Toplumsal Hareketler ve Kuramsal Yaklaşımlar
Çok sayıda kişinin katıldığı kolektif
hareketler toplumsal hareketlerin kaynağıdır. Toplumsal hareketler kendilerini
çevreleyen toplumdaki derin ve köklü değişimlerin sonucu olarak modern yaşamın
artırdığı rasyonelleşmeye tepki olarak ortaya çıkmıştır.
TOPLUMSAL
HAREKET VE KOLEKTİF DAVRANIŞ
Toplumsal hareketler, kolektif davranışın formlarından
birisi olarak yüksek düzeyde yapılandırılmış bir kolektif davranış biçimi
olarak tanımlanabilir.
Toplumsal hareketler önceden planlanmaz,
kitleler söz birliği ederek bir hareket oluşturmazlar. Bununla birlikte
toplumsal hareketlerin birtakım ortak özellikleri vardır (ortak davranış,
değişimin hedeflenmesi, yenilik talebi, ortak kimlik vs.).
Gerginlik ve çöküş dönemleri kolektif
davranış üretir (otorite boşluğu).
TOPLUMSAL
HAREKETİN KAVRAMSALLŞTIRILMASI
Toplumsal hareket örnekleri:
• Kadın hareketi ya da feminizm,
• İşçi hareketi ve ticaret birlikleri
hareketleri,
• Faşist hareketler,
• Faşizm karşıtı, ırkçılık karşıtı
hareketler,
• Psikiyatri karşıtı ya da psikiyatrik
çabalarla sorunlarını aşanların hareketleri,
• Milliyetçi hareketler,
• Dayanışma hareketleri,
• Çevreci ya da yeşil hareket,
• Kürtaj karşıtı ya da savunucusu
hareketler,
• Hayvan hakları hareketleri,
• Barış hareketleri
‘’Toplumsal Hareket’’ kavramsalını ilk
olarak Lorenz Von Stein, siyasal
mücadele bağlamında kullanmıştır.
Toplumsal hareketler, süreklilik ve
organize olmak gibi özellikler taşıması açısından diğerlerinden ayrılmaktadır.
Toplumsal hareketler belirli eksenler etrafında
yapılmaktadır:
a. Kolektif davranış
b. Değişim yönelimli hedefler
c. Kurumsal kolektif davranış
d. Belli bir düzeyde örgütlenme
e. Geçici bir süreklilik.
Toplumsal hareketlerin kavramsallaştırılmasında
göz önünde bulundurulması gereken üç temel ilke:
• Hareketin ortak kimliği
• Hareketin karşıtının olması
• Toplumsal hedefin olması
Toplumsal hareketler 1750’den sonra Batı’da
geliştiği şekliyle üç unsurun sentezinden doğmuştur:
a. Hedef alınan otoritelere karşı ortak hak
talebinde bulunan organize olmuş ve süreklilik gösteren halk girişimi
(kampanya),
b. Çeşitli siyasal eylem türlerinin
gerçekleştirilmesi (özel amaçlı dernekler, birlikler kurmak, mitingler
düzenlemek, dilekçeler göndermek, gösteriler, resmi kortejler vb. toplumsal
hareket repertuarı),
c. MBSB
(Makul olma, birlik, sayı ve kendilerine ve/veya seçmenlerine bağlılık)
ilkelerini katılımcıların halk önünde uyumlu şekilde sergilemeleri, mbsb gösterileri.
TOPLUMSAL
HAREKETLERİN TARİHSEL GELİİİMİ
Avrupamerkezci yaklaşıma göre modern
toplumsal hareketlerin gelişim sürecinde 19. yüzyılın ikinci yarısı bir
başlangıç noktası olarak kabul edilmektedir.
TOPLUMSAL
HAREKET BİÇİMLERİ
Toplumsal hareket reformcu, devrimci, dinî,
alternatif ve direniş hareketleri olarak sınıflandırılırlar.
TOPLUMSAL
HAREKETİN NİTELİKLERİ VE AŞAMALARI
Hareketlerin kolektif bir kimliğe dayalı,
organize olmuş, çatışmacı ve süreklilik arz eden bir yapıya sahip olması, aynı
zamanda bu hareketlerin nitelikleri olarak da kabul edilmektedir.
Toplumsal hareketler, program, kimlik ve duruş
olmak üzere üç iddiayı birleştirir.
Toplumsal hareketler için birincil öncelik
başarı ya da başarısızlık değildir, var olmaktır.
Toplumsal hareketlerin gelişim süreci genel
olarak üç aşamada gerçekleşir:
1. Başlangıç-hazırlık aşaması: Algılanan
bir sorun huzursuzluk yaratır.
2. Toplanma-birleşme aşaması: Kişiler
organize olmaya başlarlar.
3. Kurumsallaşma aşaması: Bir örgüt geliştirilir.
Liderlik konumlarında gönüllülerle ücretli personel yer değiştirir.
Toplumsal hareketler ya durağanlığa ya da
değişime karşıdırlar. Hareket karşısında lehte ya da aleyhte bir taraftırlar.
MBSB hareketlerinin özelikleri:
• Makul olma
• Birlik
• Sayı
• Bağlılık
Demokratikleşme süreci toplumsal
hareketlerin oluşumunu olumlu yönde etkilemiştir.
TOPLUMSAL
HAREKET KURAMLARI
Emile Durkheim’ın
öncülük ettiği 19. yüzyıl sosyologları toplumsal hareketleri, anomi ve toplumsal
çözülmenin sonucu olarak değerlendirmişlerdir.
‘’Kalabalıklar’’ kuramının en önemli
temsilcisi Gustave Le Bon’dur. Le
Bon’un temsilcisi olduğu bu bakış açısında kitlelerin ve kalabalıkların yıkıcı
rolü vurgulanmıştır. Le Bon’a göre toplumsal
hareketler daha çok irrasyonellik durumudur.
Crossley’e göre 1970’ler öncesi ve sonrasında farklı yaklaşımlar
geliştirilmiş ve bu farklılık ABD ve Avrupa bağlamında kendini göstermiştir.
ABD’de kolektif davranış temelli açıklamalardan kaynak hareketliliği ve politik
süreçler gibi yaklaşımlara doğru bir gelişim gözlenirken Avrupa’da Marksizm
temelli yaklaşımlardan yeni toplumsal hareketler anlayışına doğru bir gelişme
yaşanmıştır.
Alain Touraine
toplumsal hareketleri etkileyen kimlik yönelimli paradigmalar doğrultusunda en
geniş kuramsal çerçeveyi oluşturmuştur. Touraine, toplumsal hareketlerin, kimliğin
ve normların inşası temelinde kendileri üzerine düşünmeleri, toplumun
demokratikleşmesine vurgu, kendini sınırlama ve kültürel konulara odaklanma
gibi yeni boyutları üzerinde durmuştur.
Kolektif
Davranış Yaklaşımı
Gustav Le Bon, Herbert Blumer, Wiliam
Kornhauser ve Neil Smelser bu bağlamda yaklaşım geliştiren toplumbilimciler
arasındadır.
Bu yaklaşıma göre toplumsal hareketler:
a. Yapısal gerilim, anomi, yoksunluk ve şikâyetler
gibi olumsuzluklara verilen tepkisel karşılıklar olarak ortaya çıkar.
b. Yapısal gerilim, anomi, yoksunluk ve şikâyetler
gibi zorluklar tarafından ateşlenen kolektif histerinin belirimi, irrasyonel ve
psikolojik karşılıklarıdır.
c. Toplumdan soyutlanmış, toplumla bütünleşememiş
bireylerin katıldığı avam, ayak takımı hareketleridir.
d. Farklılıkları ve siyasal doğaları
dikkate alınmaksızın, panik, moda, çılgınlık gibi diğer kolektif davranışlarla
bir arada ele alınır.
Sembolik
Etkileşimci Yaklaşım
Herbert Blumer tarafından geliştirilmiştir. Kolektif davranışa dayanır.
Blumer’in toplumsal hareketlere ilişkin
analizi üç aşamayı vurgular; toplumsal huzursuzluk, temel kolektif davranışlar
ve son olarak toplumsal hareketler. Blumer’e
göre toplumsal dünya kolektif davranıştan ibarettir (bir çeşit şuursuzluk
yaklaşımıdır bu).
Katma
Değer Kuramı
Toplumsal hareketlerin oluşması için
belirli koşulların gerekli olduğunu öne süren sosyolog Neil Smelser tarafından geliştirilmiştir.
Smelser, toplumsal hareketi hangi yapı içerisinde ortaya çıkmışsa ona göre
açıklamaya çalışır. Buna göre toplumsal hareket, o yapıdaki aksaklıkların
giderilmesi için ortaya çıkan uyarı sistemleridir. Hatalar düzeltilirse sistem
daha sağlıklı işleyecektir (toplumsal hareketin kendisi sistem için katma değer
alamı taşımaktadır).
Göreli
Yoksunluk Kuramı
James Davies,
Ted Gurr ve Denton Morrison’un öncülüğünde geliştirilmiştir.
Kurama göre toplumsal hareketler, insanların adalet gereği hakları olduğuna
inandıkları paylarından yoksun bırakıldıklarına ilişkin algılarına bir yanıt
olarak ortaya çıkar. Tuzu kuru olan istifini bozmadan oturup olanları seyreder.
Rasyonel
Tercih Kuramı
Toplumsal hareketleri bireylerin rasyonel
eylemlerinin tezahürü olarak açıklar.
Mancur Olson’a göre bireyler her eylemde
kâr-zarar hesabı yapan bir çıkarcıdır.
Kaynak
Hareketliliği Kuramı
Toplumsal hoşnutsuzluğun evrensel olduğuna
ancak ortaklaşa eylemin evrensel olmadığına işaret eden bu yaklaşım, toplumsal
hareketlerin ortaya çıkmasının ve düzenlenmesinin doğası gereği zor olduğunu
öne sürer. Temel sorun, hareketin kalıcı hâle getirilebilmesi ve genişletilebilmesi
için gerekli kaynağın harekete geçirilmesidir.
Hareketin oluşumu kaynaklara ve fırsatlara
bağlıdır.
Kurama göre toplumsal hareketlerin
gereksinim duyduğu kaynaklar:
a. Materyal (para ve fiziki sermaye)
b. Moral (dayanışma ve hedeflere destek
olma)
c. Sosyal-örgütsel (örgütlenme
stratejileri, sosyal ağlar)
d. İnsan (gönüllüler, personel ve liderler)
e. Kültürel (eylem deneyimi, amaçların ve
konuların algılanması-içselleştirimesi, ortak hareket etme bilinci)
Yeni
Toplumsal Hareketler Yaklaşımı
Bu yaklaşıma göre, sınıf temeline dayalı
eski diğer deyişle geleneksel toplumsal hareketler kurulu düzenin parçası olmuş,
buna tepki olarak yeni toplumsal hareketler sanayi sonrası toplum olarak tanımlanan
yeni toplumsal koşulların etkilediği yeni bir siyaset biçimi olarak ortaya çıkmıştır
Politik
Süreçler Kuramı
Politik Fırsatlar olarak da adlandırılan
kurama göre toplumsal hareketlerin katılımcılarının eylemleri belirli politik fırsatların
varlığına ya da yokluğuna bağımlıdır.
Bu kuramına göre toplumsal hareketlerin üç
temel bileşeni vardır:
1. İsyan bilinci
2. Örgütsel güç
3. Politik fırsatlar
---
Yeni Toplumsal Hareketler
Editör: Prof. Dr. Bilhan Kartal & Prof. Dr. Belkıs Kümbetoğlu
Anadolu Üniversitesi Yayını, Yayın No: 2345
Eylül, 2011 Eskişehir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder