Örgütsel Yapılar ve İletişim
İnsanların birlikte yaşamaya başlamasıyla
birlikte örgütlü sosyal yaşam da başlar. Örgütlü yapıların tümü zorunluluğun,
doğal nedenlerin ürünü değildir.
Her örgüt örgütlenmiş mekâna ve örgütlü
zamana bağımlıdır.
Örgütlü yaşamın başlangıcıyla birlikte
insanlar arasındaki dayanışma ve ayrışmalar; insan ve doğal kaynakların
sömürüsü, kölelik, egemenlik ve mücadele de başlar ve gelişir.
Örgütün oluşması için kaynakların olması ve
bu kaynakların harekete geçirilmesi gerekir.
Örgütü oluşturan temel öge insan olduğu
için örgütün var oluşu insan kaynağının var oluşuna bağlıdır.
İlk ve temel örgütlü yapı ailedir.
En köklü ve egemen örgütlü yapı din
kurumudur.
Bütün örgütlü yapılar, burjuva devriminden
bu yana kapitalist sistem tarafından dönüşüme uğramışlardır (tefecilik kurumu
bankacılığa dönüşmüştür).
Her tür örgütlü yapıları oluşturan, geliştiren,
sürdüren ve son veren insandır.
Örgüt
yapısı, örgütün biçiminin ne ve nasıl
olduğu, kendini nasıl oluşturduğu ve ürettiği demektir.
Örgütsel yapı tarihsel toplum içinde
biçimlenir.
Örgütleri
meşru yapan çoğu kez örgütün kendi doğası değildir;
örgüte atfedilendir, atanandır.
Örgütsel kontrol örgütün amacına ve doğasına
göre değişir. Hiyerarşik kademeler artıkça kontrol kademesi de artar.
“Formal”
(resmî) demek, örgütçe belirlenmiş kurallara göre iletişim, ilişki ve işi yapma
demektir. “İnformal” (resmî olmayan)
demek örgütün belirlediği kurallar dışında iletişim, ilişki ve iş yapma
demektir. İnformal yapı formal yapının
olduğu örgütte oluşur.
Örgütsel fonksiyon, amaçla ve faaliyetle iç
içedir. Ne amaç, ne faaliyet ne de fonksiyon kendiliğinden oluşmaz; güç yapısı
ve ilişkilerinin bir sonucu olarak yer ve zaman içinde değişir.
İnsanlar örgütlü yapılar koşulunda doğar,
büyür, eğitilir, eğlenir ve çalışırlar; örgütsel çevre içinde yaşarlar.
İletişim yapılarını bilmek örgüt sistemini
ve işleyişini anlayabilmek için gereklidir. İlişki kalıbı olarak ele alındığında,
iletişim önce resmî (formal) ve resmî olmayan (informal; dedikodu dahil) diye
gruplandırılır.
Örgütün dış çevresi o örgütün varlığının
(ve yok oluşunun) koşullarını beraberinde getiren diğer örgütlü yapılardır. Dış
çevre, örneğin kural koyan devlet kurumlarından, o örgütle geçici veya sürekli
bağı olan bireye kadar çeşitlenir.
Hangi bağlamda olursa olsun, ilişkilerde
çatışma kaçınılmazdır.
---
Medya Sosyolojisi
Prof. Dr. İrfan Erdoğan
Anadolu Üniversitesi Yayın no: 2832
Eskişehir, Ocak 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder