Bellek
Bellek: Bireyin bilgisini saklayan tüm zihinsel sistem ve bireyin
bu saklanan bilgiyi gerektiği durumda geri çağıran ve kullanmasını sağlayan bir
dizi zihinsel süreçtir.
Bilişsel psikologlar belleğin nasıl çalıştığını
bilgi işleme yaklaşımı çerçevesinde araştırırlar.
Bilişsel psikologlar, belleğin, birbiriyle
bağlantılı üç süreç aracılığıyla inşa edildiğini ileri sürerler: Kodlama,
saklama ve geri çağırma.
Kodlama: Bilgiyi beynin işleyebileceği zihinsel temsillere dönüştürmedir.
Bilgiyi kodlamadan daha sonraki bellek aşamalarına
geçmek mümkün değildir
Dış dünyadan gelen tüm uyarıcılar duyusal
kayıtlardan bellek sistemine girerler.
KISA
SÜRELİ BELLEK
Bilgi işleme modeline göre, duyusal kayda
giren bilgilerin bazıları, daha ileri işlem için çalışan bellek adı da verilen
kısa süreli bellek sistemine geçer. Bu sistem, bilinçli olarak farkında olduğumuz
bilgiyi saklar.
Kısa süreli belleğin aşamaları: kodlama,
saklama ve geri getirme.
UZUN
SÜRELİ BELLEK
Hayatta bildiğimiz her şeyin depolandığı
bellektir.
Uzun süreli bellek, bilgilerin durduğu
pasif bir depodur, sınırsız kapasitesi vardır ve bilgiler çok uzun zaman, bir ömür
boyu saklanabilmektedir. Diğer taraftan kısa süreli bellek düşüncelerin aktif olarak
işlemde olduğu bir sistemdir.
Uzun
Süreli Bellek Türleri
Açık Bellek: Zihne bilinçli olarak getirilen olgulara ve bilgilere ait
bellek türüdür.
Örtük Bellek: Bilinçdışı olan, niyetsiz olarak hatırlanan bilgilere ait bellek
türüdür.
Amnezi: Beyin sarsıntısı ya da psikolojik travmanın neden olduğu
ciddi düzeydeki bellek kaybıdır.
Örtük belleğin bir alt kategorisi: Prosedürel Bellek: Davranışsal ve bilişsel prosedürlere
ait örtük bellek türüdür.
Açık belleğin alt kategorileri: Semantik Bellek: Olgusal gerçekliğe ve bilgiye ait bellek
türüdür.
Episodik Bellek: Belirli bir yere ve zamana bağlı, kişisel olaylara ait
bellek türüdür.
Bazı psikologlar episodik belleğin otobiyografik
belleği de içerdiğini düşünmektedirler. Otobiyografik
bellek kendimiz hakkındaki kişisel olarak anlamlı olan bilgiyi içerir.
BELLEĞİ
GELİŞTİRME
Özümleme, bilgiyi olabildiğince genişleterek
uzun süreli belleğe yerleştirmeye olanak tanıyan bir stratejidir.
Lokus (yer) yöntemi ve anahtar sözcük yöntemi. Lokus yönteminde,
birbiriyle ilişkisiz sözcüklerde olduğu gibi, rastgele verilmiş bir materyali
bir sıraya, düzene koyarak belleği etkin hale getirebilirsiniz. Örneğin
elinizde ezberlemeniz gereken bir alışveriş listesi var. Ev de sizin çok iyi
bildiğiniz bir mekân. Kafanızda evin içinde dolaşırken salon kapısına asılmış
sucuk, televizyonun üzerinde duran yumurta, holdeki askılığa asılmış ekmek vb.
gibi görsel imgeler yaratabilirsiniz.
Anahtar sözcük yöntemi, yabancı dilde sözcük öğrenilmesine yardımcı olması için
geliştirilmiş bir tekniktir.
Bir İngiliz, İspanyolca ördek demek olan
pato sözcüğünü öğrenmek istiyor. Pato sözcüğü ses olarak, İngilizce bir tür
tencere demek olan “pot” sözcüğüne çok benzerdir. Bu kişi, pot sözcüğünü
anahtar sözcük olarak belirler ve tencere ile ördeği içeren görsel bir imge
yaratır. Ne kadar alışılmadık, saçma ya da komik imgelem yaratılırsa hatırlama
olasılığını o kadar arttırmış oluruz.
Bilginin
Örgütlenmesi
Uzun süreli bellekte örgütleme ilkesi
olarak kategorilere dayanmaktayız. İlk önce geri getirmek istediğimiz bilginin
ait olduğu kategoriye ulaşmak ve sonra o bilgiyi geri getirmek çok daha kolaydır.
Bağlamsal
Bellek
Bağlamsal belleğin çalışma ilkesi, bilginin
öğrenilmesinde ve geri getirilmesinde aynı mekânsal ipuçlarını kullanmasıdır.
Örneğin psikoloji dersinizi aldığınız aynı sınıfta
psikoloji sınavına girerseniz, bilgiyi geri getirme şansınızın daha yüksek olduğu
söylenebilir.
Duygusal
ve Biyolojik Durum
Belirgin bir duygu durum içinde olmamız
duygusal olarak nötr olduğumuz zamanlara göre bilgiyi geri getirmede daha
etkilidir.
---
Psikolojiye Giriş
Editör: Prof. Dr. Sezen Ünlü
Anadolu Üniversitesi Yayını, Yayın nu: 2325
Ekim 2011, Eskişehir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder