Vilfredo
Pareto ve Seçkinler Teorisi
Vilfredo
Pareto
(1848-1923)
Zamanının
büyük kısmını matematiksel ekonomiye ayıran Pareto’nun 1893 yılında Lozan’da
Ekonomi Politik Profesörü olarak göreve başladı.
Pareto
en çok matematiksel bir iktisatçı olarak denge kuramına yaptığı katkı ile ve de
sosyolojiye yöneldikten sonra 1916’da yayınladığı başyapıtı Genel Sosyoloji
Dersleri (Traité de Sociologie Générale) adlı eseri ile tanınmaktadır.
Günümüzde Pareto azınlığın çoğunluğu yönetmesi anlamında kullanılan ‘elit’
terimini ilk dile getiren kişi olarak, ayrıca toplumsal sistemler kuramının gelişimini
de etkileyenlerden biri olarak bilinmektedir.
Pareto’nun
amacı “J. Willard Gibbs’in Termodinamik’inde formülleştirdiği, genelleştirilmiş
fiziko-kimyasal sisteme benzeyen bir sosyoloji sistemi kurmaktı.” Bu anlayışta
sistemi oluşturan parçalar, karşılıklı olarak birbirine bağlı olduğundan
parçaların birindeki değişme karşılıklı olarak diğerleri üzerinde de bir değişime
yol açar. Toplumun karşılıklı olarak birbirine bağımlı ögelerden oluşan
bir sistem olarak çözümlenebileceği şeklindeki düşüncenin en belirgin şekilde
Pareto tarafından geliştirildiği kabul edilir.
Toplumu
birbirine bağlı parçalardan oluşan bir bütün ve “dengede” olan bir sistem
olarak gören ve Parsons’u etkileyen Pareto sosyolojisinin bu özelliği çok defa
Pareto’nun sosyolojiye en önemli katkısı olarak kabul edilir. Sosyoloji kuramını
değişmez nitelikte olan bir insan doğasının ve de kendi deyimiyle mantıklı
olmayan davranışların temeli üzerine kuran Pareto, meslektaşlarının çalışmalarını
alaycı bir üslupla eleştirmiştir.
Pareto
en çok Marksizme karşıt görüşleriyle tanınır. Pareto’nun önerdiği
toplumsal değişme kuramı ile Marx’ın toplumsal değişme kuramı birbirleri ile
adeta taban tabana zıttır.
Pareto Sosyolojisi
Pareto
sosyolojisi tortular, türemler, ekonomik çıkarlar, insanlar arasındaki eşitsizlikten
kaynaklanan toplumsal heterojenlik ve de toplumsal hareketlilik olmak üzere beş
temel konudan oluşur.
Pareto
insan davranışlarını mantıklı ve mantıksız olmak üzere ikiye ayırarak inceler. Pareto’ya
göre bir davranışın amacı ile o amaca ulaşmak için seçilen araçlar arasındaki
ilişki, hem gerçekte (nesnel olarak) hem de bilinçte (öznel olarak) doğru
olarak hesaplanmış ise o davranış mantıklı bir davranıştır. Araç-amaç ilişkisi
doğru hesaplanmamış bir davranış ise mantıklı olmayan bir davranıştır.
Ona
göre insanlar daha çok mantıksal olmayan şekilde davranma eğilimine
sahiptirler. Pareto bunun nedenini insanların sahip oldukları birtakım
derin eğilimlere ve içgüdülere/dürtülere bağlar.
Bu bağlamda
mantıklı davranışlar usavurmanın neden olduğu davranışlar olarak tanımlanır.
Buna karşılık, mantıklı olmayan bütün davranışlar bir derecede duygularla
yönetilir
Sosyolojiyi
mantıklı olmayan davranışların incelenmesi olarak gören Pareto, mantıklı
olmayan davranışları mantıksal-deneysel dediği saf bir bilim anlayışı altında
incelemeye çalışır.
Pareto
sosyolojisinin temel ilkeleri; mantıksal deneysel bilimsel anlayışı ve toplumu
bir sistem olarak, bütün olarak ele almasıdır. Parato deney-dışı
ya da deney-üstü bütün kavramların ve kuramların kesinlikle dışlanmaları
gerektiğini savunur. Bu anlayışa göre dinsel, felsefi ve varlıkla ilgili bütün
kavramların, örneğin ilerleme, gerçek sosyalizm, gerçek eşitlik gibi deneyi aşan,
özle ilgili kavramların ve tanımların, bilimde yeri yoktur ve bu nedenle dışlanmalıdırlar.
Ona
göre gerçek her zaman yararlı olmadığı gibi yararlı olan bir şey de her zaman
gerçek olmayabilir. Pareto bir kuramın deneysel doğruluğu ile
toplumsal yararının farklı şeyler olduğunu ve bu nedenle bir öğretinin deneysel
açıdan reddedilebileceğini ancak toplumsal yararı açısından kabul edilebileceğini
ya da bunun tersinin olabileceğinin özellikle altını çizer.
Pareto’ya
göre gerçekte davranışları ve anlatımları belirleyen ruhsal durum ya da
duygulardır. Pareto insan davranışlarının temelinde mantıksal olmayan iki
temel unsurdan söz eder:
1)
tortu/kalıntı (résidu) adını verdiği ve değişmez dediği eğilimler ile
2)
türem/türev (dérivation) adını verdiği, insanların davranışlarını haklı kılmak
için her durumda buldukları ve değişken dediği nedenler.
Ona
göre bu iki öge insanların davranışlarını ve dolayısıyla toplumun doğasını
önemli ölçüde belirlemektedir.
Tortular ve Türemler
Tortular/Kalıntılar
Pareto,
öncelikle tortuların veya kalıntıların duygular ya da ruhsal durumla karıştırılmaması
gerektiğini, tortuların duygularla, anlatım ve davranış arasında aracı olduğunu
özellikle vurgular. Kalıntıların insanların içgüdüleri ile ilişkili
olduğunu belirtir.
Kalıntılar,
insan doğasında ya da davranışlarının temelinde bulunan ve dolayısıyla toplumun
işleyişini ve devamlılığını sağlayan içgüdülerin dışavurumlarıdır. Kalıntılar
duygular gibi hissedilemezler, onlar daha çok duyguların belirtisidirler.
Pareto,
kalıntıları altı kategoriye ayırır:
1) Uyuşma (veya bileşim) içgüdüsü
2) Kümelerin (veya grupların) sürekliliği
3)
Duyguları dışa dönük davranışlarla açıklama gereksinimi
4)
Toplumculukla ilişkili kalıntılar
5)
Bireyin ve bağımlılıklarının bütünlüğü
6)
Cinsel kalıntılar
Uyuşma (veya bileşim) içgüdüsü:
Bireylerin
mantıklı bir neden olmaksızın olaylarla eşyalar veya düşüncelerle nesneler arasında
ilişkiler kurma eğilimi şeklinde ortaya çıkar.
Bu
tortular, insanları fikirlerin sahte-mantıksal bileşimlerini yapmaya yöneltir.
Kümelerin sürekliliği: Tutuculuk
ve eskiye bağımlılık gibi olgular, bu tortu çerçevesinde değerlendirebilir.
Pareto’ya
göre kalıntılar büyük ölçüde değişmez niteliktedirler, bu nedenle insan da, ona
göre, değişmez bir niteliğe sahiptir.
Türemler
Pareto
sosyolojisinde türemler, insan davranışlarının sözlü nitelikte çeşitli ve değişken
olan araçlardır ve türemleri belirleyen de kalıntılar ya da tortulardır. Türemler
insanların kendi davranışlarını doğrulamak, meşrulaştırmak ve inandırıcı kılmak
için kullandıkları rasyonelleştirmeler, ideolojiler ve entelektüel bahanelerdir.
Tortular
insanların davranışlarının ardında yatan temel içgüdüler ve dürtülerdir.
Türemler ise insanların davranışlarını rasyonel davranışlarmış gibi göstermede
kullandıkları düşünsel meşrulaştırmalar veya ideolojilerdir.
Pareto’nun
yaklaşımında, davranışı meşrulaştırmada kullanılan türemler değişse de davranışların
kökeninde yatan kalıntılar değişmediğinden insanın doğası dolayısıyla da
toplumun yapısı aynı kalmaktadır.
Yönetici Seçkinler
(Elit) Kuramı
Pareto
toplumda
eşitsizlikten kaynaklanan bir heterojenlik olduğunu savunur.
Eşitsizliğe
ve heterojenliğe bağlı olarak toplumda bazı bireylerin diğerlerinden her zaman
daha becerikli olacağını ve toplumun geri kalanını az sayıdaki bu seçkinlerin
yöneteceğini savunur.
Seçkinler
teorisinde Pareto’nun ismi, genellikle Gaetano
Mosca ile birlikte anılır.
Her iki
kuramcı da siyasal seçkinleri güç yapısından çok kişisel niteliklere dayalı
olarak analiz etmiştir. Her ikisi de Marks’ın yöneten-yönetilen ayrımının
olmadığı ütopik gelecek idealini reddeder. Her iki sosyoloğa göre de seçkinler
yönetimi bütün toplumlar için kaçınılmazdır.
Her iki
kuramcıya göre bir elit grubu güçlü kılan unsurlardan biri halk
kitleleri karşısında örgütlü ve birleşik olmalarıdır.
Pareto,
birincisi toplumsal seçkinlerin tümünü kapsayacak kadar geniş ikincisi ise,
sadece yönetici seçkinleri kapsayacak kadar dar anlamda iki seçkin tanımı yapar.
Pareto’nun
yönetici seçkinler adını verdiği seçkinler “bir toplumda fiilen egemen ve
iktidar olan sınıftan başka bir şey değildir.
Pareto her
toplumun nüfusunun;
1)
seçkin olmayan bir alt tabaka ile
2) seçkinlerden
oluşan bir üst tabaka olmak üzere iki temel tabakaya ayrıldığını, seçkinlerden
oluşan üst tabakanın da kendi içinde,
(a)
yönetici seçkinler ve
(b) yönetici
olmayan seçkinler olmak üzere ikiye ayrıldığını, ayrıca toplumların söz konusu
bu seçkinlerin, özellikle yönetici seçkinlerin doğası ile belirginleştiğini
savunmaktadır.
Pareto
alt
sınıfı yeteneksiz ve örgütsüz ve de yönetimi sorumluluklarını yerine getirme konusunda
denetleme ve kontrol etme konusunda her zaman sessiz ve duyarsız kalan bir sınıf
olarak tanımlar.
Siyasal
seçkinleri de tortu ve türem temelinde yaptığı psikolojik bir ayrıma ve buna bağlı
olarak yönetim biçimlerine ve araçlarına göre iki gruba ayırır. Bu yönetim
araçlarını da güç ve hile olarak tanımlar.
Pareto
sosyolojisinde siyasal seçkinler, halkı yönetme şekillerine göre iki temel
gruba ayrılır. Bunlar;
1) güç
kullanarak yöneten aslanlar ile
2) gizlice,
kurnazca ikna ederek yöneten tilkiler
Pareto
askeri diktatörlükleri örnek olarak verdiği aslanları kararlı, dobra ve acımasız
bir yönetici seçkin grup olarak tanımlar, Avrupa demokrasilerini örnek olarak
verdiği tilkileri ise kurnaz, yönlendirici/manipülatif ve diplomatik bir
yönetici seçkin grup olarak tanımlar. Pareto tilkiler adını verdiği bu
seçkinleri demokratik denilen rejimlerin bir niteliği olarak görür.
Pareto,
insana özgü kabiliyetlerin yanı sıra tortuların da insanlar arasında eşitsiz dağıldığını
ve kitlelerde genellikle ‘muhafazakâr’ olan ikinci tür tortuların güçlü olduğunu
bu nedenle de bu tortuların kitleleri itaatkâr kıldığını savunur.
İdeal
yönetici sınıf kararlı ve zorlu eylem yeteneği olan insanların ve hayal gücü
kuvvetli, yenilikçi ve ilkesiz başkalarının, aslanlar ve tilkilerin makul bir
karışımını içerir.
Pareto
ve Mosca demokrasi yönetimi de dâhil olmak üzere tüm yönetim biçimlerini elit
yönetimler olarak görürler.
Bütün
devrimler bir seçkinler grubunun yerine bir başka seçkinler grubunun
gelmesinden ibarettir.
Pareto’ya
göre, bütün seçkinler iktidara geldikten belirli bir süre sonra yozlaşmaya ve
onları seçkin statüsüne yükselten nitelikleri yitirmeye başlarlar.
Yönetici
seçkinlerin en önemli zafiyetlerinden biri, birbirlerinin sahip olduğu niteliklerden
yoksun olmalarıdır.
Tarihteki
en büyük değişmeler, Pareto’nun seçkinler dolaşımı olarak tanımladığı, bir elit
grubun yerini başka bir elit grup aldığı zaman meydana gelir.
Tarih
aristokrasiler mezarlığıdır. Pareto tarihsel değişmeyi ileriye yönelik
olarak değil, sonsuz tekrara dayalı döngüsel bir değişme olarak kavrar.
Onun
için “ilerleme ve evrim inancı son derece saçmadır. İnsan toplumları aslanların
egemenliğinden tilkilerin egemenliğine ve tekrar geriye aynı döngüyü sonsuza
kadar tekrarlamak zorundadır.
Pareto’cu
kuramda toplumsal değişme elit kesimde gerçekleşmekte toplumun alt kesimlerinde
ise ciddi bir dönüşümün gerçekleşme ihtimali bulunmamaktadır.
---
Klasik
Sosyoloji Tarihi
Editör:
Prof.Dr. Serap Suğur
Anadolu
Üniversitesi Yayını, No: 2685
teşekkürler.
YanıtlaSilTeşekkürler bu faydalı bilgiler için
YanıtlaSilCok guzel ,anlasilir bir yazı.Yardimci oldugunuz icin tesekkurler.
YanıtlaSilemeğinize sağlık. lakin kaynak önerisi de olsaymış muazzam olurmuş
YanıtlaSilPareto için kaynakça kıt:
YanıtlaSil"Seçkinlerin Yükselişi ve Düşüşü," şu linkten okunabiliyor (http://www.mediafire.com/file/yw9bikdariyj08r/Vilfredo+Pareto+_+Se%C3%A7kinlerin+Y%C3%BCkseli%C5%9Fi+ve+D%C3%BC%C5%9F%C3%BC%C5%9F%C3%BC.pdf),
Bundan gayri bir de "Demokrasinin Dönüşümü" var, bildiklerim bunlar...