Kitle İletişimi
Sosyal Anlam, Gelişim, Örgütlenme ve Örgütsel İlişkiler
Kitle iletişimi öncelikle, emtia üreten ve
dağıtan endüstriyel ve ticari örgütlerdir.
Yönetimsel iletişim biçimidir, çünkü kitle
iletişimi, haberden spora ve eğlenceye kadar çeşitlenen formatlar yoluyla
enformasyon, biliş, duygu, inanç, beklenti, duyarlılık ve davranış yönetimi işini
yapar.
İletişim
araçlarının sosyal görevleri:
Araç, kitle iletişiminde kullanılan her tür
teknolojik aygıttır.
a) Enformasyon verme görevi
b) Toplumda karşılıklı bağ kurma görevi
c) Toplumsal sürekliliği sağlama görevi
d) Eğlendirme, avuntu, dinlendirme görevi
e) Harekete geçirme (seferber etme) görevi
Kitaplarda bunlar yazılsa da kitle
iletişimi belli odakların çıkarlarına hizmet eder.
Kitle iletişiminde araç, kitle iletişiminin üretiminde, dağıtımında ve bitmiş ürünün
taşınmasında kullanılan her şeydir.
Kitle iletişiminin olması “teknolojiyle aracılanma” ile mümkündür.
Kitle
iletişimindeki “İletişim” kavramı,
kurumsallaşmış, örgütlü, yönetimsel sembolsel/düşünsel içeriği üretmeyi ve dağıtmayı
anlatır.
Kitle iletişiminde “ürün,” okuduğumuz bir kitap, gazete veya dergidir.
KİTLE
İLETİŞİMİNİN GELİŞİM TARİHİ
İlk kez Sümer’de (M.Ö. 3500) kil tabletler
üzerine çivi yazısıyla yazılan yazıda semboller bir sesi anlatıyordu.
Bilinen en eski kitap “Yaşayan ölünün kitabı”
Mısır’da papirüs üzerine yazılmıştır (M.Ö. 1900). Mısır’da papirüs üretimi M.Ö. 4000 yılları ile M.S. 10. yüzyılın
ikinci yarısına kadar sürmüştür. Papirüse
göre daha dayanıklı, esnek ve silinebilir olan parşömenin kullanımı yavaş yaygınlaşmış
ve M.S. 4. yüzyılda papirüsün yerini almıştır. Semerkant’ta
ipek kozasından “kağat” yapan ilk imalathane M.S. 652 yılında kurulmuştur.
İletişimi taşıyan araçların gelişmesi, yazıyla
kaydetme ile birlikte başladı.
19. yüzyılın başından sonra hızlanan bir şekilde
basının gelişmesi kitle iletişim çağı olarak nitelenen kapitalist özel mülkiyet
ilişkilerinin egemenliğindeki bir gelişme dönemine geldi.
Günümüzdeki anlamda ilk gazetelerin çıkışı ve gelişme tarihi
16. yüzyılın başlarına kadar gider.
Türkiye’de ilk çıkarılan gazeteler resmiydi.
Özel gazeteler çıkmaya başladıktan sonra deneyim mekanizmaları çalışmaya
başladı: 1864 tarihli Basın Nizamnamesi, 1964 tarihli Ali Kararnamesi iktidarın
basın üzerindeki denetiminin örnekleridir.
Kitapla bağıntılı olarak ilk kütüphane M.Ö.
540 yılında Atina’da kuruldu.
Romanın çöküşüyle 12. yüzyıl arasında kitap basımı ve kitap kültürü manastırlar
ve onlara bağlı kuruluşların tekelindeydi.
İlk Avrupa üniversitesi 1119 yılında Bologna’da (İtalya) kuruldu. Laik üniversitelerin yükselmesiyle, bilgi üretiminde Roman
Katolik Kilisesinin tekeli kırılmaya başladı. Din savaşları sırasında Fransız
manastır kütüphaneleri yağmalandı ve yıkıldı.
Türkiye’de ilk kitabı 1494’te İspanya
Musevileri 1492’de kurdukları basımevinde basmışlardır. Ermeniler 1567’de ve
Rumlar 1627’de basımevi kurmuşlar. Türklerce basımevinin ele alınışı 1727 yılında
İbrahim Müteferrika’nın girişimleriyle olmuştur.
Fotoğrafın kitle iletişiminde kullanılması olasılığını çıkaran ilk
örneği, Roger Fenton’un 1854’te Kırım Savaşı’yla ilgili fotoğraşarı oldu.
New York Daily Graphic gazetesi ilk düzenli
gazete fotoğraşarını 1880’de bastı.
1844’te Baltimore ile Washington arasında telgraf hattı kurdu.
Telgraşa gönderilen güncel haberin para
ödeyen müşterilere satılmasıyla birlikte haber ajansları kurulmaya başlandı. Böylece
enformasyon uluslararası pazarda alınıp satılan günlük değerli emtia oldu.
Alexander Graham Bell Amerika’da ilk telefon patentini 1876’da aldı.
1877’de Thomas Edison ilk ses kaydını (phonograph) yaptı.
1920’de ilk radyo istasyonu KDKA Pittsburgh’de yayına başladı.
Lumiere kardeşler Paris’te ilk hareketli
resimleri gösterdiler (1895).
İlk sinema salonu New York’ta açıldı.
1977’de videokaset satışları ve kiralamaları
çıktı.
Televizyonla ilgili teknolojik gelişme 1923’te Westinghouse fizikçisi
Vladmir Zworykin’in “iconoscope” denen görüntü aletini (televizyon tüpünü) bulmasıyla
başladı. 1939 New York Dünya Fuarında ticari televizyon açıklandı.
Kitle iletişimi çok büyük sermaye isteyen
örgütlü yapılar gerektirir. Büyük sermaye de aynı ve farklı medya türlerine de
sahip olarak tekelleşmeye yönelir.
Örgütlenme
Biçimleri
Kitle iletişiminde örgütlenme çeşitli biçimlerde
olur. Örneğin, kamu kurumu, özel şirket ve karma sistemler vardır.
a) Kitle iletişimi ürününü üreten örgütler
b) Üretilen ürünleri pazara dağıtan “dağıtım
örgütler”
c) Bu ürünü pazarda dağıtan perakendeciler
ç) İlgili kontrol kuruluşları
d) İlgili kullanıcı kuruluşlar
Bir firmanın, örneğin bir film şirketinin,
filmin üretiminden sinemada gösterimine kadar olan tüm safhalardaki
örgütlenmelere sahip olmasına “dikey
entegrasyon/bütünleşme” (dikey tekelleşme) denir. Bir gazete firmasının
gazete alanında satın alma ve birleşme yoluyla tekel oluşturmasına, aynı tür
medya içinde olduğu için, yatay entegrasyon
denir. Medya alanında gazete,
televizyon gibi farklı yayın organlarına sahip olma durumuna da çapraz entegrasyon denir.
Kamu
yayıncılığı biçimi örgütlenmede, medya
örgütünün sahibi devlettir; sistem özerk veya bağımsız devlet kurumu olarak
biçimlenir, finansı devlet tarafından yapılır (BBC, TRT).
Medya örgütlenmeleri öncelikle ticari olmak
üzere siyasi ve kültürel amaçları olan yapılardır.
Şirket/kurum
içi ilişkiler
Medya örgütlerinde yönetsel kontrol temsilden
ve firmanın uzun dönem sağlığından önce gelir.
---
Medya Sosyolojisi
Prof. Dr. İrfan Erdoğan
Anadolu Üniversitesi Yayın no: 2832
Eskişehir, Ocak 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder