29 Ağustos 2020 Cumartesi

İstiklal Mahkemelerinin Kuruluşu ve Çalışmaları

İbrahim Ülker - İstiklal Mahkemelerinin Kuruluşu ve Çalışmaları

İstiklal Mahkemeleri, Büyük Millet Meclisi kararıyla kurulan özel mahkemelerdir.

TBMM arşivinde bu mahkemelere ait yaklaşık 914.000 sayfa evrak bulunmaktadır.

Milli mücadele (döneminde) Büyük Millet Meclisinin kurulması ile Anadolu da bir otorite karmaşası yaşandı.

Meclis, bu ortamda kendi otoritesini tesis etmek için mevcut mahkemelerden farklı bir yargı organı kurmayı uygun gördü.

İstiklal Mahkemelerini incelerken mahkemelerin tarihsel seyrini iki döneme ayırarak incelemek uygun olacaktır. Bu iki dönem 1920-1923 yıllarını kapsayan Savaş dönemi İstiklal Mahkemeleri (birinci dönem); 1923-1927 yıllarını kapsayan Cumhuriyet dönemi İstiklal Mahkemeleri (ikinci dönem) şeklinde ayrılabilir.

Birinci dönemin sonunda mahkemeler kapatılmış, altı aylık bir sürenin ardından görülen lüzum üzerine yeniden kurulmuşlardır.

Birinci dönem İstiklal Mahkemelerinin en yoğun baktığı konu asker kaçakları idi.

İkinci dönem İstiklal Mahkemeleri ise Cumhuriyetin ilanı ile başlayan Atatürk devrimlerinin gerçekleşmesi ve kökleşmesi için karşı devrimcileri, isyancıları, muhalif basın kuruluşlarını, Osmanlıdan kalma ittihatçıları yargılamıştır.

Her mahkemenin kapısında büyük bir levha ile mahkemenin adı, mahkeme heyetinin oturduğu yerin arkasında ise yine büyük bir levha ile “İstiklal Mahkemesi Mücadelesinde Yalnız Allahtan Korkar” yazılı olurdu.

29 Nisan 1920 tarihinde Hıyanet-i Vataniye Kanunu kabul edildi.

Bu kanunun 1. maddesinde: “Makamı Mualla-yı Hilafet ve Saltanatı ve Memalik-i Mahruse-yi Şahaneyi yedi ecanipten tahlis ve taarruzatı defi maksadına matuf olarak teşekkül eden Büyük Millet Meclisi'nin meşruiyetine isyanı mutazammım kavlen veya fiilen veya tahriren muhalefet ve ifsadatta bulunan, hain-i vatan addolunur. ” (Yüce hilafet makamı ve saltanatı ve ülkeyi yedi yabancı devlet güçlerinden kurtarmak ve saldırıları önlemek amacına yönelik olarak kurulan Büyük Millet Meclisi'ne karşı düşünce veya uygulamalarıyla veya yazdıkları yazılarla muhalefet ve bozgunculuk edenler vatan haini olarak addedilir.)

Kanunun devamı maddelerinde birinci maddede düzenlenen vatana ihanet suçunun cezasının idam olduğu(m.2), suçun işlendiği yerde bulunan ceza mahkemelerinin yargılamaya yetkili olduğu(m.4), yargılamanın azami yirmi gün içinde bitirilmesi gerektiği(m.7), düzenlenmiştir.

…kanunun kabul edilmesinden sonra geçen dört aylık sürede, (…) mevcut yapının yetersiz olduğu anlaşıldı. Asker kaçaklarına bir çözüm bulunamaması sebebiyle meclis yeni bir kanunla İstiklal Mahkemelerinin kuruluşuna karar verdi.

11 Eylül 1920 tarihinde kabul edilen Firariler Hakkında Kanun ile kurulan ve şimdilik asker kaçaklarını yargılama ile görevli olan mahkemenin üyeleri de meclisin kendi üyeleri arasından oylama ile seçilecekti. Böylece meclis yasama, yürütme yetkilerinin yanı sıra “olağan üstü yargı yetkisini ” de bünyesinde barındıran bir yapıya sahip oluyordu.

26 Eylül’de mahkemenin yetkisi genişletildi.

…sekiz adet İstiklal Mahkemesinin kurulmasına karar verilmiştir

8 Ocak 1921 tarihli oturumu bizzat yöneten Mustafa Kemal’in önerisi ile Trabzon ve Elazığ’da16 da birer İstiklal Mahkemesi kurulması kabul edilmiş

7 Ekim 1920 - 31 Temmuz 1922 tarihleri arası aralıksız çalışan tek mahkeme Ankara İstiklal Mahkemesi olmuştur.

Bir nolu kararıyla Sevr Anlaşması’nı imzaladıkları gerekçesiyle Damat Ferit Paşa ve ayanlardan Hadi, Rıza Tevfik, Reşat Halis hakkında gıyabi idam kararı vermiştir.

İstiklal Mahkemeleri, çalışmalarına ilişkin olarak on beş günde bir Meclise rapor göndermeleri gerekiyordu.

17 Şubat 1921 tarihinde Meclisin aldığı bir kararla Ankara dışındaki İstiklal Mahkemeleri kaldırılmıştır.

5 Ağustos 1921 tarihinde M. Kemal Paşa’ya meclisin sahip olduğu yetkileri şahsında toplamak ve Meclis adına yürütmek üzere üç ay süre ile başkumandanlık yetkisi verildi. Bu yetki daha sonra üç kez uzatıldı. Meclis tarafından verilen bu yetki ile M. Kemal’e tek başına kanun çıkarma yetkisi tanınmış oldu.

Tekalif-i Milliye Emirlerini yayınlayan M. Kemal, Konya, Kastamonu, Samsun,

Yozgat illerinde yeniden İstiklal Mahkemelerinin kurulması emrini vermiştir.

29.11.1921 tarihinde İstiklal Mahkemelerinin kaldırılması için bir önerge verilmiş,

31 Temmuz 1922 tarihinde İstiklal Mehakimi Kanunu kabul edilmiştir.

Kurtuluş Savaşı’nın sona ermesi ve asker kaçağı sorununun ortadan kalkması nedeniyle İstiklal Mahkemelerinin görevlerine son verilmiştir.

3 Nisan 1923 tarihinde birinci meclisin feshine ve seçimlerin yenilenmesine karar verildi.

Yapılan seçimlerde (…) bir iki bağımsız aday dışında tamamen Mustafa Kemal’in gösterdiği adaylar mebus olarak seçilmişti.

Ağa Han ve Emir Ali’nin İsmet İnönü hükümetine yönelik yazmış olduğu mektupların (…) yayınlanması üzerine, 8 Aralık 1923 tarihinde dönemin Başbakanı İsmet Paşa (…) İstanbul’da bir İstiklal Mahkemesi kurulmasını istedi.

16 Aralık 1923 tarihinde gazetecilerin yargılamasına başlandı.

…davada gazeteciler hakkında beraat kararı verdi.

Hilafetin ve milli egemenliğin meşrutiyetle de olabileceği yönünde görüşler beyan ettiğinden dolayı, İstanbul Baro Başkanı Lütfi Fikri Bey’in yakalanmasına karar verdi.

Lütfi Bey (…) yıkıcı beyanlarda bulunduğu için beş yıl küreğe mahkumiyetine karar verildi.

5 Şubat 1924 tarihinde İstanbul İstiklal Mahkemesi görevine son verildi.

Hilafet yanlılarına verilen gözdağından sonra (…) Mecliste yapılan görüşmeler neticesinde 3 Mart 1924 tarihinde Hilafet Kaldırıldı…

Hilafetin kaldırılması ve Türkiye Cumhuriyeti devrimlerinin halkın bir bölümü tarafından din dışı olarak telakki edilmesi, tepkileri de beraberinde getirmekteydi.

1925 yılının Şubat ayında Şeyh Sait ayaklanması patladı.

Fethi Bey başkanlığındaki hükümet istifa ederek İsmet Paşa başkanlığında yeni bir hükümet kuruldu.

4 Mart 1925 yılında Takrir-i Sükûn Kanunu çıkarıldı.

…meclis aynı tarihte idam kararını uygulama yetkisi ile Şark İstiklal Mahkemesi, idam kararını Meclisin onayı ile kullanmak üzere Ankara İstiklal Mahkemesi’nin kurulmasına karar vermiştir.

Ankara İstiklal Mahkemesi

T.B.M.M.’nin 117 nolu kararı ile (…) 12 Mart 1925 tarihinde görevine başladı.

Şapka Olayları

24 Ağustos 1925 yılında Kastamonu’ya ziyarete giden Mustafa Kemal’in elinde bir “Panama Şapkası” bulunmaktaydı.

Bakanlar Kurulu uygulamayı yaygınlaştırmak için 2 Eylül 1925 tarih ve 2413 sayılı kararıyla memurların şapka giyilmesi konusunda bir karar almıştır.

16 Ekim de Meclis başkanlığına “Şapka İktisası” hakkında bir kanun teklifi verilmiştir.

…kanun teklifi 25.11.1925 tarihinde kabul edilmiştir.

Kanun metnine göre memurlara zorunlu kılınan şapka, uygulamacılar tarafından tüm erkeklerin giymesi mecburi bir kıyafet olarak algılanmış ve insanlar başında şapka olmadan sokağa çıkamaz hale gelmişlerdi.

Şapka fiyatının yüksekliği nedeniyle şapka alamayan memurlar için hükümet maaşlarından peyder pey kesilmek üzere isteyenlere kredi verilmesi konusunda karar almıştı.

Sivas’ta, Kayseri’de, Erzurum’da, Rize’de, Maraş’ta, Giresun’da başta olmak üzere birçok yerde şapka giyilmesi konusunda yapılan baskılara karşı protesto gösterileri ve çeşitli eylemler yapılmaya başlamıştı.

Ankara İstiklal Mahkemesi 24 Kasım da Kayseri’ye vardı. 25 Kasımda İsmet Paşa tarafından meclise verilen bir önerge ile İstiklal Mahkemesi’nin vermiş olduğu idam kararlarının meclis onayı ile infaz edileceğine ilişkin zorunluluk kaldırıldı.

7 Mart 1927 yılına kadar çeşitli faaliyetlerine devam eden Ankara İstiklal Mahkemesi İsmet Paşa başkanlığındaki hükümetin aldığı bir karar ile süresinin dolması üzerine görev süresi uzatılmayınca kendiliğinden sona ermiş oldu. Mahkemeye durum bildirildi. Mahkeme elindeki dosyaları mevcut mahkemelere devretti. Ancak İstiklal Mehakimi Kanunu 4 Mayıs 1949 tarihine kadar yürürlükte kaldı.

Kurtuluş savaşının kazanılmasının ardından görevine son verilen İstiklal Mahkemeleri’nin açılması, hükümetin icraatlarına itirazların yükselmeye başladığı dönemde ilk akla gelen tedbir olmuştur.

Atatürk ve arkadaşlarının getirmeye çalıştığı devrimler aynı zamanda bu devrimlere karşı muhalefeti de doğurmuştur.

…tepkilerin bastırılması için İstiklal Mahkemesi olağanüstü bir çaba göstermiştir.

Olağanüstü dönemler olağanüstü tedbirleri de beraberinde getirir.

Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2015, Cilt: 23, Sayı: 1, (s. 177 – 200)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder