4 Aralık 2014 Perşembe

Thomas Bernhard - Ungenach

Thomas Bernhard - Ungenach


…4’ü gecesi, Zürih yolunda, oradan ABD’ye uçacağım, Chur’da Zumbusch Amcama gidiyorum, onun yanında birkaç gün dinlenmek amacındayım.

Amcam, vasim olan kişinin cenazesinde,
Kafam Ungenach’la meşgul,
…zamanımı üvey kardeşim Karl’ın notlarıyla uğraşmakla geçiriyorum,

Chur kenti varolan kentlerin en soğuklarından biri, (s. 7)

…noter Moro’yu aramak istiyorum.

Ona niyetimi,
Ungenach’la bağlantılı olan her şeyden,
Vazgeçeceğimi (…) bildirmiştim. (s. 8)

Moro: Kendimizi bir cinnet demek olan bu hayata göre konumlayışımızın, bütün bu zahmetin, ümitsizce çabalayışımızın beş para etmediğini bilmemize rağmen, anlıyorsunuz ya, buna rağmen, vasiniz olan beyefendinin de hep ifade ettiği gibi, bundan ötürü yola devam etmek istiyoruz. (s. 9)

Ungenach
Babanız zamanında bin iki yüz orman memuru istihdam ederdi,
Sekiz yüz çiftlik işçisi, uşaklar, hizmetçiler…

Ama her şey çekilip alındığında,
Otuz yıl içinde bir çeyreği gitti. (s. 12)

…bu paketler Ungenach ve Zoiss’lerla alakalı şeylerin sadece bir kesiti…
Bu Zoiss adı,
Moro adı da
Bu evrakla daima sıkı sıkıya bağlantılı oldu. (s. 13)

Zoiss’ler bu şehrin tarihini yazdılar,

Varoluş daima ekstrem ve varolmak için çabalamak kendi başına zaten bir kendini beğenmecilik…

Bütün insanlık, çok uzun zamandır tamamen sürgünde yaşıyor, kendini en zekice, çünkü kendi kendine karşı en acımasız biçimde doğadan ayırıp başka bir yere koydu.

Doğa artık yok, sevgili Bay Robert… (s. 15)

Bok püsür bir kere daha hepimizin üzerinden geçecek.
İçine girilen evler, kitaplar, politik sapkınlık koleksiyoncuları için hazinelerle dolu… devletler mastürbasyon yapıyor. (s. 16)

Gençliği tamamen doğal bir kendini beğenmişlik olan, itici bir şey olarak tarif ediyorum…
Sizin yaptığınız (…) da bir pes ediş… (s. 20)

Bir dostluğu sınamaya (…) kalkıştığımız ölçüde, avucumuzdan kaçar o dostluk, bir kâbus haline gelir… (s. 22)

İnsanoğlu büyük yenilgilere pek meraklıdır.
Demokrasi tam bir deliliktir.
Bu bakımdan dünya da (…) dünya diye bir şey kaldı ise hâlâ (…) sonu da aştı geçti artık, çünkü dünyanın sonu dedikleri de bir ergen saçmalığı sonuçta… (s. 23-24)

Karl’ın Mektupları
Afrika’da yaşayabileceğim fikrine hapsoldum,
Tıpkı Robert’in de sadece Amerika’da yaşayabileceğini düşünmesi gibi. (s. 38)

Bütün çabalarımızın felaket bir çöküntü ile son bulması…

…hayat boyu süren bu alışkanlıklar,
Eski odama yerleştim, orada her şey bıraktığım gibi,
Gezintiler sırasında düşünceler gelişiyordu, yazı masasının başına oturduğunda kaçıp gidiyordu bu düşünceler.
Daime işlerin kötüye gidişi ya da işlerin kötüye gidiş emareleri üzerine konuşmak… (s. 45-46)

Birazdan evden çıkacak ve bir daha eve dönmek istemeyeceğim,
Ölümün sebebi kendi içinde, (s. 49)

Hayatımız üzerinde hakkımız varmış, onun hakkında hiçbir şey bilmediğimiz için.

…uyandığında sana bir rol veriliyor, sonra bütün gün bu rolü oynuyorsun,

…insanları kendi iradene göre yargılıyorsun ve düşündüğün şey daima bana göre dışta bırakılan bir fikir. (s. 51)

Ölüm ölü bir insanı içinde onu aradığımız ölü bir ev haline getiriyor, içinde onu aradığımız ölü bir dünya… (s. 63)

Babamın notları arasında hayatının betimlemeleri ile ölümünün betimlemeleri durmaksızın yer değiştiriyor. (s. 69)

Bizim adamların, Hiller’in, Reitmayer’in, Nikishc’in öldürüldüğü haberi geldi.

Temelde dünya, ne açıdan bakarsak bakalım, katlanılmazlıktan ibarettir. Dünya bizim için durmadan daha katlanılmaz olana tahammül edişimiz, her birimizin hayat boyu işkence ve eziyete olan yeteneğidir, bir iki ironik unsur vardır insanda, mantıkdışı bir dangalaklık, geri kalan her şey iftiradır. (s. 76)

Türkçeleştiren: Fatih Özgüven
Yapı Kredi Yayınları
Kasım 2014


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder