Toplumsal Hareketler
60’lı yıllardan itibaren gözlenen yeni toplumsal hareketler, modernliğin
neden olduğu bunalımlara karşı çıkar, tepki gösterir mahiyettedirler. Eski
toplumsal hareketler salt ideolojik temellidirler.
TOPLUMSAL
HAREKETLERDE YAŞANAN DÖNÜŞÜM
1968 Mayısında Fransa, Almanya, Britanya,
ve Meksika’da baş gösteren öğrenci gösterileri, İtalya’daki Kızgın
Sonbahar’daki öğrenci-işçi koalisyonu, Frankocu Madrid, Komünist Prag gibi
yerlerdeki demokrasi talepleriyle gelişen hareketler, Güney Afrika’dan Roma’ya
kadar eleştirel Katolikliğin gelişimi, kadın ve çevre hareketlerinin ilk işaretleri.
Bütün bu olgular köklü dönüşümün göstergeleri olarak değerlendirilmektedir.
1960’ların gençliği egemen Amerikan kültür
değerlerine karşı bir duruş ortaya koydular. ABD iktidarı bu tepkiyi kontrol
altına alıp uysallaştırmak amacıyla çevreci hareketler, sivil haklarla ilgili
hareketler başta olmak üzere çeşitli toplumsal hareketler icat etmiştir. Bu
üretilmiş hareketler, 60’lı yıllarda batı kültürüne ve onun tecessüm etmiş yüzü
olan ABD’ye yönelik tepkiyi sıradanlaştırmış/sulandırmıştır.
YTH anlayışı, kapitalist toplumda var olan
temel iki sınıfın, burjuva ve proletaryanın mücadelesine dayalı çözümlemeyi
reddeder. Devleti ele geçirmeyi amaçlayan
eski hareketlerin tersine YTH, politika belirleyicileri üzerinde lobicilik yapmayı
ve kamuoyunu etkilemeyi hedeflemiştir.
YENİ
TOPLUMSAL HAREKETLER ANLAYIŞININ GELİŞİMİ
YTH Touraine’e
göre devlet gücünü kontrol etme düşüncesinden
uzaklaşması ve sivil ilişkileri dönüştürmeyi hedeflemesi nedeniyle yenidir.
G.W. Martin’in
siyasi süreç ekolü olarak adlandırdığı yaklaşım şunu tespit eder: kuzeydeki
emek, insan hakları ve yeşiller hareketi ile Güney’deki milliyetçi hareketler
devletler tarafından giderek kurumsallaştırılmış ve siyasi partilere dönüştürülmüş,
bunun sonucunda 1960’lara dek görülen radikal, ütopyacı hareketler artık tarihsel
yapay olgular olarak görülmeye başlanmıştır.
Alan yazında, yeni toplumsal hareketlere
yönelik çok çeşitli tanımlamalar, yakıştırmalar yapılmıştır. Kapayıcı olduğu
için “alternatif hareketler” kavramı daha
popülerdir.
YTH’de eski politikalardan farklı olarak eşitlik,
farklılık, katılım ve kimlik inşasını esas alan yeni bir kimlik politikası söz
konusudur.
YTH, siyasetin tanımını daha önce alanın dışında
kalan olguları da kapsayacak biçimde genişletmiştir (eskiden sağ-sol vardı,
şimdi aklına ne gelirse).
Yeni orta sınıfın gelişimi ve küçük
burjuvazi YTH’nin ortaya çıkışında yaşamsal öneme sahiptir.
Yeni kentsel toplumsal hareketler kavramı ekoloji,
feminist, savaş karşıtı, cinsiyet hakları ve azınlık hareketlerini ifade etmek
üzere kullanılmaya başlanmıştır.
YENİ
TOPLUMSAL HAREKETLER YAKLAŞIMINA YÖNELİK ELEŞTİRİLER
YTH ile ilgili eleştirilerin çoğu “yeni”
kavramınadır (yeni olan bir şey, bu tepkiler hep vardı gibi).
YTH’nin sadece sol eğilimli hareketlere
odaklanması, sağ eğilimli hareketleri görmezden gelmesi eleştirilen bir diğer
konudur.
YENİ
TOPLUMSAL HAREKETLERİN NİTELİKLERİ
YTH, yeni orta sınıflara dayalıdır.
Yeni toplumsal hareketler devlete karşı
toplumun kendisini korumasını dikkate alır. Bireylere karar alma sürecine katılım
konusunda alternatifler sunar.
Barışın, çevrenin ve insan haklarının
korunması ve merkezî kontrolün karşısında kişisel özerklik ve kimlik talebi
YTH’nin başlıca nitelikleridir.
Aktörler
Açısından
YTH’de yer alan aktörler yüksek düzeyde
kültürel farkındalık sahibi olarak nitelendirilmektedirler (Müslüman
mahallesinde, salyangoz satıcıları için onur yürüyüşü yapmak gibi).
Temalar
Açısından
YTH’nin temel niteliklerinden biri, kimliğin
kurgulanması sürecidir (erkek formundaki insanın kadın kimliği edinmek istemesi
ve bunun tersi gibi).
YTH ekonomik alandan daha çok kültürel
alanda ortaya çıkan kimliklere odaklanır (millet açmış, açıktaymış hak getire
varsa yoksa seksüalite).
Değerler
Açısından
YTH içinde öne çıkan değerler; âdem-i
merkeziyetçilik, özerklik, tahakküme karşı direniş şeklinde sıralanabilir.
Hareket
Biçimleri Açısından
YTH’ler dünyayı değiştirmek üzere atağa
geçmek yerine savunma tarzında eylemler yaparlar.
YENİ
TOPLUMSAL HAREKETLERE İLİŞKİN KURAMSAL YAKLAŞIMLAR
Yeni toplumsal hareketler kuramlar hareket
kültürü ve kimlik konularına odaklanır, hareketlerin kültür, kimlik, ideoloji
ve politika ile ilişkileri üzerinde durur. Post-endüstriyel toplumda dönüşen
kurumlar özellikle incelenir (büyüyen orta sınıf, refah devleti uygulamaları
vs.).
YTH’ye ilişkin olarak geliştirilmiş iki rakip
yaklaşım söz konusudur; bunlar kaynak hareketliliği ve kimlik yönelimli paradigmalarıdır.
Kimlik yönelimli paradigma için en geniş kuramsal çerçeveyi Alaine Touraine oluşturmuştur. Bu kuramda
hareketlerin sosyopolitik yönü değil sosyokültürel yönü daha çok önemsenir. Touraine’e
göre toplumsal hareketler kültürel modellerin kontrolünü hedefleyen çatışmanın
bir sonucudur.
1960’lardan sonra ortaya çıkan kaynak hareketliliği kuramı ilk olarak Charles Tilly ve Anthony Oberschall tarafından dile getirildi. Bu yaklaşımda toplumsal
hareket politik sistemde konumlanmak için bir araya gelmiş bireylerin rasyonel
davranışı şeklinde tanımlanır.
Bu iki rakip paradigmayı birleştiren Cohen ve Arato ise YTH’yi hem sistem hem de günlük yaşam düzeyinde ele alırlar.
Yeni toplumsal hareket kuramına ilişkin
dört önemli kuramcıyla birlikte dört ülke ve gelenekten söz edilebilir;
Manuel Castells
(İspanya) kentsel toplumsal hareketlere odaklanmıştır,
Alaine Touraine (Fransa),
Alberto Melucci (İtalya) ve
Jurgen Habermas (Almanya) YTH’yi dünya
sistemine karşı bir direniş olarak görür.
KÜRESEL
TOPLUMSAL HAREKETLER
90’lı yıllardan sonra anti-kapitalist
hareketlerde bir artış yaşanmaktadır. Birbiriyle direkt ilgili olmayan
hareketler, kapitalizm karşıtlığı noktasında aynı paydada buluşabilmektedir.
Kitle iletişim araçlarının gelişimine paralel olarak çok daha uzak
coğrafyalarda etki alanı oluşturabilmektedirler.
---
Yeni Toplumsal Hareketler
Editör: Prof. Dr. Bilhan Kartal & Prof. Dr. Belkıs Kümbetoğlu
Anadolu Üniversitesi Yayını, Yayın No: 2345
Eylül, 2011 Eskişehir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder