5 Temmuz 2013 Cuma

Canan Şenöz Ayata – Yazın Eleştirisi


Canan Şenöz Ayata – Yazın Eleştirisi

Eleştiride söz konusu olan herhangi bir şeyin çözümlenmesi, değerlendirilmesi, yargılanmasıdır. (s. 1)

Kritik sözcüğünün kökeni eski Yunancada “yargılamak” anlamına gelen “krinein” sözcüğüne dayanmaktadır.

Almanca’da eleştiri (Rezension) sözcüğü, Latincede gözden geçirme, teftiş etme anlamını içeren “recensio” sözcüğünden geliyor.

Eleştiri sözcüğünün Türkçedeki kökeni
Osmanlıcada eleştiri sözcüğü için önceleri Arapça kökenli “intikad” sözcüğü kullanılıyordu. Tanzimat döneminde bunun yerini bir şeyin kötü yanlarını gösterme, bir düşünceyi çürütmeye çalışma anlamına gelen “muaheze” sözcüğü aldı.
Servet-i Fünun döneminde ise Arapça “nakd” kökünden türetilen “tenkid” sözcüğü yaygınlık kazandı. Bu sözcükler bir yapıtı yargılama anlamını içermiyorlardı. (s. 2)

18. yüzyılda  Almanya’da, Gottsched yazın eleştirisine zemin hazırlayan kişidir.
Almanya’da eleştiri, Lessing’le ayrı bir tür niteliği kazanmıştır.

Gottsched, Eleştiri Yazın Yapıtı adlı kitabında yazın eleştirisinin duyguya ya da zekaya dayalı bir şey olmadığını, akla dayalı temellere oturtulması gerektiğini öne sürmüştür. (s. 4)

Namık Kemal, edebiyatımızın ilk eleştirmeni olarak kabul edilebilir. (s. 5)

Kaplan, düşünme biçimlerinin dilsel/kültürel özelliklerini belirlemek amacıyla farklı ülkelerden gelen yabancı öğrencilerin İngilizce kompozisyonlarındaki paragrafların düşünce yapısını incelemiştir.

1-      (İngiliz kültürüyle yetişen kişinin kompozisyonu)Temel bir düşünce ile başlanıyor ve bu düşünce hiçbir sapmaya uğramadan sürdürülüyor. İşte bu nedenle çizgisellikten söz ediliyor.
2-      (Sami kültürde yetişen kişinin kompozisyonu) Koşut yapılar görülüyor. Bu tr yapılarda ilk düşünce ikinci bölümde tamamlanıyor.
3-      (Doğu dilleriyle yetişen kişinin kompozisyonu) Dairesel bir yapı var. Farklı bakış açılarından hareket ederek konu etrafında dönülüyor.
4-      (Roman dilleriyle yetişen kişinin kompozisyonunda) Temel düşünceden ayrılıyor ve  önemsiz ek bilgiler veriliyor.
5-      (Rus kültürüyle yetişen kişinin kompozisyonunda) Temel düşünceden ayrılıyor, önemsiz ek bilgilere daha fazla yer veriyor. (s. 31)
Alman bilimciler metinlerinde ek bilgiler verme eğilimindedirler.
Almanca metinlerde asimetrik yapıya daha sık rastlanmaktadır. (s. 32)

Metin İnceleme Ölçüleri
Metin türleriyle ilgili incelemeler
Bazı dilbilimciler, metnin yapısı üstünde durup metin içi ölçülere dayalı çalışmalar yürütürken, diğerleri metnin bildirişim yönünü her şeyden önemli görüp araştırmalarını metin dışı ölçütlerle sürdürmüşlerdir.
Metin için ölçütler, metnin yapısına yöneliktir. Metnin yapısı, yinelemeler, tümce çeşitleri, sözcükler, gönderim biçimleri, zaman kullanımı, biçem. (s. 35)

Metin dışı ölçütler, bildirişimin biçimi üzerinde durur.

Metin dışı etkenler metnin kurgulanışına etki eder. Bu nedenle metin içi ölçütler, metin dışı etkenlerce belirlenir. (s. 37)

Metnin işlevi, metni üreten kişinin metinde ortaya çıkan, gerçekleşen bildirişimin amacı olarak tanımlanmaktadır. (s. 39)

Eleştirmenin en temel amacı, ele aldığı yapıtı okura tanıtmaktır. (s. 41)

Yazar metnini yayın organının seslendiği okur kitlesinin özellik ve beklentilerini göz önünde bulundurarak kurgular.

Okurun beklentileri
Eleştiri yazıları, yazın alanında yeni çıkan yapıtlar hakkında bilgi vermeli, yapıtın önemi, okunup okunmaması konusunda bir fikir oluşturmaya yardımcı olmalıdır. (s. 42)

Metnin kurgusu: metnin biçimsel yapısına ilişkin olarak büyük ölçekli yapı, metinlerin kurgulanış biçimini gösterir.

Metinde yer alan içerik bileşenleri: Anlamsal düzlemde, büyük ölçekli yapı metnin hangi içeriklerden oluştuğunu belirlemeye hizmet eder.

Metnin işlevi: metinde baskın çıkan sözeylemi bularak metnin taşıdığı işlevi saptamamıza yardımcı olur.

Eleştirmen
Belirli bir metin planına göre hareket ediyor. Bu metin planı, başlık, giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden oluşuyor. (s. 45)

Başlıklar, metnin içeriğine ilişkin kısa ve yoğunlaşmış bilgi verir.
Böylece hem bilgilendirme hem de çağrıda bulunma işlevini yerine getirirler.

1-      Başlık yapıtla ilgili genel ya da kısmi bir değerlendirme içerir.
2-      Başlık, eleştirilen yapıtın amacını özetler
3-      Başlık, yapıttan bir alıntı olabilir.

Başlık ile giriş bölümü arasında sıkı bir bağ vardır.

Eleştirinin son tümcesi, ilk tümcesi kadar büyük bir önem taşır. (s. 47)

İçerik bileşenleri
1-      Yapıtın yazın içindeki yeri
2-      Yapıtın yazarın diğer yapıtları içindeki yeri
3-      Yazarın yaşamöyküsüyle ilgili bilgiler
4-      Yazarın geçirdiği önemli gelişim safhaları
5-      Konu
6-      Motif seçimi
7-      Gerilim yapısı
8-      Yapıttaki fikirler ve semboller
9-      Yapıtın dilsel ve yazınsal niteliği
10-  Yapıtın hangi okur kitlesine yönelik olduğu
11-  Yapıtın eleştirmen üzerinde bıraktığı etki
12-  Yazarın anlatım tekniği
13-  Yapıtın sanatsal iletisi
14-  Dil kullanımı, biçem
15-  Metinden alıntılar
16-  Metnin sanatsal niteliğini, dilsel biçimini ele alarak değerlendirmede bulunmak

Nişbaumer “metin türlerinde incelenmesi gereken en temel özelliğin dilsel öğelerin seçimi ve belirli bir biçimde bir araya getirilerek kullanılması” olduğun görüşündedir. (s. 50)

Mavibulut Yayınları
Mayıs, 2003

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder