türkiye'de bırakan belirgin ölçüde düz bir çizgi.
Çörek köyü, beşinci Maddede anılan Komisyonca halkın çoğunluğunun Türk ya da Rum olarak belirlenmesine göre, Türkiye'ye, ya da Yunanistan'a verilecektir.

Madde 3- Karadeniz'den İran sınırına dek Türkiye'nin sının aşağıdaki biçimde saptanmıştır.
Suriye ile;
20 Ekim 1921 günü yapılan Fransa - Türkiye Andlaşmasının 8. Maddesinde tanımlanmış sınır.
Irak ile:
Türkiye ile Irak arasındaki sınır dokuz ay içinde Türkiye ile Büyük Britanya arasında dostça belirlenecektir.

Madde 4- (…) Andlaşma metni ile haritalar arasında aykırılık ortaya çıkarsa Andlaşma metni geçerli olacaktır.

Madde 5- (Sınır Çizim Komisyonu)

Madde 6- (…) deniz sınırları kıyıdan üç milden aşağı uzaklıktaki ada ve adacıkları kapsar.

Madde 7- (Sınır Çizim Komisyonu)

Madde 8- (Sınır Çizim Komisyonu)

Madde 9- İlgili Devletler (…) sınır işaretlerini korumağı yükümlenirler.

Madde 10- (Sınır işaretleri)

Madde 11- Sınırlamaya ilişkin kesin tutanaklar…

Madde 12- İmroz ve Bozca Adaları ile Tavşan Adaları dışında, Doğu Akdeniz Adaları ve özellikle Limni, Semendirek, Midilli, Sakız, Sisam ve Nikarya Adaları üzerinde Yunan egemenliğine ilişkin (…) hükümleri (…) doğrulanmıştır. Asya kıyısından üç milden az uzaklıkta bulunan Adalar, işbu Andlaşmada tersine hüküm olmadıkça, Türkiye egemenliği altında kalacaktır.

Madde 13- Barışın korunmasını sağlamak amacı ile Yunan Hükümeti, Midilli, Sakız, Sisam ve Nikarya Adalarında aşağıdaki önlemlere saygı göstermeği yükümlenirler:
Birincisi: Bu Adalarda hiçbir deniz üssü ve hiçbir istihkâm kurulmayacaktır.
İkincisi: Yunan savaş uçakları ve öteki hava araçlarının Anadolu kıyısındaki topraklar üzerinde uçması yasaklanacaktır.
Buna karşılık, Türkiye Hükümeti de savaş uçaklarının ve öteki hava araçlarının sözügeçen Adalar üzerinde uçmasını yasaklayacaktır.
Üçüncüsü: Sözkonusu Adalarda Yunan Silahlı Kuvvetleri, silah altına alınıp yerinde eğitilebilecek olan normal askersel birlikle ve tüm Yunanistan topraklarındaki jandarma ve polis sayısı ile orantılı olacak, bir jandarma ve polis örgütü ile sınırlı kalacaktır.

Madde 14- Türkiye egemenliği altında kalan İmroz ve Bozca Adaları, (…) müslüman olmayan yerli halka her bakımdan güven verici özel bir yerel yönetimden yararlanacaktır.

Madde 15- Türkiye aşağıda sayılan Adalar üzerindeki tüm hak ve senetlerinden İtalya yararına vazgeçer: Bugün İtalya'nın işgali altında bulunan Astampalya (Astropalia), Rodos (Rhodes), Kalki (Calki), Skarpanto, Kazos (Casso), Piskopis (Tilos), Misiros (Misyros), Kalimnos (Kalymnos), Leros, Patmos, Lipsos (Lipso), Sombeki (Simi) ve İstanköy (Kos) Adaları ile bunlara bağlı olan adacıklar ve Meis (Castelloıizo) Adası…

Madde 16- Türkiye işbu Andlaşmada belirlenen sınırları dışındaki tüm topraklar ile (…) Adalarda (…) sahip olduğu tüm hak ve senetlerden vazgeçtiğini açıklar.

Madde 17- Türkiye'nin Mısır ve Sudan üzerindeki tüm hukuk ve senetlerinden vazgeçmesine ilişkin hüküm 5 Kasım 1914 gününden haşlayarak geçerlidir.

Madde 18- Mısır'dan alınan vergi karşılık gösterilerek sağlanan Osmanlı istikrazlarına, yani 1855, 1891, 1894 istikrazlarına ilişkin tüm bağlantı ve yükümlerden Türkiye aklanmıştır.

Madde 19- Mısır Devleti…

Madde 20- Türkiye, Britanya Hükümetince Kıbrıs'ın 5 Kasım 1914'te açıklanan ilhakını tanıdığını bildirir.

Madde 21- 5 Kasım 1914 tarihinde Kıbrıs Adasında yerleşmiş olan Türk uyrukları, yerel yasanın belirlediği koşullara göre, İngiltere uyrukluğuna geçecek ve böylece Türk uyrukluğunu yitireceklerdir. Bununla birlikte, bu Türkler, isterlerse (…) Türk uyrukluğunu seçebileceklerdir. Bu durumda, seçme haklarını kullandıkları günü izleyen on iki ay içinde Kıbrıs Adasından ayrılmak zorunda kalacaklardır.

Madde 22- Türkiye (…) Trablusgarp (Libya) üzerinde sahip olmuş bulunduğu tüm hak ve ayrıcalıkların kesinlikle kaldırılmış olmasını tanıdığını açıklar.

Özel Hükümler

Madde 23- Bağıtlı Yüksek Taraflar (…) Çanakkale Boğazında, Marmara Denizinde ve Karadeniz Boğazında denizden ve havadan, gerek barış, gerek savaş zamanlarında özgürce geçiş ve gidiş – geliş ilkesini kabul ve açıklama konusunda anlaşmışlardır.

Madde 24- (Sınır rejimi)

Madde 25- Türkiye kendisi ile yan yana savaşmış Devletler ile öteki bağıtlı Devletler arasında yapılan Barış Andlaşmaları ve ona ek Sözleşmelerin geçerliğini tanımağı (…) yükümlenir.

Madde 26- Türkiye şimdiden Almanya'nın Avusturya'nın, Bulgaristan'ın, Yunanistan'ın, Macaristan'ın, Polonya'nın, Romanya'nın, Sırp - Hırvat - Sloven Devleti ve Çek - Slovakya Devletinin sınırlarını (…) tanıdığını ve kabul ettiğini açıklar.
Madde 27- Türkiye Hükümeti ya da Türkiye makamlarınca, Türkiye toprakları dışında, (…) öteki Devletlerin egemenliği altında ya da koruyuculuğunda bulunan toprakların yurttaşları ile Türkiye'den ayrılan toprakların yurttaşları üzerinde siyasal, yasama ya da yönetimsel konularda, her ne nedenle olursa olsun, hiçbir yetki ya da yargı hakkı kullanılmayacaktır.

Madde 28- Bağıtlı Yüksek Taraflar Türkiye'de Kapitülasyonların tümü ile kaldırılmasını, her biri kendisi ile ilgili olarak, kabul ettiklerini açıklarlar.

Madde 29- Fransız uyruklu Faslılar ve Tunuslular Türkiye'de öteki Fransız uyruklarına uygulanan rejimin, her bakımdan tıpkısına bağlı olacaklardır.
Trablusgarp ve Bingazi halkı Türkiye'de öteki İtalyan uyruklarına uygulanan rejimin her bakımdan tıpkısına bağlı olacaktır.

Uyrukluk

Madde 30- Türkiye' den ayrılan topraklarda yerleşmiş Türk uyrukları (…) yerel yasaların koşulları içinde bu toprakların geçtiği Devletin uyruğu olacaklardır.

Madde 31- 18 yaşını geçmiş olup da 30. Madde hükümleri uyarınca Türk uyrukluğunu yitiren ve kendiliğinden yeni bir uyrukluk kazanan kişiler, işbu Andlaşma yürürlüğe konulduğu günden haşlayarak, iki yıllık süre içinde Türk uyrukluğunu seçmek hakkına sahip olacaklardır.

Madde 32- Türkiye' den ayrılan topraklarda yerleşmiş (…) 18 yaşını geçmiş kişiler, bu Andlaşmanın yürürlüğe konulması gününden haşlayarak iki yıllık süre içinde, halkının çoğunluğu kendi soyundan olan Devletlerden birinin uyrukluğunu, o Devletin izni koşulu ile seçebileceklerdir.

Madde 33- …seçme haklarını kullanan kişiler hunu izleyen 12 ay içinde konutlarını seçme haklarını lehine kullandıkları devlet topraklarına geçirmek zorundadırlar.

Madde 34- Türkiye' den ayrılan bir yerin yerli halkından 18 yaşını geçmiş olan Türk uyrukları, (…) yöneten hükümet de buna izin vermesi koşulu ile asıl halkından bulundukları topraklarda yürürlükte olan uyrukluğu edinmekte seçme hakkına sahiptirler.

Madde 35- (…)

Madde 36- İşbu Kesim hükümlerinin uygulanmasına ilişkin olan tüm konularda evli kadınlar kocalarının ve 18 yaşından aşağı olan çocuklar da ana babalarının bağlı oldukları koşullara uyacaklardır.

Azınlıkların Korunması

Madde 37- Türkiye, 38.den 44.e dek Maddelerde belirtilen hükümlerin temel yasalar [Les Lois fondamentales] olarak tanınmasını (…) hiç bir yasanın, hiç bir yönetmeliğin ve hiçbir resmi işlemin sözkonusu hükümlere üstün sayılmamasını yükümlenir.

Madde 38- Türkiye Hükümeti, doğum, milliyet, dil, soy ya da din ayırt etmeksizin, Türk halkının tümünün yaşam ve özgürlüklerini, en geniş biçimde, korumayı yükümlenir.

Madde 39- Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk yurtdaşları Müslümanlarla özdeş medeni ve siyasal haklardan yararlanacaklardır.
Türkiye'nin tüm halkı, din ayırt edilmeksizin, yasa önünde eşit olacaktır.

Madde 40- Müslüman olmayan azınlıklara ilintili olan Türk yurttaşları hukuk bakımından ve fiilen öteki Türk yurttaşlarına uygulanan işlemlerin ve sağlanan güvencelerin tıpkısından yararlanacaklar…

Madde 41- Genel öğretim konusunda Türk Hükümeti, Müslüman olmayan yurttaşların (…) çocuklarının ilk okullarda kendi dilleriyle öğretim görmelerini sağlamak üzere, gerekli kolaylığı gösterecektir.

Madde 42- Türkiye Hükümeti Müslüman olmayan azınlıkların aile ya da kişi statüleri konusunda, bu sorunların sözü geçen azınlıkların törelerine göre çözümlenmesine uygun her türlü hükümleri koymayı kabul eder.
Anlaşmazlık olursa, Türkiye Hükümeti ile Milletler Cemiyeti Meclisi, birlikte, Avrupalı hukukçular arasından bir üst hakem atayacaktır.
Türkiye Hükümeti söz konusu azınlıkların Kiliseleri, Havraları, mezarlıkları ve öteki dinsel kurumlarına her türlü koruyuculuğu göstermeyi yükümlenir.

Madde 43- Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk yurttaşları, inançlarına aykırı ya da dinsel ayinlerini bozucu herhangi bir işlem yapmaya zorlanamayacakları gibi, hafta tatilleri vs.

Madde 44- Türkiye, işbu Kesimin yukarıdaki Maddelerinin, Türkiye'nin Müslüman olmayan azınlıklarına ilişkin bulunduğu ölçüde uluslararası toplumu ilgilendirici nitelikte yükümler getirdiğini ve onların Milletler Cemiyetinin güvencesi altına konulmasını kabul eder.

Madde 45- İşbu Kesim hükümleri ile Türkiye'nin Müslüman olmayan azınlıkları için tanınan haklar, Yunanistan tarafından da, kendi topraklarında bulunan Müslüman azınlığa tanınmıştır.

Parasal Hükümler

Osmanlı Devlet Borçları
Madde 46- İşbu Kesime ekli çizelgede gösterilen Osmanlı Devlet Borçları, (…) Türkiye ile (…) Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılarak (…) yeni kurulan devletler arasında bölüşülecektir.


Madde 47- …ilgili devletlerden her birine düşen yıllık taksitlerin tutarını, bu Andlaşmanın yürürlüğe konulduğu günden başlayarak, 3 ay içinde 50. ve 51. Maddelerde konulan ilkelere göre saptayacak ve bu tutarı sözü geçen devletlere bildirecektir.
Taraflar arasında çıkabilecek tüm anlaşmazlıklar, (…) Milletler Cemiyeti Meclisinin göstereceği bir Hakeme götürülecek…

Madde 48- (…)

Madde 49- (…)

Madde 50- (…)

Madde 51- (…)

Madde 52- (…)

Madde 53- (…)

Madde 54- (…)

Madde 55- (…)

Madde 56- (…)

Madde 57- (…)

Çeşitli Hükümler

Madde 58- Bir yandan Türkiye, öte yandan (Yunanistan dışında) öteki Bağıtlı Devletler (…) 1914 günü ile bugünkü Andlaşmanın yürürlüğe konulması günü arasında geçen süre içinde, gerek savaş eylemleri, gerek istimval, el koyma, kullanım ya da zoralım önlemleri yüzünden doğan, kayıp, zarar ve ziyanlar nedeniyle her türlü para istemlerinden, karşılıklı olarak vazgeçerler.
Bununla birlikte, yukarıdaki hüküm işbu Andlaşmanın III. Bölümünde yazılı hükümleri (Ekonomik hükümler) zedelemeyecektir.
Almanya ve Avusturya tarafından devredilmiş olan altın para üzerindeki her türlü haklarından, Türkiye (Yunanistan dışarıda kalmak üzere) öteki Bağıtlı Devletler yararına vazgeçer.
Türkiye, Osmanlı Hükümetince İngiltere'ye ısmarlanmış olup Britanya Hükümetince 1914 yılında müsadere edilmiş savaş gemileri için ödenmiş bulunan paraların geri verilmesini, ne Britanya Hükümetinden, ne de onun uyruklarından istememeği kabul ve bu konuda her türlü istemlerinden vazgeçer.

Madde 59- Yunanistan, savaş yasalarına aykırı olarak Anadolu'da Yunan Ordusunun ya da yönetiminin eylemlerinden doğan zararların onarımı yükümünü tanır.
Öte yandan, Türkiye, Yunanistan'ın savaşın uzamasından ve onun sonuçlarından doğan parasal durumunu göz önünde tutarak onarım konusunda Yunan Hükümetine karşı her türlü istemlerinden kesinlikle vazgeçer.

Madde 60- Osmanlı İmparatorluğundan kendilerine toprak verilmiş ya da verilmekte olan Devletler, Osmanlı İmparatorluğunun işbu topraklar üzerindeki tüm taşınır ve taşınmaz mallarına, karşılık ödemeden, sahip olacaklardır.

Madde 61- Türkiye'den başka bir Devletin uyruğuna geçmiş olup (…) maaşları nedeniyle Türkiye Hükümetine karşı hiç bir istemde bulunamayacaklardır.

Madde 62- (Almanya, Avusturya ve Macaristan) Türkiye’den alacaklı bulundukları tüm alacakların öteki Bağıtlı Devletlere geçirilmesini [transfert] Türkiye kabul eder.
Türkiye'nin Almanya, Avusturya, Bulgaristan ve Macaristan'dan alacakları da sözü geçen Bağıtlı Devletlere geçirilmiştir.

Madde 63- (…)

Ekonomik Hükümler

Madde 64- (…) Bu Bölümün "Müttefikler uyruklarına" ilişkin hükümlerinden, Müttefik Devletler uyruğuna sahip olmamakla birlikte, gerçekte bu Devletlerce korunmakta bulunmaları nedeniyle, Osmanlı makamlarınca Müttefik uyruğu gibi işleme bağlı tutulmuş ve bu yüzden zarar görmüş olan kişiler de yararlanacaktır.

Madde 65- 29 Ekim 1914 günü Müttefik Devletler uyruğu bulunan kişilerin olup işbu Andlaşmanın yürürlüğe konulduğu gün Türk kalacak topraklar üzerinde kimliği belirlenecek mallar, haklar ve çıkarlar, bulundukları durumda, hak sahiplerine hemen geri verilecektir.
Türk uyruklarının olup (…) Osmanlı İmparatorluğundan ayrılarak bugün söz konusu Devletlerin egemenliği altında tutulan topraklar üzerinde kimliği belirlenebilecek mallar, haklar ve çıkarlar da, bulundukları durumda, hak sahiplerine hemen geri verilecektir.

Madde 66- …düşman malları, hakları ve çıkarları üzerinde Bağıtlı Yüksek Taraflarca girişilen tüm tasarruf işlemleri ve başkaca olağanüstü savaş önlemleri, arıtma işlemi henüz sona ermemiş ise, hemen kaldırılacak ve durdurulacaktır. Sahiplerinin istemleri, söz konusu mallar, haklar ve çıkarlar, kimliği belirlenir belirlenmez, geri verilmek üzere yerine getirilecektir.

Madde 67- (Taraflar) her türlü taşınmaz malların ülkelerinde aranması ve geri verilmesi konusunda hem gerekli yönetimsel önlemler alınması, hem de ilgili tüm belgelerin teslimi yolu ile kolaylık gösterilmesini, karşılıklı olarak, yükümlenirler.

Madde 68- Türkiye'nin Yunan Ordusunca işgal edilmiş bulunan bölgelerinde Yunan makamları ya da yönetimi ile Türk uyrukları arasında yapılmış sözleşmelerden doğan borçlar, işbu sözleşmelerde yazılı koşullar içinde, Yunan Hükümetince ödenecektir.

Madde 69-  1 Ağustos 1914'de yararlandıkları rejim gereğince, Müttefik Devletler uyruklarının ve mallarının bağlı olmadığı hiçbir vergi, resim ya da ek resim, 1922-23 Bütçe yılından önceki Bütçe yılları için, söz konusu uyruklardan ya da onların malları üzerinden alınmayacaktır.

Madde 70- (…)

Madde 71- Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya, Romanya ve Sırp - Hırvat - Sloven Devleti ya da onların uyrukları, kendi mal, hak ve çıkarları konusunda 29 Ekim 1914 gününden önce Osmanlı Hükümeti önünde istem ileri sürmüş ya da dava açmış bulunuyorsa, işbu Bölümün hükümleri, söz konusu istemler ya da davaları hiçbir biçimde zedelemeyecektir.

Madde 72- Bugünkü Andlaşma ile Türk kalan topraklar üzerinde Almanya, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan'ın ya da onların uyruklarının olup da işbu Andlaşmanın yürürlüğe konulmasından önce Müttefik Hükümetlerce alınmış ya da işgal edilmiş bulunan mallar, haklar ve çıkarlar, söz konusu Hükümetler ile, Almanya, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan Hükümetleri ya da onların ilgili uyrukları arasında gerekli anlaşmaların [arrangements] yapılmasına dek, Müttefik Hükümetlerin ellerinde kalacaktır.

Sözleşmeler ve Süre Aşımları

Madde 73- …sonradan düşman durumuna gelmiş olan Taraflar arasında o Maddede yazılı günden önce yapılmış olup (…) içerdikleri hükümlere ve işbu Andlaşmanın hükümlerine bağlı bulunmak koşulu ile, yürürlükte kalırlar.

Madde 74- Sigorta Sözleşmeleri…

Madde 75- …ayrıcalık sözleşmeleri dışarıda tutulmak üzere, sonradan birbiriyle düşman durumuna gelen kişiler arasında yapılmış sözleşmeler, tarafların düşman oldukları günden başlayarak kaldırılmış sayılacaktır.

Madde 76- (…)

Madde 77-  30 Ekim 1918'den sonra Müttefikler uyrukları ile Türk uyrukları arasında yapılmış sözleşmeler geçerli sayılıp genel hukuk hükümlerine bağlı olacaktır.
30 Ekim 1918 gününden sonra, 16 Mart 1920 gününe dek, İstanbul Hükümeti ile, yöntemine uygun biçimde yapılmış sözleşmeler de geçerli sayılıp genel hukuk hükümlerine bağlı olacaktır.

Madde 78-  Sonradan düşman durumuna gelmiş taraflar arasında (…) ortaya çıkabilecek olan tüm anlaşmazlıklar, Karma Hakem Mahkemesince çözümlenecektir.

Madde 79- (…)

Madde 80- (…)

Madde 81- (…)

Madde 82- (…)

Madde 83- (…)

Yaşam Sigortaları

Bir sigortacı ile sonradan düşman olmuş bir kişi arasında yapılmış olan yaşam sigorta sözleşmeleri, savaş durumunun haşlaması ya da o kişinin düşman olması nedeniyle, ortadan kalkmış sayılmayacaktır (s. 124-125).

Borçlar

Madde 84-  Bağıtlı Yüksek Taraflar, Savaştan önce yapılmış sözleşmeler gereğince, savaştan önce ya da savaş sırasında ödenmesi zamanı gelmiş olup Savaş nedeniyle ödenmemiş bulunan borçların, sözleşmelerde yazılı koşullar içinde ve üzerinde anlaşılan para ile, o paranın çıkarıldığı ülkedeki kuru üzerinden ödeneceğini kabul ederler.

Madde 85- (…)

Sınai, Edebi ve Güzel Sanatlar Mülkiyeti


Madde 86- …edebi ya da güzel sanatlar mülkiyet hakları (…) bu haklardan savaş durumunun haşladığı sırada yararlanmış olan kişilerin ya da onların hak sahiplerinin yararına yeniden tanınacak ya da geri verilecektir.

Madde 87- (…)

Madde 88- (…)

Madde 89- (…)

Madde 90- (…)

Madde 91- (…)

Karma Hakem Mahkemesi

Madde 92- Bu Mahkemelerden her biri, ikisi ilgili Hükümetlerin her birince atanmak üzere, üç üyeden oluşacaktır.
Başkan ilgili iki Hüküm et arasında anlaşılarak atanacaktır.
Bu Andlaşmanın yürürlüğe konulduğu günden haşlayarak iki aylık süre içinde hu anlaşma gerçekleştirilemezse, söz konusu Başkan, ilgili Hükümetlerden birisinin istemi üzerine, Lahey Uluslararası Sürekli Adalet Mahkemesi Başkanınca, Savaş sırasında tarafsız kalmış olan Devletler uyrukluğundaki kişiler arasından atanacaktır.

Madde 93- Karma Hakem Mahkemelerinin merkezi İstanbul olacaktır.

Madde 94- …Üyelerinin çoğunluğunun verdiği karar Mahkemenin kararı olacaktır.
Bağıtlı Yüksek Taraflar, Karma Hakem Mahkemelerinin kararlarını kesin saydıklarını (…) bunların tüm toprakları üzerinde yerine getirilmesini sağlamayı kabul etmişlerdir.

Madde 95- (…)

Madde 96- (…)

Madde 97- (…)

Madde 98- (…)

Andlaşmalar

Madde 99- İşbu Andlaşmanın yürürlüğe konulmasından sonra ve onun içerdiği hükümler bozulmaksızın, aşağıda sayılan ekonomik ya da teknik nitelikteki çok taraflı Andlaşmalar, Sözleşmeler, Anlaşmalar, Türkiye ile öteki Bağıtlı Devletlerden hunlara taraf olanlar arasında yeniden yürürlüğe gireceklerdir.

(1). Denizaltı kablolarının korunmasına ilişkin 14 Mart 1884, l Aralık 1886 ve 23 Mart 1887 günlü Sözleşmeler ile 7 Temmuz 1887 günlü bütünleyici [de clôture] Protokol;

(2). Gümrük tarifelerinin yayımlanmasına ve gümrük tarifelerinin yayımlanması için uluslararası bir Birlik kurulmasına ilişkin 5 Temmuz 1890 günkü Sözleşme;

(3). Paris'te Uluslararası Sağlık Ofisi kurulmasına ilişkin 9 Aralık 1920 Anlaşması [Arrangement];

(4). Roma'da Uluslararası bir Tarım Enstitüsü kurulmasına ilişkin 7 Haziran 1905 günlü Sözleşme;

(5). Escaut Irmağı üzerinde geçiş resminin satın alınmasına ilişkin 16 Temmuz 1863 günlü Sözleşme;

(6). İşbu Andlaşmanın 19. Maddesindeki özel hükümleri saklı kılmak koşulu altında, Süveyş Kanalının özgürce kullanılmasını güvence altına alacak bir rejim saptanmasına ilişkin 29 Ekim 1888 günlü Sözleşme;

(7). 30 Kasım 1920 günlü Madrit'te imzalanan Sözleşme ve Anlaşmalarla birlikte, Evrensel Posta Birliğine ilişkin Sözleşme ve Anlaşmalar;

(8). 10 - 22 Temmuz 1875 günü Sen - Petersburg [bugünkü Leningrad] da imzalanan Uluslararası Telgraf Sözleşmeleri ve 11 Haziran 1908 de Libzon'da Uluslararası Telgraf Konferansında kararlaştırılan Tüzükler ve Tarifeler;

Madde 100- Türkiye aşağıda sayılan Sözleşmelere ya da Anlaşmalara katılmağı ve onları onaylamağı yükümlenir.
(1). Otomobillerin uluslararası dolaşımına ilişkin 11 Ekim 1909 günlü Sözleşme;
(2). Gümrük resmine bağlı vagonların kurşunlanarak kapatılmasına ilişkin 15 Mayıs 1886 günlü Anlaşma ve 18 Mayıs 1907 günkü Protokol;

(3). Denizlerde çarpışma, yardım ve kurtarma işlerine ilişkin kimi kuralların birleştirilmesiyle ilgili 23 Eylül 1910 günlü Sözleşme;

(4). Hastahane gemilerinin limanlarda resim ve vergilerden bağışıklığına ilişkin 21 Aralık 1904 günlü Sözleşme;

(5). Kadın ticaretinin yasaklanmasına ilişkin 18 Mayıs 1904, 4 Mayıs 1910 ve 30 Eylül 1921 günlü Sözleşmeler;

(6). Fuhuş ile ilgili yayınların yasaklanmasına ilişkin 4 Mayıs 1910 günlü Sözleşme;

(7). 54, 88 ve 90. Maddelerin saklı kalması koşulu ile, 17 Ocak 1912 günlü Sağlık Sözleşmesi;

(8). Filoksera hastalığına karşı alınacak önlemlere ilişkin 3 Ekim 1881 ve 15 Nisan 1889 günlü Sözleşmeler;

(9). Afyon konusunda 23 Ocak 1912 günü La Haye'de imzalanan Sözleşme ile 1914 Ek Protokolü;

(10). 5 Temmuz 1912 günlü Uluslararası Telsiz Telgraf Sözleşmesi;

(11). Afrika'da alkollü maddelerin bağlı tutulacağı rejime ilişkin Saint - Germain - en - Laye'de imzalanan 10 Eylül 1919 günlü Sözleşme;

(12). 26 Şubat 1885 günlü Berlin Genel Bağıtı ile 2 Temmuz 1890 günlü Brüksel Demeci ve Genel Senedinin yeniden incelenmesi konusunda Saint - Germain - en - Laye'de imzalanan 10 Eylül 1919 günlü Sözleşme;

(13). Eğer Türkiye l Mayıs 1920 günlü Protokol hükümlerinin uygulanmasıyla coğrafya durumunun gerektirdiği değişikliklere kavuştuğunu görürse, Havayolu ile Gezilerin Düzenlenmesine ilişkin 13 Ekim 1919 günkü Sözleşme;

(14). Kibrit yapımında beyaz fosfor kullanılmasının yasaklanmasına ilişkin 26 Eylül 1906 günü Berne'de imzalanan Sözleşme.
Türkiye, bunlardan başka, telli ve telsiz telgraflara ilişkin uluslararası yeni Sözleşmelerin düzenlenmesine katılmağı yükümlenir.

Ulaşım Yolları

Madde 101- Türkiye, transitin serbestliğine ilişkin Barselon Konferansınca 14 Nisan 1921 günü kabul edilmiş olan Sözleşme ile Statüye ve uluslararası nitelikte, gidiş - gelişe elverişli su yollarına uygulanacak rejime ilişkin anılan Konferansça 19 Nisan 1921 günü kabul edilmiş bulunan Sözleşme ve Statü ile Ek Protokole katıldığını açıklar.

Madde 102- Türkiye, deniz kıyısı bulunmayan Devletlerin gemi bayrağına sahip olma haklarının tanınmasına _ilişkin 20 Nisan 1921 günlü Barselona Deklarasyonuna katıldığını açıklar.

Madde 103- Türkiye, 20 Nisan 1921 günlü Barselona Konferansının uluslararası rejime bağlı limanlara ilişkin Öğütleme Kararlarına katıldığını açıklar.

Madde 104- Türkiye, 20 Nisan 1921 günlü Barselona Konferansının uluslararası demiryollarına ilişkin öğütleme kararlarına katıldığını açıklar.

Madde 105- Türkiye, işbu Andlaşmanın yürürlüğe konulmasından sonra, 14 Ekim 1890, 20 Eylül 1893, 16 Temmuz 1895, 16 Haziran 1898 ve 19 Eylül 1906 günlerinde Bern'de imza edilen Demiryolları ile eşya taşınmasına ilişkin Sözleşmelere ve Düzenlemelere [Arrangements] katılmağı yükümlenir.

Madde 106- (demiryolları)

Madde 107- (sınırlarda) transit olarak yararlanan yolcular ve ticaret eşyasından işbu transit nedeniyle hiç bir resim ya da harç alınmayacak ve hiç bir pasaport ya da gümrük kontrolü işlemi yapılmayacaktır.

Madde 108- (demiryolları)

Madde 109- (akarsular üzerindeki tasarruflar)

Madde 110- (telgraf kabloları)

Madde 111- Türkiye, (…) artık kendi topraklarına erişmeyen kabloların tümü ya da parçaları üzerinde, ne nitelikte olursa olsun, tüm hak ya da ayrıcalıklardan vazgeçer.

Madde 112- Türkiye kendi topraklarında en az bir bağlantısı olan kablolar üzerinde daha önce sahip olduğu mülkiyet haklarını koruyacaktır.

Madde 113- Bağıtlı Yüksek Taraflar, her biri kendisiyle ilgili olarak, Türkiye'de yabancı postahanelerin kaldırılmasını kabul ettiklerini açıklarlar.

Sağlık İşleri

Madde 114- Türkiye'nin kıyıları ve sınırlarının sağlık örgütüyle Türk yönetimi görevlidir.

Madde 115- …tek düzen bir sağlık tarifesi, Türk bayrağı ile yabancı bayrakları ayırt etmeksizin, tüm gemilere ve Türkiye uyruklarına uygulanan özdeş koşullarla, yabancı Devlet uyruklarına uygulanacaktır.

Madde 116- Türkiye, açıkta kalmış olan eski sağlık memurlarının (…) kazanılmış öteki tüm haklarına bütünüyle saygı göstermeği üstlenir.

Madde 117- Türkiye ile Mekke'de Hac ödevinin, Kudüs ziyaretinin ve Hicaz Demiryollarının korunmasında ilgili bulunan Devletler, uluslararası Sağlık Sözleşmelerinin hükümleri uyarınca, özel önlemler alacaklardır.

Madde 118- (…)

Savaş Tutsakları

Madde 119-  Bağıtlı Yüksek Taraflar, ellerinde kalmış olan savaş tutsakları ile sivil tutukluları hemen ülkelerine geri yollamağı yükümlenirler.

Madde 120- (Disiplin cezalısı suçluların derhâl salıverilmesi)

Madde 121- …savaş tutsakları ve sivil tutukluların kimliklerinin belirlenmesi için, her biri kendi topraklan üzerinde, her türlü kolaylığı göstermeği yükümlenirler.

Madde 122- …savaş tutsakları ve sivil tutukluların (…) tüm eşya, para, hisse senetleri, tahviller, belgeler ya da her türlü kişisel eşyanın geri verilmesini yükümlenir

Madde 123- Bağıtlı Yüksek Taraflar (…) savaş tutsaklarının geçimleri için harcanan paraların ödenmesinden karşılıklı olarak vazgeçtiklerini açıklarlar.

Mezarlıklar

Madde 124- Bağıtlı Yüksek Taraflar (…) 29 Ekim 1914'ten beri (…) kendi egemenlikleri altında bulunan topraklar üzerindeki mezarlıklarına, mezarlarına, toplu ceset çukurlarına ve adlarına dikilen anıtlara saygı gösterecek ve onların bakımını yapacaklardır.

Madde 125- (…)

Madde 126- (Romanya’daki mezarlar)

Madde 127- (…)

Madde 128- Türkiye Hükümeti, Britanya İmparatorluğu, Fransa ve İtalya Hükümetlerine karşı kendi toprakları üzerinde onların (…) ölen savaş tutsakları ve sivil tutukluların mezarları, mezarlıkları, toplu ceset çukurları ve adlarına dikilmiş anıtlarının üzerinde bulunduğu arsaları o devletlere ayrı ayrı ve süresiz olarak bırakmağı yükümlenir.

Madde 129- Türkiye Hükümetince verilecek arsalar içinde, özellikle Britanya İmparatorluğu için (…) Anzak adlı Kesim (Anburnu) de bulunacaktır.
Bu arsalar, işbu Andlaşma ile belirlenen kullanma amacından başka bir biçimde kullanılmayacak.
Söz konusu arsalarda, mezarlıkların gerek içinde, gerek dışında, bekçiler için zorunlu konutlardan başka hiç bir konut yapılmayacaktır.

Madde 130- Mezarlara, mezarlıklara ve toplu ceset çukurlarına ve anıtlara ilişkin sorunları yerinde çözümlemekle görevli olarak Büyük Britanya, Fransa ve İtalya Hükümetlerinden her biri birer Komisyon atayacaktır. Bu Komisyonlarda Türk ve Yunan Hükümetleri de birer temsilci bulunduracaktır.

Madde 131- Kendilerine arsa ayrılan Hükümetler, işbu toprakları yukarıda öngörüldüğünden başka biçimde kullanmamağı ve kullanmağa izin vermemeği yükümlenir.

Madde 132- …arsaların süresiz olarak ve bütünüyle yararlanmaları için Britanya, Fransa ve İtalya Hükümetlerine bırakılmasına ilişkin yasal ve yönetimsel gerekli önlemler (…) altı ay içinde alınacaktır.
Eğer kamulaştırmak yoluna, gitmek gerekirse, Türk ve Yunan Hükümetleri bu kamulaştırımları, her biri kendi topraklan üzerinde, giderlerini kendileri karşılayarak yapacaktır.

Madde 133- Britanya, Fransa ve İtalya Hükümetleri, uyruklarının mezarlarının, mezarlıklarının, toplu ceset çukurlarının ve anıtlarının yapımı, düzenlenmesi ve bakımı işlerini uygun görecekleri her hangi bir Kuruma bırakmakta özgür olacaklardır.

Madde 134- Britanya, Fransa ve İtalya Hükümetleri Türkiye'de bulunan mezarların, mezarlıkların, toplu ceset çukurlarının ve anıtların korunması işini kendi uyrukları arasından atanmış bekçilerle sağlama hakkına sahip olacaklardır.

Madde 135- …arsalar Türkiye ve Türk makamları ve, duruma göre, Yunanistan ve Yunan makamlarınca hiç bir kira bedeline, resim ya da vergiye bağlı tutulmayacaktır.

Genel Hükümler

Madde 137- Yukarıda sözü edilen kararlar ya da buyruklar nedeniyle uğranılan bir zarardan doğan başkaca tüm istemler Karma Hakem Mahkemesine götürülecektir.

Madde 138- (Genel af)

Madde 139- Osmanlı İmparatorluğundan ayrılan bir toprağın Hükümetini özellikle ilgilendiren arşivler, sicil defterleri, planlar, senetler ve öteki belgeler ile, huna karşılık olarak, Osmanlı İmparatorluğundan ayrılan bir toprak üzerinde bulunup Türk Hükümetini özellikle ilgilendiren arşivler, planlar, senetler ve öteki belgeler, karşılıklı olarak, birbirlerine geri verilecektir.

Madde 140- Türkiye ile öteki Bağıtlı Devletler arasında, Savaş sırasında ve 30 Ekim 1918 gününden önce, her birinin ele geçirdiği deniz ganimetleri, birbirlerine karşı hiç bir işlem ve sav konusu olmayacaktır.
İstanbul'u işgal eden Devletlerin Hükümetleri ya da Türk Hükümetince, 29 Ekim 1914 gününden 1 Ocak 1925 gününe dek, kendi limanlarında kullanılmış olan her türlü tekneler, küçük tonajlı gemiler, yatlar ve mavunalar konusunda gerek sözü edilen Devletlerin Hükümetleri ve uyruklarınca, gerek Türk Hükümeti ve uyruklarınca hiç bir istem ileri sürülmeyecektir.

Madde 141- (…)

Madde 142- Yunanistan ile Türkiye arasında Rum ve Türk nüfus mübadelesine ilişkin 30 Ocak 1923 günü yapılan özel Sözleşme, hu iki Bağıtlı Yüksek Taraf arasında, işbu Andlaşmanın bir parçası imiş gibi, onun güç ve değerinde olacaktır.

Madde 143- İşbu Andlaşma, olanaklı olduğunca, kısa bir süre içinde onaylanacaktır.

HORACE RUMBOLD, PELLE, GARRONI, G. C. MONTAGNA, K. OTCHISI, E. K. VENISELOS, CONSTANTİN DIAMANDY, CONSTANTİN CONTZESCO & M. İSMET, Dr. RIZA NUR, HASAN

Boğazlar Rejimine İlişkin Sözleşme

Madde 1- Bağıtlı Yüksek Taraflar aşağıda "Boğazlar" genel deyimi ile anılan Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi ve Karadeniz Boğazında, denizde ve havada serbest geçiş ve serbest gidiş - geliş ilkesini kabul ve açıklamak konusunda anlaşmışlardır.

Madde 2- Boğazlardan savaş ve barış zamanlarında ticaret gemi ve uçakları ile savaş gemi ve uçaklarının geçiş ve gidiş - gelişi bundan böyle ilişik Ek'teki hükümetler uyarınca düzenlenecektir.

Hastahane Gemileri, Yatlar, Balıkçı Gemileri ve askersel olmayan Uçaklarla birlikte, Ticaret Gemileri
a) Barış zamanında: …tam serbestlik.

b) Savaş zamanında Türkiye tarafsız ise: Yukarıda yazılı koşullar içinde, gündüz ve gece, geçiş ve gidişgeliş için tam serbestlik.
Kılavuz tutmak isteğe bağlıdır.

c) Savaş zamanında Türkiye savaşan durumda ise: Tarafsız gemiler ve tarafsız askersel olmayan uçaklar için (…) gidiş - geliş serbestliği. Türkiye'nin bu gemi ve uçakları denetlemeye hakkı bulunacak…
Türkiye düşman gemilerinin Boğazlardan yararlanmalarını yasaklamak için gerekli göreceği önlemleri almak yetkisine bütünüyle sahiptir. Bununla birlikte, hu önlemler tarafsız gemilerin serbestçe geçişini yasaklayacak nitelikte olmayacaktır.

Yardımcı gemiler, asker taşıma gemileri, uçak taşıyan gemiler ve askersel uçaklarla birlikte, savaş gemileri:
a) Barış zamanında: …gündüz ve gece tam geçiş serbestliği.
Bir Devletin Karadeniz’e gitmek üzere Boğazlardan geçirebileceği en çok kuvvet, Karadeniz’de kıyısı bulunan Devletlerden en büyük donanmaya sahip Devletin geçiş sırasında Karadeniz’de bulunan donanmasından daha büyük olmayacaktır; bununla birlikte, Devletler Karadeniz’e her zaman ve her durumda her biri 10. 000 tonilatoyu geçmeyen üç gemiyi aşmayacak bir deniz kuvveti göndermek hakkını saklı tutar.

Boğazlar Komisyonu, Karadeniz’de kıyısı bulunan Devletlerin (…) her tür gemi ve uçakların sayısını, silahlı gemiler ile sayılan azaltılan, yedekte tutulan ya da değişiklik görmekte olan gemilerin ayrı ayrı belirtilmesini isteyerek, soracaktır.

b) Savaş zamanında Türkiye tarafsız ise: …gündüz ve gece tam geçiş serbestliği.

c) Savaş zamanında Türkiye savaşan bir Devlet ise: Tarafsız savaş gemileri için (…) tam geçiş serbestliği.
Düşman gemileri ve uçaklarının Boğazlardan yararlanmasını önlemek üzere, Türkiye tarafından alınacak önlemler, tarafsız gemi ve uçakların serbestçe geçişini yasaklayacak nitelikte olmayacaktır.

Türkiye ile barış durumunda bulunan Devletlerin denizaltıları Boğazlardan ancak su yüzünden geçeceklerdir.

Gerek Akdeniz'den, gerek Karadeniz'den gelen yabancı bir deniz kuvvetinin komutanı, komutası altında bulunup Boğazlara girecek gemilerin sayısını ve adlarını, durmak zorunda olmaksızın, Çanakkale Boğazının ya da Karadeniz Boğazının ağzında bir işaret istasyonuna, nezaket kuralı olarak, bildirecektir.

Boğazlar üstünden uçuş izni, söz konusu uçaklar bakımından şunları da kapsayacaktır:
Birincisi: Boğazların dar geçitlerinin her iki yanında beş kilometrelik bir toprak şeridi üzerinde uçuş serbestliği;
İkincisi: Bir bozukluk durumunda, Türkiye'nin kıyılarında karaya, ya da karasularında denize iniş olanağı.

Madde 3- Boğazlardan geçişi ve gidiş - gelişi her tür engelden arındırmak için (…) öngörülen önlemler, Boğazların sulan ve kıyılan ile oralarda bulunan ya da yakın olan adalara da uygulanacaktır.

Madde 4- Aşağıda gösterilen bölgeler ve adalar askerlikten arındırılacaktır:
(1) Çanakkale ve Karadeniz Boğazlarının aşağıdaki gibi sınırlandırılmış bölgeleri boyunca iki kıyısı.

Çanakkale Boğazı: Kuzeybatıda, Gelibolu Yarımadası ve Saros körfezinde Bakla Burnunun kuzeydoğusundan 4 kilometre uzaklıkta bulunan bir noktadan haşlayarak, Marmara denizi üzerinde, Kumbağı'da sona eren ve Kavak'ın (bu yer dışarıda kalmaktadır) güneyinden geçen bir çizginin güneydoğusundaki bölge.
Güneydoğuda, kıyı ile, Bozcaada karşısında Eski İstanbul Burnun'dan haşlayarak, Marmara Denizi üzerinde, Kara Biga'nın hemen kuzeyinde, kıyıdaki bir noktada sona ermek üzere, kıyıdan 20 kilometre uzaklıktan geçen çizgi arasındaki bölge.

Karadeniz Boğazı:
Doğuda, Karadeniz Boğazının doğu kıyısından 15 kilometre uzaklıkta çizilmiş bir çizgiye dek uzanan bölge;
Batıda, Karadeniz Boğazının batı kıyısından 15 kilometre uzaklıkta çizilmiş bir çizgiye dek uzanan bölge;
(2) Emir • Ali Adası kapsam dışı kalmak üzere, tüm Marmara denizi adaları.
(3) Ege Denizinde, Semadirek, Limni, İmroz, Bozcaada ve Tavşan adaları.

Madde 5-  Fransa, İngiltere, İtalya ve Türkiye Hükümetlerinin her birinin atayacağı birer üyeden oluşan dört kişilik bir Komisyon (…) bölgelerin sınırlarını yerinde saptamak üzere, işbu Sözleşmenin yürürlüğe girmesinden on beş gün sonra toplanacaktır.

Madde 6- askerlikten arındırılmış bölgelerde ve Adalarda hiç bir istihkam, yere bağlı topçu tesisi, -denizaltılar dışındaki- denizaltında işleyen araç, askersel havacılık tesisi ve hiç bir deniz üssü bulunmayacaktır.
Oralarda, güvenliğin korunması için gerekli, ancak silahlan, top olmaksızın, tüfek, tabanca, kılıç ve her yüz asker için dört hafif makineli tüfek (füzil mitrayör) ile sınırlı kalacak polis ve jandarma kuvvetinden başka hiç bir silahlı kuvvet bulunmayacaktır.

Madde 7- Denizaltılar dışında, denizaltında işleyen hiç bir araç Marmara Denizi sularına konulmayacaktır.
Türkiye Hükümeti, Marmara Denizinin ne Avrupa kıyısındaki bölgelerinde, ne de Karadeniz Boğazının askerlikten arındırılmış bölgesinin doğusunda bulunan Anadolu'nun, Danca'ya dek, kıyı kesiminde, Boğazlardan geçişi engelleyebilecek, sürekli hiç bir top bataryası ya da torpil tesisi kurmayacaktır.

Madde 8- Başkentin gereksinimi için, eski İstanbul, Beyoğlu, Galata, Üsküdar ile Adalar (Prens Adaları) da kapsam içinde olmak üzere, İstanbul' da ve bu kentin bitişik çevresinde en çok 12. 000 kişilik bir askersel kuvvet bulunabilecektir.
İstanbul'da bir tersane ve bir deniz üssü bulundurulabilecektir.

Madde 9- …savaş durumunda (…) Yunanistan savaşan devlet haklarını kullanarak yukarıda belirlenen askerlikten arındırılmış duruma bir değişiklik getirmiş olurlarsa, barış yapılır yapılmaz işbu Sözleşmede öngörülen rejimi yeniden kurmak zorunda olacaklardır.

Madde 10- (Boğazlar Komisyonu kurulacak)

Madde 11- Komisyon, görevlerini Boğazların sulan konusunda yapacaktır.

Madde 12-  Komisyon, bir Türk temsilcisinin başkanlığında işbu Sözleşmeyi imzalayan Devletler olarak, Fransa, Büyük Britanya, İtalya, Japonya, Bulgaristan, Yunanistan, Romanya, Rusya ve Sırp­Hırvat-Sloven Devleti temsilcilerinden oluşacaktır.

Madde 13-  Komisyonda temsilci bulunduran Hükümetler kendi temsilcilerinin hakkı olan ödenekleri kendileri vereceklerdir.

Madde 14- Komisyon (…) savaş gemilerinin ve askersel uçakların geçişine ilişkin hükümlere gerekli biçimde uyulup uyulmadığına bakmakla görevli olacaktır.

Madde 15-  Boğazlar Komisyonu görevini Milletler Cemiyetinin gözetiminde yapacak…

Madde 16- Görevlerinin yerine getirilmesi için gerekli yönetmelikleri yapmağa Komisyon yetkili olacaktır.

Madde 17- Sözleşme hükümleri Türkiye'nin Türk sularında donanmasını özgürce seyrettirmek hakkını zedelemeyecektir.

Madde 18- …Boğazlarda gidiş - geliş özgürlüğünü ya da askerlikten arındırılmış bölgelerin güvenliğini tehlikeye sokacak olursa, Yüksek Bağıtlı Taraflar ve, her durumda, Fransa, Büyük Britanya, İtalya ve Japonya, hu konuda Milletler Cemiyeti Meclisinin kararlaştıracağı tüm araçlarla bu eylemleri birlikte önleyeceklerdir.

Madde 19- (…)

Madde 20- İşbu Sözleşme bugünkü Barış Andlaşması ile aynı koşullar içinde yürürlüğe girecektir.

HORACE RUMBOLD, PELLE, GARRONI, G. C. MONTAGNA, K. OTCHISI, B. MORGHOFF, STANCILOFF, E. K. VENISELOS, D. CACLAMANOS, C. DIAMANDY, C. CONTZESCO & M. İSMET, Dr. RIZA NUR, HASAN

Trakya Sınırına İlişkin Sözleşme

Madde 1 - Ege Denizinden Karadeniz’e dek Türkiye'yi Bulgaristan'dan ve Yunanistan'dan ayıran sınırın, iki yanındaki topraklar, aşağıda yazılı sınırlar içinde ve yaklaşık 30 Km. genişliğinde askerlikten arındırılacaktır.
Türkiye'nin Yunanistan ve Bulgaristan ile olan sınırına oldukça koşut bir çizgi. Bu çizgi Kırkkilise [Kırklareli] bölgesinde, Kırkkilise kenti ile bu kentin ortasından başlayarak en az 5 kilometrelik çevresini askerlikten arındırılmış bölgenin dışında bırakmak üzere, söz konusu sınırdan en az 30 Km. açıklıkta çizilecektir. Bu çizgi, Ege Denizinde İbrice Burnundan başlayarak Karadeniz’de Serbes Burnunda sona erecektir.

Makri Burnunun ucundan başlayarak, (Makri Köyü dışarıda kalmak üzere) kuzeye doğru Tahtalı'ya dek Meriç ırmağına oldukça koşut bir doğrultu izleyerek ve sonra Meherkoz'un doğusundan küçük Derbend'in yaklaşık. 15 Km. batısında, Yunan - Bulgar sınırı üzerinde saptanacak bir noktaya ulaşan bir çizgi.

Papazköy'ün 5 Km. batısında, Edirne yolunu Koşikavak'ta kesip Yunan - Bulgar ve Türk­Bulgar sınırından en az 30 Km. bir uzaklıktan geçerek, yalnız Harmanlı bölgesinde, Harmanlı kenti ile onun ortasından başlayarak 5 Kilometrelik çevresini askerlikten arındırılmış bölge dışında bırakıp, Karadeniz'de Anberler'in kuzeybatısındaki körfezin en içerlek noktasında sona erecek bir çizgi.

Madde 2- Sınır Çizme Komisyonu, (…) sınırı toprak üzerinde belirleyip çizmekle görevli olacaktır.
Bu Komisyon Fransa, Büyük Britanya, İtalya, Bulgaristan, Yunanistan ve Türkiye tarafından, her Devlet için bir Temsilci bulunmak üzere, atanacak Temsilcilerden oluşacaktır.

Madde 3- (askerlikten arındırma)
Bugünkü tüm durağan ya da sahra istihkamlarının silahları topraklarında bulundukları Devlet tarafından çıkarılacak ve sökülecektir.
Bu tür hiç bir yeni istihkam yapılmayacak ve hiçbir silah ya da silah ve savaş gereçleri deposu, saldırı ya da savunma için olsun, kara, deniz ve hava kuvvetlerine ilişkin başkaca hiçbir tesis kurulmayacaktır.

Jandarma, polis kuvveti, gümrük memurları, sınır koruyucuları gibi iç güvenliği sağlamak ve sınırlan gözetlemek için zorunlu özel kişiler dışında hiç bir silahlı kuvvet ne durabilecek ne de harekâtta bulunabilecektir.
Hiç bir uçak ya da başka hava aracına sahip bulunmayacak…
…bu özel kişiler:
a) Askerlikten arındırılan Türk topraklarında toplam 5. 000 kişi.
b) Askerlikten arındırılan Yunan topraklarında toplam 2.500 kişi;
c) Askerlikten arındırılan Bulgar topraklarında toplam 2. 500 kişi.
Bunların silahlan, her türlü top söz konusu olmamak üzere, tabanca kılıç, tüfek ve her 100 er için 4 makineli tüfekle sınırlı kalacaktır.

Madde 4- …komşu Devletlerden birisinin yukarıdaki hükümlere uyma konusunda herhangi bir şikâyeti olursa, hu Devlet işbu şikâyeti Milletler Cemiyeti Meclisine sunacaktır.

Madde 5- İşbu Sözleşme, Bulgaristan, Yunanistan ve Türkiye'nin, her birince onaylanır onaylanmaz yürürlüğe girecektir.

HORACE RUMBOLD, PELLE, GARRONI, G. C. MONTAGNA, K. OTCHISI, B. MORGHOFF, STANCIOFF, E. VENISELOS, D. CACLAMANOS, C. DIAMANDY, C. CONTZESCO & M. İSMET, Dr. RIZA NUR, HASAN

Oturma ve Yargı Yetkisi Konusunda Sözleşme

Madde 1- İşbu Bölümdeki hükümlerden her birinin Türkiye'de öteki Bağıtlı Devletler uyrukları ve ortaklıklarına uygulanması, o Devletin ülkelerinde Türk uyruklular ve ortaklıklarına bütünüyle karşılıklı bir işlem uygulanması kesin koşuluna bağlıdır.

Madde 2- Türkiye ülkesinde, öteki Bağıtlı Devletlerin uyrukları, kişileri ve malları bakımından, ortak devletler hukuku [Droit International Commun] uyarınca kabul edilecekler ve işlem göreceklerdir.

Madde 3- Türkiye'de öteki Bağıtlı Devletler uyruklarının, yerel yasalar ve yönetmeliklere uyarak, her çeşit taşınır ya da taşınmaz mal edinmeğe, bunları mülkiyetlerinde tutmağa, ya da başkasına geçirmeğe haklan olacaktır.

Madde 4- (…)

Madde 5- (…)

Madde 6- (…)

Madde 7-

Parasal Yükümlere İlişkin Hükümler

Madde 8- …Türk uyruklarına uygulananlardan başka ya da daha ağır hiç bir vergi, resim ya da parasal yüklem uygulanmayacaktır.

Madde 9- …öteki Bağıtlı Devletlerden birinin yasası uyarınca kurulmuş (…) iş yapan ticaret, endüstri ve finans ortaklıkları, Türkiye yasaları uyarınca kurulmuş özdeş nitelikteki ortaklıklara uygulanmayan hiç bir vergiye, resme ya da parasal yükleme, bunların nitelikleri ve adları ne olursa olsun, bağlı tutulmayacaklardır.

Madde 10-  Eğer Türkiye Hükümeti, adı ya da niteliği ne olursa olsun, vergi bağışıklıkları koyarsa, bu bağışıklıklar Türkiye uyruklarına ve Türkiye yasaları uyarınca kurulmuş ortaklıklara olduğu gibi, Türkiye' de yerleşmiş Bağıtlı Devletler uyrukları ve ortaklıklarına da tanınacaktır.

Madde 11- …Türkiye'de öteki Bağıtlı Devletler uyruklarına il yönetimlerince ya da yerel yönetimlerce yükletilebilecek parasal yüklemler, resimler ve vergiler, Türk uyruklarına uygulananlardan başka ya da daha ağır olmayacaktır.

Madde 12- …Türkiye'de yerleşmiş bulunan ya da Türkiye'de iş yapan ortaklıklara, bunların kollarına, şubelerine ya da acentalıklarına, savaş durumunda bile, hiç bir zorunlu istikraz ya da olağanüstü varlık vergileri yükletilmeyecektir.

Madde 13- …Türkiye, yabancı Devletlerin uyruklarına, kendi uyruklarına sağladığından daha elverişli bir işlemde bulunmayacak…

Yargı Yetkisi

Madde 14- Türkiye'de öteki Bağıtlı Devletlerin uyrukları (…) her konuda yerli uyrukların bağlı oldukları özdeş koşullara göre Mahkemelere özgürce başvurarak davacı ya da davalı olabileceklerdir.

Madde 15- …Türkiye ve öteki Bağıtlı Devletler arasındaki ilişkilerde, yargı yetkisi sorunları devletler hukuku ilkelerine göre düzenlenecektir.

Madde 16- Türkiye ile öteki Bağıtlı Devletler arasında kişisel durum konularında (…) bu Devletlerin Türkiye'de yerleşmiş olan ya da orada bulunan uyruklarına karşı ancak kişisel durumu söz konusu olan tarafın bağlı olduğu ülkedeki ulusal mahkemeler ya da ulusal makamlar yetkili olacaktır.

Madde 17- Türkiye'deki yabancılara, kişileri ve mallan bakımından, Türkiye Mahkemeleri önünde, devletler hukukuna ve öteki ülkelerde genellikle uygulanan ilke ve yöntemlere uygun bir korunma sağlayacağını Türkiye Hükümeti açıklar.

Madde 18- Türkiye ile öteki Bağıtlı Devletler arasındaki ilişkilerde, mahkeme harcamaları (vs.) tüm konular, ilgili Devletler arasında yapılacak özel Sözleşmelerle düzenlenecektir.

Son Hükümler

Madde 19- Bağıtlı Devletler, özerk bir hükümete sahip Dominyonlarının ve kendi egemenlikleri ya da yetkileri altındaki sömürgelerinin, koruma altındaki ülkelerinin, denizaşırı toprak ya da ülkelerinin tümünde ya da kimisinde işbu Sözleşme hükümlerinin uygulanmayacağını (…) açıklamak hakkını saklı tutarlar.

Madde 20-  İşbu Sözleşme, yürürlüğe girişinden haşlayarak, 7 yıllık bir süre için yapılmıştır.
Sözleşmenin hu süresinin sona ermesinden en az bir yıl önce, yüksek Bağıtlı Taraflardan her hangi birince onun sona erdirildiği bildirilemezse, sona erdirilinceye dek, hükümleri yürürlükte kalacak ve sona erdirme ancak bildirimden haşlayarak bir yıllık sürenin bitiminden sonra geçerli olabilecektir. Sözleşmenin sona erdirilmesi, Türkiye dışında, Bağıtlı Devletlerden her hangi birince bildirilirse, işbu sona erdirme ancak o Devletle Türkiye arasında geçerli olacaktır.

Madde 21- …İşbu Sözleşme bugünkü Barış Andlaşması ile özdeş koşullar içinde yürürlüğe girecektir.
HORACE RUMBOLD, PELLE, GARRONI, G. C. MONTAGNA, K. OTCHIAI, E. K. VENİSELOS, C. CACLAMANOS, C. DIAMANDY, C. CONTZESCO & M. İSMET, Dr. RIZA NUR, HASAN

Ticaret Sözleşmesi

Madde 1- İşbu Sözleşmenin yürürlüğe girmesiyle, öteki Bağıtlı Devletlerin ülkelerinden çıkan ve gelen doğal ürünler ya da işlenmiş mallara, Türkiye'ye sokulduklarında, uygulanacak tarifeler 1 Eylül 1916 günü yürürlüğe konulan Osmanlı nesnel (ağırlık) Tarifeleri olacaktır.

Madde 2- …katsayılar 1 Mart 1923 gününde yürürlükte bulunan katsayılar olacaktır. Bununla birlikte, 1 sayılı Ek çizelgede sayılan maddelere 9 katsayı uygulanacaktır.

Bu katsayılar, İngiliz Lirası 745 kuruş kâğıt para değerinde olduğu bir zamanda saptanmış olduğundan, eğer işbu Sözleşmenin yürürlüğe konulmasından önceki ay içinde Türk Lirasında bu kura oranla % 30'dan fazla ortalama bir değer artışı ortaya çıkarsa, 12 ve 9 katsayılarının anılan ayın ortalama kuru ile orantılı olarak düşürülmesi gerekecek…

Madde 3- Türkiye aşağıda belirtilen konular için gerekli görülebilecek olanlar dışında, dışalım ve dışsatıma ilişkin yasaklan, işbu Sözleşmenin yürürlüğe girişiyle, kaldırmağı ve işbu Sözleşme yürürlükte kaldığı sürece bunları yeniden koymamağı yükümlenir.
(1) Besin için vazgeçilmez zorunlukta olan kaynaklan korumak ve ulusun ekonomik yaşamını kollamak;
(2) Devletin güvenliğini sağlamak;
(3) İnsanları, hayvanları ve bitkileri salgın hastalıklara, hayvan hastalıklarına ve bitki hastalıklarına karşı korumak;
(4) Afyon ve başka zehirleyici maddelerin kullanılmasını önlemek;
(5) Türkiye'de kullanılması yasak olan alkollü ürünlerin yurda sokulmasını yasaklamak;
(6) Altın paranın ya da altın madeninin yurt dışına çıkartılmasını önlemek;
(7) Devlet tekellerini kurmak ve sürdürmek.

Madde 4- Karşılıklı olma koşulu ile, 'Türkiye'de, tüketim ya da aksiz [ acciee, bir tür tüketim vergisi] resmi, öteki Bağıtlı Devletler ülkelerinden çıkan ve gelen mallara, ancak Türkiye'de üretilen özdeş ya da benzer ürünler üzerinden alındığı ölçüde olmak üzere, uygulanacaktır.

Madde 5- (…)

Madde 6- (…)

Madde 7- (…)

Madde 8- (…)

Madde 9- …Türkiye, öteki Bağıtlı Devletlerden her hangi birine karşı ve bu Devletlerden her biri Türkiye'ye karşı, balık avcılığını, deniz kahotajını - başka bir deyişle, ülkenin bir limanından alınan malların o ülkenin bir başka limanına deniz yolundan taşınmasını - ve liman hizmetlerini - başka bir deyişle, çekme, kılavuzluk ve, ne nitelikte olursa olsun, her türlü iç hizmetleri - kendi ulusal bayrağının tekelinde bulundurma hakkını saklı tutar.

Madde 10- (…)

Madde 11- (…)

Madde 12- (…)

Madde 13- (…)

Madde 14- Türkiye (…)
(1) Endüstri mülkiyetinin korunmasına ilişkin olup, 2 Haziran 1911 de Washington'da değiştirilen, 20 Mart 1883 günlü uluslararası Paris Sözleşmesine;
(2) Bunun gibi, Edebiyat ve Sanat Yapıtlarının Korunmasına ilişkin olup Berlin'de 13 Kasım 1908'de yeniden değiştirilen, 9 Eylül 1886 günlü Uluslararası Bern Sözleşmesi ile, Edebiyat ve Sanat Yapıtlarının korunmasına ilişkin 20 Mart 1914 günlü Bern Ek Protokolüne, yöntemine uygun biçimde, katılmağı yükümlenir.

Madde 15- (…)

Madde 16- (…)

Madde 17- (…)

Madde 18- İşbu Sözleşme 5 yıllık bir süre için yapılmıştır.

Madde 19- İşbu Sözleşme bugünkü Barış Andlaşması ile aynı koşullar içinde yürürlüğe girecektir.
HORACE RUMBOLD, PELLE, GARRONI, G. C. MONTAGNA, K. OTCHIAI, E. K. VENİSELOS, C. CACLAMANOS, C. DIAMANDY, C. CONTZESCO & M. İSMET, Dr. RIZA NUR, HASAN

Türk ve Rum Nüfus Mübadelesine İlişkin Sözleşme ve Protokol

Madde 1- Türk topraklarında yerleşmiş Rum Ortodoks dininden Türk uyrukları ile, Yunan topraklarında yerleşmiş Müslüman dininden Yunan uyruklarının, l Mayıs 1923 tarihinden başlıyarak, zorunlu mübadelesine girişilecektir.

Madde 2- Birinci Maddede öngörülen mübadele:
a) İstanbul'da oturan Rumları,
b) Batı Trakya'da oturan Müslümanları kapsamayacaktır.

Madde 3- (…)

Madde 4- (…)

Madde 5- …yapılacak mübadele yüzünden, Türkiye'deki Rumların ya da Yunanistan'daki Türklerin mülkiyet haklarına ve alacaklarına hiç bir zarar verilmeyecektir.

Madde 6- (…)

Madde 7- Göçmenler, bırakıp gidecekleri ülkenin uyrukluğunu yitirecekler ve vardıkları ülkenin topraklarına ayak bastıkları anda, hu ülkenin uyrukluğunu edinmiş sayılacaklardır.

Madde 8- Göçmenler her çeşit taşınır mallarını yanlarında götürmekte ya da hunları taşıttırmakta serbest olacaklardır.

Madde 9- (…)

Madde 10- (…)

Madde 11- (konuyla ilgili olarak kurulacak olan Karma Komisyon)

Madde 12- Karma Komisyon, genel olarak, İşbu Sözleşmenin uygulanmasında gerekli göreceği önlemleri almağa ve bu Sözleşme yüzünden ortaya çıkabilecek tüm sorunları karara bağlamağa tam yetkili olacaktır.
Karma Komisyonun kararlan oy çoğunluğu ile alınacaktır.

Madde 13- (…)

Madde 14- (…)

Madde 15- (…)

Madde 16- (…)

Madde 17- (…)

Madde 18- (…)

Madde 19- İşbu Sözleşme, Bağıtlı Yüksek taraflar bakımından, Türkiye ile yapılacak Barış Andlaşmasının bir parçasıymış gibi özdeş güçte ve değerde sayılacaktır.
M. İSMET, Dr. RIZA NUR, HASAN & E. K. V:ENIZELOS, D. CACLAMANOS

Sivil Tutukluların Geri Verilmesi ve Savaş Tutsaklarının Mübadelesine İlişkin Türk - Yunan Anlaşması

Madde 1- Yunanistan'da alıkonulmuş bulunmakta olan sivil Türk rehineleri [otages] ve tutsakları [prisonniers] Yunan Hükümetince yurtlarına geri verileceklerdir. Yunan Hükümeti, Anadolu kökenli olanları, ilke olarak, İzmir'e, Trakya kökenli olanları da İstanbul'a taşıttıracaktır.

Madde 2- (…)

Madde 3- (…)

Madde 4- …sivil Türk rehinelerini Yunan Hükümetinin Türk Hükümetine geri vereceği günden, olanaklı olduğu ölçüde, hemen sonra ve o günden başlıyarak onbeş günü aşmayacak bir süre içinde, Yunan Hükümeti, elinde tuttuğu tüm savaş tutsaklarını Türkiye'ye geri verecek ve bunların hepsini aralıksız İzmir'e taşıtacaktır. Türkiye, bundan sonra, Yunanistan'a subaya karşılık subay, ere karşılık er olmak üzere, eşit sayıda Yunan tutsağı geri verecektir.

Madde 5- (…)

Madde 6- 1914 - 1918 Savaşına katılmamış devletlerde bulunan Kızılhaç Derneklerinin üç temsilcisi ile Yunan ve Türk Hükümetlerinin birer temsilcisinden kurulu bir Uluslararası Komisyon (…) savaş tutsaklarının mübadelesine ilişkin işlemleri yönetmekle görevli olacaktır.

Madde 7- İşbu Anlaşma hemen yürürlüğe girecektir.

M. İSMET, Dr. RIZA NUR, HASAN & E. K. V:ENIZELOS, D. CACLAMANOS

Genel Affa İlişkin Açıklama ve Protokol

Türkiye'de oturan ya da oturmuş olan hiç kimse ve, buna karşılık, Yunanistan'da oturan ya da oturmuş olan hiç kimse, 1 Ağustos 1914 ile 20 Kasım 1922 günleri arasında askersel ya da siyasal davranışı yüzünden (…) Türkiye'de ve, buna karşılık Yunanistan'da, hiç bir bahane ile rahatsız ve tedirgin edilmeyecektir.

Bunun gibi, işbu Barış Andlaşması uyarınca Türkiye'den ayrılmış topraklarda oturanlardan hiç kimse, gerek 1 Ağustos 1914 gününden 20 Kasım 1922 gününe dek geçen süre içinde Türkiye'ye karşı ya da Türkiye'den yana siyasal ya da askersel davranışı yüzünden, gerek işbu Andlaşma uyarınca uyrukluğunun saptanması yüzünden, rahatsız ve tedirgin edilmeyecektir (s. 195).
HORACE RUMBOLD, PELLE, GARRONI, MONTAGNA, K. OTCHIAI, E. VENISELOS, D. CACLAMANOS, C. DIAMANDY, C. CONTZESCO & M. İSMET, Dr. RIZA NUR, HASAN

Protokol

Genel Affa ilişkin Açıklamanın I. Paragrafı geçerli olmakla birlikte, Türkiye Hükümeti o Paragrafta Söz konusu kişiler içindeki 150 kişinin Türkiye'ye girmesini ve orada oturmasını yasaklamak hakkını saklı tutar.
HORACE RUMBOLD, PELLE, GARRONI, MONTAGNA, K. OTCHIAI, E. VENISELOS, D. CACLAMANOS, C. DIAMANDY, C. CONTZESCO & M. İSMET, Dr. RIZA NUR, HASAN

Yunanistan'daki Müslüman Mallarına İlişkin Açıklama

Nüfus Mübadelesi konusunda, 30 Ocak 1923 günü Lozan'da imza olunan Sözleşme hükümleriyle ilişkisi bulunan ve 18 Ekim 1912 günün den önce, Girit Adası da kapsam içine girmek, üzere Yunanistan'dan ayrılmış ya da öteden beri Yunanistan dışında oturmuş olan Müslümanların mülkiyet haklarına hiç bir zarar verilmeyeceğini Yunan Hükümeti adına açıklarlar.

…işbu Açıklama, 18 Ekim 1912 gününden önce Türkiye’den ayrılmış olan ya da öteden beri Türkiye dışında oturmakta bulunan Rum mal sahipleri yararına karşılıklı işlem uygulanması koşulu ile yapılmıştır.
Lozan'da, 24 Temmuz 1923 günü yapılmıştır.
E. K. VENIZELOS, D. CACLAMANOS

Sağlık İşlerine İlişkin Açıklama

Türkiye Hükümetinin, 5 yıllık bir süre için, Sınır Sağlık Yönetimine Danışman olarak, üç uzman Avrupalı Doktor atayacağını açıklar. Bu Doktorlar Türkiye'nin memuru olacaklar ve Sağlık Bakanına bağlı bulunacaklardır.

Türkiye Sağlık Yönetimi, söz konusu 3 Avrupalı uzmanın yardımı ile, Türkiye kıyı ve sınırlarının sağlık hizmetleri örgütünü düzenleyen bir yönetmelik hazırlayacaktır.
M. İSMET, Dr. RIZA NUR, HASAN

Adaletin Yönetimine İlişkin Açıklama

Türk Delegasyonu, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin, yabancılara Türk Mahkemeleri önünde iyi bir adaletin sağlanması için tüm güvenceleri vermek ve, egemenliğini bütünü ile kullanarak, hiç bir yabancı müdahale olmaksızın hunu gözlemek olanağına sahip…
Bununla birlikte, bu Hükümet ahlak ve uygarlığın gelişmesinin gerekli kılacağı reformları gerçekleştirmek için araştırmalara ve incelemelere girişmeğe hazırdır.

Türkiye Hükümeti, 1914-1918 Savaşına katılmamış olan ülkeler uyruğu hukukçulardan oluşmak üzere, Lahey Uluslararası Sürekli Adalet Divanınca düzenlenecek çizelge içinden seçeceği Avrupalı Hukuk Danışmanlarını, 5 yıldan az olmamak üzere, gerekli göreceği bir süre için, Türkiye memuru olarak ve gecikmeksizin hizmetine almak niyetindedir.

İşbu açıklama 5 yıllık bir süre için geçerlidir.
Lozan'da, 24 Temmuz 1923'de yapılmıştır.
M. İSMET, Dr. RIZA NUR, HASAN

Osmanlı İmparatorluğunda Verilmiş Kimi Ayrıcalıklara İlişkin Protokol ve Açıklama

Madde 1- 29 Ekim 1914'ten önce, bir yandan Osmanlı Hükümeti ya da herhangi bir yerel makamca, öte yandan Türkiye dışında, öbür Bağıtlı Devletler uyrukları (Ortaklıklar da kapsam içine girmek üzere) arasında yöntemine uygun biçimde yapılmış Ayrıcalık Sözleşmeleri ile onlara ilişkin olarak daha sonra yapılmış Anlaşmalar geçerli kalmaktadır.

Madde 2- I. Osmanlı Hükümeti ile Sir A. G. Armstrong Whitworth ve Ortakları Limited ve Vickers Limited arasında 1913 ve 1914 yılları arasında doklar, tersaneler ve gemi yapımı konusunda ortak çıkarlı [co - interesse] Osmanlı Ortaklığının kuruluşu ve ayrıcalığına ilişkin olarak yapılmış Sözleşmelerde öngörülen işlemler, Türkiye Hüküm etinin istemi üzerine durdurulacaktır.

Madde 3- (…)

Madde 4- (…)

Madde 5-

Madde 6-

Madde 7- Osmanlı Hükümeti ile (…) Ayrıcalıklardan yararlananlar arasında 30 Ekim 1918-1 Kasım 1922 döneminde yapılan Anlaşmalar ile özel kişiler arasında ve gene o dönemde ayrıcalık hakkı geçirimine [transfert] ilişkin olarak yapılan Sözleşmeler, Türkiye Hükümetince onaylanıncaya dek, yürürlükte kalacaktır.
Bu onay sağlanamazsa, karşılaştıkları gerçek zarara karşılık, (…) bir zarar – giderim ayrılacaktır.

Madde 8- İşbu Protokolün hükümleri 25 Nisan 1920 gününden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti ile ayrıcalık sahipleri arasında yapılmış Anlaşmalara uygulanmaz.

Madde 9- Bugünkü Barış Andlaşmasıyle Türkiye'den ayrılan topraklarda Türkiye'ye ardıl olan bir Devlet, Osmanlı Hükümeti ya da her hangi bir Osmanlı yerel makamı ile 29 Ekim 1914 gününden önce yapılmış ayrıcalık sözleşmelerinden yararlanan öteki Bağıtlı Devletler uyruklarına ya da o Devletler uyruklarının sermayesinin üstün bulunduğu ortaklıklara karşı, Türkiye'nin hak ve görevleri bakımından, onun yerine geçecektir.

Madde 10- (…)

Madde 11- (…)

Madde 12- (…)

Madde 13- (…)
HORACE RUMBOLD, PELLE, GARRONI, G. C. MONTAGNA, E. K. VENISELOS, D. CACLAMANOS, C. DIAMANDY, C. CONTZESCO & M. İSMET, Dr. RIZA NUR, HASAN


Lozan'da İmza Edilen Bağıtların Kimi Hükümetlerine Belçika ve Portekiz'in Katılmasına İlişkin Protokol ve Bu İki Devletin Açıklamaları

Bugünkü Barış Andlaşmasını imzalayan Yüksek Bağıtlı Taraflar (…) Osmanlı İmparatorluğunda verilmiş kimi ayrıcalıklara ilişkin bugünkü Protokole, özdeş koşullar içinde, Belçika’nın katılmasının kabulü konusunda da anlaşmışlardır.
HORACE RUMBOLD, PELLE, GARRONI, G. C. MONTAGNA, E. K. VENISELOS, D. CACLAMANOS, C. DIAMANDY, C. CONTZESCO & M. İSMET, Dr. RIZA NUR, HASAN

Britanya, Fransa ve İtalya'nın Silahlı Kuvvetlerince İşgal Edilen Türkiye Topraklarının Boşaltılmasına İlişkin Protokol ve Açıklama

Lozan'da kararlaştırılan Barış Andlaşması ve öbür Bağıtların Türkiye Büyük Millet Meclisince onaylandığı Müttefik Devletlerin İstanbul'daki Yüksek Komiserlerine bildirilir bildirilmez, hu Devletlerin Silahlı Kuvvetleri kendilerince işgal edilmiş olan toprakları boşaltma eylemine girişeceklerdir.
Bu eylem Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi ile Karadeniz Boğazında bulunan İngiliz, Fransız ve İtalyan savaş gemilerinin çekilmesini de kapsayacaktır.
HORACE RUMBOLD, PELLE, GARRONI, G. C. MONTAGNA & M. İSMET, Dr. RIZA NUR, HASAN

Karaağaç Bölgesi İle İmroz ve Bozcaada'ya İlişkin Olarak Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan ve Türkiye'nin İmzaladığı Protokol

Karaağaç'ın Rum halkı, 30 Ocak 1923'de Yunanistan ile Türkiye arasında imzalanan Sözleşmede öngörülen Nüfus Mübadelesine bağlı tutulacaktır; hunlar hu Sözleşme hükümlerinden yararlanacaklar, ancak Yunanistan ile Türkiye arasında barış durumunun kurulmasından 6 ay geçmeden göçe zorlanmayacaklardır.
İmroz ve Bozcaada Adalarından, Yunan silahlı kuvvetleri ve makamları, bugünkü Barış Andlaşması Yunan ve Türk Hükümetlerince onaylanır onaylanmaz, çekileceklerdir.
HORACE RUMBOLD, PELLE, GARRONI, MONTAGNA, K. OTCHIAI, E. VENIZELOS, D. CACLAMANOS & M. İSMET, Dr. RIZA NUR, HASAN

Yunanistan'da Azınlıkların Korunması Konusunda, 10 Agustos 1920 Günü Başlıca Müttefik Devletler ile Yunanistan Arasında Sevres'de Yapılan Andlaşma ve Trakya'ya İlişkin Olarak Bu Devletler Arasında Gene O Gün Yapılan Andlaşma İle İlgili Protokol

…Yunanistan'daki azınlıkların korunmasına ilişkin olarak başlıca Müttefik Devletler ile Yunanistan arasında 10 Ağustos 1920 günü Sevres'de yapılan Andlaşmanın ve Trakya ile ilgili olarak adı geçen Devletler arasında gene Sevres'de 10 Ağustos 1920 günü yapılan Andlaşmanın yürürlüğe konulmasını zorunlu kıldığı kanısında olduklarından,
Yöntemi gereğince yetkili kılınmış olan aşağıdaki imza sahipleri, kendi Hükümetleri adına, şu maddeleri kabul ederler:
Azınlıkların korunmasına ilişkin söz konusu Sevres Andlaşmasının 7. Maddesinin 2. Fıkrası ile 15. Maddesinde yazılı hükümler ortadan kaldırılmış bulunmaktadır.
HORACE RUMBOLD, PELLE, GARRONI, MONTAGNA, K. OTCHIAI, E. VENISELOS, D. CACLAMANOS

Sırp - Hırvat - Sloven Devletinin İmzasına İlişkin Protokol

Sırp - Hırvat - Sloven Devletine, onun işbu Lozan Konferansının Son Bağıtında adı geçen yetkili Temsilcilerinden her hangi biri tarafından, Andlaşma yürürlüğe girmiş olmadıkça, yukarıda sayılan Bağıtların tümünü imza edebilmek yetkisini tanıtmakta anlaşmışlardır.
Lozan'da, 24 Temmuz 1923'de yapılmıştır.
HORACE RUMBOLD, PELLE, GARRONI, MONTAGNA, K. OTCHIAI, E. VENISELOS, D. CACLAMANOS, C. DIAMANDY, C. CONTZESCO, B. MORPHOFF, STANCIOFF & M. İSMET, Dr. RIZA NUR, HASAN

Lozan Konferansı Son Bağıtı

(Temsilciler) 24 Temmuz 1922 gününe dek yaptıkları toplantılar sonunda - ki, işbu toplantılar sırasında kimi devletler, kendilerini ilgilendirdiğine inandıkları sorunlar üzerinde görüşlerini açıklayabilmişlerdir – aşağıda sayılan bağıtları kabul etmişlerdir:
1 - Barış Andlaşması.
24 Temmuz 1923’te imzalanmıştır.

2 - Boğazların bağlı olacağı Rejime ilişkin Sözleşme.
24 Temmuz 1923’te imzalanmıştır.

3 - Trakya Sınırına ilişkin Sözleşme.
24 Temmuz 1923’te imzalanmıştır.

4 - Oturma ve Yargı Yetkisine ilişkin Sözleşme.
24 Temmuz 1923’te imzalanmıştır.

5 - Ticaret Sözleşmesi.
24 Temmuz 1923’te imzalanmıştır.

6 - Türk ve Rum Nüfus Mübadelesine ilişkin Sözleşme ve Protokol.
30 Ocak 1923’te imzalanmıştır.

7 - Sivil Tutukluların geri verilmesi ve savaş tutsaklarının mübadelesine ilişkin Türk - Yunan Sözleşmesi.
30 Ocak 1923’te imzalanmıştır.

8 - Genel Affa ilişkin Açıklama ve Protokol.
24 Temmuz 1923 te imzalanmıştır.

9 - Yunanistan'daki Müslüman Mallarına ilişkin Açıklama.
24 Temmuz 1923’te imzalanmıştır.

10 - Sağlık İşlerine ilişkin Açıklama.
24 Temmuz 1923’te imzalanmıştır.

11 - Adaletin Yönetimine ilişkin Açıklama.
24 Temmuz 1923’te imzalanmıştır.

12 - Osmanlı İmparatorluğunda verilmiş kimi Ayrıcalıklara ilişkin
Protokol ve Açıklama.
24 Temmuz 1923’te imzalanmıştır.

13 - Lozan'da imza edilen Bağıtların kimi hükümlerine Belçika ve Portekiz'in katılmasına ilişkin Protokol ile bu iki Devletin katılmalarını gösteren Açıklamaları.
24 Temmuz 1923’te imzalanmıştır.

14 - Britanya, Fransa ve İtalya Silahlı Kuvvetlerince İşgal edilen Türkiye topraklarının boşaltılmasına ilişkin Protokol ve Açıklama.
24 Temmuz 1923’te imzalanmıştır.

15 - Karaağaç Bölgesi ile Bozcaada ve İmroz Adalarına ilişkin olup, Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan ve Türkiye tarafından imzalanan Protokol.
24 Temmuz 1923’te imzalanmıştır.

16 - Yunanistan'da Azınlıkların korunmasına ilişkin 10 Ağustos 1920 günü başlıca Müttefik Devletler ile Yunanistan arasında Sevres'de yapılmış Sözleşmeye ve Trakya ile ilgili olmak üzere, bu Devletler arasında gene o gün yapılan Sözleşmeye ilişkin Protokol.
24 Temmuz 1923’te imzalanmıştır.

17 - Sırp - Hırvat - Sloven Devletlerinin imzasına ilişkin Protokol.
24 Temmuz 1923’te imzalanmıştır.

Bu hükümlere olan inançla, aşağıdaki imza sahipleri, işbu Son Bağıtın altına imzalarını atmışlar ve mühürlerini basmışlardır. Lozan'da, 24 Temmuz 1923 günü, yalnız bir örnek olarak yapılmıştır.

HORACE RUMBOLD, PELLE, GARRONI, G. C. MONTAGNA, K. OTCHIAI, E. K. VENISELOS, D. CACLAMANOS, CONSTANTIN DIAMANDY, CONSTANTIN CONTZESCO, B. MORPHOFF, STANCIOFF, FERNAND PELTZER, A. M. BARTHOLOMEU FERREIRA & M. İSMET, Dr. RIZA NUR, HASAN

Lozan'da İmzalanan Bağıtların Kimi Maddelerine İlişkin 24 Temmuz 1923 Günlü Mektuplar

(s. 227 vd.)

Barış Andlaşmasının Maddelerine İlişkin Anlaşmalar

(s. 250 vd.)

1923 - 1937 DÖNEMİNDE TÜRKİYE'NİN ÇEŞİTLİ DEVLETLERLE YAPTIĞI DOSTLUK ANDLAŞMALARI

(s. 253 vd.)

1925 TÜRKİYE - BULGARİSTAN DOSTLUK ANDLAŞMASI VE OTURMA SÖZLEŞMESİ

Türk - Bulgar Dostluk Andlaşması, Türkiye'nin pek çok Devletle yaptığı üzere, iki Devlet arasında "bozulmaz bir dostluk" ve Devletler Hukuku ilkelerine uygun biçimde, diplomasi ilişkileri kurulacağını, bir Ticaret, bir Oturma ve bir Hakem Andlaşması yapılacağını belirtmektedir (s. 261 vd.).

1925 TÜRKİYE · SOVYETLER BİRL1Gİ DOSTLUK VE TARAFSIZLIK [SALDIRMAZLIK] ANDLAŞMASI İLE UZATMA PROTOKOLLERİ VE 1931 DENİZ KUVVETLERİNE İLİŞKİN PROTOKOL

Bu Andlaşma, 1921 Moskova Andlaşması ile temeli atılan Türk - Sovyet dostluk ve işbirliğinin 20 yıl daha, az çok uyum içinde, sürmesini sağlamış bir belgedir.

Madde 1. Bağıtlı Taraflardan birine karşı üçüncü bir ya da birkaç Devletçe, bir askersel eylemde bulunulduğunda, öteki Bağıtlı Taraf birincisine karşı tarafsızlığını sürdürmeği yükümlenir.

Madde 2. Bağıtlı Taraflardan her biri, ötekine karşı her türlü saldırıdan kaçınmağı yükümlenir.

Madde 3. İşbu Andlaşma onaylanır onaylanmaz yürürlüğe girecek ve yürürlük süresi 3 yıl olacaktır.

İleride, Bağıtlı Taraflardan biri, sözü geçen sürenin bitiminden 6 ay önce Andlaşmaya son vermek istediğini bildirmezse, Andlaşma kendiliğinden bir yıl süre ile uzatılmış sayılacaktır.
17 Aralık 1925 günü, Paris'te düzenlenmiştir.
JORJ ÇIÇERIN & Dr. TEVFİK RÜŞTÜ

1926 TÜRKİYE · İRAN DOSTLUK VE GÜVENLİK [SALDIRMAZLIK] ANDLAŞMASI VE 1928 EK PROTOKOLÜ

İran, Ankara Hükümetini daha Türk Kurtuluş Savaşı sırasında, 22 Haziran 1922 günü tanımış ve o yıl içinde Ankara'ya Büyükelçi olarak Mofakhan Eshag'ı yollamıştı.
Türkiye'nin ilk Büyükelçisi Muhittin Paşa da 7 Şubat 1923 günü Tahran'da güven mektubunu sunmuştu. Böylece iki Devlet arasında siyasal ilişkiler başlamıştı.
…iki ülkenin ilişkilerini yeni koşullara göre düzenlemek üzere, 1926 yılında bir Dostluk ve Güvenlik Andlaşması yapılmıştır.

Madde 1. Türkiye Cumhuriyeti ile İran Devleti arasında ve bunun gibi, iki Devletin uyrukları arasında bozulmaz bir barış, içtenlik ve sonsuza dek dostluk olacaktır.

Madde 2. Bağıtlı Taraflardan birine karşı üçüncü bir ya da birkaç Devlet bir askersel eyleme girişirse, öteki Bağıtlı Taraf tarafsız kalmağı yükümlenir.

Madde 3. Bağıtlı Taraflardan her biri ötekine karşı hiç bir saldırıda bulunmamağı; üçüncü bir ya da bir kaç Devletle öteki Bağıtlı Tarafa ya da onun ülkesinin askersel ve deniz güvenliğine karşı yöneltilen siyasal, ekonomik, ya da parasal hiç bir ittifak ve andlaşmaya katılmamağı yükümlenir.

Madde 4. Üçüncü bir ya da bir kaç Devlet Bağıtlı Devletlerden birine karşı düşmanca bir eyleme (…) karşı tarafsızlığını silahla korumak zorundadır.

Madde 5. Bağıtlı Taraflar, kendi ülkeleri içinde öteki Taraf ülkesinin kamu güvenliği ve düzenini bozmak (…) amacını güden kişiler ve örgütlerin yerleşmesini kabul etmemeği yükümlenirler.

Madde 6. Bağıtlı Taraflar sınır bölgeleri halkının esenlik ve güven liğini sağlamak amacıyla, sınıra yakın kesimlerde bulunan aşiretlerin iki ülkenin güvenliğini bozucu biçimde yarata geldikleri suç niteliğindeki eylem ve hazırlıklara son vermek için gerekli tüm önlemleri alacaklardır.

Madde 7. Bağıtlı Taraflar, işbu Andlaşmanın yapılması gününden haşlayarak en geç 6 ay içinde, Ticaret, Konsolosluk, Gümrük, Posta ve Telgraf, Oturma ve Suçluların geri verilmesi Sözleşmeleri yapılmasına girişmek konusunda anlaşmışlardır.

Madde 8-11. (…)

Andlaşmanın geçerlik süresi 5 yıl olacaktır. Eğer Andlaşma, bu 5 yıllık sürenin bitiminden 6 ay önce Bağıtlı Taraflardan biri ya da ötekince ortadan kaldırıldığı bildirilmezse, kendiliğinden bir yıl daha yürürlükte sayılacak ve ortadan kalkması ancak 6 aylık sürenin bitiminden sonra geçerli olacaktır.

Tahran'da, 22 Nisan 1926 günü iki örnek olarak düzenlenmiştir.
MEMDUH ŞEVKET & M. ALİ HAN FURUGİ, DAVUT MEFTAHİ

1926 TÜRKİYE - FRANSA (SURİYE VE LÜBNAN İÇİN) DOSTLUK VE İYİ KOMŞULUK SÖZLEŞMESİ

Sözleşme 1921 Türk - Fransız Anlaşmasınca ana çizgilerle belirlediği Türkiye ­ Suriye sınırını açıklığa kavuşturduğu gibi, 1921 Anlaşmasının kimi hükümlerinin uygulama biçimlerini ayrıntılarıyla saptamış, ayrıca yeni hükümler getirmiştir (s. 289).

Madde 1. Türkiye Cumhuriyeti ve Osmanlı İmparatorluğundan ayrılan ve Fransız Cumhuriyetinin mandası altında bulunan ülkeler her zaman dostluk ve iyi komşuluk ilişkileri sürdüreceklerdir.

Madde 2. İşbu Sözleşmenin yürürlüğe konulmasını izleyen 6 ay içinde, özel olarak ve harcamaları ortaklaşa ödenmek üzere, kurulacak bir "Türk - Fransız Komisyonu", 20 Ekim 1921 günü Ankara'da imza edilen Anlaşmanın 8. Maddesinde belirlenmiş sınıra uygun biçimde ve işbu Sözleşmenin 1 sayılı Ekini oluşturan sınırın çizilmesine ilişkin Protokoldeki ayrıntılar ve uygulamayı göz önünde tutarak, sınırın işaretlenmesine girişecektir.

Madde 3. Osmanlı İmparatorluğundan ayrılıp Fransız Cumhuriyetinin mandası altında bulunan ülkelerin halkından olup, 18 yaşını aşmış ve işbu Sözleşmenin imzası sırasında Türkiye'de oturan ve bulunan kişiler, hu Sözleşmenin yürürlüğe konulması gününden haşlayarak 6 ay içinde, o ülkelerin uyrukluğunu seçmek hakkına sahiptir. Söz konusu süre içinde seçme haklarını kullanmış olanlar, onu izleyen 12 ay içinde, konularını Türkiye dışına götürmek zorundadırlar.

Evli kadınlar kocalarının durumuna bağlıdırlar. 18 yaşından aşağı olan çocuklar hu Madde hükümlerinin uygulanmasında her bakımdan ana - babalarının durumuna bağlı olacaklardır.

Madde 4. Osmanlı İmparatorluğundan ayrılıp Fransız Cumhuriyeti mandası altında bulunan ülkelerdeki Türk uyrukları ve işbu ülkelerde kurulan hükümetlerin Türkiye'de yerleşmiş uyrukları, oturma hakları ve koşulları konusunda en çok gözetilen ulus işleminden yararlanacaklardır.

Madde 5. Osmanlı İmparatorluğundan ayrılan ülkelerde kurulup Fransız Cumhuriyeti mandası altında bulunan Hükümetlerin Türkiye'deki uyruklarının Türkiye Hükümeti ya da Türk yerel makamları önünde korunması, yönteme uygun biçimde görevleri onanmış olan Fransız siyasal Temsilcileri ve Konsoloslarınca sağlanacaktır.

Madde 6. Bağıtlı Yüksek Taraflar, suçluların geri verilmesi konusunda (…) anlaşmıştır.

Madde 7. Bağıtlı Yüksek Taraflar, (…) ülke üzerinde ötekine karşı yönetilmiş eylemleri önlemek ve onları engellemek için gerekli önlemlerin alınmasını yükümlenir.

Madde 8. Ülkeler arasında ticaret ilişkilerinin kolaylaştırılması ve 26 Temmuz 1925 günlü Gümrük Sözleşmesinin en iyi koşullar içinde uygulanması amacı ile, Bağıtlı Tarafların Gümrük yönetimlerinden her biri, iki ülkeyi ilgilendirebilecek çeşitli işleri incelemek için birer Temsilci atayacaklardır.

Madde 9. Sınırın her iki yanında 5 km.'den az bir uzaklıkta oturan kişiler, bağlı bulundukları Nahiye Müdürlerince verilmiş yıllık bir "Sınır Belgesi"ni göstermek üzere, ticaret ya da çiftçilik gereksinimleri için, sınırı serbestçe geçmek ve derinliği 5 km.yi aşmayacak bir alanda dolaşım hakkına sahip olacaktır.

Madde 10. (gümrük ve vergi bağışıklıkları)

Madde 11. (…)

Madde 12. …sağlık işleri, Tarafların katılmış oldukları yürürlükteki uluslararası Sağlık Sözleşmeleri ve özellikle 17 Aralık 1912 günlü Paris Sözleşmesi hükümlerine göre yürütülecektir.

Madde 13. (su kaynaklarının kullanımı)

Madde 14. …Taraflardan her biri uzlaşmazlığın niteliğine göre, bir ya da iki temsilci atayacaktır. Karşılıklı temsilcilerin sayısı her zaman eşit, olacaktır.
Taraflar uyuşmazlığın çözümünü, birlikte seçecekleri bir Hakeme sunmak, ya da katıldıkları ya da katılacakları uluslararası Sözleşmelerde belirli yöntem çerçevesinde, La Haye Divanına başvurmak yetkisini saklı tutarlar.

Madde 15. (…)

Madde 16. İşbu Sözleşme, sınır konusu dışında, onay gününden haşlayarak 5 yıl süre ile yürürlükte kalacaktır.
ALBERT SARRAUT & Dr. TEVFİK RÜŞTÜ

Türkiye - Suriye Sınırının Belirlenmesi

(s. 298 vd.)

Suçluların Geri Verilmesi

(s. 303 vd.)

1926 TÜRKİYE İLE İNGİLTERE VE IRAK ARASINDA SINIR VE İYİ KOMŞULUK [MUSUL] ANDLAŞMASI VE 1936 UZATMA PROTOKOLÜ

Bu Andlaşma Türkiye'nin Misakı Milli sınırları içinde öngörülen Musul ve yöresinden vazgeçmesi sonucu, bugünkü Türk - Irak sınırını kesinlikle belirlemiş ve ayrıca iki komşu ülke arasındaki işbirliğinin ilk temelini atmıştır.

Musul, Vilayetinin önemli bir bölümü 30 Ekim 1918 Mondros Silah Bırakışımı Sözleşmesi yapıldığı zaman Türkiye'nin elinde bulunuyordu.
İngiltere bu bölgeyi 15 Kasımda işgal etmişti.
Lozan Konferansında (…) sorunun Milletler Cemiyeti Konseyine sunulması kararlaştırılmıştı.
Konsey (…) bir Soruşturma Komisyonu kurulmasını 30 Eylül 1924'de kararlaştırmıştı.
Komisyon, çalışmalarım sürdürürken, İngilizler sınır bölgesinde kuzeye doğru yeni topraklar işgal ediyordu. Bu durumda bölgede kanlı olaylar ortaya çıkmıştı.
Konsey, 29 Ekim 1924 günü aldığı bir kararla, "geçici olarak" bir sınır tamını ortaya koymuştu. Statu quo'ya uygun olan bu sının (Brüksel sınırı) geçici niteliği nedeniyle Türkiye'de kabul etmişti.
Soruşturma Komisyonu raporunu 16 Temmuz 1925 günü Konseye sunmuştu. Raporda, plebisitin ancak tarafların oybirliği ile olabileceğini de belirtmişti ki, İngiltere plebisiti zaten kabul etmiyordu.

Konsey Türkiye'nin Lozan'ın 16. Maddesiyle, sınırlarının ötesindeki topraklardan zaten vazgeçtiği yolunda bir yorumla, 16 Aralık 1925'de son kararını vermişti.

Türkiye ile İngiltere ve Irak Arasında Türk · Irak Sınırı ve İyi Komşuluk İlişkileri Andlaşması  / Ankara, 5 Haziran 1926

Madde 1. Türkiye ile Irak arasında sınır, Milletler Cemiyetinin 29 Ekim 1924 günlü oturumunda kararlaştırılmış çizgiye uygun olarak, aşağıdaki biçimde kesinlikle belirtilmiştir.
(Brüksel Sınır Çizgisinin Tanımı)

Madde 2. (…)

Madde 3. Birinci Maddede tanımlanan sınır çizgisini toprak üzerinde işaretlemek üzere bir Sınır Komisyonu kurulacaktır.

Madde 4. Birinci Madde uyarınca Irak'a bırakılan topraklardaki halkın uyrukluğu sorunu Lozan Andlaşmasının 30-36. Maddelerine göre çözüme kavuşturulacaktır.

Madde 5. Bağıtlı Taraflardan her biri 1. Maddede belirlenen sınır çizgisinin kesinliğini ve bozulmazlığını kabul ederek, bunu değiştirmeği amaçlayan her hangi bir girişime geçmekten sakınmayı yükümlenir.

Madde 6. (Sınır güvenliği)

Madde 7. (Sınır güvenliği)

Madde 8. (Sınır güvenliği)

Madde 9. (Sınır güvenliği)

Madde 10. (Sınır güvenliği)

Madde 11. (Sınır güvenliği)

Madde 12. (Sınır güvenliği)

Madde 13. (Sınır Komisyonu)

Madde 14. Irak Hükümeti işbu Andlaşmanın yürürlüğe konulması gününden başlayarak 25 yıl süre ile, aşağıda gösterilen gelirlerin % 10 unu Türkiye Hükümetine ödeyecektir.
a) “Turkish Petroleum” Kumpanyasından,
b) …petrol ihraç edebilecek olan Ortaklıklardan ya da kişilerden,
c) …kurulabilecek yan Ortaklıklardan.

Madde 15. (Suçu iadeleri)

Madde 16. (Af konuları)

Madde 17. (…)

Madde 18. Ankara'da, 5 Haziran 1926 günü, üç örnek olarak, düzenlenmiştir.
Dr. TEVFİK RÜŞTÜ & R. C. LINDZEY

1927 TÜRKİYE İLE AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ ARASINDA İLİŞKİLERİN DÜZENLENMESİNE İLİŞKİN NOTA VERİŞİMİ VE 1931 OTURMA ANDLAŞMASI

Türkiye adına İsmet Paşa (İnönü}, Dr. Rıza Nur ve Hasan (Saka), Amerika Birleşik Devletleri adına, Bern Ortaelçisi Joseph Grew'nun imzaladığı, 32 Maddeden oluşan bu Andlaşmada, siyasal ilişkilerin kurulması, Konsolosların görevleri gibi konularda Devletler Hukuku ilkelerine uyulması öngörülmüş, bu arada Türkiye'de Kapitülasyonların kalkmış olduğu Amerikan Hükümetince de kabul edilmişti. Tarafların uyrukları için oturma, ticaret, ortaklıklar vb. konularda, karşılıklı olma ilkesi ve en çok gözetilen ulus kuralı ortaya konulmuştu. Andlaşmada ayrıca onun yürürlüğe girmesiyle, daha önce Osmanlı Devleti ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki tüm Andlaşmaların ortadan kalkması da öngörülmüştü (Madde 30).

Andlaşma Kongre'de, bir yandan Ermeni sorununun yarattığı duygular, öte yandan Türkiye'de azınlıkların korunması ve yabancı okulların durumu vb. konusunda oluşan yanlış izlenimlerin etkisiyle, bir türlü onaylanmayınca, onun Türkiye Büyük Millet Meclisince onaylanması da söz konusu olmadı (s. 328).

1928 TÜRKİYE - AFGANİSTAN DOSTLUK VE İŞBİRLİGİ ANDLAŞMASI

Andlaşmanın 1. Maddesi içten dostluktan söz etmekte, 2. ve 3. Maddeleri ise tarafsızlık ilkesini - 1926 Türkiye - İran Andlaşmasında olduğu gibi - dayanışma kavramı ile pekiştirerek ortaya koymaktadır.
4. ve 5. Maddeler, yapılacak işbirliği için özel anlaşmalar hazırlanmasını ve Türkiye'den çeşitli alanlarda Afganistan'a uzmanlar gönderilmesini öngörmektedir.
6. Madde Ticaret ve Oturma koşullarında Tarafların birbirine gösterecekleri, kolaylığı düzenlemektedir.
Andlaşma, dostluk ile ilgili 1. Maddesi dışında, 10 yıllık bir süre ve -bu süre sonunda ortadan kaldırılması bildirilmezse - bir yıllık ek süre için yapılmıştır.

1928 TÜRKİYE - İTALYA TARAFSIZLIK, UZLAŞTIRMA VE YARGISAL ÇÖZÜM ANDLAŞMASI VE 1932 MEİS ADASI İLE ANADOLU KIYISI ARASINDAKİ DENİZ SINIRINA İLİŞKİN ANLAŞMA

Andlaşma, 1928 Mayısında Tevfik Rüştü (Aras)'ın Roma'yı ziyareti sonunda, Benito Mussolini ile Türkiye Büyükelçisi Suat (Davas) tarafından imzalanmıştır.
Andlaşmanın 1. ve 2. Maddeleri "tarafsızlık" ilkesini tanımlamaktadır.
3. Madde, iki ülke arasında çıkacak uyuşmazlıkların uzlaştırma yöntemi ve, o da yetmezse, yargısal çözüm yolu ile çözümlenmesini öngörmekte ve hunun sınırlarını çizmektedir.
4. Madde Andlaşmanın yorumlanmasında ve uygulanmasında ortaya çıkacak uyuşmazlıkların La Haye Adalet Divanına götürülebileceğini belirtmektedir.
5. Madde Andlaşmanın onaylanması ve süresiyle ilgilidir.

2. Dünya Savaşından sonra Türkiye ile İtalya Cumhuriyeti 24 Mart 1950'de yeni bir Dostluk. Uzlaştırma ve Yargısal Çözüm Andlaşması bağıtlamışur.

İki Hükümet, 1928 Andlaşması Çerçevesinde 30 Mayıs 1929 günü yaptıkları bir Hakemlik Anlaşması 1 ile, Meis (Castelloriza) Adası ile Anadolu kıyıları arasında bir ayrım çizgisi çizilerek aradaki adacıkların ve Bodrum karşısındaki Kara Adanın hangi tarafın olacağını belirlemesi işini La Haye Adalet Divanına sunmayı kararlaştırmışlardır. Ancak, hundan bir sonuç alınmadan, Ankara'da 4 Ocak 1932 günü ayrı bir Anlatma ile ' sının belirleyip uyuşmazlığa son vermişlerdir.
Ankara Anlaşmasında Meis Adası ile Anadolu kıyısı arasındaki adacıkların kiminin Türk, kiminin İtalyan egemenliğinde kalacağı tek tek belirtildiği gibi (Mad. 1 ve 3), o bölgede karasularını ayıran bir çizgi de ayrıntılarıyla tanımlanmaktadır. (Md. 4-5).
Ayrıca Bodrum Körfezindeki Kara Ada'nın Türkiye'nin olması kararlaştırılmıştır.
(Md. 2). Kuşkusuz, Onikiada'nın 1947 yılında Yunanistan'a geçmesiyle, Yunanistan, "ardıl Devlet" olarak, hu hükümlerle bağlı bulunmaktadır (s. 341-342).

1928-1933 DÖNEMİNDE TÜRKİYE'NİN YAPTIĞI UZLAŞTIRMA, YARGI YOLU VE HAKEMLİK ANDLAŞMALARI

Devletler arasında çıkacak uyuşmazlıklar diplomasi yolundan çözülemeyince, bunları uluslararası Uzlaştırma Komisyonlarına götürmek; bu Komisyonların önerileri de Taraflarca benimsenmezse, yargısal çözüm yolu olan La Haye Adalet Divanına ya da bir Hakem Mahkemesine başvurmak gibi bir yöntem Birinci Dünya Savaşından sonra bir çok Andlaşmalara konu olmuş, ya da Dostluk ve Tarafsızlık Andlaşmalarının içinde yer almıştı.

1928 SAVAŞIN ULUSAL SİYASETİN ARACI OLARAK KULLANILMASINDAN VAZGEÇİLMESİNE İLİŞKİN ANDLAŞMA (BRIAND - KELLOGG PAKTI) İLE BUNUN DOCU AVRUPA'DA HEMEN YÜRÜRLÜĞE KONULMASIYLE İLGİLİ 1929 MOSKOVA (LİTVİNOF) PROTOKOLÜNE VE ÖZDEŞ KONUDA 1933 RIO DE JANEIRO ANDLAŞMASINA TÜRKİYE'NİN KATILMASI

Birinci Dünya Savaşından sonra kurulan Milletler Cemiyetinin savaşın önlenmesi ve uyuşmazlıkların barışçı yoldan çözümü yolundaki çabalarına koşul olarak ve bir ölçüde, onun eksikliğini gidermek üzere, Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa'nın girişimiyle, Paris'te böyle bir Andlaşma imzalanmıştır. Andlaşmaya, onun yapılmasında başkaca rolü oynayan Amerika Dışişleri Bakanı Frank Kellogg ile Fransa Dışişleri Bakam Aristide Briand'ın adlarını anımsatmak üzere, "Briand - Kellogg Paktı" da denilmektedir.

Andlaşmanın Giriş Kesiminde, onun amacı açıkça belirtildikten sonra, 1. Maddesiyle, önce uyuşmazlıkların çözümü için savaşa başvurma yolu kınanmakta, sonra da savaşın ulusal siyaset - başka deyişle ulusal çıkarlar - için bir araç olarak kullanılmaması yükümü ortaya konulmaktadır (s. 366).

Sovyetler Birliği, (…) 9 Şubat 1929 günü Moskova'da Estonya, Letonya, Polonya ve Romanya ile bir Protokol yapmıştır.
Sovyetler Birliği Moskova Protokolüne Türkiye'nin katılmasını önerince, Türk
Hükümeti (bu öneriyi) sevinçle kabul etti…
Protokol Türkiye Büyük Millet Meclisince 1 Nisan 1929 günü onaylanmıştır.

1929 TÜRKİYE - BULGARİSTAN TARAFSIZLIK, UZLAŞTIRMA, YARGISAL ÇÖZÜM VE HAKEMLİK ANDLAŞMASI

1929 Andlaşması, 29. Maddesi uyarınca, onay belgelerinin Sofya'da verildiği 3 Aralık 1929 günü, 5 yıllık bir dönem için, yürürlüğe girmiştir.

1930 TÜRK - FRANSIZ DOSTLUK, UZLAŞTIRMA VE HAKEM ANDLAŞMASI

Osmanlı Devlet borçlarının 1923 Lozan Andlaşması uyarınca ödenmesi işinde çıkan pürüzler iki tarafın ilişkilerini etkilemişti. Gerçi 13 Haziran 1928'de Paris'te Türkiye ile "Düyunu Umumiye" temsilcileri arasında bir anlaşma yapılmış ise de, 1929 dünya ekonomik bunalımı nedeniyle, ödeme işlerinde yeni zorluklar çıkmıştı. Bu uyuşmazlık ancak 22 Nisan 1933'de Paris'te tüm borçların ödenip arıtılmasını düzenleyen sözleşme ile çözülecektir.
…iki Devlet (…)3 Şubat 1930 günü Paris'te "Dostluk, Uzlaştırma ve Hakemlik Andlaşmasını" bağıtlamıştır

1930 TÜRK - YUNAN DOSTLUK, TARAFSIZLIK, UZLAŞTIRMA VE HAKEMLİK ANDLAŞMASI

10 Haziran 1930 günü Ankara'da, Nüfus Mübadelesinden doğan tüm sorunları kesinlikle çözümlemek için bir Sözleşme yapılmıştır ki, bununla Türk - Yunan dostluk yolunun kapısı açılmış oluyordu.
Bu Sözleşme yapılır yapılmaz Başbakan İsmet Paşa'nın çağrısı üzerine Yunanistan Başbakanı Venizelos 27-31 Ekim 1930'da Türkiye'yi ziyaret etmişti. Dostluk gösterileri içinde geçen hu ziyaretin sonunda, Ankara'da bir Dostluk, Tarafsızlık, Uzlaştırma ve Hakemlik Andlaşması yapılmıştır.

1932 DE TÜRKİYE'NİN MİLLETLER CEMİYETİ PAKTINA VE 1935'DE ULUSLARARASI SÜREKLİ ADALET DİVANINA KATILMASI

Milletler Cemiyeti Yasası, yenik Devletlerle yapılacak Barış Andlaşmalarına koşut olarak, Müttefiklerin girişimi ile, Paris'te hazırlanmış ve Müttefiklerin 25 Ocak 1919 günlü bir toplantısında kabul edilmişti.

Türkiye'nin Cemiyete girişi bir çağrı üzerine olmuştur. Türk Hükümeti böylesini daha uygun bulmuştu. Çağrı İspanya Temsilcisinin girişimi ve Yunan Temsilcisinin desteği ile, üyelerin çoğunluğunun 6 Temmuz 1932'de Genel Kurula sunduğu bir önergenin oy birliği ile kabulünden sonra, Genel Sekreterce yapılmıştır.

1932 TÜRKİYE - İRAN DOSTLUK ANDLAŞMASI VE GÜVENLİK, TARAFSIZLIK, [SALDIRMAZLIK] VE EKONOMİK İŞBİRLİĞİ ANDLAŞMASI

(s. 428 vd.)

1933 SALDIRININ TANIMINA İLİŞKİN LONDRA SÖZLEŞMELERİ

Londra Sözleşmeleri, Milletler Cemiyeti Yasası ve Briand - Kellogg Paktının saldın ve savaş konusundaki hükümlerinin eksikliklerinin doldurucu nitelikte idi.
(s. 435 vd.)

1933 TÜRKİYE - YUNANİSTAN İÇTEN ANLAŞMA PAKTI

Türkiye ile Yunanistan (…) Balkanlarda kurmayı amaçladıkları barış ve güvenlik sistemine önayak olmak üzere, yeni bir bağıt yapmak gereksinimini duymuşlardı.
Andlaşmanın 1. Maddesiyle, iki Devlet ortak sınırlarının dokunulmazlığım karşılıklı olarak güvence altına alıyordu.

Andlaşma 10 yıl için yapılmış (…) son verilmedikçe, yürürlükte kalmaları öngörülmüştür. O zamandan beri son verilmediğine göre 1933 Paktı bugün de geçerli görünmektedir (s. 442).

1933 TÜRKİYE - ROMANYA DOSTLUK, SALDIRMAZLIK, HAKEMLİK VE UZLAŞTIRMA ANDLAŞMASI

1933 Andlaşması, içtenlikle bir dostluk kuruyor (Mad. 1 ), birbirlerine karşı saldırıya geçmemek yükümünü getiriyor (Mad. 2) ve aralarında çıkacak uyuşmazlıkların barışçı yollardan çözümünün yöntemlerini öngörüyordu (Mad. 3-21).

1933 TÜRK - YUGOSLAVYA DOSTLUK, SALDIRMAZLIK, HAKEMLİK VE UZLAŞTIRMA ANDLAŞMASI

Andlaşma, onay belgelerinin Ankara'da verişildiği 7 Haziran 1935 günü yürürlüğe girmiş ve yürürlük süreleri sonunda Taraflardan her hangi birince ortadan kaldırılmadığından, kuramsal olarak, bugüne değin geçerli kalmıştır.

1934 BALKAN PAKTI VE 1938'DE BALKAN PAKTI DEVLETLERİYLE BULGARİSTAN ARASINDA ANLAŞMA

Balkan Paktı Türkiye, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya arasında toplu güvenlik ve yardımlaşma yükümleri ortaya koyan bir bağıttır.
Üç Maddelik Pakt metnine, onun kapsam ve anlamını açıklayan bir Protokol eklenmiş ise de, bu Türkiye'de gizli tutulmuştur.
1. İmza Protokolünde ve Ekli Protokolün 4. Maddesinde öngörülen Askersel Sözleşmeler 5 Haziran 1934 günü Cenevre'de Türkiye ile Yugoslavya ve Türkiye ile Romanya arasında imzalanmış, ancak bunlar da gizli tutulmuştur.
2 Kasım 1934 günü Ankara'da dört Dışişleri Bak anının toplantısında Paktın Sürekli Konseyi ile Ekonomik Danışma Konseyi Statüleri de imzalanmıştı.

Paktın 1. Maddesiyle, 4 Devlet kendilerinin tüm Balkan sınırlarının güvenliğini, karşılıklı olarak, güvence altına alıyordu.

Ek Protokolün 2. Maddesi buna şöyle bir açıklık getirmişti: "Paktın amacı Balkan sınırlarını, bir Balkan Devletince girişilecek bir saldırıya karşı güvence altına almaktır".

Paktın, hiç bir imzacısınca ona son verilmediğinden, yürürlüğü 1941 baharında tarihe maloluncaya dek sürmüştü.

Dört Devlet Avrupa'daki siyasal gelişmeler karşısında genellikle ortak bir tutum izlemişlerdir.
1936'da Montreux Konferansında, Boğazlar rejimi değiştirilirken Türkiye'nin görüşünü desteklemişler…

6 Nisanda Alman ordusu Yugoslavya'ya saldırıya geçmiş, Yugoslavya'dan soma Yunanistan'ı da işgale başlamıştı. 18 Nisanda Yugoslav ordusu, 23 Nisanda da Yunan Ordusu teslim olmuştu.
(18 Nisan 1941) artık ortada iki Devlet kalmıştır, çok taraflı olan Pakt varoluş nedenini yitirmiştir.

1934'DE TÜRKİYE'NİN UYUŞMAZLIKLARIN BARIŞÇI YOLDAN ÇÖZÜMÜNE İLİŞKİN GENEL BAGIT'A KATILMASI

Bu genel Bağıt (Acte General) Milletler Cemiyetinin, Yasanın 12. ve 13. Maddeleri doğrultusunda, uyuşmazlıkların barışçı yollardan çözümüne ilişkin yöntemleri bulmak üzere giriştiği çabaların bir ürünüdür.
Türkiye, Milletler Cemiyetine katıldıktan sonra, Genel Bağıt'a da katılmıştır.

1935 HABEŞİSTAN SAVAŞI ÜZERİNE TÜRKİYE'NİN MİLLETLER CEMİYETİ YAPTIRIMLARINA KATILMASI VE 1936 TÜRK · İNGİLİZ AKDENİZ İTTİFAKI

3 Ekim 1935 günü İtalya Habeşistan'a saldırınca, Milletler Cemiyeti Konseyi (…) Mussolini Hükümetinin suçluluğunu göstermişti.
(s. 485 vd.)

Milletler Cemiyeti Yasasının 16. Maddesinin 3. Fıkrası uyarınca ekonomik ve parasal önlemlere [yaptırımlara] katılan üye Devletlerden biri, Yasaya aykırı davranan Devletin [İtalya söz konusu] askersel nitelikteki bir eylemi ile karşılaşırsa, askersel durumları ya da coğrafi konumlan nedeniyle, ortaya çıkacak durum ile en yakından ilgili Cemiyet üyelerinin [İngiltere, Fransa, Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve İspanya] Yasanın bu hükmünden doğan yükümlülükleri, saldırıya uğrayan Devlete, kara, hava ve deniz kuvvetleriyle, sınırsız bir yardımı gerektirmektedir.

1936 MONTREUX BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ

Türk Boğazlarından geçiş rejimini ve Boğazlar bölgesinin güvenliği işini düzenleyen bu Sözleşme 1923'de Lozan Andlaşmasıyla birlikte imzalanan Boğazlar Sözleşmesinin yerine geçmiştir.

Konuyu ilk kez 1933 Mayısında Londra Silahsızlanma konferansında ortaya atan Türkiye, daha sonra katıldığı uluslararası toplantılarda da, Boğazlar Sözleşmesinin değişmesi gerektiğini ileri sürmekten geri kalmamıştı.
İtalya 1935 Habeşistan'a saldırmış, bu arada Oniki Adayı silahlandırmağa başlamıştı. Arkasından, Almanya Ren Bölgesini yeniden asker yerleştirmiş ve Lokarno Güvenlik Anlaşmalarına son vermişti. Böylece Avrupa’daki siyasal konjoktür gergin bir duruma girince Türkiye, Boğazlar Sözleşmesinin değiştirilmesine uygun zamanın geldiğine inanmıştı. Atatürk "Avrupa durumu böyle bir girişim için elverişlidir. Bu işi kesinlikle başaracağız" demiştir.

Türk Hükumeti, İngiltere'ye haber verdikten ve Sovyetler Birliği ile sıkı danışmalarda bulunduktan sonra, 11 Nisan 1936 günü Lozan Boğazlar Sözleşmesinin imzacısı İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya ile, Lozan'da görüşmelere katılmakla birlikte onu onaylamayan Sovyetler Birliği ve Yugoslavya'ya özdeş birer Muhtıra vererek, yeni bir Boğazlar Rejimini ortaya koymak üzere bir Konferans toplanmasını istemişti.

Konferansta Türkiye Delegasyonu, Dışişleri Bakanı Dr. Tevfik Rüştü Aras başkanlığında, Londra Büyükelçisi Fethi Okyar, Paris Büyükelçisi Suad Davaz, Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Büyükelçi Numan Menemencioğlu, Genel Kurmay İkinci Başkanı Korg. Asım Gündüz, Türkiye'nin Milletler Cemiyeti katındaki Sürekli Delegesi ve Sivas Milletvekili Necmettin Sadak'tan oluşuyordu. Ayrıca on biri diplomat, yedisi yüksek rütbeli asker, ikisi uzman yüksek memur, dördü enformasyon işleriyle görevli olmak üzere, 24 yardımcı bulunuyordu.
Montreux Konferansı, İtalya dışında, ilgili 9 Devletin katılmasıyla, 22 Hazirandan 22 Temmuza dek bir ay sürmüş ve yeni Sözleşmenin imzalanmasıyla sona ermiştir.
9 Kasım 1936 günü yürürlüğe girmiştir.

İtalya da Sözleşmeye 2 Mayıs 1938 günü katılınca, Bağıtlı Devletlerin sayısı 10 olmuştur.

Sözleşme, 1. Maddesiyle, Boğazlarda denizden geçiş ve gidiş-geliş serbestliği ilkesini ortaya koyup bunun öbür hükümlerle düzenlendiğini belirttikten sonra, I. Kesimde Ticaret gemilerinin geçiş rejimi düzenlenmektedir.
II. Kesimde, savaş gemilerinin barışta ve savaşta geçiş rejimi, Karadeniz’de kıyısı bulunan Devletler ile bulunmayanlara göre değişiklik göstermek üzere, düzenlenmiştir.
Türkiye'nin katılmadığı bir savaşta, savaşanların savaş gemilerinin geçişi ise yasaklanmıştır.
Eğer savaş zamanında Türkiye de savaşan ise ya da Türkiye kendisini yakın bir savaş tehdidi altında görüyorsa, yabancı savaş gemilerinin geçişini Türk Hükumeti istediği gibi düzenleyecektir.
III. Kesim uçakların geçişine ilişkin tek Maddeden (Me. 23) oluşmaktadır.
IV. Kesim "Genel Hükümler" başlığı ile, Türkiye'nin 1923 Lozan Sözleşmesiyle kurulan Uluslararası Boğazlar Komisyonunun yetki ve görevlerini üstlenmesine ilişkindir.
V. Kesimdeki "Son Hükümler" ile Sözleşmenin onaylanması, yürürlüğe girişi, ona katılma ve ortadan kaldırma koşullan, süresi, değişiklik getirme hiçim ve koşulları düzenlenmiştir.
Boğazlar Bölgesinin yeniden askerselleştirilmesine ilişkin hüküm Sözleşmeye ekli Protokol'e konulmuştur. Protokol'ün 1. Fıkrası uyarınca Türkiye, Sözleşme imzalanır imzalanmaz Boğazlan askerselleştirmiştir.

Türkiye Montreux Sözleşmesini özenle uygulamıştır.
Sovyetler Birliği (…) İkinci Dünya Savaşı sona erince, önemli kimi istemlerde bulunmuştur.
Montreux Sözleşmesinin ilk 20 yıllık süresi sonunda (9 Kasım 1946) ona son vermiş de değildir. Bağıtlı bir başka Devlet de ona son vermediğinden, Sözleşme böylece 20 yıllık sürenin sonunda, 28. Madde uyarınca, ona son verilinceye değin, kendiliğinden yürürlükte kalmakta bulunmuştur.

…Sözleşmenin üzerinden 45 yılı aşan bir zaman geçtiğinden, onun kimi hükümleri (Milletler Cemiyeti ile ilintili Maddeler, savaş gemilerinin tanımı, Japonya'nın üyelik durumu vb.) bugün varoluş nedenini yitirmiştir. Ayrıca, 2. Dünya Savaşından sonra Boğazlar konusuna yakın ilgi gösteren Amerika Birleşik Devletleri Sözleşleşmenin imzacıları içinde değildir.
Öte yandan, Boğazlardan geçişlerde kılavuz almanın isteğe bağlı kalması (Md. 2), 2. Dünya Savaşından beri büyük oranda artan trafik sonucu durmadan kazalara, yangınlara neden olmaktadır. Bunun yanı sıra Boğazlarda kirlenme artmış, balıkçılık olanakları azalmıştır. Kılavuz ve remorkör için saptanan harçlar da (Ek. 1) günümüzün koşullarına uymamaktadır.

Montrö Sözleşmesinin 60 yıllık uygulanması dolarken yeni sorunlar ortaya çıkmıştır. Bunların en önemlisi ticaret gemileri trafiğinin artması pek çok kazalara neden olmuş, özellikle tankerlerin geçişi İstanbul'u yangınlarla karşı karşıya bırakmıştır. 1994 yılında bir yabancı tankerin yanması üzerine hükümet, Montrö 'nün verdiği yetkiye dayanarak daha güvenli (safcty passage) bir geçiş için ilk kez bir Tüzük (Regulation) çıkarmak zorunda kalmıştır (s. 508).


Boğazlar Rejimine İlişkin Sözleşme

Montreux, 20 Temmuz 1936

İşbu Sözleşmenin 24 Temmuz 1923 günü Lozan'da imza edilmiş olan Sözleşmenin yerine geçmesine karar vermişler…

Madde 1. Bağıtlı Yüksek Taraflar Boğazlarda denizden geçiş ve gidişgeliş serbestliği ilkesini kabul eder ve doğrularlar.

Kesim 1

Ticaret Gemileri

Madde 2. Barış zamanında, ticaret gemileri, bayrak ve yükü ne olursa olsun, gündüz ve gece, aşağıda 3. Maddenin hükümleri saklı kalmak üzere, hiç bir işleme [formalite] bağlı olmadan Boğazlardan geçiş ve geliş gidiş tam serbestliğinden yararlanacaklardır. Bu gemiler Boğazların hiçbir limanında durmaksızın transit olarak geçerlerse, Türk Makamlarınca alınması işbu Sözleşmenin 1. Ekinde öngörülen resim ya da harçlardan [charges] başka hiç bir resim ve harca bağlı tutulmayacaklardır.

Kılavuzluk ve römorkaj isteğe bağlı kalır.

Madde 3. Ege Denizinden ya da Karadeniz’den Boğazlara girecek her gemi, uluslararası sağlık hükümleri çerçevesinde Türk yasalarıyla [Reglements] konulmuş sağlık denetiminden geçmek için, Boğazların girişine yakın bir sağlık Merkezinde duracaktır.

Madde 4. Savaş zamanında Türkiye savaşan değilse, ticaret gemileri, bayrak ve yük ne olursa olsun, 2. ve 3. Maddelerde öngörülen koşullar içinde, Boğazlardan geçiş ve gidişgeliş serbestliğinden yararlanacaktır.
Kılavuzluk ve römorkaj isteğe bağlıdır.

Madde 5. Savaş zamanında, Türkiye savaşan ise, Türkiye ile savaş durumundaki bir ülkeye ilintili olmayan ticaret gemileri, düşmana hiç bir biçimde yardım etmemek koşulu ile, Boğazlarda geçiş ve gidişgeliş serbestliğinden yararlanacaktır.

Madde 6. Türkiye, kendisinin pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidiyle karşılaştığı kanısında bulunduğu zamanda da 2. Madde hükümlerinin uygulanması sürdürülecektir.

Kılavuzluk, hu durumda, zorunlu kılınabilecek, ancak ücret alınmayacaktır.

Madde 7. "Ticaret Gemileri" deyimi işbu Sözleşmenin II. Kesiminde yazılı olanların dışındaki tüm gemileri kapsamı içine alır.

Kesim II

Savaş Gemileri

Madde 8. İşbu Sözleşme uyarınca savaş gemileri ve onların nitelikleri [specifications] ile tonajlarının hesabı için geçerli olacak tanım Sözleşmenin II. Ekinde gösterilen tanımdır.

Madde 9. Savaş donanmasının, sıvı olsun olmasın, yakıt taşıma için yapılmış olan yardımcı gemileri [Batiments auxiliaires] 13. Maddede öngörülen önbildirime bağlı tutulmayacak ve, Boğazlan ayrı ayrı geçmek koşulu ile, 14. ve 18. Maddeler gereğince sınırlandırılmış tonajların hesabına girmeyecektir. Bununla birlikte, öbür geçiş koşulları konusunda savaş gemileri gibi işlem görecektir.

Madde 10. Barış zamanında hafif su üstü gemileri [batiments Iegers de surface] küçük savaş gemileri [petits navires de combat] ve yardımcı gemiler Karadeniz’de kıyısı olan Devletlere ilintili bulunsunlar ya da bulunmasınlar, bayrakları ne olursa olsun, hiç bir resim ve yükleme bağlı tutulmadan Boğazlardan geçiş serbestliğinden yararlanacaklardır.

Madde 11. Karadeniz’de kıyısı olan Devletler 14. Maddenin 1. Fıkrasında yazılı tonajdan yüksek bir tonajda bulunan savaş hattı gemilerini [batiments de ligne ], Boğazlardan, birer birer ve yanlarında en çok iki torpito [torpilleur] olmak koşulu ile, geçirmek iznine sahiptirler.

Madde 12. Karadeniz’de kıyısı bulunan Devletler, bu Deniz dışında yaptırdıkları ya da satın aldıkları denizaltı gemilerini, eğer tezgâha konulma ya da satın alma işinden Türkiye'ye zamanında haber verilmişse, üslerine katılmak üzere, Boğazlardan geçirmek hakkına sahip olacaklardır.

Gerek birinci, gerek ikinci durumda denizaltı gemileri Boğazlardan birer birer, gündüz ve su üzerinden geçecektir.

Madde 13. Savaş gemilerinin Boğazlardan geçmesi için Türkiye Hükümetine diplomasi yolu ile bir ön bildirim yapılması gerekir. Bu ön bildirimin normal süresi 8 gün olacaktır; ancak Karadeniz’de kıyısı bulunmayan Devletler için hu sürenin 15 güne çıkarılması umut edilir.

Madde 14. İşbu Sözleşmenin 11. Maddesinde ve III. Ekinde öngörülen durumlar kapsam dışı kalmak üzere, Boğazlarda transit olarak bulunabilecek tüm yabancı deniz kuvvetlerinin en yüksek tonaj toplamı 15.000 tonu geçmeyecektir.

Madde 15. Boğazlarda transit olarak bulunan savaş gemileri, taşımakta bulunabilecekleri hava ulaşım araçlarını [aeronefs] hiçbir durumda kullanamazlar.

Madde 16. Boğazlarda transit olarak bulunan savaş gemileri, hasar ya da deniz arızası durumları kapsam dışında kalmak üzere, geçişleri için gerekli sürelerden fazla Boğazlarda kalamazlar.

Madde 17. Yukarıdaki Maddelerin hükümleri, herhangi bir tonaj ya da bileşime sahip bir deniz kuvvetinin, Türkiye Hükümetinin çağrısı üzerine, Boğazlardaki bir limana sınırlı bir süre için bir nezaket [cour toisie] ziyaretinde bulunmasına engel olmaz.

Madde 18. 1 – Karadeniz’de kıyısı bulunmayan Devletlerin barış zamanında bu denizde bulundurabilecekleri tonaj toplamı şöylece sınırlandırılmıştır:
a) Aşağıdaki (b) Fıkrasında öngörülen durum kapsam dışında kalmak üzere, söz konusu Devletlerin toplam tonajı, 30.000'i aşmayacaktır.
b) Eğer herhangi bir zamanda Karadeniz’in en güçlü donanmasının tonajı, işbu Sözleşmenin imzası gününde bu Denizde en güçlü olan donanmanın tonajını en az 10.000 ton aşarsa, (a) Fıkrasında yazılı olan 30.000 tonajlık toplam o ölçüde ve en çok 45.000 tona varıncaya değin, artırılacaktır. Bu amaçla, her kıyı Devleti, işbu Sözleşmenin IV. Eki uyarınca, Türk Hükümetine her yılın 1 Ocak ve 1 Temmuz günlerinde Karadeniz’deki donanmasının tonaj toplamını bildirecek ve Türk Hükümeti de bu bilgiyi öbür Bağıtlı Yüksek Taraflar ile Milletler Cemiyeti Genel Sekreterine iletecektir.
c) Karadeniz’de kıyısı bulunmayan Devletlerden herhangi birinin bu Denizde bulundurabileceği tonaj yukarıdaki (a) ve (b) Fıkralarında yazılı tonajın üçte ikisini geçmeyecektir.
d) Bununla birlikte, Karadeniz’de kıyısı bulunmayan bir ya da bir kaç Devlet bu Denize insancıl bir amaçla deniz kuvvetleri göndermek isterse, toplamı hiç bir durumda [hypothese] 8.000 tonu geçemeyecek olan bu kuvvetler, işbu Sözleşmenin 13. Maddesinde yazılı ön bildirime gerek olmaksızın (…)  Türk Hükümetinden alacakları izin üzerine Karadeniz’e girebilecektir.
2. Karadeniz’de bulunmalarının amacı ne olursa olsun, kıyısı bulunmayan Devletlerin savaş gemileri hu Denizde 21 günden çok kalamayacaktır.

Madde 19. Savaş zamanında, Türkiye savaşan değilse, savaş gemileri 10-18. Maddelerde belirtilen koşullar içinde, Boğazlardan tam bir geçiş ve gidişgeliş serbestliğinden yararlanacaktır.
Bununla birlikte, savaşan herhangi bir Devletin savaş gemilerinin Boğazlardan geçmesi yasak olacaktır.

Madde 20. Savaş zamanında Türkiye savaşan durumda ise, 10-18. Maddeler hükümleri uygulanmayacaktır; savaş gemilerinin geçmesi tümüyle Türk Hükümetinin kararına bağlı olacaktır.

Madde 21. Türkiye, kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidiyle karşılaştığı kanısında ise, işbu Sözleşmenin 20. Maddesi hükümlerini uygulamak hakkına sahip olacaktır.

Madde 22. İçinde veba, kolera, sarıhumma, lekelihumma ya da çiçek olayları olan ya da içinde 7 günden az bir zamandan önce hastalıklar görülmüş bulunan savaş gemileri ile bulaşık limandan 24 saatin beş katından az bir zamandan beri ayrılmış olan savaş gemileri, Boğazlan karantina altına geçecek ve, Boğazların bulaştırılmasına olanak vermemek için, gerekli korunma önlemlerini gemi araçlarıyla almak zorunda olacaktır.

Kesim III

Hava Ulaşım Araçları

Madde 23. Sivil hava ulaşım araçlarının Akdeniz ile Karadeniz arasında geçişini sağlamak için, Türk Hükümeti Boğazların yasak bölgeleri dışında bu geçişe ayrılan hava yollarını gösterecektir.

Kesim IV

Genel Hükümler

Madde 24. Boğazlar Rejimine ilişkin 24 Temmuz 1923 günlü Sözleşme uyarınca kurulmuş olan Uluslararası Komisyonun yetkileri Türk Hükümetine geçirilmiştir.

Kesim V

Son Hükümler

Madde 26. İşbu Sözleşmede en kısa bir zamanda onaylanacaktır.

Madde 27. İşbu Sözleşme, yürürlüğe girişinden haşlayarak, 24 Temmuz 1923 günlü Lozan Barış Andlaşmasının imzacısı herhangi bir Devletin katılmasına açıktır.

Madde 28. İşbu Sözleşme, yürürlüğe girdiği günden haşlamak üzere, 20 yıllık bir süre için geçerli olacaktır.

Bununla birlikte, işbu Sözleşmenin 1. Maddesinde doğrulanan geçiş ve gidişgeliş serbestliği ilkesinin süresi sonsuzdur.

Söz konusu 20 yıllık sürenin sona ermesinden iki yıl önce hiçbir Bağıtlı Yüksek Taraf, Fransız Hükümetine bir sona erdirme ön bildirisi vermemişse, Sözleşme sona erdirici bir ön bildiri gönderilmesi gününden haşlamak üzere, 2 yıl geçinceye dek yürürlükte kalacaktır.

Madde 29. İşbu Sözleşmenin yürürlüğe girmesinden haşlayarak her beş yılın sonunda Bağıtlı Yüksek Taraflardan her biri, Sözleşmenin bir ya da bir kaç hükmünün değiştirilmesini önerme girişiminde bulunabilir.

Montreux'de, 20 Temmuz 1936 günü, 11 örnek olarak düzenlenmiştir.

EK 1
1. İşbu Sözleşmenin 2. Maddesi uyarınca alınabilecek olan resimler ve harçlar aşağıdaki çizelgede gösterilenler olacaktır. Türk Hükümetinin hu resim ve harçlardan kabul edebileceği indirimler, bayrak farkı gözetilmeksizin, uygulanacaktır.

a) Sağlık kontrolü: 0.075 (Frank, (Şu sırada 100 kuruş yaklaşık 2,5 Franktır))

c) Kurtarma hizmeti: Bu, Kurtarma sandalları, halat bağlayıcı roket İstasyonları, Sis düdükleri, Radyo farlar ile (b) Fıkrasına girmeyen ışıklı Şamandıralar ya da o türden başka tesisleri de kapsamı içine alır: 0.10 Frank

2. İşbu Ekin 1. Paragrafına bağlı çizelgede gösterilen resimler ve harçlar Boğazlardan iki kez geçiş içindir (gidiş-dönüş).

3. Eğer bir ticaret gemisi gidiş geçişinde, dönmeyeceğini bildirirse, işbu Ekin 1. Paragrafının (b) ve (c) Fıkralarında yazılı resim ve harçlar konusunda tarifenin yansını ödeyecektir.

EK II
"Ton" terimi, "metrik ton" denilmedikçe, 1.016 Kilogramlık (2.240 librelik) bir tonu belirler.
(gemilerle ilgili teknik bilgiler)

EK III
Japonya donanmasına ait üç Okul Gemisinden iki geminin Boğazlardaki limanları birlikte ziyaretine izin verilmesi kararlaştırılmıştır.

EK IV
1. İşbu Sözleşmenin 18. Maddesinde yazılı Karadeniz’de kıyısı bulunan Devletlere ilintili donanmaların tonaj toplamının hesabına girecek gemilerin sınıfları ve alt sınıfları…

Protokol

Bugünkü Sözleşmeyi imza ettikleri sırada, aşağıda imzalan bulunan yetkili Temsilciler, Hükümetlerini yükümlülük altına sokarak, aşağıdaki hükümleri kabul ettiklerini açıklarlar:
1. Türkiye, anılan Sözleşmenin giriş kesiminde tanımlanan Boğazlar Bölgesini hemen yeniden askerselleştirebilecektir [ remilitariser].
2. 15 Ağustos 1936 gününden başlayarak, Türk Hükümeti, bu Sözleşmede belirlenen rejimi geçici olarak uygulayacaktır.
3. İşbu Protokol bugünden başlamak üzere geçerli olacaktır.
Montreux'de, 20 Temmuz 1936 günü düzenlenmiştir.

1936 İSPANYA İÇSAVAŞINA KARIŞMAKTAN KAÇINMA YÜKÜMLÜLĞÜ VE 1937 AKDENİZ'DE GÜVENLİĞİN SAĞLANMASI İÇİN NYON VE CENEVRE ANLAŞMALARI

İspanya'da 1936 Şubatında yapılan seçimler üzerine sol eğilimli bir Halk Cephesi
Hükümeti kurulunca, Ordu'da General Franco liderliğinde bir isyan çıkmış, kilise ve sağcıların da desteklediği bu isyan ülkeyi 1939 yılına dek sürecek bir iç savaşa sürüklemiştir.
Türkiye ile birlikte, 27 Avrupa Devletinin Londra Büyükelçileri (Türkiye'ninki Fethi Okyar) 9 Eylülde "Karışmaktan Kaçınma Komitesi"nin ilk toplantısını yapmıştır.
1937 yılında İtalyan olduğu sanılan denizaltılarca, İspanya limanlarına giden kimi ticaret gemilerinin batırılması Akdeniz’de güvenliği bozmuştu.
İngiltere ve Fransa, bu tehlikeli durum karşısında, denizaltı korsanlığına karşı önlemler alınması itini görüşmek üzere ilgili Devletleri Nyon'da (İsviçre) bir konferansa çağırmıştı.

Nyon ve Cenevre'de imzalanan Anlaşmalar Türkiye'yi İngiltere ve Fransa'ya bir az daha yaklaştıracak ve 1939 "Üçlü İttifak'a giden yol üzerinde bir aşama olacaktı.

1937 TÜRKİYE - MISIR DOSTLUK ANDLAŞMASI

Dostluk Andlaşmasının 1. Maddesiyle, "iki ülke arasında bozulmaz bir barış; içtenlikle ve sürekli bir dostluk" olacağı belirtilmekte, 2. ve 3. Maddesiyle de, diplomasi ve Konsolosluk Temsilcilerinin, karşılıklı olma koşulu ile, tüm ayrıcalık, bağışıklık vb. yararlanmaları öngörülmekte ve önlem işlevlerine ilişkin koşullar düzenlenmektedir.
Dostluk Andlaşması, 4. Maddesi uyarınca, onay belgelerinin Kahire'de verişiminden 15 gün sonra, 26 Nisan 1938 günü, yürürlüğe girmiştir. Andlaşma, süresiz olduğundan ve o zamandan beri Tarafların herhangi birince ortadan kaldırılmadığından bugün de yürürlüktedir (s. 536 vd.).

1937 SANCAK (HATAY) AYRI VARLIĞNIN KURULUŞUNA VE 1939 HATAY'IN ANAVATANA BAĞLANMASINA İLİŞKİN ANDLAŞMALAR

1920'de açıklanan "Ulusal And"a göre, bu bölgenin Türkiye'nin ulusal sınırları içinde kalması gerekiyordu.
Oysa, Fransa daha 16 Mayıs 1916'da İngiltere ile, Osmanlı topraklarının bölüşümü konusunda yaptığı Sykes-Picot Anlaşması uyarınca Suriye - Lübnan'a sahip olmağa kararlı idi.

20 Ekim 1921 günü Türk-­Suriye sınırı Ankara Anlaşması ile belirlenmişti.

Suriye Parlamentosunda 20 Aralık’ta (1936) oybirliği ile onaylanan bu Andlaşma ile Fransa, Suriye'ye üç yıl içinde bağımsızlık tanımağı ve Suriye üzerindeki tüm haklarını Suriye Hükümetine geçirmeği yükümlenmişti.
Bir ittifak içinde ortak dış politika güdülmesini de öngören bu Andlaşma, Suriye MC'e üye olunca yürürlüğe girecek, böylece Fransa’nın mandası da sona erecekti.

Türk Hükümeti, Paris Büyükelçisi Suad Davaz aracılığı ile, Fransa Dışişleri Bakanı Delbos'a 9 Ekim 1936'da verdiği Mektup-Notada Sancak ve sorununun çözümü önerisini resmen ortaya atmıştı.
Delbos 10 Kasım 1936'da verdiği yanıtta (…) Sancağa bağımsızlık verilemeyeceği, yalnızca onun özerkliğinin korunacağı, dostça bir dille bildirilmişti.
Bu ilk notaları Kasım ve Aralık aylarında yeni notalar izlemiş, Aralık ayında Sancak'ta kanlı olaylar çıkmıştı.

Sancak Devleti böylece kurulurken, yüzölçümü 4.805 km2 ve Fransız istatistiklerine göre, 219 bin olan nüfusunun % 39, 7'si Türk, % 28'i Alevi, % 11'i Ermeni, % l0'u Sünni Arap, % 9'u Rum-Ortodoks vb., % 3'ü de Kürt, Çerkez, Yahudi, İsmaili ve Arnavut kökenli idi.
Sancağa "Ayrı Varlık" adı verilmişti.

Bu arada, Avrupa genel savaşa doğru hızla yaklaşıyordu.
Fransa da bir an önce Türkiye ile anlaşmak gereksinimini duyuyordu. Böylece, Hatay sorununun, Türkiye'nin istediği gibi, buranın Türkiye'ye bağlanması yolu ile, kesinlikle çözümüne razı olmuştu.

Buna karşın, Suriye 1946'da Fransız ve İngiliz kuvvetlerinin çekilmesi üzerine bütünüyle egemenliğine kavuştuktan bir süre sonra, Devlet Başkanı Albay Çiçekli (1950-1954) "İskenderun'un Suriye'den zorla alınması" diye, daha çok iç politika nedenleriyle, halkın duygularını okşayıcı propagandaya girişmiş, Hatay'ı Suriye sınırları içinde gösteren haritalar bastırmağa haşlamıştı.
Hatay'ın güneyine düşen Türkiye - Suriye karasuları ayırım çizgisi de henüz çizilmemiştir.

1937 SADÂBAT PAKTI

Sadâbat Paktı Türkiye, Irak, İran ve Afganistan arasında imzalanmış, çok taraflı bölgesel bir Andlaşmadır.
8 Temmuz 1937 günü Pakt dört devlet arasında Tahran'da Şah'ın yazlık Sadâbat sarayında imzalanmıştır.
Andlaşmanın 1. Maddesi "İçişlerine karışmama"; 2. Maddesi birbirinin "sınırlarının dokunulmazlığına saygı"; 3. Maddesi "dayanışmalar yapılması"; 4. ve 5. Maddeleri "saldırmazlık" (ki saldın ayrıca tanımlanıyordu); 6. Maddesi bir üçüncü Devlete karşı da saldırıya geçmemek; 7. Maddesi "birbirlerine karşı kışkırtma ve gizli örgütlere olanak bırakmamak"; 8. Maddesi-Andlaşmanın Giriş Kesiminde de belirtildiği üzere- "Savaştan vazgeçilmesine ilişkin 1928 Briand Kellogg Paktına (XVIII. sıradaki Bağıt) saygı ve uyuşmazlıkların barışçı yoldan çözümü" yükümlerini getirmiştir. 9. Maddede Paktın Milletler Cemiyeti Yasası ile uyum içinde olduğu ortaya konulmuştur. 10. ve sonuncu Madde ile de Andlaşmanın onayı ve yürürlüğe giriş koşullan düzenlenmiştir.

Pakt 1939'da Dünya Savaşı başlayınca değerini yitirmeğe başlamıştır.
Savaş sonrasında, Sovyet tehditlerine karşı Ortadoğu'da 1955'de Bağdat Paktı kurulunca Sadâbat Paktı büsbütün gölgelenmiş ve 1980'de Irak - İran savaşı çıkınca artık varoluş nedenini de yitirmiş, tarihe karışmıştır.

1938 TÜRK - YUNAN ANDLAŞMASI

Bu Andlaşma Türkiye ile Yunanistan arasındaki 1930 ve 1933 Andlaşmalarının sürelerini uzatmak ve onları güçlendirmek üzere yapılmıştır (s. 596 vd.).

1939 TÜRK - İNGİLİZ - FRANSIZ ÜÇLÜ İTTİFAKI

Bu İttifak Andlaşması Türkiye'nin İkinci Dünya Savaşında tarafsız kalamayacağını anlayıp kendi inanç ve yararına uygun bulduğu bir blok içinde yardımlaşma yükümlerini ortaya koymuştur.

23 Haziran 1939'da Hatay And]aşmasının Ankara'da yapıldığı gün, Paris'te Dışişleri Bakanı M. Bonnet ile Türkiye Büyükelçisi Suat Davaz tarafından imzalanmıştır.
Andlaşmanın 1. Maddesi Türkiye'ye karşı bir Avrupa Devletinin (Almanya söz konusu) saldırısı durumunda İngiltere ve Fransa'nın onun yardımına gelmesini gerektirmektedir. Bu yardımın, Balkanlarda askersel eylemin Bulgar ya da Yunan sınırına erişmesi anında başlayacağı da gizli tutulan 3 sayılı Protokolde yazılıdır.

2. Maddede, Akdeniz bölgesinde bir Avrupa Devletinin (İtalya söz konusu) saldırısı üzerine, İngiltere ve Fransa'nın ya da Türkiye'nin savaşa sürüklenmesiyle, karşılıklı yardım öngörülmektedir.

10 Haziran 1940'da İtalya, Almanya'nın Müttefiki olarak, İngiltere ve Fransa'ya savaş açınca, savaş Akdeniz’e geçmişti. Bunun üzerine, 13 Haziranda İngiltere ve
Fransa Üçlü İttifakın 2. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince, Türkiye'nin savaşa katılmasını istemişlerdi.
İngiltere önerisinde ısrar etmedi. Sovyetler Birliği de Türkiye'nin savaşa girmesini istemiyordu. Böyle bir durumda, Türkiye "Sovyet Çekincesi"ni ileri sürüp savaş dışı (non-belligerant, gayrı muharip) kaldığını açıkladı.

1940 TÜRKİYE - FRANSA (SURİYE VE LÜBNAN İÇİN) DOSTLUK VE İYİ KOMŞULUK SÖZLEŞMESİ VE EKLERİ

İkinci Dünya Savaşında Fransa'nın 1940 Mayısından Alman İşgaline uğraması üzerine, bu Sözleşmenin onay belgelerinin verişimine girişilememiş, böylece Sözleşme, 11. Maddesi uyarınca, hukuksal bakımdan yürürlüğe girememişti.

1941 TÜRK - BULGAR ORTAK DEMECİ

Bu Demeç (Deklarasyon), İkinci Dünya Savaşında Almanların Balkanlarda ilerlemeğe başladığı sırada, 1925 ve 1929 Türk - Bulgar Andlaşmalarındaki dostluk, saldırıdan kaçınmak ve birbirine karşı başka Devletlerle anlaşmalara girmemek yükümlülüklerini doğrulayan bir Bağıttır (s. 639).

1941 TÜRK - SOVYET DEMECİ

Açıklama, 1925 Türkiye - Sovyet saldırmazlık Paktını anımsatan son belge olacak, Sovyetler Birliği 1945 yılında bu Pakta son verecekti (s. 643).

1941 TÜRK - ALMAN SALDIRMAZLIK PAKTI

Bu Pakt, İkinci Dünya Savaşı içinde, Türkiye'nin bu savaşın dışında kalabilmesini sağlayan olgulardan biridir.

Alman Kuvvetleri Haziranda Türk sınırına yaklaşmış bulunuyordu. Gerçekte, Sovyetler Birliğine saldırıyı planlamış olan Hitler, böyle bir durumda Türkiye'nin tarafsızlığım sağlamak istiyordu. Türkiye'nin de, Avrupa'da üstünlüğünü kanıtlamış olan Almanya ile, Üçlü İttifakı ve o sıradaki "Savaş dışı" durumunu bozmadan, bir Andlaşma yaparak rahat bir nefes almakta yaşamsal bir çıkarı vardı.
Bu koşullar içinde, Almanya'nın Sovyetler Birliğine saldırdığı 22 Hazirandan 4 gün önce, Ankara'da Türk - Alman Saldırmazlık Paktı imzalanmıştı.
1. Madde ile iki Devlet birbirinin bütünlüğüne saygı göstermeği ve birbirine saldırmamağı yükümleniyordu. 2. Madde ile iki Devletin bundan böyle ortaya çıkacak sorunların çözümü için aralarında dostça temaslar yapması öngörülmüştü.

1945 TÜRKİYE - AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ ASKERSEL YARDIM ANDLAŞMASI

Bu Anlaşma Amerika Birleşik Devletlerinin Türkiye'ye yaptığı askersel yardımlarla ilgili ilk bağıttır.

Bu Anlaşma Savaş süresi için öngörülmüştür. 9. Maddesi uyarınca imzaladığı 23 Şubat 1945 gününden başlayarak geçerli sayılmıştır. Ödünç Verme ve Kiralama Yasası Savaştan sonra ortadan kalkınca, bu Anlaşmanın uygulanmasına da son verilmiştir.

Künye
Soysal, İsmail (2000), Türkiye’nin Siyasal Andlaşmaları (1920-1945) 1. Cilt (3. Baskı), Türk Tarih Kurumu, Ankara

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder