Doğaldan Aracılanmışa İnsan İletişiminin Temel Yapısı
İletişimde karşımıza üç tür yapı çıkar:
• İletişimin biyolojik örgütlenmesi: Bu,
insanın bütünleşik fiziksel yapısıdır.
• İletişimin sosyo-psikolojik örgütlenmesi
• İletişimin toplumsal örgütlenmesi
Her üç yapı da birbiriyle ilişkisel bir
bütün oluştururlar.
İletişim, insan için bir “tercih” değil,
bir zorunluluktur. İletişimi anlamak demek
insanı ve toplumunu anlamak demektir.
Açıklamaya hangi noktadan başladığınıza bağlı
olarak bir şey, hem neden hem sonuç hem de amaç olarak ortaya çıkar. Her konuda, başlama noktasını doğru belirlemek ve konuyu
nedenler ve sonuçlar silsilesi içinde ele alarak doğruyu yakalamaya çalışmak
gerekir.
İLETİŞİMDE
AMAÇ
Amaç, bir gereksinimi karşılamayla
ilgilidir. Dolayısıyla, amaç faaliyetten
önce gelir ve faaliyetin karakterini biçimlendirir.
İletişimin amacı, gereksinim üzerinde düşünmeyi,
gereksinimi gidermek için karar vermeyi, gidermeyi amaçlayan faaliyeti seçmeyi
ve yapmayı ve gereksinimin giderilmesini içerir.
Birine bir şey söyleme, iletişimsel bir eylemdir.
Amaç ise “bu sözle gerçekleştirilen eylemi/faaliyeti” neden yaptığıdır.
İnsanlar arası iletişimde birden fazla kişi
olduğu için birden fazla da amaçlar olacaktır.
İletişim daima stratejiktir. Çünkü amaçlar
çatışabilir.
Geri kalmışlığın geliştirildiği ortamlarda,
insan giderek farkında olmadan geri kalmaya başlar. Çünkü egemen pratikler;
basit şeylerle uğraşma ve TV dizilerinde olduğu gibi, sahtekârlık, komplo,
şantaj, dedikodu, tembellik, köşe dönmeci fırsatçılık, çaba göstermeksizin
kazanç sağlama ve yalakalık yönündedir.
İletişim
araçları olmaksızın,
iletişim olamaz.
Doğal
araçlar: Doğal araçlar insanın (a)
vücut organları (göz, kulak, el, ses telleri gibi) ve (b) kendi dışındaki doğa
ve diğer varlıklardır (hava, yer, su, güvercin, at, eşek, deve gibi).
Yapay
araçlar: Yapay araçlar insanın
(elinin, gözünün, kulağının ve beyninin) uzantısı olarak insan tarafından
biçimlendirilenlerdir. Keser, kürek, para, hidrojen bombası vs.
Kapitalist dünyanın en gözde, en etken, en
değerli iletişim aracı paradır.
Araç basit bir makine değildir; örgütlü
üretim ilişkileri içinde belli gereksinimleri gidermek, belli faaliyetleri
kolaylaştırmak ve belli amaçları gerçekleştirmek için, örgütlü güç ve çıkar yapıları
tarafından üretilen ve dolaşıma sokulan, “örgütlü bir karaktere sahiptir.”
Teknoloji ürünü hiçbir iletişim aracı, salt insanların refahı ve menfaati
gözetilerek piyasaya sunulmaz.
İLETİŞİMİN
BAĞLAMI
Bağlam iletişimin doğasını belirleyen tüm
faktörleri içerir. Bağlam, iletişimin
tarihsel, sosyal, kültürel, ekonomik ve psikolojik içeriğidir. Bağlamsız iletişim yoktur.
Bağlam ilişkinin doğasını belirler.
Farklı bağlamlar iletişim mekânını
birbirinden ayırırlar.
Teknolojik bağlam geçişsizlik yaratır.
Farklı modellerdeki iletişim araçları arasında geçişsizlikler görülebilir (bir
telefonda yapılabilen işlemler başka birinde yapılamayabilir).
Örgütlenmemiş yer/mekân yoktur. Kamusal alan özgürlüklerin ifade edildiği herkese ait bir
alan değildir.
Yerin örgütlenmesi o yeri kimin, ne için ve
nasıl kullanacağının (ve kullanamayacağının) belirlenmesi demektir.
Örgütlenen yer hem etkilenen hem de etkileyendir.
Mekânın dili olmaz, mekânın hissettirdikleri
bizatihi mekândan dolayı değil öğretilmiş değerlerden dolayıdır.
İletişim örgütlenmiş zamanda gerçekleşir,
çünkü (her şey gibi) iletişim de zaman alır… Zamanı, egemen olan, güç sahipleri
örgütler.
Çalışma zamanı gibi iş dışı zamanı da
egemen güçler örgütlemektedirler. Dinlenme zamanları eğlence ve tüketim
endüstrileri tarafından talan edilmektedir.
İLETİŞİM
TÜRLERİ
Teknoloji harici iletişim
Teknolojiyle aracılanmış iletişim
Kendi kendine iletişim
Kişi ötesi iletişim (hayvan, bitki ve
nesnelerle iletişim…)
Kişiler arası iletişim
Kamusal iletişim (küçük ya da büyük olsun
kitlelere hitaptır)
Elektronik iletişim (hem veri transferi hem
de digital araçlarla yapılan iletişimi anlatır.
İletişim
Tarzı: Tarz sözcüğü bir şeyin yapılış
biçimine atıf yapar.
İnsanlar gününün büyük bir kısmını kendinin
özgür iradesi dışında, kendi örgütlemediği zaman ve yerlerde geçirir. İnsan gerektiğinde susmak ve katılmak zorundadır çünkü
“gerektiğinde” diyerek normalleştirilmiştir.
İletişimde çıkar uyumsuzluğu olasılığı
daima vardır. İnsan bu uyumsuzluğun farkında olabilir fakat baskı ve korku
nedeniyle zorla katılır.
---
Medya Sosyolojisi
Prof. Dr. İrfan Erdoğan
Anadolu Üniversitesi Yayın no: 2832
Eskişehir, Ocak 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder