5 Kasım 2015 Perşembe

Yeni Toplumsal Hareketler: Barış Hareketleri

Barış Hareketleri
Diğer toplumsal hareketler gibi barış hareketleri de moderniteyle beraber ortaya çıkmış, modern siyaset yapma biçimlerinden biridir.
Son dönem barış hareketleri ulus ötesi ilişkiler kurarak yerel ve ulusal özelliklerinin yanı sıra ulus ötesi özellikler de kazanmıştır.

BARIŞ HAREKETİNİN TARİHÇESİ
Savaş, modern ulus devletin oluşmasında çok önemli bir rol oynamıştır.
Merkezî pozisyonunu güçlendiren modern ulus devlet, bu pozisyonun devamını sağlamak için sık sık savaşmak zorundaydı. Savaşların yüksek maliyeti ve insan kaynağı ihtiyacı ise, halktan toplanan vergi ve vatandaşların askere alınmasıyla karşılanıyordu. Kaynak aktarımına karşı duruş, ulus devletin vatandaşlık haklarını genişletme ve demokratikleşme yönünde tavizler vermesine yol açtı.
Toplumsal hareketler, ilk olarak Avrupa’da moderniteyle beraber meydana gelmiş bir olgudur. Otoritenin tek merkezde toplanmaya başlamasıyla daha önceleri, parçalanmış ve kopuk hâlde yaşayan topluluklar birleş(tiril)erek, ulusal topluluklara dönüşmüştür.
Savaşın devlet tekeline geçmesinden sonra savaş/şiddet karşıtı eylemler ortaya çıkmaya başlamıştır.
19. yüzyıla kadar savaş karşıtı hareketlerde dinî içerik dikkat çeker (öldürmek inanca aykırıdır). 19. yüzyıldan sonra ise modern anlamda savaş karşıtı eylemler görülür.
Protesto döngüsünün/protesto dalgasının en dip noktasında toplumsal hareket grupları bekleme konumuna geçer. Barış hareketi eylemsizlik sürecinde de aktiftir.

Nükleer Silahlanma Karşıtı Girişimler
Amerikan barış hareketinin ilk kapsamlı kampanyası 1936-1937 yılları arasında Acil Barış Kampanyası (EPC) adı altında gerçekleşmiştir.
İkinci Dünya Savaşı’nın son yıllarına kadar pasif konumda kalan barış hareketi, nükleer silahlanma karşıtı faaliyetlerle tekrar harekete geçmiştir. Atom bombasının kullanılmasından sonra Amerikan Atom Bilim Adamları (FAS) (daha sonra Amerikan Bilim Adamları) adlı örgüt altında toplanmış ve nükleer çağın getirdiği tehlikeler hakkında kamuoyun iktidar sahiplerine uyarılarda bulunmuştur.

Soğuk Savaş Dönemi
Soğuk Savaş dönemi boyunca, barış hareketlerinin üzerinde seferber olduğu 2 ana konu Vietnam Savaşı ve nükleer savaş tehdidi olmuştur.
ABD, 1954 yılı Mart ayının ilk günü ilk kez hidrojen bombası denemeleri yapmıştır. Bu bombaya tepki 1957 yılında kurulan New York merkezli Makul Nükleer Politikalar Komitesi’nden (Committee for a Sane Nuclear Policy, SANE) gelmiştir. Bir yıl sonra, 1958 yılında da Londra merkezli Nükleer Silahsızlanma Kampanyası (Campaign for Nuclear Disarmament, CND) ilk toplantısını yapmıştır.
1957 yılında konularında uzman 22 bilim insanının katıldığı ve nükleer denemelerin dünya çapında yasaklanması talebinde bulunulduğu Pugwash Konferansı’nın temelinde de “Russell-Einstein Manifestosu” vardır.
Kamuoyu baskısı sonucunda ABD, Sovyetler Birliği ve Bileşik Krallık 5 Ağustos 1963 tarihinde Sınırlandırılmış Nükleer Denemeleri Yasaklama Antlaşmasını imzalamıştır.

Vietnam Savaşı Karşıtı Hareket
Savaş zayiatlarının artmasıyla birlikte savaş karşıtı hareket sesini yükseltmeye başladı. Üniversite kampüsleri Vietnam savaşına karşıt hareketin üssü haline geldi. 1972 yılında, Amerikan Kongresi’nin kararıyla Vietnam Savaşı sona ermiştir. Vietnam Savaşı karşıtı hareket, barış hareketi tarihinin en başarılı kampanyalarından biridir.

1970’lerde Savaş Karşıtı Kampanyalar
ABD ve Sovyetler Birliği, yayılan Vietnam Savaşı karşıtı gösterilerin de etkisiyle 1969-1972 yılları arasında stratejik silahların sınırlandırılması müzakerelerini yürütmüştür.
Nükleer silahlanmaya ve anti-balistik füze sistemlerine karşı oluşan tepkilerin sonucunda, Birinci Stratejik Silahları Sınırlama Antlaşması (SALT I) ve Anti-Balistic Füze Sistemleri Antlaşması (ABM) 1972 yılında imzalanmıştır.

1980’li Yıllarda Nükleer Silahsızlanma Hareketleri
1979 yılında Three Mile Island ve 1986 yılında Çernobil nükleer enerji santrallerinde meydana gelen kazalar da 1980’ler boyunca olası bir nükleer savaş hakkında kamuoylarının duyduğu kaygıları arttırmıştır.
12 Haziran 1982 tarihinde New York’ta toplanan yaklaşık 1 milyon kişi tarihteki en büyük gösterilerden birini yaparak, nükleer silahların dondurulması taleplerini hükümetlerine duyurmuştur.
İki kutuplu Soğuk Savaş döneminde, nükleer silahlar ve nükleer savaş olasılığı, tüm barış hareketi grupları tarafından dünya genelinde en büyük tehlike olarak algılanmıştır.

Soğuk Savaş Sonrası Dönem
Soğuk savaş dönemi sonrası barış hareketleri ulus ötesi özellikler kazandı.

Birinci Körfez Savaşı Karşıtı Eylemler
Birinci Körfez Savaşı, önceki dönem savaşlara göre iki farklı özellik sergiler. Birincisi, BM’de 28 ülkenin onayıyla alınan karar doğrultusunda açılan bu savaş, ilk küresel savaş olma niteliğini taşır. İkinci olarak, Birinci Körfez Savaşı televizyondan yayınlanan ilk savaş olmuştur. Bu süreçte savaş karşıtı gösteriler ve barış hareketi de ulus ötesileşme sürecine girmiştir.

Irak Savaşı Karşıtı Kampanya
11 Eylül, Soğuk Savaş sonrası dönemin miladı olmuştur. ABD bu tarihten sonra silah kullanma, savaş çıkarma keyfiyetini en üst seviyeye çıkarmıştır.
15 Şubat 2003 tarihinde dünyanın 60’tan fazla ülkesinin 600’den fazla şehrinde milyonlarca savaş karşıtı insan aynı tarihte bir araya gelerek aynı amaç, yöntem ve hatta sloganlarla harekete geçmiştir. Yeni elektronik iletişim olanakları ilk olarak bu eylemlerde etkin biçimde kullanılmıştır.
15 Şubat eylemi sonrasında da barış eylemcileri devam eden Irak Savaşı’nı durdurmak için çeşitli gösteriler, imza kampanyaları ve engelleyici eylemlerle baskı yapmaya devam etmiştir. Ancak, seferberliğin yaygınlığı ve sayısal çokluğu kampanyanın hedeflerine ulaşma başarısını beraberinde getirmemiştir.

Uluslararası Anti-Personel Mayınların Yasaklanması Kampanyası
1992 yılında, birçok Amerika ve Avrupa merkezli grup ve STK bir araya gelerek Uluslararası Anti-Personel Mayınların Yasaklanması Kampanyası’nı (International Campaign to Ban Landmines, ICBL) başlatmıştır.
1997 yılında, Ottawa’da toplanan 122 ülke, Anti-personel Mayınlarının Kullanımı, Depolanması, Üretimi ve Transferinin Yasaklanması ve İmhası Sözleşmesi’ni imzaladı.

Eski Yugoslavya Cumhuriyetleri’nde Savaş Karşıtı Hareketler
Soğuk Savaş sonrası Yugoslavya topraklarında meydana gelen etnik-milliyetçilik üzerinden yürütülen savaşlarda milyonlarca insan topraklarından sürülmüş, yaralanmış ya da hayatını kaybetmiştir. Savaş boyunca düzenlenen barışçı gösteriler katliamların önüne geçememiştir.

TÜRKİYE’DE BARIŞ HAREKETLERİ
Türkiye’de ilk barış ve anti militarizm girişimlerine 1950’lerde Türkiye’nin de dâhil olduğu Kore Savaşı sırasında rastlanır (Türkiye’nin Kore Savaşı’na katılmasına karşı çıkan Barışperverler Cemiyeti’dir.
15 Temmuz 1968 yılında ABD Altıncı Filosu’na ait savaş gemilerinin İstanbul’u ziyareti sırasında, sol öğrenci gruplarının yaptıkları eylemlerle bu ziyareti protesto etmesi en bilinen anti-militarist (benzeri) eylemlerdendir.
Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) genel başkanı Mehmet Ali Aybar, bu dönemin önde gelen barışseverlerindendir.
1977 yılında kurulan Barış Derneği nükleer silahların yasaklanması ve tüm askerî ittifakların kaldırılması talepleri ile faaliyetlerde bulunmuştur.

Türkiye’deki barış hareketleri iki ana eksende incelenebilir. Birinci eksende olarak Türkiye’nin çatışma dışında kalması ve Türkiye’deki Amerikan üslerinin kapatılması yönünde talepleri olan eylemler dikkat çeker. İkinci eksen PKK saldırılarını Kürt etnisitesiyle ilişkilendirmeye çalışarak çatışmanın bitirilmesi yönünde söylemleri diline dolar.

Irak Savaşı sırasında yazar, gazeteci, akademisyen ve entelektüeller tarafından Barış Girişimi platformu kurulmuştur (2002). Varlığından ancak kendileri haberdar olan bu gurup kısa süre içinde dağılmıştır. İlerleyen süreçte yeniden sesini duyurmaya çalışan gurup, Irak Savaşı karşıtı kampanyaların önemli aktörlerinden biri olmuştur. 20 meslek gurubundan 100’er temsilcinin katılımıyla oluşturulan 100’ler Meclisi’ni de Barış Girişimi tesis etmiştir.
Irak Savaşı karşıtı kampanyaların esas aktörü ise Savaşa Hayır Platformu’dur. Çok sayıda STK’nın katılımıyla kurulan gurup, ulus ötesi ilişkiler geliştirmiştir. Koordinasyon grubunun yoğun çalışmaları sonucunda, 1 Aralık 2002 tarihinde İstanbul’da ve 22 Aralık 2002 tarihinde Ankara’da iki büyük barış mitingi düzenlenmiştir.

BARIŞ HAREKETİNİN GENEL DEĞERLENDİRMESİ
Barış Hareketi 1960’lardan itibaren ortaya çıkan yeni toplumsal hareketlerin ana kollarından biri olmuştur.
Barış hareketinin kullandığı eylem biçimleri iki ana gruba ayrılır: alışılagelmiş eylemler ve engelleyici eylemler.
Alışılagelmiş eylem biçimleri arasında lobicilik, kamusal bilinçlendirme, bilimsel bulguları kullanma ve imza toplama yer almaktadır.
Kullanılan engelleyici eylemler arasında, gösteri, yürüyüş ve oturma eylemleri en çok görülen eylem tarzlarıdır.
Alışılagelmiş eylemlere göre engelleyici eylemler, daha riskli eylem biçimleridir.
Yenilikçi eylemlerde amaç, alışık olunmayan protesto biçimleriyle karşıtlarını şaşırtmaktır. İlk defa yapılan bu eylemlerle, medyanın ve dolayısıyla kamuoyunun ilgisi de kolaylıkla çekilebilmektedir. Barış hareketinin “yenilikçi” eylem biçimlerine en iyi örnek savaş karşıtlarının özellikle askerî üslerin yanında kurdukları “barış kampları”dır.
Bir başka yenilikçi eylem ise, “canlı kalkanlar”dır.

Barış koalisyonları katılımcılarının birçoğu diğer yeni toplumsal hareketlerde de yer almıştır. Özellikle, feminist hareketle barış hareketi arasındaki bu tip geçişler oldukça fazladır.

 ---
Yeni Toplumsal Hareketler
Editör: Prof. Dr. Bilhan Kartal & Prof. Dr. Belkıs Kümbetoğlu
Anadolu Üniversitesi Yayını, Yayın No: 2345
Eylül, 2011 Eskişehir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder